• Sonuç bulunamadı

Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanunu

Belgede Sosyal güvenlik hakkı (sayfa 188-200)

C. Sosyal Hizmete Đlişkin Yasal Düzenlemeler

2. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanunu

Ülkemizde sosyal hizmetlerin yürütülmesinin usul ve esasları 24/5/1983 tarihli ve 2828 sayılı Kanun577da düzenlenmiştir. Kanunun amacı; korunmaya, bakıma veya yardıma muhtaç aile, çocuk, özürlü, yaşlı ve diğer kişilere götürülen sosyal hizmetlere ve bu hizmetleri yürütmek üzere kurulan teşkilatın kuruluş, görev, yetki ve sorumluluklar ile faaliyet ve gelirlerine ait esas ve usulleri düzenlemek olduğu ifade edilmiştir (2828 sayılı Kanun md.1).

2828 sayılı Kanun çerçevesinde, bir yandan kimsesiz çocukların her türlü ihtiyaçlarının karşılandığı çocuk esirgeme kurumları faaliyet göstermekte, diğer taraftan, kimsesiz yaşlıların barınması ve korunmasına yönelik huzurevleri sosyal hizmetlerin gerçekleştirilmesinde araç olarak kullanılmaktadır.

2828 sayılı Kanun kapsamında, korunmaya muhtaç çocuklar, muhtaç sakatlar ve muhtaç yaşlılara sosyal ve sağlık hizmetler verilmektedir. Bu hizmetleri Başbakanlığa bağlı SHÇEK tarafından yürütülmektedir.

3. Diğer Yasal Düzenlemeler

Milli Eğitim Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanuna 2005 yılında 5378 sayılı Kanunla eklenen Ek 3. madde ile, özürlü sağlık kurulu raporu düzenlemeye yetkili sağlık kurum veya kuruluşlarınca verilen sağlık kurulu raporuyla asgari % 20 özürlü olduğu tespit edilenlerin, özel eğitim okulları ile özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde verilen destek eğitimini almaları

576

Ayrıntılı bilgi için bkz. SHÇEK, Küreselleşen Dünyada; Sosyal Hizmetlerin Konumu,

Hedefleri ve Geleceği Sempozyum Sunum Kitabı, SHÇEK Yayınları, Antalya, Nisan 2006.

Ayrıca bkz. DPT, a.g.e., bkz. http://ekutup.dpt.gov.tr/sosyalhi/oik605.pdf (E.T.:12.9.2009).

577 Kanun metni için bkz.

http://www.mevzuat.gov.tr/Metin.Aspx?MevzuatKod=1.5.2828&MevzuatIliski=0&sourceXmlSea rch= (E.T.: 12.09.2009).

172

durumunda, özürlü bireylerin; eğitim giderlerinin her yıl Maliye Bakanlığınca belirlenen tutarı, Millî Eğitim Bakanlığı bütçesine bu amaçla konulan ödenekten karşılanması hüküm altına alınmıştır. Bu çerçevede anılan düzenleme, özürlü bireylerin sosyal güvenlik hakkının sağlanması açısından reform niteliğinde bir düzenlemedir.

173

SONUÇ

Đnsanlık tarihinin her döneminde insan, kendisini tehdit eden yoksulluk ve yoksunluğa iten olaylardan korunma ihtiyacı ve uğraşı içerisinde olmuştur. Bu nedenle, tarih boyunca her toplumda, yoksulluk ve yoksunluğa karşı daha çok sosyal yardım biçiminde çeşitli sosyal etkinliklerin yer aldığı görülmektedir.

Sosyal güvenlik hakkının gelişimi ile ilgili iki temel dönüm noktası mevcuttur: Bunlardan birincisi, Sanayi Devrimi, ikincisi ise II. Dünya Savaşı’dır. 18. yy’de gerçekleşen Sanayi Devrimi, sosyal yapıda önemli değişikliklere yol açmış, feodal toplumun yerini alan kapitalist toplum, sefalet içinde yaşayan geniş bir işçi kesiminin doğmasına yol açmış ve bu işçilerin güvenlik gereksinimi, 19. yy’de sosyal güvenliğin ilk örnekleri olan sosyal sigorta uygulamalarının ortaya çıkmasına neden olmuştur. Ancak, sosyal sigortaların kapsamının yalnızca işçiler ile sınırlı olması ve koruma kapsamına alınan risklerin de yalnızca işgücünü tehdit eden riskler olması nedeni ile bu dönemde sosyal güvenlik hakkından söz etmek pek de mümkün değildir.

