• Sonuç bulunamadı

Sosyal ve düşünsel olarak Avrupa’da kooperatifçiliğin başlangıcı

8. OSMANLI TOPLUM YAPISI VE KOOPERATĐFÇĐLĐK

8.1. Osmanlı Toplum Yapısı ve Avrupa’da Kooperatifçilik

8.1.2. Sosyal ve düşünsel olarak Avrupa’da kooperatifçiliğin başlangıcı

Avrupa’da ilk kooperatifçilik hareketleri, ekonomik bir olgu olmakla beraber aynı zamanda sosyal bir olgu olarak ortaya çıkmıştır. Bu hareketler, bir yandan sosyal politika olarak ortaya çıkarken diğer yandan da Avrupa’da sosyalizm fikirlerinin oluşmasını

55 Provizyonizm Đlkesi (Đaşecilik): Đktisadî faaliyetin temel amacının, insanların ihtiyacını karşılamak olduğu ilke ve yaklaşımı. Bu ilke ticarete tüketici açısından bakar. Ayrıca, piyasada üretilen malların bol, kaliteli ve ucuz olmasını hedefler. Osmanlı Devleti bu ilke ile piyasada üretilen malların bol ve kaliteli olmasını sağlamak için sıkı şekilde yürütülen bir müdahaleciliği benimsemiştir. Bu ilkeye bağlı olarak, çiftçilerin ziraî üretimi düşürmeye sebep olacak teşebbüsleri göstermelerine asla izin verilmezdi. Ziraî üretimin başlıca tüketim bölgesi kazalardı. Burasının ihtiyacı karşılanmadıkça üretimin kaza dışına çıkarılması yasaktı. Bir anlamda bölgesel iaşecilik olan bu ilke çerçevesinde, üretimden gelen gıda maddelerini ve hammaddeleri kaza merkezinde satın almak, işlemek ve tüketiciye satmak görevi ve işi, loncalar halinde örgütlenmiş olan esnafa aitti. Üretimin fazla gelmesi durumunda, fazla olan üretimin bir kısmı, ordu ve sarayın ihtiyacını karşılamağa tahsis edilir, geri kalan bölümü de nüfusun fazla olduğu Đstanbul'a gönderilirdi. Yurt içi ihtiyaç harici olanlar ise ihraç edilirdi. Đaşe ilkesinin ana hedefi ihracat değil öncelikle yurtiçinin ihtiyacının karşılanmasıdır.Yurt içinde mal sıkıntısı yaşanmaması için ihracat sıkı kontrol altında tutulur buna karşılık ithalat hiçbir sınırlamaya tabi tutulmazdı.Bu şekilde az üretilen veya üretilmeyen malların piyasada bulunması sağlanmış oluyordu (Genç 2005).

sağlamıştır. Kooperatifçiliğin öncüleri olarak sayılan, Robert Owen, Charles Fourier, Louis Blanc ideolojik olarak sosyalizm çizgisinde yer almışlardır (Güven 1994).

Bilindiği gibi sosyalizm, yapısı gereği üretim araçlarında ortak mülkiyetin ve planlı üretimin olduğu sistemdir. Sanayi Devrimi ve sonrasında, gelişen kapitalizme karşı ilk hareket sosyalistlerden gelmiştir. Fransa’da Fourier, Blanc, Đngiltere'de Owen gibi düşünürler, ekonomi düşünceleri tarihinin, ilk kooperatifçi sosyalist ekonomistleridir. Bu ekonomistler, ütopist olarak adlandırılmalarına rağmen (Engels Çev. Ünalan 1978), çözüm yolunu, arazi toplulaştırmasında ve kooperatifleştirmede arayan düşünürlerdir. Engels (Çev. Ünalan 1978)’in: “Bütün o fantastik düşüncelerine ve ütopyacılıklarına rağmen, bütün zamanların en yüce düşünürleri arasında yer alan ve dehalarıyla, doğrulukları bugün bizim tarafımızdan bilimsel olarak ispatlanmakta bulunan sayısız şeyi çok önceden görebilen üç adam” olarak saydığı kişiler Saint-Simon, Fourier ve Owen’dır.

Bu düşünürler, kooperatifçiliğin toplumculuğundan hareketle; küçük gruplardan oluşan birliklere dayanarak, sosyal problemlerin çözülebileceğine inanmışlardır. Bu şekilde, bir yandan fertlerin kitle içinde kişiliklerini kaybetmemiş olacağına, diğer yandan da kooperatif kurmak suretiyle yeni bir ortamın yaratılacağına inanmışlardır. Bu düşünceleri itibariyle de liberalizmden ayrılmışlardır.

