• Sonuç bulunamadı

1. Kulu: Bir Orta Anadolu ilçes

1.2. Sosyal ve Dini Hayat

Günümüzde Kulu’da sosyal ve dini hayatın sıradan bir Anadolu kasabasında olduğundan çok farklı seyretmediğini söylemek yanlış olmaz. Diğer yandan bu oldukça genel değerlendirmenin ötesinde ilçenin sosyal ve dini hayatı hakkında yeterli sayı ve kalitede spesifik yazılı kaynak ve dolayısıyla veri bulunduğunu söylemek de mümkün değildir (Sönmez, 2006: 243, 246). Yazılı veri konusundaki bu eksiklik Kulu’nun dini hayatı söz konusu olduğunda çok daha ciddi boyutlara ulaşmaktadır. Dolayısıyla bu bölümde ve çalışmanın ilerleyen kısımlarında yer alan Kulu’nun soysal ve dini hayatı ile ilgili bilgiler, kısıtlı yazılı kaynaklara ve araştırmacının anket, mülakat ve gözlemlerinden elde ettiği verilere dayanmaktadır.

Konya ve Ankara’nın ortasında yer alması, Kulu’nun geçmişte Selçuklu ve Karamanoğulları’nın başkentine, günümüzde ise Türkiye Cumhuriyeti’nin başkentine yakın olması sonucunu doğurmuştur ki; bunun, onu, hem geçmişte hem de günümüzde Anadolu kırsalından ayıran ve farklılaştıran en önemli özellik olduğu söylenebilir. Cumhuriyet öncesi Kulu bölgesinin en önemli unsuru olan Atçekenlerin sosyal yapısının, dönemindeki diğer konar–göçerlerden farklı olduğu görülmektedir. Şöyle ki, genel olarak konar–göçerlerin hayatında önemli bir yere sahip olan yayla hayatı Atçekenlerde bulunmamaktadır. Şüphesiz bu durum onların dağlık alanlardan çok Konya ovasında yaşamalarından kaynaklanmakta idi. Diğer yandan, kısa zamanda yerleşik hayata geçmeleri ve Konya gibi önemli bir kültür, sanat ve ticaret merkezine yakın olmaları Atçekenlerin kültür yapısını etkilemiş ve bu oymaklara mensup çok sayıda idari, ilmi, dini ve sosyal uzmanın yetişmesine yol açmıştır (Karadeniz, 1995: 87, 98, 289). Farklı yer ve zamanlarda pek çok örneğine rastlansa da, Cumhuriyet öncesi Kulu’da, coğrafi konumun sosyokültürel sonuçlar doğurduğunu bir kez daha görmek ilgi çekicidir.

Benzer şekilde Cumhuriyet dönemi Kulu’sunda da coğrafi konum (örneğin başkente yakınlık), iklim ve dış göçün ilçenin sosyokültürel yapı ve yaşamına çok boyutlu etkileri olduğu söylenebilir. Örneğin, Sömez, Kulu’da erken gelen bir modernite yaşandığını ve Batılı giyim kuşam tarzının herhangi bir zorlama olmaksızın özümsenerek benimsenmiş olduğunu söylemektedir (Sönmez, 2003: 225, 246–256). Kulu’nun erken bir modernlik tecrübesi yaşamasında, ilçenin, yönünü Batı’ya dönmüş olan yeni Cumhuriyet’in başkentine yakınlığı önemli bir faktör olsa gerektir.

Okuma yazma oranı oldukça yüksek ve Başkent Ankara'ya yakın olmasına rağmen, Kulu’da eğitim düzeyinin yüksek olduğu söylenemez. Bunun başlıca nedeni ilçe halkının yurtdışına gitmeyi geleceği için eğitimden daha cazip ve karlı görmesidir (Servet Altuntaş51 ile kişisel iletişim, 31 Ekim 2008). Dış göçün eğitim gibi olumsuz yönde etkide bulunduğu kurumların bir diğeri de ailedir. Göç Kulu’daki