Sosyal güvenlik hakkı, toplumdaki tüm bireyleri, toplumsal yaşamda karşılaşılabilecek sosyal risklere karşı koruyan bir hak olduğundan, bu nitelikte bir hakkın ortaya çıkışı II. Dünya Savaşı sonrası döneme rastlamaktadır. II. Dünya Savaşı sonrasında, sosyal güvenliğin bir insan hakkı niteliği kazanması, sosyal güvenliğin genellik ve zorunluluk ilkeleri ile gerçekleşmiştir. Bununla birlikte, 19. yy’de çalışmaya sıkı sıkıya bağlı olan sosyal güvenlik, 20. yy’de geniş anlamı ile kabul görerek insan hakları arasında yerini alırken, çalışma koşulundan bağımsız olarak belirli risklere maruz kalan herkesi kapsama almış, yalnızca çalışanların değil, çalışan-çalışmayan ayırımı yapılmaksızın gereksinimi olan herkesin hakkı olarak kabul edilmiştir. Ancak, 1970’li yıllardan sonra küreselleşme ve neo liberal politikalar ile birlikte, sosyal güvenlik harcamalarının rekabet dezavantajı yaratan bir faktör olarak görülmesi nedeniyle, sosyal güvenlik ve sağlık hizmetlerine ayrılan kaynakların olabildiğince sınırlandırılması temel politika olmuştur. Diğer taraftan kapsamlı sosyal güvenlik sistemlerine sahip ülkelerin rekabet şanslarının azaldığı ileri sürülerek sosyal devleti dışlayan neo- liberal politikalara üstünlük tanınmaktadır.

174 II. Dünya Savaşı sonrası, ekonomik ve sosyal güvensizliğin doğurduğu acı sonuçları gören devletler, sosyal güvenliğin bir insan hakkı olduğunu, dolayısıyla uluslararası işbirliğinin gerektiğini kabul etmişlerdir. Bu dönemde, sosyal güvenlik hakkı, başta ĐHEB olmak üzere evrensel veya bölgesel bir çok bildiri, sözleşme ve ülke anayasasında bir insan hakkı olarak temel özellikleriyle yer almıştır. Ancak, bu hakkın uygulanmasına yönelik olarak ülkelerin iç mevzuatında benimsenen sosyal güvenlik sistemine göre farklı sosyal güvenlik uygulamaları ortaya çıkmıştır.

Başta BM olmak üzere, ILO, Avrupa Konseyi ve AB gibi uluslararası veya bölgesel kuruluş ve teşkilatlar tarafından, sosyal güvenlik hakkının üye devletlerce kabul edilmesi sağlanarak, bu hakkın muhtevası, kullanımı, bir insan hakkı olarak gerçek içeriğine kavuşması ve uluslararası alanda korunmasının teminine yönelik çalışmalar yürütülmektedir. BM Genel Kurulu tarafından kabul edilen ve insan hakları alanında da çok sayıda rastlanılan “bildirgeler” ağırlıklı olarak hukuksal bağlayıcılığa sahip olmasalar da, insan hakları hukukunun temel ilkelerinin ortaya konması ve BM sözleşmelerinin yorumlanmasında etkili olmaktadır. ILO, AB veya Avrupa Konseyi tarafından kabul edilen ve sosyal güvenlik hakkı ile ilgili asgari ilkeleri belirleyen sözleşmeler ise, sosyal güvenlik hakkının kapsamı ve uygulanmasının sağlanması yönünde üye devletler açısından bağlayıcı niteliktedir. Ancak, bu sözleşmelerde üye devletlerin teşvik edilmesi amaçlandığından, temel ilkeler ortaya konmakta, uygulama yönünde ülkelere geniş takdir yetkisi tanınmaktadır. Diğer taraftan, sosyal güvenlik hakkının da içerisinde bulunduğu sosyal hakların korunmasına ilişkin olarak bu bildiri ve sözleşmelerde öngörülen koruma ve denetim mekanizmaları, kişisel ve siyasal hakların korunmasına ilişkin öngörülen mekanizmalara göre çok zayıf kalmaktadır. Dolayısıyla, sosyal hakların korunmasına yönelik olarak daha etkin denetim mekanizmalarının kabul edilmesi önem arz etmektedir.

