• Sonuç bulunamadı

Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği Çerçevesinde Kabul Edilen

Belgede Sosyal güvenlik hakkı (sayfa 98-106)

C. Bölgesel Nitelikli Bildiriler ve Sözleşmeler

1. Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği Çerçevesinde Kabul Edilen

a. Avrupa Sosyal Şartı (Anlaşması)

AĐHS’nin eksikliklerini gidererek sosyal haklar konusunda çok önemli hükümler getiren310 ASŞ, Avrupa Konseyine üye ülkeler tarafından, 18 Kasım 1961 tarihinde imzalanmış ve 26 Şubat 1965 tarihinde beş devletin onaylamasından sonra yürürlüğe girmiştir. Bu anlaşmada, çağın anlayışına uygun olarak bütün sosyal ve ekonomik haklar 19 temel madde ve 72 paragraf içinde geniş bir ideal liste halinde sıralanmıştır. Şart, sosyal haklar konusunda en kapsamlı uluslararası sözleşme olup, şartta çağdaş sosyal hakların hemen hemen tümüne yer verilmiştir311. Şart, AĐHS’nin yer vermeyip "daha doğrusu bir elin parmaklardan daha az sayıda yer vererek" ertelediği sosyal haklar alanındaki boşluğunu tamamlayıcısıdır312. Bu yönüyle ASŞ, AĐHS’nin "ikizi" olma özelliğini taşımıştır313. Bu nedenle, ASŞ’nin Avrupa Konseyi’nin insan hakları hukukunda çok önemli bir yeri vardır.

Şartın yürürlüğe girdiği tarihten bu yana geçen sürede, uygulamada yaşanılan deneyimlerden yararlanmak ve şartın etkinliğini artırmak amacıyla 5 Mayıs 1988 tarihinde "Avrupa Sosyal Şartı’na Ek Protokol", 21 Ekim 1991 tarihinde "Avrupa Sosyal Şartı’nı Değiştiren Protokol", son olarak 1996 yılında

310 AKAD, a.g.e., s.29.

311 Aziz ÇELĐK, "Avrupa Sosyal Şartı ve Türkiye‘nin Çekinceleri", Türk-Đş Dergisi, S.366, 2005,

s.91.

312 Klaus FUCHS, “Avrupa Sosyal Şartı: Günümüzdeki Durum ve Perspektifler”, Avrupa Sosyal

Şartı ve Türkiye Kolokyumu, Bildiriler ve Tartışmalar Yayına Hazırlayan: Mesut Gülmez)

TODAĐE Yayınları, Ankara, 1993, s. 26-27.

313

Mesut GÜLMEZ, "Gözden Geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartı’na Uyum Sağlayabilecek miyiz."

82

"Gözden Geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartı" adıyla revize edilmiş, bu belge 1999 yılında yürürlüğe girmiştir.

Türkiye Cumhuriyeti, ASŞ’yi 1961 yılında imzalamış, 16/6/1989 tarihli ve 3581 sayılı Kanunla onaylanmasını uygun bulmuş, 7/8/1989 tarihli ve 89/14434 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla da onaylamıştır314. Bu onay kararı, Avrupa Konseyi’ne 24 Kasım 1989 tarihinde tevdi edilmiştir. Öte yandan, Avrupa Sosyal Şartına Ek Protokol 5 Mayıs 1998, Avrupa Sosyal Şartını Değiştiren Protokol ile Gözden Geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartı ise 6 Ekim 2004 tarihinde imzalanmıştır315.

Türkiye, Şart‘ın I, III, IV ve V. Bölümleri ve Şart‘ın ayrılmaz parçası olan Ek ile bağlı olduğunu beyan etmiştir. Yukarıda da açıklandığı üzere, taraf devletler, Şartın 20/1-b hükmü uyarınca, Şart‘ın 2. Bölümünde yer alan maddelerden 1, 5, 6, 12, 13, 16 ve 19. maddelerinden en az beşi ile bağlanmakla yükümlü tutulmuştur. Bu maddelerdeki düzenlemelerin, Şart‘la korunma altına alınan en temel haklar olduğu ifade edilmektedir316. Türkiye, Şart‘ın çalışma hakkı (md. 1), sosyal güvenlik hakkı (md. 12), sağlık ve sosyal yardım hakkı (md. 13), ailenin korunması (md. 16) ve çalışan göçmenlerin ve ailelerinin korunma ve yardım hakkı (md. 19) maddeleri ile bağlanmayı taahhüt etmiştir. Ayrıca Türkiye, Şartın örgütlenme hakkını düzenleyen 5. maddesi, toplu sözleşme hakkını düzenleyen 6. maddesi ile yaşlıların ve çocukların korunmasını düzenleyen 7. maddesine çekince koymuştur.

