• Sonuç bulunamadı

Sosyal Hizmetlere Yönelik Vakıflar 1- Avârız Vakıfları

Belgede KONYA VAKIFLARI (sayfa 57-60)

Avârız veya avârız-ı divanîye, Osmanlı Dev-leti’nde Tanzimat’ın ilan tarihine kadar, fevkalâde hâllerde ve bilhassa harp masraflarını karşılamak üzere, hükümdarın emri ile halkın doğrudan doğ-ruya devlete vermeye mecbur tutulduğu, her tür-lü hizmet, eşya ve para şeklindeki tekâlife verilen isimdir225. Nitekim avârız vergileri, “hali vakti ye-rinde Müslümanların cihada manen yardım etme-leri” şeklinde bir Müslümanlık görevi sayılması ile şer’i temele dayandırılmıştır226. Böylece “avârız-ı divaniye” vergileri varlıklı Müslümanların cihat harcamalarında, devlete yardım etmeleri gereğin-den hareketle, bir “sevap” işi olarak doğmuş gö-rünüyor. Fakat, İslam devletleri, tarihinde düzen-li madüzen-liye hayatı gedüzen-liştikçe, reayanın isteğe bağlı yardım ödemleri, yerine getirilmesi gerekli olan bir devlet ödevi şekline dönüştürülmüş oluyordu.

O kadar ki, örnek olarak 15. ve 16. yüzyılın

Müs-225 Ömer Lütfü Barkan, “Avarız”, İA, II, Eskişehir 1997, s. 13.

226 Akdağ, İktisadi ve İçtimai Tarihi, s. 190.

lüman-Hristiyan bütün Osmanlı reayası vergilerin her çeşidini (cizye hariç) birbirlerine eşit şekilde ve resim-vergi adı altında ödüyorlardı227 .

Osmanlılarda örfi vergiler (tekâlîf-i örfiyye), başlangıçta nadiren ve çok cüzi miktarlarda topla-nırken giderek ihtiyaçların artması ve devlet hazi-nesinin bunları karşılayamaz hâle gelmesi üzerine daha sık aralıklarla ve artan miktarlarda toplanır olmuştu. Nitekim bu vergileri ödemekte güçlük çe-ken fakir halka akar veya para olarak tahsis edilen vakıflardan yardım edilirdi228 .

Avârız vakfı ise, bir köy veya mahalle halkının ödemekte güçlük çektikleri avârız, kürekçi bedeli ve diğer ihtiyaçlarına sarf edilmek üzere kurulmuş olan akar ve para vakfıdır229. Bu çeşit vakıflar baş-langıçta doğrudan doğruya avârız vergisi ve örfi tekâlifin karşılanmasına tahsis edilmektedir. Ancak adı geçen vergilerin halktan toplanması uygulama-sının eski önemini kaybetmesi üzerine, bu maksat-la kurulmuş omaksat-lan vakıfmaksat-ların gelirlerinin de köy veya mahalle heyetleri kararıyla uygun yerlere sarf edil-mesi usulü getirilmiştir230. Bu şekilde elde edilen gelir halkın karşılaştığı yangın, deprem, su baskını, salgın hastalık gibi afetlerle fakir, dul ve yetimlerin ihtiyaçlarına, kimsesiz kızların evlendirilmesine, sahipsiz cenazelerin masraflarının karşılanmasına ve iş hayatına atılanların sermaye ihtiyacına sarf edildiği gibi, ayrıca su yolu, kaldırım ve sıbyan mektebi tamiri vb. kamu hizmetleri için de kulla-nılmaktaydı231. Böylece zamanla değişik bir mahi-yet kazanan avârız vakfı daha sonra “avârız akçe-si” ve “avârız sandığı” olarak da adlandırılmıştır232 .

227 Akdağ, İktisadi ve İçtimai Tarihi, s. 191.

228 Mehmet İpşirli, “Avârız Vakfı”, DİA, IV, İstanbul 1991, s. 109.

229 Ziya Kazıcı, İslami ve Sosyal Açıdan Vakıflar, İstanbul 1985, s. 89-91.

230 İpşirli, “Avârız Vakfı”, s. 109.

231 Özer Ergenç, “Osmanlı Şehrindeki “Mahalle”nin İşlev Nitelik-leri Üzerine”, OA, S IV, İstanbul 1984, s. 77.

232 Osman Nuri Ergin, Türkiye’de Şehirciliğin Tarihi İnkişafı, İstan-bul 1936, s. 27, 28-108.

Bazı hayır sahipleri tarafından, kendi mahalle halkını avârız vergi yükünden kurtarmak için va-kıflar kurmuşlardır. Vakıf gelirleri avârıza tahsis edilir, gelir yetmediği zaman verginin geri kalan kısmını mahalle halkı kendi aralarında paylaşarak öderlerdi. Vergi konmadığı zamanlar ise vakfın geliri kamu yararına kullanılırdı. Avârız vergisinin kaldırılması ile vakfın geliri mahalle ihtiyaçları için kullanılmaya devam etmiştir. Ayrıca, Müslim ve gayrimüslimlerin karışık olarak oturdukları mahal-le veya köymahal-lerde avârız vakfı her iki zümrenin de ihtiyaçlarına sarf edilir, vakfı yapanın Müslüman veya gayrimüslim olması buna tesir etmezdi233 .