Uluslararası belgelerde ve bir çok ülke anayasasında sosyal güvenlik hakkına yer verilmesi ile bireylerin, gelecekte karşılaşacağı sosyal riskler karşısında yoksulluğa düşmemeleri için kendilerine asgarî ölçülerde bir yaşam düzeyinin sağlanması amaçlanmış ve bu bir hak olarak benimsemiştir. Ancak, önemli olan husus bu hakkın anılan bildiri veya anayasalarda sayılması değildir.

175 Asıl önemli olan, sosyal güvenlik hakkı ile hangi somut çıkarların korunmasının amaçlandığı ve bunun hangi yöntemlerle gerçekleştirileceğinin objektif olarak belirlenip belirlenmediğidir. Bu noktalarda belirsizlik olduğu sürece, anayasalarda bu tür sosyal hak listelerine yer vermenin pek de pratik yararı yoktur.

Sosyal güvenlik hakkının uluslararası bildiri ve sözleşmelerde kabul edilmekle birlikte, bu hakkın yerine getirilmesi sosyal güvenlik kuruluşlarınca, kendi kuralları çerçevesinde gerçekleştirilir. Ayrıca bu hakkın uygulanması ülkenin ekonomik düzeyi ile doğrudan ilgili olduğundan, gelişmiş ülkelerdeki sosyal güvenlik hakkı uygulamaları, gelişmekte olan ülkelere oranla gerek kapsam, gerekse içerik açısından daha ileri düzeydedir. Gelişmiş bir kaç ülke dışında bir çok ülkede yoksulluk sorunun henüz çözümlenememiş olmasına, son dönemde yaşanan ekonomik bunalımlar eklenince, sosyal güvenlik hakkına yönelik tartışmalar daha da güncellik kazanmaktadır.

Temel amacı yoksullukla mücadele, sosyal adaleti sağlama ve sosyal güvenliği sunma olarak kabul edilen sosyal devlet, sosyal güvenlik hakkını uygulama görevini üstlenmek ile kişileri ekonomik açıdan güçlü kılma ve onlara hayatlarının her döneminde gelir düzeylerinde karşılaşabilecekleri bir düşüşe karşı asgari bir yaşam düzeyi garanti etmekle geleceğe güvenle bakma imkanı sunmaktadır. Bu çerçevede, sosyal devletin niteliğini ortaya koyan en temel haklardan birisi sosyal güvenlik hakkıdır. Diğer taraftan, Anayasanın 2. maddesinde yer alan sosyal devlet ilkesi, devletin temel amaç ve görevlerini sayan 5. madde ve sosyal güvenlik hakkını düzenleyen 60. maddede yer alan hükümler birlikte değerlendirildiğinde, sosyal güvenlik hakkı; kişilere doğuştan bir hak ve yetki olarak tanınmakta, sosyal güvenlik hakkının gerçekleştirilmesi şartlarının hazırlanması ise devlete bir görev olarak yüklenmektedir. Diğer bir ifade ile Anayasa, hem kişilere sosyal güvenlik hakkını tanımakta; hem de Devlete bu hakkın gereğini yerine getirme sorumluluğu ve yükümlülüğünü, bir görev olarak vermektedir.