51 Kulu Milli Eğitim Müdürü

parçalanmış aile sayısını bir hayli artırmış; bu ise eğitimle ilgili olduğu kadar sosyal, kültürel, ahlaki ve dini pek çok zincirleme soruna da neden olmuştur (Erkaya Yırık52 ile kişisel iletişim, 31 Ekim 2008). Bu konudaki çalışmalar, eşleriyle beraber yaşayan kadınlara göre kocası yurtdışında çalışan kadınlarda psikosomatik hastalıklara, anksiyete ve depresyona daha sık rastlandığını göstermekte ve geride kalan çocuklarda düşmanlık, saldırganlık görüldüğünü, bu çocukların karakter yapılarının negativist ve nörotik özellikler taşıdığını, arkadaşlarıyla ilişki kuramadıklarını, isyankar olduklarını, derslerine ilgi göstermediklerini ve ebeveynlerine karşı öfke ve kırgınlık duyduklarını ortaya koymaktadır (Semiz, 1994: 22–24). Çelik de, yurtdışına işçi göçünün parçalanmışlıkla karakterize yeni bir aile tipi yarattığını ve parçalanmış ailenin en büyük etkisini çocuklar üzerinde gösterdiğini vurgulamaktadır (Çelik, 2008: 123, 124). Dolayısıyla, dış göçün Kulu’da kalan kalan eş ve çocuklar üzerindeki olumsuz sonuçlarının ilçenin sosyal yapısında kırılmalara yol açmadığını düşünmek iyimserlik olacaktır.

Kulu ilçe merkezinde 1 anaokulu, 11 ilköğretim okulu, 1 Anadolu Lisesi, 1 genel lise, 1 Đmam–Hatip Lisesi, 1 Anadolu Teknik Lisesi Mesleki ve Teknik Eğitim Merkezi, 1 Halk Eğitim Merkezi ve Akşam Sanat Okulu (ASO) ile 1 öğretmenevi bulunmaktadır. Kulu’nun 7 kasabasında toplam 11 ilköğretim okulu ve 4 genel lisede öğretim yapılmakta iken; 28 köyünde toplam 16 ilköğretim okulu faaliyettedir (Kulu Đlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, 2009). Bu öğretim kurumları dışında Kulu’da, 2001 yılında açılmış, Bilgisayar Teknolojisi ve Programlama (normal ve ikinci öğretim) ile Elektrik ve Dış Ticaret programları olan ve 669 öğrencisi bulunan Selçuk Üniversitesi’ne bağlı bir Meslek Yüksek Okulu da bulunmaktadır (Kulu MYO, 2009). Bu yüksek okulun, ilçenin ekonomik ve sosyokültürel hayatında bir canlılık ve aynı zamanda farklılaşma yarattığı gözlenmektedir.

Đlçede Kulu’nun Sesi ve Öz Kulu adlı iki haftalık gazete yayınlanmakta ve Kulu’nun Sesi adlı yerel yayın yapan bir radyo bulunmaktadır. Kapalı spor salonu inşaatı devam etmekte olup; amatör takımlar arasında her yıl bahar aylarında düzenli

olarak kupa maçları düzenlenmektedir. Kulu futbol takımı Kulu Spor Konya II. Amatör Küme’de oynamakta olup; belediye ve kaymakamlığın katkılarıyla 1 adet halı saha kompleksi açılmış ve ilçe halkının hizmetine sunulmuştur. Đlçede 1 adet halk kütüphanesi bulunmakta olup; burada telekom işbirliği ile bir internet evi de açılmıştır (Kulu Belediyesi, 2009c). Bu arada hemen belirtelim ki, Kululular ancak yazdan yaza görüşebildikleri Đsveç’teki yakınlarıyla sesli ve görüntülü olarak görüşüp hasret giderebilmek için interneti sıkça kullanmaktadırlar. Öyle ki, Kulu Belediye Başkanı, ilçedeki hemen her evde internet bağlantısı olduğunu ifade etmektedir (Zaman, 3 Mart 2009: 22).