Konya’da Osmanlı döneminde mahalle avarız vakıflarına yapılan vakıf sayısı 16’dır. Bunlardan sekizi gayrimenkul, sekizi de para vakfetmişlerdir.

Mahalle avarız vakfına mülk vakfedenlerden ba-zıları herhangi bir şart ileri sürmeden vakfetmiş-lerdir. Örneğin, 23 Kasım 1646 tarihinde Seb’ahan Mahallesi’nden Ayşe bint-i Yusuf Hoca nam hatun aynı mahallede olan oda, örtme, tabhane ve bah-çesinde ağaçları olan evini234, 24 Nisan 1647’de Bağrı Mahallesi’nden el-Hac Mehmed ibn Hacı, aynı mahalledeki iki oda, sofa, tabhane, ahır ve ambarı olan, iki caddeye bakan ve iki kapısı olan evini235, 22 Kasım 1659’da Aksinle Mahallesi’n-den Davud Beg ibn Hacı, aynı mahallede tabhane, ahır, oda ve avlusu olan evini236 ve 4 Ocak 1660’da da Esenli Mahallesi’nden el-Hac Mehmed bin Yu-suf Dede de aynı mahallede, tabhane ve bir miktar avlusu olan evini237, 9 Aralık 1828’te Esenli Ma-hallesi’nden Abdulcelil bin Hüseyin 20 kuruş238, 9 Şubat 1830’da Sarıhasan Mahallesi’nden Hacı Ali 40 kuruş239 ve 5 Şubat 1833’te Esenli

Mahallesi’n-233 İpşirli, “Avârız Vakfı”, s. 191.

den Veli bin Mehmed de 30 kuruş240 mahallelerin-deki avarız vakıflarına vakfetmişlerdir. 30 Aralık 1707’de Hocahabib Mahallesi’nden Ayşe bint-i Abdullah ise adı geçen mahallede, iki tabhane ve avlusu olan evini, kendisi hayatta oldukça içinde oturup, vefatından sonra da mahalle avarız vakfına vakfetmiştir241 .

Bazı hayır severler kendisinin veya varislerinin mahalleye isabet eden tekaliften muaf tutulmaları şartı ile avarız vakıflarına gayrimenkul veya para vakfetmişlerdir. Örneğin 30 Kasım 1704 tarihinde Pürçüklü Mahallesi’nden Molla Mehmed ibn el-Hac Abdi, adı geçen mahallede bulunan bir ev, tahinha-ne ve birkaç dükkânı için, kendisi hayatta oldukça kendinden ve vefat ettikten sonra da varislerinden tekalif-i örfiyye ve şakka taleb edilmemek şartı ile aynı mahallede bulunan tabhane, oda, kiler ve bir av-luyu ihtiva eden bir başka evini adı geçen mahallenin avarızına vakfetmiştir242. Bir diğer hayırseverde Div-le MahalDiv-lesi’nden Emine binti Ahmed’dir. Emine Hatun, aynı mahallede oda, tabhane, ahır, samanlık, örtme ve avlusu olan evini, Buzhane yöresinde tah-minen beş buçuk dönüm tarlasını ve içindeki ağaçla-rını, kendisinden tekalif alınmaması şartı ile mahalle avarız vakfına vakfetmiştir243. 26 Ocak 1685’te Ba-b-ı Aksaray Mahallesi’nden el-Hac Abdurrahman bin Mahmud, aynı mahallenin avarız hanesine ka-yıtlı bulunan dükkanından tekalif talep edilmemesi için 20 esedi kuruş244, 26 Nisan 1765’te Ahmeddede Mahallesi’nden İsmail ve Mehmed ibn Molla Osman nam kardeşler, aynı mahallede sakin oldukları evden tekalif talep olunmamak üzere 50 kuruş245, 16 Tem-muz 1765’te Şükran Mahallesi’nden Hanife bint-i es-Seyyid Mehmed Ağa nam hatun, aynı mahallede bulunan evinden tekalif-i örfiyye ve şakka talep

edil-240 KŞS 72/15.

241 KŞS 43-174.

242 KŞS 41-209.

243 VGMA VD, nr. 2176/400.

244 KŞS 33- 40.

245 KŞS 58- 89.

memesi şartı ile 30 kuruş246, 30 Nisan 1685’te İmaret Mahallesi’nden el-Hac Nurullah bin Mesih, 25 esedî kuruş mahalle avarızına, ayrıca bir 25 esedi kuruşta aynı mahallede olan evinden tekalif alınmamak şartı ile247 toplam 50 esedî kuruş vakfetmiştir.