Sosyal güvenlik hakkı, yasalarla ağırlıklı olarak çalışanlara tanınmıştır. Oysa hakkın öznesi herkestir. Hatta denebilir ki, bu hak özellikle ve öncelikle yoksul ve muhtaç çalışamayanların hakkı olmalıdır. Çünkü bu kişiler, insan onuruna yaraşır asgari bir yaşam düzeyinde yaşamlarını sürdürebilmek açısından,

176 bir ücret sahibi olan çalışanlara oranla daha zor durumdadırlar. Özellikle, Anayasamızın 61. maddesinde belirtilen "özel korunması gereken kişiler"in sosyal güvenlik hakkından yararlanması ayrı bir önem arz etmektedir. Ancak, diğer kesimlerin herhangi bir prim ödememesi nedeniyle bu haktan çalışanlara oranla daha sınırlı yararlanmaları da doğaldır.

Herkese insan onuruna yaraşır asgari bir yaşam düzeyi öngören sosyal güvenlik hakkı, devlete bu hakları yerine getirmekle ilgili ödevler yüklemiştir. Ancak, herkese sosyal güvenlik hakkı tanıyan ve Devlete de sosyal güvenliği sağlayacak güvenlik tedbirleri alma ve teşkilatı kurma görevini veren Anayasa’nın 60. maddesi ile devletin bu ödevlerini yerine getirmesiyle ilgili sınırlamayı öngören Anayasamızın 65. maddesi arasındaki ilişki irdelendiğinde, sosyal güvenlik hakkı sınırsız bir hak değildir. Anayasanın 65. maddesi, devletin ekonomik, sosyal ve kültürel haklara ilişkin sorumluluğunun sınırını, "bu görevlerin amaçlarına yönelik öncelikleri gözeterek, mali kaynaklarının yeterliliği" ölçütüne göre çizmiştir. 2001 yılında yapılan değişiklik ile, “ekonomik istikrarın korunmasını gözeterek” ifadesi yerine “bu görevin amaçlarına yönelik öncelikleri gözeterek” ifadesinin getirilmesi ile devlete, “sosyal devletin önceliklerini” de gözetmek ödevi yüklenmiştir. Sözgelimi, insan haklarına ilişkin tüm metinlerde korunan en temel hak olan yaşam hakkı ile doğrudan veya dolaylı bir biçimde ilişki içinde olan ve muhtaç kişilere sosyal güvenlik ile sağlık olanaklarının sağlanmasına aracı olan sosyal güvenlik hakkına ilişkin yükümlülükler yerine getirilmeden, kamu görevlilerinin yararlanmaları için dinlenme tesisleri yapılmamalıdır. Dolayısıyla, Devletin bu alandaki görevlerinin hepsini aynı derecede yerine getirmesine malî kaynakların yeterliliğinin imkân vermemesi halinde, sosyal güvenliğin temel amacı bakımından öncelikli olarak bu hak yerine getirilmeli ve bu hakkın ihmali hiç bir şekilde söz konusu olmamalıdır.

Ülkemizde sosyal güvenlik hakkının gerçekleştirilmesine yönelik olarak oluşturulan sosyal güvenlik sistemi, 1990’lardan sonra temel fonksiyonlarını yerine getirmekte zorlanmaya başlamıştır. Özellikle erken emeklilik yaşı ile yaşlılık aylığı alma şartlarının kolaylaştırılması, prim aflarının çıkarılması ve kayıt dışı çalışma sosyal güvenlik sisteminin aktüeryal dengesini olumsuz etkilemiştir.

177 Bunun sonucunda sosyal güvenlik kurumlarının gelir ve gider dengeleri bozulmuş ve bütçeleri devamlı açık verir bir hal almıştır. Sosyal güvenlik sistemindeki aktüeryal dengenin sürdürülebilir seviyeye getirilmesini teminen reform çalışmalarına ilişkin yasal çalışmalara 2005 yılında başlanmıştır. 2008 yılında 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu değiştiren 5457 sayılı Kanunun kabul edilmesi ile sosyal güvenliğe ilişkin mevzuatın büyük ölçüde toplulaştırılması önemli bir adım olmuştur.

