• Sonuç bulunamadı

3- KÜLTÜREL YAPISI 3.1 Müslüman Okulları3.1 Müslüman Okulları

3.3 Dini ve Sosyal İçerikli Kurumlar

Maraş şehri, Anadolu coğrafyasında birçok uygarlığın merkezi olma özel-liğine sahip olan şehirlerden birisidir. Bölgenin, Türk - İslam hâkimiyetine girme-si ile birlikte başlayan değişim ve gelişim süreci içerigirme-sinde, Maraş ve Elbistan’ın Dulkadirli Beyliği’nin iki önemli merkezi haline getirildiği görülmektedir. Bu dönem içerisinde bölgeye birçok Hayri4 amaçlı vakfın yapıldığı anlaşılmaktadır.

Yapılan bu vakıflar içerisinde camiler, medreseler, zaviyeler, tekkeler vesair vakıf-lar yer almıştır. Maraş ve Elbistan bu tarihlerde adeta birer kültür merkezi olduğu gibi vakıflar bakımından da altın çağını yaşamıştır5.

Vakıflar, özellikle Dulkadirli beylerinden Alaüddevle Bey ile eşi Şems Hatun, Şehsuvar oğlu Ali Bey ve Süleyman b. Nasreddin Mehmet Bey zama-nında Maraş ve çevresinde inşa edilmişlerdir. Bu vakıf eserler sayesinde bölgenin sosyal, kültürel ve iktisadi gelişimi sağlanmıştır 6. İnşa çalışmaları ile daha mamur ve bayındır bir hale getirilmeye çalışılan şehirde yapılan bu eserler, bölgenin Os-manlı idaresine geçmesi ile birlikte mevcut durumlarını korudukları gibi Osman-lı bünyesi içerisinde de geliştirilmişlerdir7.

1 BOA, DH. İD, 117/ 29.

2 BOA, DH. ŞFR, 84 / 164.

3 BOA, DH. EUM. 5.Şube, 60/24, Lef. 1-2.

4 Doğrudan doğruya Allah rızasını kazanmak kastıyla kurulan ve bütün insanlara tayin edilen vakıflardır. Bkz. Y. Baş-R. Tekin, Maraş Vakıfları, s.54

5 Y. Baş-R. Tekin, Maraş Vakıfları, s.283 6 İ. Solak, XVI. Asırda Maraş Kazası, s.206

7 Yaşar Baş, “Maraş Çevresinde Dulkadirli ve Osmanlı Vakıfları”, I. Kahramanmaraş Sempozyumu, Kahramanmaraş 2004, s.565; Ziya Kazıcı, “Osmanlı Döneminde Maraş’ta Bulunan Vakıfların Eğitime Katkıları”, I. Kahramanmaraş Sempozyumu, Kahramanmaraş 2004, s. 559; Orhan Doğan - Erhan Alpaslan, Osmanlı Devleti’nin Son Döneminde Maraş Vakıfları, Ankara 2011, s.3

121

XX. Yılın İlk Yarısında MarYrd. Doç. Dr. Nermin Gümüşalan

Osmanlı hâkimiyetinde bulunan Maraş’ın, XVII. yüzyılda tutulan ka-yıtlarından tespit edilebildiği kadarıyle Maraş merkezde; 19 cami, 7 medrese, 3 buk’a yaptırılmış ve bunlara gelirler tahsis edilmiştir. Bunların yanı sıra 7 zürri1 vakıf ile 2 Kuran vakfı da bulunmaktadır. Bu devirde yapıldığı tespit edilen cami-ler; Nakib (Hacı )Camii, Adliye (Büyük Su) Camii, Çiçekli Camii, Üryanoğlu Hacı Hasan ( Deli Alili ) Camii, Mağralı Camii, Ağa Veli Camii, Pir Hüseyin Camii, Cığcığı (Arasa) Camii, Şeyh Camii, İsa Divanlı Camii, Hamuroğlu Hacı İmam Camii, Ahmet Paşa Camii, Restebaiye Camii, Kadı Muslihiddin Camii, Ali Ağa Camii, Bayezidli Camii, İskender Bey Acemli Camii, Salihiye Camii, Rıdvan- zade Ali Bey Camii’dir2.