Kulu’nun nüfusu, gurbetçilerin tatil ve ziyaret için geldikleri yaz aylarında neredeyse 2 katına çıkmaktadır. Gurbetçilerin gelişi, Kulu’nun sosyal ve ekonomik hayatı üzerinde bazı olumlu ve olumsuz etkiler yaratmaktadır: Düğün vb. etkinliklerin ve ev bakımı/yapımı gibi bazı ticari faaliyetlerin artış göstermesi ilçe ekonomisinde önemli bir canlanmaya yol açmakta iken; yine benzeri nedenlerle fiyatların aşırı yükselmesinin Kulu’nun yerli halkı için olumsuz bir etki yarattığı söylenebilir (Ahmet Yıldız53 ile kişisel iletişim, 1 Kasım 2008). Göçün, sadece göç eden Kululular üzerinde değil, göç etmeyenler üzerinde de olumlu ve olumsuz etkiler yaratmakt olduğu görülmektedir.

Coğrafi, toplumsal, kültürel ve ekonomik faktörlerin sosyal hayat üzerinde olduğu kadar, onunla sürekli etkileşim içinde bulunan dini hayat üzerinde de önemli etkiler yaratacağı muhakkaktır. Örneğin, coğrafi konumu, Kulu’nun sosyal ve dini hayatı üzerinde geçmişte ve günümüzde önemli etkiler yaratmıştır. Konya gibi dini bir merkeze yakınlığın, özellikle Cumhuriyet öncesi dönemde Kulu’nun dini hayatı üzerinde olumlu etkilere yol açtığı söylenebilir. Nitekim XVI. ve XVII. yüzyılda günümüz Kulu’sunu da içine alan bölgede yaşamış olan Atçeken oymakları üzerine yapılan bir çalışmada, Atçekenlere mensup din görevlileri sayısından hareketle bu topluluğun dini inançlara bağlılığının yüksek olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Aynı çalışmada, bu sonucun ortaya çıkmasında, bölgenin Konya’ya yakınlığının da etkili

olduğuna işaret edilmektedir (Karadeniz, 1995: 98, 100). Benzer şekilde, yeni Cumhuriyet’in başkenti Ankara’ya yakın oluşunun, Kulu’nun, diğer Anadolu kasabalarına kıyasla, modernlik tecrübesiyle daha erken tanışmasına etki etmiş olabileceğinden yukarıda bahsedilmişti.

Günümüzde Kulu’nun dini hayatı üzerine yapılmış müstakil bir çalışmaya rastlanmamış olup; konu hakkındaki en kapsamlı veri kaynağının bu çalışmanın ampirik bulguları olduğu söylenebilir. Zira bu çalışmada göçün dini hayata etkilerini tespit edebilmek amacıyla, göç etmiş ve etmemiş Kululuların dindarlıklarına dair bazı göstergelerin karşılaştırılması yöntemine başvurulmuş ve dolayısıyla bu karşılaştırmaların yapıldığı bölümde Kulu’nun dini hayatına dair bazı önemli bulgulara da yer verilmiştir. Söz konusu bulgulara, aşağıda ilgili bölümlerde ayrıntılı olarak yer verilmekle beraber, burada, Kulu’ya ait bazı dini göstergelerin Türkiye’deki kimi yerleşim birimlerinin verileri ile karşılaştırılması, ilçenin dini hayatı hakkında fikir vermesi açısından yararlı olacaktır:

Tablo 2: Đman Esaslarına Đnanç Düzeyi ve Dindarlık Algısı Üzerinden Bir Karşılaştırma (%)ª

¹ Allah¹ Melek¹ Kitap¹ Peygamber¹ Ahiret¹ Kader¹ Çok Dindar¹

Kulu¹ 100,0 100,0¹ 99,8¹ 100,0¹ 100,0¹ 99,6¹ 9,2¹ Ovaköy¹ 99,0¹ 99,0¹ 86,7¹ 99,0¹ 23,3¹ Mesudiye² 98,0¹ 99,0¹ 96,0¹ Başhüyük³ 100,0 100,0¹ 99,5¹ 99,1¹ 100,0¹ 100,0¹ Karapınar⁴ 98,4¹ 98,0¹ 98,0¹ 98,0¹ 98,0¹ 98,0¹ 12,1¹ Çumra⁵ 100,0 98,5¹ 100,0¹ 16,5¹ Eskil⁶ 98,9¹ 98,4¹ 96,8¹ 98,0¹ 96,0¹ 11,6¹ Bolvadin⁷ 93,2¹ 72,5¹ 73,4¹ 76,1¹ 75,3¹ 79,4¹ 14,1¹ Karakoyunlu⁸ 98,2¹ 96,6¹ 85,5¹ 96,8¹ 91,2¹ Birecik⁹ 97,6¹ 96,9¹ 84,4¹ Çüngüş¹⁰ 90,1¹ 94,5¹ 94,0¹ 93,7¹ 9,1¹