5510 sayılı Kanunun kabul edilmesi ile birlikte, sigortalı olunacak kişiler yönünden kapsam genişletilmiş, 5510 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra çalışmaya başlayan tüm çalışanların aynı hükümlere tabi olması sağlanmış, tüm vatandaşların GSS kapsamına alınması ile ulusal bir sağlık sigortası kurulmuş, 18 yaşından küçük tüm vatandaşların prim ödeme koşulu olmadan GSS kapsamına alınmasına yönelik devrim niteliğinde düzenleme yapılmış, sigortalıların sağlık hizmetlerinden faydalanması kolaylaştırılmıştır. Ancak, emekli aylığının hesaplanmasında kullanılan aylık bağlama oranının düşürülmesi ve güncelleme katsayısının hesaplanmasında refah payının tamamının dikkate alınmaması, yatırılan prim miktarına oransal olarak aylığın hesaplanması yöntemi getirilmesi nedeniyle aylıkların miktarının azalmasına yönelik hükümler bireylerin sosyal güvenlik hakkından yararlanmalarını olumsuz etkilemiştir. Dolayısıyla denilebilir ki, reform sürecinde sistemin sorunları doğru teşhis edilmekle birlikte, sorunlara getirilmesi amaçlanan çözümlerin sosyal devlet ve sosyal güvenlik hakkının bir insan hakkı olduğu anlayışından uzak ve sadece sistemin aktüeryal dengesinin sağlanmasına yönelik çözümler olmuştur.

Yoksul ve muhtaç kesimlerin sosyal güvenlik hakkından yararlanmasının önemli araçlarından olan sosyal yardımların muhtaç kişilere ulaştırılması yönünde objektif ilkeler ortaya koyan temel bir mevzuat bulunmamakta, sosyal yardımlar bir hak olmaktan ziyade bir ihsan görünümü arz etmektedir. Bu nedenle, sosyal güvenlik reformunun tamamlanabilmesi için sosyal yardımların sosyal güvenlik hakkı bağlamında bir hak olarak kabul edilmesi, sosyal yardım ve sosyal hizmetlerle ilgili bütün kamu idarelerinin tek çatı altında toplanması ve bu yardım ile hizmetlere ilişkin ilkeleri ortaya koyan yasal çalışmaların kısa sürede sonuçlandırılması büyük önem arz etmektedir. Böylece, yoksul ve muhtaç

178 kesimlerin objektif ilkeler çerçevesinde yardımlardan yararlanması sağlanabilecek, bir lütuf niteliğinde algılanan sosyal yardımlar hak niteliğine de bürünecektir. Bu nedenle, yapılacak yasal çalışmalarda sosyal yardım ve sosyal hizmetlerin sosyal güvenlik hakkı yönünden ele alınması büyük önem arz etmektedir.

Đnsan haklarının temel amacı, insanın maddi ve manevi varlığının korunması ve geliştirilmesidir. Bu hakların hayata geçirilmesi, ancak bu hakların çeşitli yön ve boyutları ile bir bütün olarak algılanması, tanınması ve sağlanması ile mümkündür. Çünkü, insan yaşamı boyunca kişisel-siyasal haklar ile ekonomik-sosyal haklar karşılıklı bağımlılık içerisinde olup, bir bütünlük arz etmektedir. Böylece insan, artık sadece yaşama hakkına sahip olmakla kalmayacak, aynı zamanda sosyal güvenlik hakkı ile insan onuruna yaraşır yaşama düzeyini ve insanın saygınlık ve onurunu gözeterek davranılmasını da bir hak olarak isteyebilecektir. Nitekim, kişisel-siyasal hakların amacı, insan onuruna yakışır bir davranış biçimini teminat altına almak iken, sosyal güvenlik hakkının amacı da insanların saygın bir yaşam sürmesini güvence altına almaya çalışmaktadır. Dolayısıyla, insan onuruna yaraşır asgari bir yaşam düzeyi sürdürmeyi amaçlayan sosyal güvenlik hakkından yoksun olan bireylerin yaşam hakkının ne tam anlamıyla korunacağı, ne de siyasal haklarını özgürce kullanacağından söz etmek oldukça güçtür.

Sosyal güvenlik hakkı, bireylerin insan onuruna yaraşır asgari yaşam düzeyinde yaşamalarını güvence altına almayı amaçladığından, bireylerin bu haktan yararlanmaması durumunda başta yaşam hakkı olmak üzere, kişisel ve siyasi haklarının da kullanımı tehlikeye düşecektir. Bu nedenle, sosyal güvenlik hakkının sınırlanmasına yönelik düzenlemelerin yaşam hakkını ihlal etmesi karşısında korunamaması gerekmektedir.