Şart, sadece çalışma ilişkilerinin değil, sosyal hakların en geniş bir kavram ve gerçeklik olarak ele alınmasını öngörmektedir317. ASŞ, ILO’nun 102 sayılı Sözleşmesine göre daha ileri düzeyde kurallar içeren Avrupa Sosyal Güvenlik Koduna yollama yapmaktadır. Ayrıca 30. maddede 102 sayılı Sözleşmeden farklı

314

Resmi Gazete, T: 14.10.1989, S.20312; ALPAR a.g.e, s.7; http://www.kamu- is.org.tr/pdf/5412.pdf, (E.T.:15.02.2009). 315 http://www.coe.int/T/E/Human_Rights/Esc/1_General_Presentation/Sig+rat_nov_2004.pdf (E.T.:06.01.2005). 316 ALGAN, a.g.e., s.296. 317 KORKUSUZ, a.g.e., s.133.

83

olarak 30. maddede “Toplumsal dışlanma ve yoksulluğa karşı korunma hakkı” düzenlenmektedir318.

ASŞ’nin “Sosyal Güvenlik Hakkı” başlığını taşıyan 12. maddesine göre, taraf devletler, sosyal güvenliğin tam anlamıyla sağlanması için bir sosyal güvenlik sistemi oluşturmak veya mevcut sistemi korumak; en azından ILO’nun 102 sayılı sözleşmesindeki normlara eşit bir sosyal güvenlik sistemini devam ettirmek ve aşamalı olarak sosyal güvenlik sistemlerini daha da üst düzeye çıkarmak yönünde çaba göstermek yükümlülüğü altındadır. Bunun yanı sıra taraf devletler, uygun ikili veya çok taraflı sözleşmeler yaparak ya da başka yollarla bu sözleşmelerde yer alan koşullara bağlı olarak; korunan kişilerin akit ülkeler arasında ne suretle olursa olsun yer değiştirmeleri sırasında, diğer akit taraf vatandaşları ile sosyal güvenlik mevzuatından doğan yardımların muhafazası dahil olmak üzere sosyal güvenlik hakları itibari ile kendi vatandaşları ile kendi vatandaşlarının eşit muamele görmelerini; akit taraflardan her birinin mevzuatına göre tamamlanan sigorta ve çalışma sürelerinin birleştirilmesi yoluyla sosyal güvenlik haklarının verilmesi, sürdürülmesi ve yeniden başlatılmasını sağlamak için girişimlerde bulunmayı taahhüt ederler319.

Şartın “Sosyal ve Tıbbi Yardım Hakkı” başlığını taşıyan 13. maddesine göre ise; taraf devletler sağlık ve sosyal yardım hakkının etkin bir biçimde kullanılmasını sağlamak için: yeterli olanağı bulunmayan ve kendi çabasıyla veya başka kaynaklardan, özellikle bir sosyal güvenlik sisteminden yararlanarak böyle bir olanak sağlayamayan herkese yeterli yardımı sağlamayı ve hastalık halinde bunun gerektirdiği bakımı sunmayı; böyle bir yardım görenlerin, bu nedenle siyasal ve sosyal haklarının kısıtlanmasını önlemeyi; herkesin, kişisel veya ailevi mahrumiyet halini önlemek, gidermek ya da hafifletmek için gerekebilecek öneri ve kişisel yardımları uygun kamusal ya da özel hizmetler eliyle alabilmesini sağlamayı taahhüt ederler320. Devamındaki 14. maddeye göre ise; sosyal refah hizmetlerinden yararlanmaya ilişkin olarak, taraf devletlerin, sosyal refah

318 KORKUSUZ/UĞUR, a.g.e, s.85.

319 ASŞ metni için bkz. http://www.tbmm.gov.tr/komisyon/insanhak/pdf01/391-410.pdf,

(E.T.:16.02.2009); Ayrıca bkz. ŞEN, a.g.e., s.188.

