• Sonuç bulunamadı

Osmanlı dönemi toprak rejimi ile Cumhuriyet dönemi toprak rejiminin karşılaştırılması

8. OSMANLI TOPLUM YAPISI VE KOOPERATĐFÇĐLĐK

8.6. Osmanlı Dönemi ve Cumhuriyet Dönemi Toprak Rejimleri

8.6.2. Osmanlı dönemi toprak rejimi ile Cumhuriyet dönemi toprak rejiminin karşılaştırılması

Osmanlı toprak rejiminin esasını, imparatorluğa ait olan toprakların işlenmesi, ve devlete ait olan bu arazilerin, isteyen herkese işlemesi şartıyla verilmesi oluşturmaktadır. Yani kendisine toprak tahsis edilen kişi, o toprağı üç yıl mazeretsiz olarak işlemediği takdirde, yapılmış olan tahsisatın kaldırılması ve başka birine tahsis edilmesi 64söz konusudur.

Bununla beraber, Osmanlı toprak rejiminde, toprak verilmesinde (buna tevfiz denilmektedir) kendisine tahsisi yapılacak kişinin arazisinin olup olmadığına bakılmamıştır. Cumhuriyet dönemi toprak rejimi ile Osmanlı toprak rejimi arasındaki en mühim fark burada yatmaktadır. Çünkü Osmanlı toprak rejiminde, esas olan, topraksız olanları toprağa kavuşturmak değil, devlet arazisinin (mirî arazinin ) aralıksız olarak işlenmesini sağlamak ve bu şekilde ekonomik anlamda bir zararın hasıl olmasının önüne geçmektir (Üçok 1943). Bu durum topraksız olanlar için de aynen geçerlidir. Kısacası esas olan, toprağın ekonomik vasfının zarar görmemesidir. Bunda Osmanlı Devleti’nin bir tarım devleti olması ve tarım ekonomisine sahip olması etkendir. Oysa Cumhuriyet dönemi toprak rejimi, toprağın işlenmesi şartından çok sosyal dengelerin meydana getireceği tahribatı önlemek düşüncesiyle olsa gerek topraksız köylünün toprak sahibi olması noktasında yoğunlaşmıştır.

Đki rejim arasındaki belirgin farklılıkları kısaca şu şekilde açıklamak mümkündür:

1-) Toprak sahibi olmak bakımından farklılık

Osmanlı toprak rejiminde toprak talebinde bulunanların bu talebi değerlendirilirken toprağı olup olmadığı hususu göz önüne alınmamıştır. Toprağın yeterli olması durumunda talepler değerlendirilmiştir. Oysa Cumhuriyet dönemi toprak rejiminde, toprak verilmesi hususunda ilk olarak dikkate alınan nokta, talep sahibinin toprağı olup olmadığı noktasıdır. Dolayısıyla tarıma uygun ve yeterli miktarda toprağı olana toprak verilmemiştir. Bu konu

64 Arazi Kanunu md. 69

Çiftçiyi Topraklandırma Kanununda ve 1961 Türkiye Cumhuriyeti Anayasa’sında belirtilmiştir.

2-) Ziraat yapma şartı bakımından farklılık

Osmanlı toprak rejiminde, toprak tahsisi yapılan kişinin kendisine verilen toprakta bizzat ziraat yapması şartı aranmaz. Aranan şart, kendisine toprak verilen kişinin, o toprağı sürekli olarak işlemesidir. Burada zirai üretim bazlı bir tahsis söz konusudur. Cumhuriyet dönemi toprak rejiminde ise, kendisine toprak verilenin o toprak üzerinde çalışması esastır. Cumhuriyet dönemi toprak rejimi, bu uygulamayla hem Osmanlı toprak rejiminde toprağı aralıksız işleme şartını takip etmiş, hem de sosyal yapının zarar görmesi endişesiyle köyden kente göçün kısmen de önüne geçmeyi planlamıştır (Üçok 1943).

3-) Mülkiyet hakkı bakımından farklılık

Osmanlı toprak rejimi ile Cumhuriyet toprak rejimi arasındaki bir diğer önemli fark mülkiyet hakkı noktasındadır. Osmanlı toprak rejiminde, köylülere tahsis edilen toprağın çıplak mülkiyeti (rakabesi) devlette kalır, kendisine toprak verilen kişiye geçmez. Ancak kullanım hakkı olan intifa, müddetsiz olarak devam eder ve miras yoluyla da intikal eder. Cumhuriyet toprak rejiminde ise durum bunun tam aksidir. Kendisine toprak verilenler o toprağı mülkiyet hakkıyla birlikte alırlar. Bu alımın, devlete ait bir toprağın olması ya da kişilere ait bir toprağın olması durumu değiştirmez. Cumhuriyet dönemi toprak rejiminde, toprak, tapusu ile birlikte65 verilmiştir. Dolayısıyla toprağın hazineye intikali ancak tapu iptal davaları ile mümkündür. Osmanlı toprak rejiminde böyle bir şey yoktur.