Nitekim Tanzimat’tan sonra giderek hız kazanan batılılaşma sürecinde vakıf eserlerin bağlı olduğu kanunlar ve uygulamalar üzerinde de zaman zaman birtakım değişikliklere gidildiği olmuştur. Değişen hukuk kavramı ile birlikte Beytülmâl’a( maliye hazinesi) ait gelirlerle yapılan tahsislere el konmuş ve bun-lara karşılık yine gittikçe merkezileşen Evkaf Hazinesine Devlet Hazinesi’nden bir tür “taviz bedeli” verilmeye başlanmıştır. Böylece vakıflar devlet hazinesine döndürülüp büyük camiler ve vakıf kuruluşları bir kamu kuruluşu haline gelmiş olan Evkaf Nezareti’nin yönetiminde yer almışlardır.

Osmanlı hâkimiyetinden sonra ülke genelinde yeni vakıf eserler kurul-muş olmasına rağmen birim nüfusa göre bakıldığında vakıf eserler ya da vakıf-ların sayıvakıf-larının giderek azaldığı fark edilmektedir. Bir kısım vakıflar, zamanla ortadan kalkmış bir kısmı ise kısmen bozulmuş gelirleri azalmış ya da vakıfla-rı tahrip olmuştur. İttihat ve Terakki Dönemi’nin fikir adamlavakıfla-rından olan Ziya Gökalp bir şiirinde vakıf kurumunu eleştirerek; her vakfın başlı başına “teokratik”

bir yönetim olduğunu söyleyerek dirilerin yönetiminin bu yoldan bir ölünün pençesine verildiğini bu durumun ise hem vakıf kurumunun ilerlemesine engel olduğunu hem de hazır yiyici ve tembel bir kitle yarattığını dile getirmiştir.

Çoğunlukla bir aileye mensup olan kişilerin çalışmadan yaşamasını sağlamak için vakıf kurulduğunu ileri süren Gökalp, kurumun yıllar içerisinde yozlaşmasına dikkat çekmiştir3.

XX. yüzyılın başlarına gelindiğinde ise Maraş şehrinin bünyesinde pek çok dini ve sosyal içerikli kuruluşu barındırdığı görülmektedir. Bu kuruluşlar içe-risinde 30 cami ve 16 mescitten bahsedilmektedir. Maraş mahkeme kayıtların-da bu cami ve mescitlerin pek çoğunun isimlerinin yer aldığı anlaşılmaktadır.

İsmi geçen cami ve mescitleri şöyle sıralayabiliriz; Alaüddevle Cami-i Kebiri, Sır Veli Cami-i Şerifi, Şekerli Cam-i Şerifi, Teymurcu Paşa Cami-i Şerifi, Na-kıb Cami-i Şerifi, Restebaiye Mahallesi Cami-i Şerifi, Küçük Çavuşlu Cami-i Şerifi, Çavuşlu Mahallesi Bayezid Cami-i Şerifi, Gargaciyan Mahallesi Cami-i Şerifi, Kulağı Kurtlu Mahallesi Cami-i Şerifi, Divanlı Mahallesi Cami-i Şerifi,

1 Vâkıfın vakfettiği şeyin bütün gelirlerinin asıl gayeye ulaşmasından önce vakıf tarafından tayin edilen ve umumiyetle vâkıfın ailesine mensup kimselerin idaresine bırakılan ehli veya diğer bir bakışla ailevi vakıflardır, Bkz. Y. Baş-R. Tekin, Maraş Vakıfları, s.54

2 Y. Baş, “Osmanlı Vakıfları”, s. 569

3 Hüseyin Hatemi, “Cumhuriyetten Sonra Vakıflar” , Cumhuriyet Dönemi Türkiye Ansiklopedisi, C. 10, İstanbul 1983, s. 2788.