ª Tablodaki rakamlar iman esaslarına “şüphesiz inanma” oranlarını ve son sütun ise kendini “çok dindar” kabul edenlerin oranlarını göstermektedir. ¹ Balıkesir ili merkez köyü: Aydın, 2008: 43, 45, 46, 47; ² Eskişehir ili Mahmudiye ilçesine bağlı köy: Erten, 2009: 48, 51, 53; ³ Konya ili Sarayönü ilçesine bağlı kasaba: Karaca, 2006: 44, 45, 46, 49, 50; ⁴ Konya’ya bağlı ilçe: Yeyin, 2005: 53, 54, 55; ⁵ Konya’ya bağlı ilçe: Tekin, 1997: 42, 43; ⁶ Aksaray’a bağlı ilçe: Ermiş, 2004: 41, 42, 43, 45, 46; ⁷ Afyon’a bağlı ilçe: Şişik, 2002: 44, 46, 47, 48, 49, 50; ⁸ Iğdır’a bağlı ilçe: Balamir, 2008: 50, 55, 63, 72, 74; ⁹ Şanlıurfa’ya bağlı ilçe: Toktay, 2006: 49, 50, 52; ¹⁰ Diyarbakır’a bağlı ilçe: Köroğlu, 2004: 60, 67, 69, 71

Yukarıdaki veriler, Kulu’da iman esaslarına inanç oranlarının yüksek olduğunu ve ilçenin inançlar konusunda tablodaki diğer yerleşim birimlerinden çok farklılaşmadığını göstermektedir. Böyle olmasına rağmen Kulu’da kendini “çok dindar” görenlerin oranı, tablonun genelindeki oranlardan düşüktür. Aşağıdaki veriler, iman esaslarına inanç düzeyi düşük olmamasına rağmen Kululuların kendilerini çok dindar görmemelerinin olası nedenlerine dair önemli ipuçları içermektedir:

Tablo 3: Bazı Đbadet Göstergeleri Üzerinden Bir Karşılaştırma (%)

¹ NamazlarGünlük ¹ NamazıCuma ² NamazıTeravih ³ Ramazan Orucu Zekat⁵ Kurban⁶ Hacc⁷

Kulu¹ 25,5¹ 69,7¹ 33,1¹ 84,1¹ 50,8¹ 74,7¹ 5,5¹ Yağlıbayat⁸ 11,6¹ Orhaniye⁹ 59,0¹ 84,7¹ 96,6¹ Mesudiye¹⁰¹ 87,0¹ 14,0¹ Ovaköy¹¹ 54,8¹ 85,7¹ 60,5¹ 14,8¹ Çiğdemtepe¹² 53,8¹ 70,0¹ 98,9¹ 88,9¹ 84,9¹ Başhüyük¹³ 55,2¹ 63,3¹ 96,8¹ 62,9¹ 66,5¹ 5,0¹ Karapınar¹⁴ 36,0¹ 94,9¹ Çumra¹⁵ 50,5¹ 98,5¹ 71,5¹ 4,5¹ Eskil¹⁶ 49,0¹ 95,7¹ 46,6¹ 4,8¹ Bolvadin¹⁷ 36,7¹ 74,7¹ Karakoyunlu¹⁸ 53,6¹ 87,9¹ 33,4¹ 7,2¹ Birecik¹⁹ 38,8¹ 72,9¹ 96,9¹ 58,8¹ Çüngüş²⁰ 34,0¹ 60,0¹ 92,0¹ 3,4¹ Konya²¹ 35,7¹ 88,4¹ 10,8¹ 58,1¹ 12,3¹