84

hizmetlerinden yararlanma hakkının etkili bir biçimde kullanılmasını sağlamak üzere, sosyal hizmet yöntemlerinden yararlanarak, toplumda bireylerin ve grupların refah ve gelişmelerine ve sosyal çevreye uyum sağlamalarına katkıda bulunacak hizmetleri desteklemeyi ya da sağlamayı; bireylerin ve gönüllü ya da diğer örgütlerin bu tür hizmetlerin kurulması ve sürdürülmesine katılmalarını özendirmeyi321 taahhüt etmiş olduğunu ifade etmektedir.

ASŞ’yi kabul eden devletler, bu anlaşmada yer alan bütün hükümleri ile kendilerini bağlamak zorunda olmamakla birlikte, başlangıçta en azından 10 temel madde ile 45 paragrafın hükümlerine uyma yükümlülüğünü kabul etmeleri gerekmektedir. Đleride isterlerse diğer hükümlere de katılabileceklerdir. Böyle esnek bir geçiş sürecinin kabul edilmesinin nedeni, üye devletler arasındaki ekonomik ve sosyal düzeyin farklı olmasıdır322.

Şart tarafından öngörülen denetim sistemi, Şart‘a taraf devletlerce sunulan "Periyodik Raporlar", üye devletler tarafından "Kabul Edilmemiş Hükümler Bakımından Rapor Verme Yükümlülüğü" ve "Toplu Şikâyet Sistemi" uyarınca şikayet hakkı tanınan örgütler tarafından Toplu Şikayet Sistemi Öngören Ek Protokolü kabul eden taraf devletler hakkında yapılan şikayetlere dayanmaktadır. Rapor usulü, Şart‘ın yürürlüğe girdiği 1965 yılında; toplu şikâyet usulü ise Toplu Şikayet Usulünü Öngören Ek Protokol‘ün yürürlüğe girdiği 1998 tarihinde eyleme geçirilmiştir323

. ASŞ’nın yürürlüğe girdiği 1989 ve 2007 yılları arasında, Türkiye tarafından 13 rapor sunulmuş bulunmaktadır. Ancak ifade etmek gerekir ki, özellikle toplu şikâyet sisteminin kabul edilmesi ile birlikte Şartın kapsamında yer alan hakların korunması yönünde daha güçlü bir adım atılmıştır.

Türkiye’nin, Avrupa Konseyinin AĐHS’ni tamamlayan bir insan hakları sözleşmesi olan Gözden Geçirilmiş ASŞ’yi %93’lük bir düzeyde onaylaması, kuşkusuz ileri bir adımdır324.

321 http://www.tbmm.gov.tr/komisyon/insanhak/pdf01/391-410.pdf, (E.T.:16.02.2009).

322

KAPANĐ (1991), a.g.e., s.65.

323 Evra ÇETĐN, 1982 Anayasası’da Sosyal Haklar ve Avrupa Sosyal Şartı’na Dair Spesifik Sorunlar, ĐÜSBE Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Đstanbul, 1998, s.53.

324 GÜLMEZ, a.g.m., s.50. Tekin AKILLIOĞLU, "Avrupa Sosyal Şartı’ Üzerine Bazı Gözlemler",

www.idare.gen.tr/akillioglu-sosyalsart.htm (E.T.:18.9.2009); Ayrıca bkz.: Tekin AKILLIOĞLU, “Avrupa Toplumsal Andlaşması ve Türkiye”, Anayasa Yargısı Dergisi, C.15, 1998, s.14-37.

85

b. Avrupa Sosyal Güvenlik Kodu

Kuruluşundan beri sosyal güvenlik sorunları ile yakından ilgilenen Avrupa Konseyi, ILO tarafından hazırlanan 102 sayılı “Sosyal Güvenliğin Asgari Normları Hakkındaki Sözleşme”ye paralel olarak, sadece Avrupa ülkeleri açısından ve bu devletlerin ekonomik ve sosyal gelişme düzeyine daha uygun ve daha yüksek normları taşıyan Avrupa Sosyal Güvenlik Kodu’nu meydana getirmişlerdir325.

