• Sonuç bulunamadı

1. BALKANLAR’DA TÜRK-ĐSLAM ĐZLERĐ

2.1. Sırp-Boşnak Savaşı (1992-1995)

2.1.2. Aralık 1992 – Nisan 1993 Olayları

1992 Aralık ayında Naser Oriç, Srebrenica’nın kuzey-batısında Sırpların elindeki bölgelere karşı, saldırıya geçmiştir. 14-15 Aralık tarihlerinde Loznica, Bjelovac ve Sikiric köyleri toptan imha edilmiştir. 24 Aralık’ta Đslamcılar, Kravica-Bratunaç yolun kesrimi ve Glogova tepelerini tutmuştur. Oriç, buradan da Cerska-Kamenica bölgesinde bulunan Ferid Hociç’in müfrezesine askerlerinin bir kısmını göndererek Boşnak kuvvetlerini birleştirmiştir. Srebrenica’nın etrafındaki “Sırplardan arındırılmış” çember gittikçe genişletilmesine rağmen gerekli önlemleri almayan BM’nin tavrı Đslamcı güçleri cesaretlendirmiştir. Boşnak Ordusu güney-doğuya doğru hızla ilerlemiş, Cosici ve Kusici köyleri ile Sırbistan’ın sınırında bulunan Skelani köyüne baskınlar yapmıştır. Sırp milisi, üye sayısının az olması nedeniyle başarısız olmuştur.

Sırp siviller Sırbistan’a tek köprü üzerinden kaçmaya, Drina nehrinden yüzerek geçmeye çalışırken Boşnaklar tarafından ateşe tutulmuşlardır. Skelani’ye baskın sonucu 65 Sırp öldürülmüş veya suda boğulmuş, 165 kişi de yaralanmıştır.336

On gün içinde Boşnaklar, Drina nehrinin batı kıyısında hakim duruma geçmişlerdir. Sırplar, Đslamcıların saldırılarını devam ettirmesi yüzünden buna yanıt vermek için orduyu Skelani’ye kaydırmak zorunda kalmıştır.

26-30 Ocak arasındaki çatışmalarda Đslamcı kuvvetler Sırbistan sınırından geri atılmıştır. Ocak ayı sonunda başlayan Skelani’de başlayan taarruz, Şubat ayında Bratunaç ile Potoçari’ye hakim 773 metrelik Çauş tepesi, Kamenica, Bjelovac ve Sikiric köylerinin Boşnak işgalinden kurtarılmasıyla sonuçlanmıştır. Kamenica ve çevresindeki bulunan toplu mezarlar, parçalanmış ve işkence izleriyle dolu cesetler yabancı

334 Ergünöz Akcora, a.g.e., s 105 335 Ergünöz Akcora, a.g.e., s 105

gazetecilere gösterilmiştir. Fakat Batı medyası, bu olay karşısında suskunluğa gömülüp Sırpların Şeytanlaştırılması kampanyasını sürdürmüştür.337

Ancak, Amnesty International 21 Ocak 1993’de yayınladığı bir raporda, Sırp askerlerinin organize ve sistematik bir şekilde tecavüzde bulunduğunu belirtmiştir. Söz konusu bulgular, 19 Ocak 1993’de Amerikan Dışişleri Bakanlığı tarafından Kongreye sunulan Yıllık Đnsan Hakları Raporuyla da tutarlılık arz etmektedir. Aynı şekilde, Avrupa Topluluğu Bakanlar Konseyi’ne sunulan gizli rapor (Bu rapor daha sonra basına sızdırılmıştır.) tarafından da desteklenmiştir. Avrupa Topluluğu’na sunulan rapor, tecavüz edilen Müslüman kadın sayısının en az 20.000 olduğunu ve bunun Sırplar tarafından bir savaş silahı olarak kullanıldığını belirtmiştir. Amerikan raporu ise, Sırplar tarafından Müslümanlara karşı sergilenen zulmün, Nazi döneminden bu yana Avrupa’da görülen her türlü barbarlığı gölgede bıraktığını vurgulamıştır.