¹ Günlük 5 vakit namazı eksiksiz kılma oranları; ² Cuma namazlarını her hafta eksiksiz kılma oranları; ³ Teravih namazlarını Ramazan’ın 30 günü eksiksiz kılma oranları; ⁴ Ramazan orucunu her yıl 30 gün eksiksiz tutma oranları; ⁵ Her yıl zekat verme oranları; ⁶ Her yıl kurban kesme oranları; ⁷ 1 kez hacca gitme oranları; ⁸ Konya ili merkez köyü: Gökçebay, 2006: 94; ⁹ Konya ili Ilgın ilçesine bağlı köy: Damlapınar, 2009: 63, 67, 70; ¹⁰ Eskişehir ili Mahmudiye ilçesine bağlı köy: Erten, 2009: 70, 83; ¹¹ Balıkesir ili merkez köyü: Aydın, 2008: 54, 63, 69, 72; ¹² Bayburt ili merkez köyü: Efe, 1997: 180, 189, 191, 193, 194; ¹³ Konya ili Sarayönü ilçesine bağlı kasaba: Karaca, 2006: 53, 58, 59, 62, 64, 66; ¹⁴ Konya’ya bağlı ilçe: Yeyin, 2005: 66, 74; ¹⁵ Konya’ya bağlı ilçe: Tekin, 1997: 47, 50, 52, 56; ¹⁶ Aksaray’a bağlı ilçe: Ermiş, 2004: 51, 57, 60, 63; ¹⁷ Afyon’a bağlı ilçe: Şişik, 2002: 61, 71; ¹⁸ Iğdır’a bağlı ilçe: Balamir, 2008: 103, 107, 117, 122; ¹⁹ Şanlıurfa’ya bağlı ilçe: Toktay, 2006: 55, 57, 59, 65; ²⁰ Diyarbakır’a bağlı ilçe: Köroğlu, 2004: 78, 86, 88, 94; ²¹ Đl merkezi (göçmenler): Çelik, 2002: 223, 232, 235, 237, 241

Tablo 3’e bakıldığında, genel itibariyle Kulu’nun hemen bütün ibadetlerde tablodaki yerleşim birimlerinin gerisinde kaldığı görülmektedir. Özellikle namaz ve oruç ibadetinde tablonun en altında yer alan Kulu’nun diğer yerleşim birimleri ile arasındaki mesafe, maddi ibadetlerde biraz daha kapanmakta ve özellikle kurban ibadetinde ilçe, listenin üst sıralarına çıkmaktadır. Kulu’da maddi imkan gerektiren kurban ibadetini yerine getirme oranının, namaz ve oruçla ilgili rakamlardan daha yüksek çıkmasının en önemli nedenlerinden birinin göç olduğu söylenebilir. Zira Đsveç’teki çoğu Kululu, Kulu’daki yakınlarına önemli oranda maddi yardımda bulunmakta ve orada rahat bir şekilde kesemediği kurbanların parasını Kulu’ya göndermektedir. Birden fazla kurban parası gönderenlerin sayısının artmasıyla, Kulu’da kurban kesme oranlarının da yükseldiği gözlenmektedir. Ne var ki, maddi ibadetlerle ilgili bu ayrıntılar, Kulu’daki ibadet hayatının tablodaki diğer yerleşim birimleriyle kıyaslandığında görece zayıf seyrettiği yönündeki genel tabloyu değiştirmeye yetmemektedir. Tablo 2 ve 3 bir arada genel bir değerlendirmeye tabi tutulduğunda, iman esaslarına inanç düzeyi yüksek ve fakat ibadet oranları görece düşük bir Kulu profili ile karşılaşılmaktadır. Nitekim imanın yeterli olup ibadetin o kadar da önemli olmadığı yönündeki görüşün Kulu’da büyük bir taraftar kitlesine sahip olduğu anlaşılmaktadır. Öyle ki, “Đbadet etmesek de kalbimizdeki iman bize yeter” görüşüne katılanların oranı, aşağıdaki 7 yerleşim birimi arasında en üst seviyesine Kulu’da ulaşmaktadır:

47,6 44,1 37,0 31,2 15,0 9,9 5,4 0,0 10,0 20,0 30,0 40,0 50,0 Kulu Çüngüş⁶ Mesudiye⁵ Çiğdemtepe⁴ Karakoyunlu³ Karapınar² Bolvadin¹

Şekil 6: Đbadet Etmesek de Kalbimizdeki Đman Bize Yeter (%)