ASGK, sosyal güvenlik kuruluşlarının yapısına ilişkin doğrudan bir hüküm taşımamakla birlikte, yönetime katılma esasları hakkında bazı hükümlere yer vermektedir. ILO’nun 102 sayılı Sözleşmesi esas alınarak hazırlanan ASGK, 17 Mart 1968 tarihinde yürürlüğe girmiş ve Türkiye’nin de dahil olduğu 13 devlet tarafından onaylanmıştır326.

Bu belgede de kendilerine karşı güvence sağlanacak sosyal risklerin sayısını 102 sayılı Sözleşmede olduğu gibi dokuz olarak belirlenmiştir. Bu haliyle sözleşme, hem 102 sayılı ILO sözleşmesini hem de ASŞ’yi tamamlayan ve bütünleyen nitelikte olduğu söylenebilir327.

Üye devletlerin anılan kodu onaylayabilmeleri, bu dokuz riskten en az altısı için bir sosyal koruma mekanizması oluşturmaları koşuluna bağlanmıştır. Böylece Avrupa ülkeleri açısından sosyal güvenliğin kapsamının daha da genişletilmesi amaçlanmıştır. Kodda bundan başka, sosyal güvenlikle ilgili uyuşmazlıkların çözümü için bir yargılama mekanizmasının kurulması, sosyal güvenliğin yönetiminin işçi ve işverenlerden alınacak primlerle ya da vergilerle sağlanması konuları düzenlenmiştir328. Türkiye’de şimdilik bu anlaşmaya zorunlu olan asgari düzeyde katılmıştır329.

325

TUNÇOMAĞ, a.g.e., s.37.

326 Resmi Gazete, T:23.7.1979, S.16705. 327 AKAD, a.g.e., s.29-30.

328 Nüvit GEREK/A. Đlhan ORAL, Sosyal Güvenlik Hukuku, Anadolu Üniversitesi Yayını,

Eskişehir, 2004, s.23.

86

ASKG kapsamındaki hakların korunması amacıyla ilgililerin başvurabilecekleri bir yargılama mekanizmasının öngörülmesi önem arz etmektedir.330

c. Avrupa Birliği Temel Haklar Şartı

Avrupa Birliği Temel Haklar Şartı, Avrupa vatandaşlarının ve AB’de ikamet eden herkesin medeni, siyasi, ekonomik ve sosyal haklarını belirtmektedir. 3-4 Haziran 1999 tarihlerinde gerçekleştirilen Köln Zirvesi’nin sonuç bildirgesinde, AB’nin geldiği aşamada, Birlik düzeyinde uygulanan temel hakların, bir Şartta toplanmak suretiyle açıklığa kavuşturulmasının gerekliliği vurgulanmıştır. Köln Zirvesi’nin bu direktifi doğrultusunda sürdürülen çalışmalar, Nice’de 7 Aralık 2000 tarihinde, ABTHŞ’nin imzalanmasıyla sonuçlanmıştır331. Şartın Antlaşmalara dahil edilip edilmeyeceğine ve edilecekse bunun ne şekilde yapılacağına ileride karar verilecektir. Avrupa Parlamentosu, Konseyi ve Komisyonu ABTHŞ Belgesi olarak resmen ilan etmiştir332.

ABTHŞ, saygınlık, özgürlükler, eşitlik, dayanışma, yurttaşların hakları ve adalet bölümlerinden oluşmaktadır. Şart, AĐHS, AB üye ülkelerinin anayasal gelenekleri, ASŞ, AB Đşçilerin Temel Sosyal Hakları Şartı ile AB ve üye ülkelerin taraf oldukları uluslararası sözleşmeler temel alınarak hazırlanmıştır.

