• Sonuç bulunamadı

Sanayi Devrimi Öncesi: Sosyal Güvenliğin Hak Konusu Olmadığı

Belgede Sosyal güvenlik hakkı (sayfa 52-55)

A. Dünya’da Sosyal Güvenlik Hakkının Gelişimi

1. Sanayi Devrimi Öncesi: Sosyal Güvenliğin Hak Konusu Olmadığı

Tarih boyunca her toplumda, daha çok sosyal yardım biçiminde çeşitli sosyal etkinliklerin yer aldığı görülmektedir. Büyük bir bölümü dinsel kaynaklı görevlerin152 yerine getirilmesi şeklinde başlamış olan bu hizmetler ve görevler ilgili din kurumlarınca veya aile içi dayanışma153 ile yerine getirilmeye çalışılmıştır.

Sosyal güvenliğin, temel olarak birey ve toplum hayatına yönelik tehlikelere karşı tedbir alınması olarak özetlenirse, hiçbir toplum tedbirsiz yaşamamıştır. Đlk çağlarda alınan ilk tedbirler de bireysel ve toplumsal tasarruflar olmuştur. Bilinen en eski sosyal güvenlik uygulaması örneğini Eski Mısır'da

151

Örneğin sosyal güvenliğin gelişimini DĐLĐK, Đlk çağ, ortaçağdan sanayi devrimine kadar ve sanayi devrimi sonrası olmak üzere üç bölümde incelemektedir. DĐLĐK (1991), a.g.e., s.13-50.

152 Ayrıntılı bilgi için bkz. DĐLĐK (1991), a.g.e. s.14; Ali ŞENSOY, Đslam Ekonomisi Açısından

Dayanışma ve Sosyal Güvenlik, Mavi Yayıncılık, Đstanbul, 2001, s.21-22. 153

Aile içi dayanışma özellikle tarım ekonomisinin egemen olduğu dönemden sanayi devrimi öncesine kadar sosyal güvenlikte önemli rol almıştır. Bkz. DĐLĐK (1991), a.g.e., s.13-14.

36

Yusuf Peygamber'in organize ettiği rivayet edilmektedir. Yusuf Peygamber'in yedi bolluk yılında çok geniş stoklar yaptığı ve izleyen yedi kıtlık yılında bunların dağıtımını yaptığı; böylece tasarrufla harcama arasında etkili bir denge kurarak, yaşam standartlarında olası derin değişmeleri önlediği belirtilmektedir154. Daha sonraları Eski Roma, Yunan ve Mısır'da milattan önce 2000 yılında yoksul ve muhtaçlara yardım eden kurumların varlığından söz edilmektedir155.

Diğer taraftan aile içi dayanışma, özellikle tarım ekonomisine geçişten sanayi devrimi öncesine kadar olan dönemde sosyal güvenlikte önemli rol oynamıştır156. Đlk çağlar ve orta çağın henüz laik olmayan toplumlarında din, sosyal yaşamda önemli bir yer tuttuğundan, sosyal güvenliğe ilişkin uygulamalar daha çok dinsel kaynaklı olmaktadır. Bu dönemde Đslam toplumlarında sosyal güvenliğin temelini, inananların kardeşliği ve cemaatleşme prensipleri uyarınca toplumda var olan dayanışma oluşturmaktadır157. Bu dayanışma anlayışı, sosyal güvenlik alanında zekât, fitre, sadaka, kefaret ve benzeri yardımlar şeklinde somutlaşmıştır158. Đslam toplumlarındaki bu dinsel temelli sosyal yardım olgusu, Hıristiyan batı toplumları için de geçerlidir. 15. yy’ye kadar süren dönemde, manastırlar, şövalye tarikatları, hastane ve kardeşlik tarikatları aracılığıyla gerçekleştirilen dini temellere dayalı dini yardımlar önemli rol oynamıştır159.

Ortaçağda batı toplumlarında loncalar doğu toplumlarında ise ahi birlikleri160 gibi meslek kuruluşları sosyal güvenlik alanında önemli bir işleve sahiptiler161. Birbiriyle paralellik gösteren bu iki yapıda da var olan çırak-kalfa-

154 RĐCHARDSON, a.g.e., s.4; ŞENSOY, a.g.e., s.21.

155 DĐLĐK (1991), a.g.e., s.15-19. 156

DĐLĐK (1991), a.g.e., s.13.

157 Faruk BEŞER, Đslam’da Sosyal Güvenlik, Diyanet Đşleri Başkanlığı Yayınları, Ankara, 1987,

s.9; Đslam toplumlarında sosyal güvenlik kurumları ve yardımlaşma teknikleri hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Hadi SAĞLAM, "Đslam Hukuk Tarihinde Sosyal Güvenlik Kurumları ve Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Teknikleri", E-Akademi Đnternet Dergisi, S.90, Ağustos 2009, http://www.e-akademi.org/makaleler/hsaglam-2.htm#_ftn1 (E.T.:21.09.2009)

158 Ayrıntılı bilgi için bkz. BEŞER (1987), a.g.e., s.125 vd.; DĐLĐK (1988), a.g.m., s. 21. 159 DĐLĐK (1988), a.g.m., s.16 v.d.

160

Ahilik ve Loncalar hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Ziya KAZICI, Ahilik, TDVĐA Yayınları, Đstanbul, 1988.