Sonuç olarak, sosyal haklar arasında yer alan sosyal güvenlik hakkı anayasada korunan en temel hak olan yaşam hakkı ile ilgili olduğundan, insan hakları konusunda yapılan bir takım varsayımsal ayrımlara ve “mali yeterlilik” gibi birtakım kıstaslara kurban edilemeyecek kadar değerlidir. Bu hakkı ikinci plana iten veya ihmal eden bir tutumun sonucunda, en temel insan haklarından

179 olan yaşama hakkı ve diğer temel hakların da gereği gibi kullanılamayacağı açıktır.

180

KAYNAKÇA

I. KĐTAPLAR

AKAD, Mehmet; Teori ve Uygulamada Sosyal Güvenlik Hakkı, Kazancı Hukuk Yayınları, Đstanbul, 1992.

AKDEMĐR, Şadi; Avrupa Birliği-Türkiye Sosyal Güvenlik Normları, TĐSK Yayınları, Ankara, 2005.

AKBULAK, Sevinç / AKBULAK, Yavuz; Sosyal Güvenlik Kurumlarının Kaynak Sorunları ve Çözüm Önerileri, Maliye Hesap

Uzmanları Vakfı Yayınları, Ankara, 2004.

AKTAN, C. Can / ÖZKIVRAK, Özlem; Sosyal Refah Devleti, Okutan Yayıncılık, Đstanbul, 2008.

AKTAN, C. Can; Müdahaleci Devletten Sınırlı Devlete, Yeni Türkiye, Ankara, 1999.

ANAYURT, Ömer; Hukuka Giriş ve Hukukun Temel Kavramları, Seçkin Yayıncılık, Ankara, 2002.

ARICI, Kadir; Avrupa Birliği Sosyal Güvenlik Hukuku, Kamu-Đş Yayınları, Ankara, 1997.

ARICI, Kadir; Sosyal Güvenlik Dersleri, TES-ĐŞ Yayınları, Ankara, 1999.

ASLANKÖYLÜ, Resul; Sosyal Sigortalar Kanunu Yorumu, Nurol Matbaacılık , Ankara, 2003.

181 BAKIRCI, M. Kübra; Küreselleşme Sürecinde Sosyal Güvenlik Hakkı

ve Engelliler, MÜSBE Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Đstanbul, 2008.

BALCI GÖKÇEOĞLU, Şebnem Tutunamayanlar Ve Hukuk, Dost Yayınları, Ankara, 2007.

BARRY, Norman P.; Modern Siyaset Teorisi, Çev. Mustafa Erdoğan, Yusuf Şahin, Liberte Yayınları, Ankara, 2003.

BELEK, Đlker; Sosyal Devletin Krizi ve Sağlığın Ekonomi Politiği, Đstanbul, 1994.

BEŞER, Faruk; Đslam’da Sosyal Güvenlik, Diyanet Đşleri Başkanlığı Yayınları, Ankara, 1987.

BEŞER, Faruk; Sosyal Riskler-Sosyal Sigorta ve Đslam, Nun

Yayınları, Đstanbul, 2006.

BĐLGEBAY, Salih Kıvanç; Sosyal Refah Devletinin Bir Unsuru Olarak

Türkiye’de Sosyal Güvenlik Sisteminin Yeniden Yapılandırılması,

Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, MÜSBE, Đstanbul, 2006.

BOZKURT, Enver; Uluslararası Đnsan Hakları Hukuku, Asil Yayınları, Ankara, 2006.

BOSTANCI, Yalçın; Sosyal Güvenlik Hukukunda Genel Sağlık

Sigortası, SÜSBE, Yayımlanmamış Doktora Tezi, Konya, 2007.

BUĞRA, Ayşe; Kapitalizm, Yoksulluk ve Türkiye’de Sosyal Politika, Đletişim Yayınları, Đstanbul, 2008.