ABTHŞ’nin “Sosyal Güvenlik ve Sosyal Yardım” başlıklı 24. maddesinde; AB’nin annelik, hastalık, iş kazaları, bağımlılık veya yaşlılık gibi durumlarda ve iş kaybı durumunda koruma sağlayan sosyal güvenlik haklarını ve sosyal hizmetleri tanır ve bu hak ve hizmetlere saygı duyduğu; AB içerisinde yasal olarak ikamet eden veya dolaşan herkesin, birlik Yasası ile ulusal yasalara ve uygulamalara göre sosyal güvenlik sistemlerinden ve sosyal fırsatlardan yararlanma hakkına sahip olduğunu; toplumdan dışlanma ve yoksulluk konularıyla mücadele ile ilgili olarak AB’nin, Topluluk yasası ve ulusal yasalarla

330 KORKUSUZ/UĞUR, a.g.e., s.85.

331 Erdal SARGUTAN, Sosyal Politika Bilimi, Hacettepe Üniversitesi Yayınları, Ankara, 2006,

s.111-112.

332

ABTHŞ metni için bkz. www.dpt.gov.tr/DocObjects/Download/2962/temelhak.pdf,

87

uygulamaların ilkelerine göre, olanakları elverişli olmayan herkese uygun bir yaşam sağlamak için sosyal yardım ve konut yardımı haklarını kabul ederek bu haklara saygı duyduğu ifade edilmektedir.

Şart, 12 Aralık 2007’de Lizbon’da AB üye devlet ve hükümet başkanları tarafından imzalanmıştır. Şart, ulusal parlamentolarda onaylandıktan sonra en geç iki yıl içerisinde yürürlüğe girmiş olacaktır. Avrupa Birliği Antlaşması ve Avrupa Topluluğu’nu kuran Antlaşma’yı tadil eden Lizbon Antlaşması’333nda, Temel Haklar Şartı’nın Antlaşmalar ile aynı yasal değeri taşıdığını belirten bir ibarenin eklenmesiyle, ABTHŞ’ye bağlayıcılık kazandırılmıştır334.

d. Çalışanların Temel Sosyal Hakları Topluluk Şartı

ÇTSHTŞ, işçilerin serbest dolaşımı, çalışma ve adil bir ücret isteme hakkı, yaşam ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi, sosyal koruma, sendika ve toplu pazarlık hakkı, mesleki eğitim, kadın ve erkeğe eşit işlem yapılması, işçilerin bilgilendirilmesi ve onlara danışılması, işçi sağlığı ve iş güvenliği, çocuk ve genç işçilerin korunması, yaşlıların korunması ve özürlülerin korunması konularında, ILO sözleşmeleri ve ASŞ’den esinlenerek “sosyal boyuta ekonomik boyut ile aynı önemin verilmesi ve bu ikisinin dengeli bir biçimde geliştirilmesi” amacıyla hazırlanmış bir hukuki metindir335.

1989 yılında kabul edilen bu şartla, “sosyal güvenlik hakkı” daha geniş bir kapsamda düzenlenmiştir. Şartın 10. maddesinde, AB’ye üye devletlerin tüm çalışanları tam bir sosyal koruma hakkına sahip olup, statüsü ve çalıştığı işletmenin büyüklüğü ne olursa olsun sosyal güvenlik yardımlarından yeterli düzeyde yararlandırılmaları öngörülmektedir. Hiç iş bulamayanlar ile sonradan işsiz kalanlar, yaşamlarını devam ettirecek olanaklardan yoksun olanlar, kişisel

333 13 Aralık 2007 tarihinde imzalanan Antlaşma, Avrupa Birliği Antlaşması ve Avrupa

Topluluğu'nu Kuran Antlaşma'da değişiklikler getirmektedir. 1 Ocak 2009'da yürürlüğe girmesi öngörülen Antlaşma'ya ilişkin onay süreci sürmektedir. Lizbon Antlaşması, Birliğin kurumsal yapısına ve karar alma süreçlerine ilişkin önemli yeniliklerin yanı sıra, AB'nin dış temsiline

yönelik hükümler de içermektedir. Bkz. http://www.ikv.org.tr/sozluk2.php?ID=1798

(E.T.:15.3.2009).

334

http://www.ikv.org.tr/sozluk2.php?ID=1203 (E.T.:15.3.2009).