Mahalle avârız vakfına vakıf yapan bir diğer hayır sahibi ise, Divle Mahallesi’nden Rahime bint-i Mustafa’dır. Rahime Hatun, aynı mahalle-de oda, izbe ve avlusu olan evini önce Şerefeddîn Camii’nde Muhammediye kitabını okuyanlara vakfetmiş iken, daha sonra bu şarttan vazgeçerek, vefat edinceye kadar kendisinin oturmasını, ve-fatından sonra adı geçen evin satılıp, yarısı Divle Mahallesi avarızına, diğer yarısı da Karaarslan Mahallesi avarızına verilip, bu miktarın her sene mu’âmele-i şer’iye ile kâra verilmesini ve elde edilen geliri mahallelerde bulunan Müslümanların avârız ve bedel-i nüzul tekaliflerine sarf edilmesini

246 KŞS 58- 103.

247 KŞS 33- 170.

istemiştir248. Aynı şekilde 20 Ocak 1685’te Sedirler Mahallesi’nden Hüseyin bin Halil, aynı mahallede olan evini 78 esedî kuruşa satıp, bu paranın 10 ku-ruşunu adı geçen mahallede Durali Mescidi cema-atinin avarızına vakfetmiştir249 .

2- Sağlık Kuruluşlarına Yapılan Vakıflar Konya Gureba Hastanesi, şehrin250 en latif ve havadar mevkiinde 120.000 kuruş harcanarak bir han olarak inşa edilmiştir. Hastane için münasip olan bina, 40.000 kuruşa belediye tarafından satın alınmıştır. Belediye, binanın hastaneye çevrilme-si için teşrifatına 30.000 kuruş harcayarak gure-ba hastanesine dönüştürmüştür. 31 Temmuz 1900 tarihinde vilayet memurları, askeri amirler, eşraf, ulema, şehrin saygın ve itibarlı kimselerin hazır ol-duğu halde hastanenin resmi açılışı yapılmıştır251 .

248 KŞS 40- 10.

249 KŞS 33/58.

250 Muhtemelen bugünkü Numune Hastanesi karşısında bulunan Müm-taz Koru Verem Savaş Dispanserinin bulunduğu yer olması gerek.

251 BOA. DH. MKT.-2381-134.

Resim 6: Konya Gurebâ Hastanesi

Konyalı hayır severlerden üçü bu hastanede yatan hastaların yiyecek, içecek ve ilaç giderle-rinin karşılanması için dükkan vakfetmişlerdir.

Şerefşirin Mahallesi’nden Hacı Halil Ağa ibn Ali bin Halil, 8 Ağustos 1907 tarihinde Aziziye Camii civarında yeni ihtisap önünde bulunan boş arsayı satın alıp 13 dükkân inşa ettirmiştir. Hacı Halil Ağa dükkanların her sene belediye başkanı tarafından kiraya verilmesini, elde edilen geliri gureba hasta-nesinde hastalarının yiyecekleri, içecekleri, ilaçları ve sair malzemelerine sarf olunmasını istemiştir252 . Gureba hastanesine vakıf yapan bir diğer vâkıf ise, Bürdebaşı Mahallesi’nden Hacı Emin-zade Attar Hacı Osman Efendi ibn Hacı Emin Ağa’dır253 . 21 Kasım 1907 tarihinde Hacı Osman Efendi, Atpa-zarı Caddesi’nde Hacı Tevfîk Efendi Hanı önün-de, köşede yol fazlası olan arsayı Konya Belediye Meclisinden satın alıp 16 ve 17 numaralı iki dük-kân inşa etmiştir. Bu dükkanları Gurbe hastanesine vakfetmiştir. Dükkanlar her sene mütevelli tarafın-dan Konya Vilâyeti merkez belediye başkanı oyuy-la talibine kiraya verilmesini, elde edilen gelirden 200 kuruşunu mütevelliye geri kalanı ise gureba hastanesinde, hastaların yiyecekleri, içecekleri, ilaçları ve sair malzemelerine sarf olunmasını is-temiştir. 16 Nisan 1908 tarihinde Dolapmektep Mahallesi’nden Havva Hatun bint-i Hacı Hafız Mehmed, Meram Caddesi’nde olan iki mağazasını vakfetmiştir. Havva Hatun mağazaların kiraya ve-rilmesini, elde edilen gelirden Durunday Yorgancı yöresinde Hüseyin Çay-zade Molla es- Seyyid Hü-seyin Efendi’nin bina ettiği caminin imam ve hati-bine 50 şer kuruş verilmesini istemiştir. Ayrıca 100 kuruş da Gureba hastanesinde, hastaların, yiyecek, içecek, ilaç ve sair masraflarının karşılanmasında kullanılmasını şart koşmuştur254 .

252 KŞS 116 / 136-3.

253 KŞS 116 / 151-2.

254 VGMA VD, nr. 2181/183.

D- Dinî ve Kültürel Hizmete Yönelik Vakıflar

Belgede KONYA VAKIFLARI (sayfa 57-60)