27 Şubatta biri batıdan diğeri güneyden olmak üzere iki müfreze Çerska’ya hücum etmiştir. 28 Şubatta ABD Hercules uçakları tarafından Doğu Bosna’ya havadan gıda ve ilaç atılması kararının uygulanmasına başlandığı, ancak yardım paketlerinin Çerska’yı ele geçiren Sırplara ulaştığı kaydedilmiştir. Boşnak mülteciler, Çerska’dan 7 km uzaklıktaki Konyeviç Polye’ye çekilmiştir.

18 Martta Bosna-Hersek Hükümeti, ülkenin doğusunda Srebrenica’da yaşanan drama çözüm bulunması için BM Güvenlik Konseyi’ni acil olarak toplantıya çağırmıştır. Barış görüşmeleri için New York’ta bulunan Bosna-Hersek Cumhurbaşkanı Aliya Đzzetbegoviç de görüşmelerden çekildiğini açıklamıştır. Đzzetbegoviç, “Bu

görüşmeleri kesiyoruz anlamına gelmesin. Otellerimizde kalacağız ve Sırpların insanları öldürmeyi durdurmalarını bekleyeceğiz” demiştir. 19 Martta Aliya Đzzetbegoviç, New York’ta yaptığı açıklamada, New York’ta başlayan barış görüşmelerine Sırp saldırıları kesin bir şekilde durmadıkça iştirak etmeyeceğini bildirmiştir. (25 Martta Aliya Đzzetbegoviç, Radovan Karaciç ve Mate Boban New York’ta sürdürülen barış görüşmeleri çerçevesinde bir araya gelerek üçlü bir görüşme yapmışlardır.)338

20 Martta Sırp kuşatması altındaki Srebrenica kentine gece girmeyi başaran yardım konvoyu kadın, çocuk ve yaralıları alarak kentten ayrılmış ve ertesi gün de yaklaşık 600 sivili taşıyan 19 araçlık BM Konvoyu Tuzla Kentine varmıştır. Bundan

337 M.Murat Taşar, a.g.e. Đlhan Uzgel; Balkanlarla Đlişkiler, Đstanbul,2004,s.495 338 M.Murat Taşar, a.g.e.

sonra Ratko Mladiç komutasındaki Bosna Sırp Ordusu, Srebrenica’ya saldırıya tekrar başlayıp Kraglivoda köyü ve 900 metrelik Osmaçe tepesini ele geçirmişlerdir.

. 26 Mart günü Eski Yugoslavya’daki UNPROFOR Komutanı General Lars-Erik Walhgren ile Bosna-Hersek’teki UNPROFOR Komutanı General Philippe Morillon, Belgrad’da Bosnalı Sırpların Başkomutanı General Radko Mladiç ile görüşmüşlerdir. General Walhgren görüşmeden sonra yaptığı açıklamada, Sırp komutanının yarın saat 12.00’den başlayarak ateşkes ilan ettiğini ve ateşkesin yanı sıra, Srebrenica’ya gitmek için bekleyen 20 kamyonluk yardım konvoyunun yoluna devam etmesi için izin verdiğini de bildirmiştir. Aynı gün ABD Başkanı Bill Clinton, Beyaz Saray’da Aliya Đzzetbegoviç ile görüşmüş, Bill Clinton Aliya Đzzetbegoviç’e, Batı Avrupa ülkelerinin Boşnakları desteklemeye razı edilmesi için, kendisi ve Helmut Kohl’un çabalarının yoğunlaştırılacağını söylemiştir.

29 Mart günü de Alman, Amerikan ve Fransız uçakları tarafından Srebrenica’ya 3.5 ton yiyecek atılmıştır. Bu arada UNHCR görevlileri 60.000 kişinin yaşadığı şehri boşaltmanın planını yapmaya başlamışlardır. Ancak Srebrenica’dan sivillerin tahliyesine Müslüman komutanlar tarafından, “Sırpların etnik temizlik politikasına yardımcı olacağı” gerekçesiyle izin verilmemesi nedeniyle BM Mülteciler Yüksek Komiserliği şehre yardım göndermeyi durdurmuştur.