122

XX. Yılın İlk Yarısında MarYrd. Doç. Dr. Nermin Gümüşalan

Adliye Mescid-i Şerifi, Çınarlı Cami-i Şerifi, Bayındırlı Cami-i Şerifi, Kara Şatır Cami’i, Seyyid Ali Bey Cami’i, Akçakoyunlu Cami’i, Devecili Cami’i, Bayezid Cami’i, Şeyh Müslim Cami’i, Arasa Cami’i, Hacı Abdullah Bey Cami’i, Kaya-başı Cami’i, Alemli Cami’i, Keşfi Efendi Cami’i, Gani Yusuf –zade Ahmet Paşa Cami’i, İklime Hatun Cami’i, Künbed Cami’i, Kadı Muslihuddin Cami’i, Timur Paşa Cami’i ve Ayaklıca oluk Camileridir1.

Aynı yüzyılın başlarında şehirde yer alan sosyal içerikli kurumlar arasın-da 50 medrese, 1 mevlevihane, 145 çeşme, 12 hamam, 2 sabunhane, 2 imarethane, 14 han, 1 otel, 1 lokanta, 41 fırın, 1 askeri hastane, 1 Alman Hastanesi, 4 Ermeni Kilisesi, 3 Protestan Kilisesi, 2 Katolik Kilisesi, 1 Latin Kilisesinin adı geçmek-tedir.2 Zaman içerisinde bu yapıların bir kısmı yıkılmış yok olmuş, bir kısmı ise harap halde ayakta kalabilmiştir. Büyük çoğunluğu da tadilat geçirerek orijinali-tesini büyük ölçüde kaybederek yakın zamana kadar yaşatılmıştır.

1916-17 yıllarına gelindiğinde ise şehrin merkezinde 92 cami ve mescitle 10 kadar medrese olduğu anlaşılmaktadır. Adı geçen bu medreseler Taş medrese, Hatuniye Medresesi, Bağdadiye Medresesi, Kadiriye Medresesi, Nebeviye Med-resesi, Kal’ander Paşa MedMed-resesi, Acemli MedMed-resesi, Nakıb MedMed-resesi, Bektutiye Medresesi ve Şazi Beğ Medreseleridir.

Bölgede, dini kurumların sayılarının fazla olması, istenen ve beklenen hizmetin tam olarak yerine getirilememesine neden olmuştur. Şehrin genel duru-mu ile ilgili verilen bilgilerde temizlik ve bakım yönünden ibadethanelerin büyük ölçüde geri kalmış olduğundan bahsedilmektedir. Buna mukabil şehirde hristi-yanlara ait olan 11 kadar mabedin ise oldukça bakımlı ve iyi durumda olması dikkat çekici bulunmuştur. Bakım ve temizlik açısından ibadethanelerimizin ki-liselerden geri kalışı o günkü şartlarda temizlik ve düzen işlerine bakacak yeterli hizmetli sınıfın olmayışına bağlanmaktadır.

Dini kurumlarda görülen bu gerileme, sadece dini alanla sınırlı kalma-mıştır. Şehrin diğer sosyal içerikli kurumlarında da benzer tarzda bir geri kalmış-lığın olduğu tespit edilmektedir. Örneğin; Maraş merkezde bu yüzyılda dışarı-dan gelenlerin konaklaması için sadece 7 tane hanın bulunduğu görülmektedir.

Hanların durumu da camilerden pek farklı değildir. Şartları iyileştirmek adına şehre yeni gelenlerin barınması için belediye tarafından otel yapılmak istenmiş ancak şehrin eşrafı tarafından kabul görmemiştir. Eşrafın otel yapımına karşı çıkmasının en önemli sebebi olarak yeni gelen memurları konaklarında misafir etme geleneğinin devamını istemeleri şeklinde yorumlanmıştır. Özellikle şehrin bu dönem tarihi hakkında bilgi veren kaynaklar tarafından memur-perest ola-rak adlandırılan bu kişilerin mevcut durumdan menfaat temin ettikleri ve otel yapılırsa bundan mahrum kalacaklarını düşünüp otel yapımına engel oldukları bildirilmektedir3.