88

konumlarına uygun yeterli gelir olanaklarından yararlandırılmalıdırlar. Böylece sosyal güvenlik uygulamalarından tüm toplum yararlandırılmış olacaktır.

Şartın 24 ve 25. maddeleri, yaşlılara güvence veren bir düzenlemedir. 24. maddeye göre, AB’nin tüm çalışanları, emeklilik aşamasında, makul bir yaşam düzeyini sağlayacak gelir kaynaklarına sahip olmalıdır. 25. madde ise emeklilik yaşına gelen fakat yaşlılık aylığından yararlanamayan ve yaşamlarını sürdürebilmek için başka geçim kaynağına sahip olmayan kimselerin, yeterli bir gelirden ve kendi özel gereksinimlerine uygun sosyal ve tıbbi yardım olanaklarından yararlanabilmeleri düzenlenmektedir. 26. madde sakatlara ilişkindir. Buna göre sakatlığın niteliği ve kaynağı ne olursa olsun, tüm sakatlar, mesleki ve sosyal uyumlarını sağlayacak somut önlemlerin bütününden yararlanabilmelidir. Bu iyileştirici önlemler, ilgililerin kapasitesi doğrultusunda özellikle mesleki eğitim, ergonomi hizmetlerine ulaşabilme, hareket olanakları, ulaşım araçları ve lojman sorunuyla ilgili olmalıdır.

Đngiltere'nin Topluluk Sosyal Şartına yapmış olduğu itiraz nedeniyle Avrupa Konseyi söz konusu belgeyi üye devletler açısından doğrudan bağlayıcı gücü bulunmayan bir “siyasal bildirge” olarak değerlendirmiştir.

e. Avrupa Đnsan Hakları Sözleşmesi

Uluslar arası sözleşmeler; imzacı devletlerin tek taraflı taahhütlerini içeriyorken, AĐHS taahhütlere bağlılığı denetleme sistemi kurmasıyla, sözleşmelere ciddi bir yenilik getirmiştir. Türkiye’nin 1954 yılında imzalayıp onayladığı AĐHS'nin, 1987 yılında Komisyonun ve 1989 yılında Divan’ın yargılama yetkisini tanımasıyla denetleme sistemine dahil olmuştur.

Avrupa’nın birleşmesi yolundaki düşünceler üzerine bir araya gelen devletler, daha yakın birliğe kavuşturacak örgüt kurma amacıyla Avrupa Konseyi Statüsünü 1949 yılında imzalamışlardır. Aynı yıl içinde sözleşme hazırlanmasını kararlaştırmışlar ve Türkiye dahil on iki üye ülke, AĐHS'yi imzalamışlardır. Sözleşme 1953 yılında yürürlüğe girmiş, TBMM 1954 yılında 6366 sayılı Kanunla sözleşmeyi onaylamıştır.

89

AĐHS’de ekonomik ve sosyal haklarla ilgili hükümler yer almamasına rağmen, AĐHM verdiği kararlarda, sosyal sigortaları AĐHS’nin “Adil Yargılanma Hakkı” başlıklı 6. maddesinde belirtilen “medeni hak” kavramı içinde değerlendirmekte ve sosyal güvenlik hakkına ilişkin uyuşmazlıklar için de AĐHM tarafından sözleşme hukuku kapsamında inceleme yapmaktadır336.

AĐHS’nin esas önemli noktası; sadece sağladığı hakların genişliğiyle sınırlı olmayıp aynı zamanda yapılan şikâyetleri çözmek, uygulamaları denetlemek ve Sözleşmenin yüklediği sorumlulukları gerçekleştirmek için kurulan koruma mekanizması olan Mahkeme’nin varlığıdır. AĐHS’yi önemli kılan; sözleşmenin diğer insan hakları sistemleri için bir model olmasının yanında temel hak ve özgürlüklere saygılı olmayı sağlayan Avrupa’daki düzenli ve tek kontrol mekanizması olmasıdır337.

AĐHS’nin bünyesinde yer alan kişisel ve siyasal hakların korunması ile ilgili olarak öngörülen denetim mekanizması, sosyal hakların korunması açısından da tartışılabilecek olan önemli bir uygulamadır.

Belgede Sosyal güvenlik hakkı (sayfa 98-106)