4-) Toprak büyüklüğü bakımından farklılık

Osmanlı toprak rejimi ile Cumhuriyet dönemi toprak rejimi arasındaki bir başka farklılık arz eden husus toprak büyüklüğüne bağlı olarak ortaya çıkan kullanım durumundadır. Osmanlı toprak rejiminde, kendisine toprak verilen kişinin dilediği takdirde kendi kullanımı dışında, bu toprağı yarıcılık ve/veya kiraya vermek suretiyle işletme hakkı olmasına karşılık, Cumhuriyet dönemi toprak rejiminde, devlet tarafından kendisine toprak verilen kişinin böyle bir hakkı yoktur. Cumhuriyet dönemi toprak rejimindeki bu uygulamanın nedeni verilen toprağın ancak kendisine toprak verilen kişinin geçimini temin edecek boyutta olmasıdır.

Dolayısıyla zaten geçimlik toprak ihtiyacı içinde olan kişinin daha sonra bu toprağı bir şekilde bir başkasına kullandırması mümkün değildir.

5-) Đntikal bakımından farklılık

Osmanlı toprak rejimi ve Cumhuriyet dönemi toprak rejimi arasındaki bir diğer farklılık, intikal noktasındadır. Osmanlı toprak rejiminde, verilen toprak, basit bir irsen intikal66 yoluyla değil, intikal kanunlarına uygun olarak mirasçılara geçmek durumundadır. Bunun anlamı; kalan toprağın bütün mirasçılara değil, sadece o toprağı işleyebilecek olana verilmesi demektir. Oysa Cumhuriyet dönemi toprak rejiminde, kendisine toprak verilen ölmüş olsa, kalan toprak bütün varislere geçmektedir. Bu durumun toprak bütünlüğü konusunda çok büyük yaralar açtığı bir gerçektir (Üçok 1943). Medeni kanunumuza göre varislerin hepsi derece derece kalan toprağın sahibi konumundadır. Burada veraseten toprak sahibi olan kişinin çiftçilikle uğraşıp uğraşmayacağının hesabı yapılmaz.

6-) Miras hukuku bakımındanfarklılık

Osmanlı toprak rejiminde miras hukukunda arazi konusu farklı bir durumdadır. Söz konusu hukuka göre, her kanunî mirasçının mutlaka mahfuz hissesi vardır. Mirasçının mücerret intifa hakkı olma durumu yoktur. Esasen her mirasçı, rakabe verasetine sahiptir. Oysa Cumhuriyet dönemi toprak rejiminde, Medenî hukukumuza göre, rakabe mirasçısı olmak söz konusu değildir. Sınırlı olarak intifa (faydalanma) hakkı mevcuttur. Bu hak da veraseten intikal etmez.

7-) Aile reisliği bakımından farklılık

Osmanlı toprak rejimi ile Cumhuriyet dönemi toprak rejimi arasında bir diğer farklılık aile reisliği noktasındadır. Üçok (1943)’a göre; Osmanlı toprak rejiminde, toprak talep edenin aile reisi olması şartı yoktur. Oysa Cumhuriyet dönemi toprak rejiminde, aile reislerinin toprak taleplerinin tatmininde rüçhan hakkı vardır. Bunun anlamı Osmanlı toprak rejiminin esasında, zirai ürünün artışını sağlamak esası olduğu, buna mukabil Cumhuriyet dönemi toprak rejiminin esasında ise yine hem ürünü artırmak hem de köyden şehre göçü önlemek düşüncesinin yattığıdır. Bu durum Osmanlı toprak rejiminin toprak çok, vasi az, ve nüfus az konumunun doğal bir sonucu iken, Cumhuriyet dönemi toprak rejiminde toprağın az olması ve köyden şehre göçün kolay olmasının sonucudur.

8-) Kadının durumu bakımından farklılık

Osmanlı toprak rejimi ile Cumhuriyet dönemi toprak rejimi arasında bir diğer fark, toprak verilmesinde kadının durumunda mevcuttur. Osmanlı toprak rejimine göre, kadına toprak dağıtımı yapılabilir. Bu durum toprak dağıtım işinde talep edenin şartları arasında “çiftçi ve aile reisi olmak” şartının olmamasından kaynaklanmaktadır. Oysa Cumhuriyet dönemi toprak rejiminde, kadının toprak dağıtımından yararlanması istisnai durumlar dışında mümkün değildir.67 Hatta bu istisnai durumun şartları içinde evli olmamak, Ziraat Fakültesi’nden mezun olmak veya tarım kursları görmüş olmak ve çiftçilik yapmayı taahhüt etmek şartları vardır (Üçok 1943). Bu durumun, sadece Cumhuriyet’in ik yıllarına ve o yılların zaruretlerine mahsus olduğu gerçeği gözden uzak tutulmamalıdır.

9-) Toprağın kullanım durumu bakımından farklılık

Osmanlı toprak rejimi ile Cumhuriyet dönemi toprak rejimi arasındaki bir diğer fark toprakların kullanım durumları ile ilgilidir. Osmanlı toprak rejiminde toprak, tarıma tahsis edilmiştir ve tarım amaçlı kullanımı şarttır. Tarım faaliyeti dışında bireysel bir tasarruf söz konusu değildir. Cumhuriyet dönemi toprak rejiminde ise verilen toprağın tarım amaçlı kullanım şartı yirmi beş yıllık bir zaman için geçerlidir. Sonrası için böyle bir bağlayıcılık söz konusu değildir. Verilen toprağı, yirmi beş yıl sonra iktisap edenlerin de aynı toprak üzerinde ziraat yapmak mecburiyeti yoktur.