ÇALIŞ, Serkan; Türkiye’de Sosyal Güvenlik Reformu Kapsamında

Genel Sağlık Sigortasının Đncelenmesi, MÜSBE Yayımlanmamış Yüksek

182 Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, ILO Anayasasası ve Türkiye

Cumhuriyeti Tarafından Onaylanan ILO Sözleşmeleri, ÇSGB Yayınları,

Ankara, 1998.

CASTEL, Robert; Sosyal Güvensizlik, Đletişim Yayınları, Đstanbul, 2004.

ÇELĐK, Abdulhalim; Küreselleşme Sürecinde Sosyal Güvenlik

Sistemlerinin Dönüşümü ve Türkiye, Kamu-Đş Yayınları, Ankara, 2002.

ÇELĐKOĞLU, Đlyas; Sosyal Güvenlik Sistemlerinin Finansman

Yöntemleri ve Türkiye Uygulaması, DPT Yayınları, Ankara, 1994.

ÇETĐN, Evra; 1982 Anayasası’nda Sosyal Haklar ve Avrupa Sosyal

Şartı’na Dair Spesifik Sorunlar, ĐÜSBE Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi,

Đstanbul, 1998.

ÇUBUK, Ali; Sosyal Politika ve Sosyal Güvenlik, GÜ Đktisadi ve Đdari Bilimler Fakültesi Yayınları, Ankara, 1986.

ÇUBUK, Ali; Sosyal Politika ve Sosyal Güvenlik, GÜ Yayınları, Ankara, 1986.

DEMĐRBĐLEK, Sevda; Sosyal Güvenliğin Sosyolojisi, Legal Yayınevi, Đzmir, 2005.

DĐLĐK, Sait Sosyal Güvenlik, Ankara, 1991.

DĐLĐK, Sait; Türkiye’de Sosyal Sigortalar Đktisadi Açıdan Bir Tahlil

Denemesi, AÜSBF Yayını, Ankara, 1972.

DONNELLY, Jack; Teoride ve Uygulamada Evrensel Đnsan Hakları, Çev.Mustafa Erdoğan, M.L. Korkut, Yetkin Yayınları, Ankara, 1995.

DPT, 8. Beş Yıllık Kalkınma Planı Sosyal Hizmetler ve Sosyal

183 DURUL, Ferzan; Küreselleşme ve Đnsan Hakları, Toroslu Kitaplığı, Đstanbul, 2008.

DUVERGER, Maurice; Batının Đki Yüzü, Çev. Cem Eroğul ve Fazıl Sağlam, Doğan Yayınları, Ankara, 1977.

DÜREN, Zeynep; 2000’li Yıllarda Yönetim, Đstanbul: Alfa Yayınları, 2002.

EKĐNCĐ, Yusuf; Ahilik, Ankara, 1991.

ERDOĞAN, Mustafa; Đnsan Hakları Teorisi ve Hukuku, Orion Kitabevi, Ankara, 2007.

ERGENEKON, Çağatay; Özel Emeklilik Fonları, Şili Örneğinden

Alınacak Dersler, ĐMKB Yayınları, Đstanbul, 1998.

ERTASAGUN, Erdal; Karşılaştırmalı Sağlık Sistemleri, H.Ü. Yayınları, Ankara, 2006.

GEMALMAZ, M. Semih, Ulusalüstü Đnsan Hakları Hukukunun Genel

Teorisine Giriş, Beta Basım Yayım, Đstanbul, 2003.

GEREK, Nüvit / ORAL A. Đlhan; Sosyal Güvenlik Hukuku, T.C Anadolu Üniversitesi Yayını No:1574, Eskişehir, 2004.

GOUGH, Ian; Refah Devleti, Çev. Kamil Güngör, New Palgrave Dictionary of Economics, 1998.

GÖKÇEOĞLU, Şebnem; Sosyal Güvenlik Hakkı, MÜSBE Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Đstanbul,1994.

GÖZE, Ayferi; Siyasal Düşünceler ve Yönetimler, Beta Yayınları, 2005.

GÖZE, Ayferi; Sosyal Devlet Sistemi, Đstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları, Đstanbul, 1976.

Belgede Sosyal güvenlik hakkı (sayfa 188-200)