¹ Şişik, 2002: 59; ² Yeyin, 2005: 64; ³ Balamir, 2008: 88; ⁴ Efe, 1997: 233; ⁵ Erten, 2009: 61; ⁶ Köroğlu, 2004: 101, 102, 128

Bazı göstergeler aracılığıyla Kulu’daki dini hayatı betimlemeye çalışan yukarıdaki rakamlar Türkiye’deki örnek bazı yerleşim birimleri ile karşılaştırıldığında, genel olarak, Kulu’daki ibadet hayatının Türkiye ortalamasının altında seyrettiği söylenebilir. Nitekim araştırmacının Kulu’daki gözlemleri de bu yöndedir. O halde çalışmanın ilerleyen kısımlarında, göçün dini hayata etkileri yorumlanırken özellikle bu ayrıntı göz önünde bulundurulmalı ve göç etmiş ve etmemiş Kululuların dindarlık göstergeleri karşılaştırılırken, aradaki farkların tamamen göçe bağlanıp bağlanamayacağı tekrar düşünülmelidir. Elbette bu konudaki farkların en önemli nedenlerinden birisi ve belki de en önemlisi göçtür ve fakat söz konusu faklılıklara yönelik bulgular, göç etmemiş Kululuların da zaten çok dindar olmadıklarını gösteren verilerle beraber değerlendirilmelidir.

Yukarıda, göçün, özellikle bazı maddi ibadetler konusunda Kulu’da kalanlar üzerinde olumlu sonuçlar yaratmış olabileceği üzerinde durulmuştu. Şimdi göçün Kulu’nun dini hayatı üzerindeki etkisine örnek oluşturabilecek mevzii fakat ilginç bir diğer örnek olaya yer verilecektir:

Örnek Olay

Kulu Merkez Camii müezzini Ali Şimşek (25):

“Camilere gelen bazı Ortadoğuluların, Kuzey Afrikalıların ve Arapların ayakları kirli, yarık, mantarlı veya hastalıklı olduğundan, onların camide çıplak ayakla yürürken bastıkları yerlerde yürüyen, oralara başlarını koyan diğer insanların enfekte olması ihtimaline karşı camilere çorapla girme uygulaması Đsveç’te bazı bölgelerde adeta bir kural ve zorunluluk derecesinde imiş.54 Đsveç’te bu uygulamaya alışan bazı gurbetçi vatandaşlarımızın aynı uygulamayı Kulu’da da devam ettirmek istemeleri camimizde oldukça büyük sorunların yaşanmasına yol açtı. Bazı gurbetçiler camiye çorapsız gelen kişileri oldukça sert bir tarzda azarlayarak, onların camiye girmelerini engellemeye çalıştılar; hatta bu tartışmaların büyüdüğü ve kavgaya dönüştüğü bile oldu. Zira Kulu’da camiye çorapla girip girmeme konusunda hemen hiçbir hassasiyet ve uygulamanın olmadığı söylenebilir. Müftümüz ve biz din görevlilerinin bu konuda sorun çıkarılmaması, camiye almama gibi uygunsuz davranışlarda bulunulmaması yolundaki uyarılarına rağmen, özellikle bazı gurbetçi vatandaşlarımızın camiye çorapsız girilmemesi gerektiği yönündeki ısrarcı düşünce ve tavırlarından vazgeçmeye niyetleri yok gibi görünüyor.”

Bu örnek olay göçün kaynak ülkenin dini hayatı üzerindeki etkisinin boyutları hakkında fikir vermesi açısından önemli olabilir. Zira göç, sadece göçmenlerin dini hayatını değil, geride kalanların dini hayatını da değişik biçim ve boyutlarda etkileyebilmektedir.

54 Đsveç’te pek çok caminin/mescidin girişinde içinde kullanılmamış temiz çorapların yer aldığı bir sepet yer almakta ve her hangi bir nedenle camiye çorapsız gelenlerden bu çorapları giyerek içeriye girmeleri istenmekte ve beklenmektedir.

Kulu’nun sosyal ve dini hayatı üzerinde kısaca durduktan sonra şimdi de ‘Kulu’dan Đsveç’e göç’ ve sonrasında ‘Đsveç’ hakkındaki tanıtıcı bilgilere geçilecektir.