Kapitalizme karşı hareketin öncülerinin birçoğu, kooperatifçiliğin de öncüsü konumunda olmuştur. Erken dönem kapitalizmin, müsrif, adaletsiz ve plânsız yapısına karşılık, ütopist (hayalci) sosyalistler olarak adlandırılan bu grup, yani kooperatifçilik hareketi öncüleri, ısrarla, verimli, adaletli ve plânlı bir yapının gerçekleşmesi için mücadele etmişlerdir. Bunun gerçekleşmesi için, ortak mülkiyeti, üretim araçlarının ortak mülkiyetini önermişlerdir. Bunu yaparken de işçi hareketlerinden ve işçi sınıfından faydalanmak ve onlarla birlikte örgütlü hareket etmek yerine toplumun her kesimiyle birlikte hareket etmeye çalışmışlar, ancak başarılı olamamışlardır (Güven 1994).

Fourier, kooperatifçilik hareketini başlatmadan önce, kapitalizmin sıkıntılarını ele almış ve bu sıkıntıların başında “rekabet”i kabul etmiştir. Rekabetin, ticaretin bir ürünü olduğuna (Engels Çev. Ünalan 1978) dikkat çekmiştir. Fourier, kadınların sömürülmesine de şiddetle karşı çıkmıştır. Devletin müdahaleci tutumunu da eleştirmiştir. Eleştirmekle kalmamış, birlikte hareket etmeyi savunmuş; mülk sahiplerinin, servetlerini, emeklerini,

yeteneklerini birleştirerek, küçük üretim toplulukları olan falanjlar (phalange) halinde örgütlenmelerini önermiştir. Fourier’e göre, falanjlar, yetkinleşme, ilerleme yetisi sonsuz olan insanlığa, uyumlu bir açılım ve gelişme olanağı sağlayacaktır. Fourier’e göre, ayrıca, ücret sistemi de olmayacaktır (Güven 1994).

Aynı şekilde, Đngiltere’de, Owen, beş yüz kişinin çalıştığı bir dokuma fabrikasında müdür olarak başladığı iş hayatında, daha sonraları iki bin kişinin çalıştığı “New Lenark” fabrikasının ortağı konumuna yükselmiştir. Sözü edilen fabrikada, çalışan işçilerin beş yüze yakınının hayır kurumları tarafından bakılan kimsesiz çocuklardan oluşmuş olması, Owen’in sosyal düşünce ve eylemlerinin anlaşılması bakımından önemlidir. Owen, çalışma saatlerini düşürmüş ve çocuk işçilerin işe başlama yaşını on yaşın üzerine çıkarmıştır.

Owen, bunların yanında özel mülkiyet, din ve aile kurumuna karşı da bir takım çalışmalar içinde olmuştur Engels (Çev.Ünalan 1978)’e göre, Owen, kapitalizmde yoksulluk ve fakirliğin, üretim sürecine bağlı olmadığını, bölüşümün adil olmamasından kaynaklandığını iddia etmiştir.

Dünyadaki kooperatifçiliğin öncüsü sayılan Avrupa kooperatifçiliğinin temel noktası, devrimci hareketler olduğudur. Bu ilk kooperatifçilik hareketlerinde, ana unsur, Sanayi Devrimi ve sonrasında ortaya çıkan çarpık duruma karşı bir tepkidir. Bu tepkinin özü, kapitalizmin gelişmesine, sayıları milyonları bulan emekçi kesimin sefalete itilmesine karşı gelmektir. Sanayi Devrimi ve sonrasında bozulan ekonomik ve sosyal yapı neticesinde, güçlü kapitalizm karşısında zayıf kalan, ezilen, mülksüzleşen kesimlerin korunması, Avrupa’daki ilk kooperatifçilik hareketinin temel noktası niteliğindedir.

Avrupa kooperatifçilik hareketinin öncüsü sayılan Owen ve Fourier, başlattıkları kooperatifçilik çalışmaları ile hem kapitalizme karşı bir hareket içinde olmuşlar hem de toplumsal düzen konusunda ortaya görüşler koymuşlar, bu şekilde kendi tasarladıkları toplumsal yapının en ince detaylarını açıklamışlardır. Ayrıca Fourier ve Owen kooperatifçiliğe bağlı olarak, ortak yaşamla ilgili, kent ve konut tipolojisi konusunda eserler vermişlerdir.

Đlk dönem kooperatifçilik çalışmaları içinde olanlar, Osmanlı’nın komünel yapısına benzer bir yapının oluşmasını istemişlerdir. Bir anlamda, Fourier’in falanjları, Osmanlı

tımarlarının daha derli-toplu ve biraz daha keskin çizgilerle çizilmiş bir örneği olarak kabul edilebilir. Bununla beraber kooperatifçiliğin öncüleri, her türlü adaletsizliğe karşı, insanı ön plana çıkaran düşünce sistemi içinde olmuşlardır ki bu da serfliğe karşı, köleliğe karşı Balkanlarda büyük bir gelişme kaydeden Osmanlı toprak rejimiyle benzeşen en önemli yanlarıdır. Aynı durum esnaf üretim kooperatifçiliği olarak Fransa’da ortaya çıkan kooperatifçilik hareketi ile ahilik ve lonca teşkilatı için de geçerlidir.