161 Muslihittin FEZV, "Sosyal Devlet Ve Đnsan Hakları", Danıştay Dergisi, Y.5, S.18-19, 1975,

s.133; Loncalar ve ahi birlikleri yalnızca mesleki temel değil, aynı zamanda dinsel temele de dayanan kurumlardı. Bkz. Adnan GÜLERMAN/Sevda TAŞTEKĐL, Ahi Teşkilatının Türk

37

usta hiyerarşisi162 ve çıraklarla ustalar arasındaki baba-oğul ilişkisine benzer ilişki163 bu kuruluşlarca sağlanan sosyal yardımların temelini oluşturmuştur. Diğer taraftan bu kuruluşlardaki dayanışma, bunların bünyesinde oluşturulmuş yardım sandıklarının da üyelerinin belirli gereksinimlerini karşılaması ile ortaya çıkıyordu164. Bu meslek teşekkülleri, üyelerini sosyal risklere karşı koruma tedbirlerini oluşturmayı da başarmışlardır. Kanaatimizce, yukarıda yer alan söz konusu mesleki yapılanmalarda, mesleki sorunların ortaklığı, kişileri belirli bir dayanışma içerisine itmiştir.

Meslek teşekküller bünyesinde çeşitli yardım sandıkları kuruldu ve bu sandıklar müşterek bir servet oluşturmaya başlamıştır. Oluşturulan sandıklar, sanayi devrimi öncesi batı toplumunda önemli bir yer tutmuştur. Diğer taraftan meslek teşekkülleri dışında sosyal yardımlaşma, daha çok dini özellik taşıyan bir yardımlaşma şeklinde olmuştur. Avrupa’da, kilise, manastır gibi dini kuruluşlar, yoksullara, hastalara, kimsesiz çocuk, dul ve yetimlere halkın bağışla oluşan fonlarından yardım yaparlardı. Bu yardımlar genellikle kilise ve manastırların bünyesinde kurulu hastanelerde fakirlere parasız tedavi ve bakım sağlama, para, yiyecek, giyecek verme şeklinde olmuştur165.

Avrupa’da bu yardımlarda 15. yy’nin sonlarına doğru bir gerileme görüldü. Böylece, ahi birlikleri ve loncalar önemini yitirmeye başlamıştır. Diğer taraftan, 15. yy’den sonra sosyal yapı, Rönesans ve dinde reform hareketleri, teknik gelişmeler, coğrafi keşifler ve ticaretin gelişmesi sonucunda köklü değişikliklere uğramıştır. Feodal toplumun bağrında kapitalist ilişkilerin yaşanmaya başlaması, yeni ilişkilere ayak uyduramayan loncaların da çöküşünü hazırlamıştır166.

162Cahit TALAS, Sosyal Politika, Đstanbul, 1990, s.26. 163

Sebahattin GÜLLÜLÜ, Ahi Birlikleri, Đstanbul, 1977, s.128; Yusuf EKĐNCĐ, Ahilik, Ankara, 1991, s.66.

164 EKĐNCĐ, a.g.e., s.35. Meslek teşekkülleri yoluyla yardımlaşmanın ortaya çıkışı, birbirleriyle

rekabet içinde bulunan esnaflar, şehirlerde üretilen mal ve hizmetlerin miktarı aşırı artınca, üretim faaliyetlerinde düzenlemeye gitmeye ihtiyaç duyulması ile hem aşırı rekabet nedeniyle geçim zorluğuna düşen esnaf ve sanatkârların korunması hem de kötü ve kalitesiz ürünlere karşı tüketicilerin korunması amaçlanmıştır. Sait DĐLĐK, Türkiye’de Sosyal Sigortalar Đktisadi

Açıdan Bir Tahlil Denemesi, AÜSBF Yayını, Ankara, 1972, s.23. 165

TUNCAY, a.g.e., s.10.

38

Bu dönemin sonlarında geleneksel yardım faaliyetlerinden farklı olarak 1536'da Đngiltere hükümetinin denetimi altında ilk kamusal yardım planı düzenlenmiş, 1572'de genel vergilerle yardım fonları sağlama yoluna gidilmiş, 1576'da ıslahhaneler açılmış, 1597'de yardım evleri kurulmuştur. Yoksulların bakımından, yerinden yönetim idarelerinin sorumlu olmasını sağlayan ilk yasalar da 1598 ve 1601 tarihli "Yoksulluk Yasaları" olmuştur167. Bu yoksulluk yasaları, insani ve ahlaki değerlere dayanmakta idi168. Çünkü daha önce yoksulluk, geniş çapta yeteneksizlik, ehliyetsizlik ve idaresizliğin bir sonucu ve yoksulların kendi kusuru olarak düşünülüyordu169. Bu nedenle yardımların temelini acıma duygusu oluşturuyordu.

Sonuç olarak, sanayi devrimi öncesinde sosyal güvenlik uygulamaları bir hak olarak kabul edilmekten ziyade, dini, mesleki ve aile içi dayanışmaya dayanan, dinsel nitelik taşıyan veya sosyal dayanışma temelli yardımlaşmaya dayanıyordu. Bu çerçevede, günümüz anlamındaki sosyal güvenlik uygulamalarının ortaya çıkması için, Sanayi Devrimi neticesinde bir işçi sınıfının meydana gelmesi beklendi.

2. Sanayi Devrimi ile 1930’lu Yıllar Arasındaki Dönem: Sosyal

Belgede Sosyal güvenlik hakkı (sayfa 52-55)