1 Maraş Salnamesi, C. 2, s. 791; Mehmet Karataş, “20.Yüzyılın Başlarında Maraş’ın Sosyo- Kültürel ve Ekonomik Durumu ( 1894-1907), I. Kahramanmaraş Sempozyumu, Kahramanmaraş 2004, s. 599, 600; Camilerin mimari ve tarihi özellikleri ile ilgili detaylı bilgi için bkz. Mehmet Özkarcı, Türk Kültür Varlıkları Envanteri Kahramanmaraş 46, C.I-II, Ankara 2007

2 Maraş Salnamesi, C.2, s.791.

3 B. Atalay, Maraş Tarihi ve Coğrafyası, s.195,196.

123

XX. Yılın İlk Yarısında MarYrd. Doç. Dr. Nermin Gümüşalan

Türk halkının kültür hayatında önemli bir yere sahip olan hamamlar, Maraş şehir kültüründe de önemli bir yer tutmaktadır. XVII. yüzyıla kadar şehir-de 5 tane hamam olduğundan bahsedilmektedir. Bu hamamlar içerisinşehir-de Çarşı Hamamı, Çukur Hamamı ve Boğazkesen Hamamlarının isimleri çeşitli kaynak-larda geçmektedir1. Maraş Hamamları’nın sayıları yıllara göre değişmektedir.

Örneğin; 1898 yılında şehirde 12 tane hamam2 olduğu bildirilmektedir. 1900 yıllında bu rakam 13’e yükselmiştir3. 1908 yılında hamam sayısı tekrar 124 ola-rak verilmiştir. 1916-1917 yıllarına gelindiğinde de hamam sayısının 30 olduğu bildirilmektedir. Sayıları 30’a kadar ulaşan bu sosyal tesislerin temizlik ve bakım konusunda yetersiz kalması, sağlıktan ziyade hastalık taşıyan kuruluşlar olarak görülmelerine neden olmuştur5.

1916-1917 yıllarında şehirde bulunan güzel ve yaşamaya elverişli olan modern binaların genellikle hristiyanlara, özellikle de misyonerlere ait yapılar olduğu dikkat çekmektedir. Şehirde, belediye hizmetleriyle ilgili olarak ciddi ya-tırım ve çalışmaların yapılmadığı sadece günlük ihtiyacı gidermek üzere birtakım çalışmaların yapıldığı anlaşılmaktadır. Nitekim sokak aralarında irili ufaklı olarak inşa edilen 24 tane köprü bu duruma güzel bir örnektir. Yine bu yıllarda şehrin su ihtiyacını karşılamak üzere 40 kadar umumi çeşmenin yapıldığını ama merkez-deki su ihtiyacını karşılamak için kuyuların açılmadığını anlaşılmaktadır6.

Adı geçen yıllarda şehirde mevcut olan bu geriliği dönemin getirdiği sıkıntılara bağlamak mümkündür. Nitekim Trablusgarp, Balkan Savaşları ve I.

Dünya Savaşı’nın, ülkeye getirmiş olduğu ağır askeri, mali ve iktisadi yükümlü-lüklerin şehirlere yansıması olarakta izah edilebilir.

1 Kemalettin Koç, Kahramanmaraş’ta Sosyal Hayatın Fiziki Yapıya Etkisi, Kahraman-maraş 2010, s.240.

2 Maraş Salnamesi, C. II, s. 229.

3 Maraş Salnamesi, C. II, s. 285.

4 Maraş Salnamesi, C. II, s. 791.

5 B. Atalay, Maraş Tarihi ve Coğrafyası, s.196.

6 B. Atalay, Maraş Tarihi ve Coğrafyası, s. 197; Kemalettin Koç, Kahramanmaraş’ta Sosyal Hayatın Fiziki Yapıya Etkisi, Kahramanmaraş 2010, s. 251.

124

XX. Yılın İlk Yarısında MarYrd. Doç. Dr. Nermin Gümüşalan

125

XX. Yılın İlk Yarısında MarYrd. Doç. Dr. Nermin Gümüşalan

İKİNCİ BÖLÜM

MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİNDE MARAŞ (1919-1922)