30 Mart günü Sırplar, Naser Oriç’in 48 saat içinde kayıtsız şartsız teslimini istemişlerdir. Sırp görüşmeci Albay Dragutin Đliç, Bratunaç’ta UNHCR görevlileri ile yaptıkları görüşme sırasında, “Ya onları direnmekten vazgeçirip siz hepsini şehir dışına çıkaracaksınız, ya da biz şehri iki gün içinde alacağız” demiştir.339

13 Mart günü Batı medyası tarafından, Bosna-Hersek üzerinde ilan edilen uçuşa yasak bölge kararının ihlal edildiği ve Srebrenica yakınındaki Müslüman mevzilerinin uçaklarca sürekli olarak bombalandığı bildirilmişti. Bu nedenle 19 Mart günü BM Güvenlik Konseyi’nde, Bosna-Hersek üzerindeki uçuş yasağının ihlal edilmesi durumunda güç kullanılmasını öngören karar tasarısı üzerinde anlaşma sağlanmıştır. 31 Mart 1993’te ABD’nin baskısı altında bulunan BM Güvenlik Konseyi 816 no’lu kararıyla NATO’ya, tüm Sırp uçaklarını vurmaya izin vermiştir.340

1 Nisan günü Sırplar, şiddetli topçu ateşi açılması ile Skenderoviçi ve Zeleni Yadar’a yönelik saldırıları sürdürmüşlerdir. 6 nisan günü Bahreyn’de bulunan Aliya

339 M.Murat Taşar, a.g.e.32:. Đlhan Uzgel; Balkanlarla Đlişkiler, Đstanbul,2004,s.495 340 M.Murat Taşar, a.g.e.: 34

Đzzetbegoviç, Saraybosna Radyosundan uydu bağlantısı ile yaptığı konuşmada, Sırp kuşatması altında bulunan Srebrenica’daki durumu çok kritik olarak nitelemiş ve “Artık günlerin değil, dakikalrın sayılı olduğunu” söylemiştir. Öte yandan Đslam Konferansı Örgütü, BM’ye başvuruda bulunarak, Srebrenica’nın kurtarılması için somut önlemler alınmasını istemiştir.

12 Nisan saat 12.00’da BM 816 no’lu kararı uyarınca NATO’ya bağlı savaş uçakları Deny Flight (Uçuş Yasağı) Harekatı başlatmıştır. Aynı gün de UNHCR Sözcüsü John Mc Milan, Srebrenica’ya Sırp birliklerinin açtıkları yoğun top ateşi sonucu 15’i çocuk 56 kişinin öldüğünü, 73 kişinin de yaralandığını açıklamıştır. Nihayet, iki haftalık şiddetli savaşlardan sonra 14 Nisan gecesi Sırplar savunma hatlarını güneyden ve doğudan yarmayı başarmışlar, şehrin güneyindeki Zeleni Yadar köyünü de ele geçirmişlerdir. Savunma hatlarının yarıldığı ve Srebrenica’nın teslim olacağı haberi Saraybosna’ya ulaştırılmıştır.341

16 Nisan günü BM Barış Gücü’nün Zagreb’deki bürosu tarafından yapılan açıklamada, Barış Gücü Komutanı General Lars-Eric Wahlgren’in,Slobodan Miloşeviç ve Radovan Karaciç ile görüştüğü bildirilmiştir. Açıklamada, “General Wahlgren, Đkinci Kanada Taburu’na Tuzla’dan acilen hareket etme ve yarın Srebrenica’ya girme talimatı verdi” denilmiştir. BM Sözcüsü Joe Silis de New York’ta yaptığı açıklamada, Miloşeviç’in BM yetkilileri ile temas kurarak Bosna’daki Barış Gücü askerlerinin Srebrenica’ya gönderilmesini istediğini bildirmiştir. Srebrenica’da bulunan Hans Wens adlı bir insani yardım görevlisi, Tuzla kentine gönderdiği radyo mesajında, “Srebrenica’da artık her şey bitti. Hiçbir umut kalmadı, halk dehşet içinde, insanlar ne yapacaklarını bilmiyorlar” demiştir. Bunun üzerine Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, Sırp öncü birliklerinin kuşattığı Srebrenica kenti ve çevresinde “Güvenli Bölge” oluşturulmasını kararlaştırmış ve Sırp birliklerinin bölgeden derhal çekilmesini istemiştir.342