• Sonuç bulunamadı

I. BÖLÜM

2.1. Sosyal Bilgiler ve Öğretimi

2.1.2. Sosyal Bilgiler Öğretimi ve Genel Özellikleri

Toplumlar, okullar ve çeĢitli eğitim kurumları aracılığıyla, insanın bir birey olarak içinde yaĢadığı toplumun kültürel, tarihi ve coğrafi özelliklerini öğrenmelerine olanak sağlayarak; toplumdaki rollerin gerektirdiği davranıĢları, toplumun kendisine verdiği olanaklar ile bu fırsatlardan faydalanma yollarını kazandırarak yetiĢmekte olan bireyleri istenilen özellikte bir vatandaĢ olarak eğitme özelliğini yerine getirmektedir. Öğrencilere hayatlarında gerekli olan bu bilgi, beceri ve değerlerin bir kısmı ilköğretim okulu müfredatlarında mihver ders olarak yer alan Sosyal Bilgiler dersi yoluyla verilmeye çalıĢılmaktadır.

Toplumların kendi toplumsal yapılarına uygun birey yetiĢtirme görevinin önemli bir kısmını Sosyal Bilgiler dersi üstlenmektedir. Bu ders, bireyin içinde yaĢadığı toplumsal yapıyla önemli derecede bağlantılı olduğu için, birey içinde bulunduğu toplumsal yaĢamı daha yakından tanıma olanağı bulacak ve bu yapıya uyum sağlayacaktır. Sosyal Bilgiler dersinin temel amacının, öğrencilere bu sosyal becerileri kazandırarak onların toplumsallaĢmasını sağlamak, içinde yaĢadıkları toplumla bütünleĢmelerini kolaylaĢtırmak ve onları iyi birer vatandaĢ olarak yetiĢtirmek olarak belirtilmektedir. Bu bakımdan Sosyal Bilgiler, ilköğretim okulu programında önemli bir yer oluĢturan, içerik açısından kapsamlı temel derslerden biridir (Deveci ve Çengelci, 2005: 140).

Sosyal Bilgiler dersinin temel amacı, bilgiyi üretmek ve kullanmak için gerekli beceri, kavram ve değerlerle öğrenciyi donatarak etkin bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaĢı yetiĢtirmek olarak belirtilmiĢtir (Ata, 2007: 73). Bütün sınıf düzeylerinde (4.5.6.7.) içerik çok büyük oranda sosyal ve beĢerî bilimlerden meydana gelmektedir. Sosyal Bilgilerin disiplinlerarası yapısı içinde sosyal ve beĢerî bilimler, bir öğrenci etkinliği biçiminde, öğretim programındaki konulara uygun olacak Ģekilde birbirine entegre edilmektedir. Bu entegrasyon, Sosyal Bilgilerin doğasındaki en belirleyici özelliktir. Mevcut Sosyal Bilgiler öğretim programlarında yer alan “Öğrenme Alanları” tasarımı bunun en önemli göstergesidir. Sosyal Bilgiler, tarih, psikoloji, edebiyat, coğrafya ve felsefe disiplinlerinin kendine has özelliklerinden çok farklı olarak, bulguları ve sosyal bilimlerden elde edilen

içerikleri, belirli öğrenci kazanımları etrafında birleĢtirerek öğretmeye çalıĢan bir özellik barındırmaktadır.

Sosyal Bilgiler, öğrencinin kendi yaĢamında karĢılaĢacağı bir takım sorunlara karĢı hazırlıklı olmayı ve bu sorunların çözümünde en uygun seçeneği bulabilmesi açısından öğrenciyi gelecekteki hayatına hazırlamak ve onu hayatın kendisi olan, onun içinden alınmıĢ olaylarla karĢılaĢtırarak bu olaylardan ders almanın yollarının öğrenilmesini sağlar (Köken, 2002: 237). Ayrıca Sosyal Bilgiler, birey ve onun etrafındaki fizikî ve sosyal çevresiyle geçmiĢ, günümüz ve gelecek bağlantılarını inceleyen, farklı sosyal bilimlerin içeriklerini ve yöntemlerini disipliner ve/veya disiplinlerarası bir bakıĢ açısıyla ve fen bilimleri ve sanatla zengin bir hale getiren bir özellik göstermektedir. Sosyal Bilgiler programları aracılığıyla öğrencilerimiz, ülkemizde ve dünyanın diğer ülkelerindeki hayat tarzlarını incelemekte; insanlar arası iliĢkiler ve iletiĢim, insanlarla kurum ve kuruluĢlar arasında mevcut olan iliĢkiler, insanlarla mal ve hizmetler arasındaki iliĢkilerle ilgili konular üzerinde düĢündürülmektedir. Beslenme, barınma ve giyinme gibi insanların temel ihtiyaçlarını ve bu ihtiyaçları sağlamak için yaptıkları faaliyetler, iĢleri, oluĢturduğu kuruluĢları ve bununla birlikte temel sosyal öğeler olan örf, adet, değer ve hayat tarzlarındaki değiĢimler ile bireyin sosyal sorunlarının çözülmesinde ortaya koydukları çabalar ayrıca göz önünde bulundurulmaktadır (Karagözoğlu, 1977: 8; Köken, 2002: 237).

Sosyal Bilgiler dersine iliĢkin kazanımların öğrenciler tarafından kazanılmasını sağlayacak olan ve bu dersin öğretiminde kullanılan öğretim yöntem ve teknikleri Ģüphesiz önemli bir noktadır. Yapılan araĢtırmalar, eğitimde öğrenci ve öğretmen merkezli olmak üzere iki temel yaklaĢımın olduğu göstermektedir. Öğretmen merkezli öğretimin taraftarlarına göre öğretmen etken bir aktarıcı, öğrenci ise edilgen bir alıcı olarak modellenmektedir. Bu yaklaĢımda roller öğretmende toplanmıĢ olup, öğrenciler de genellikle edilgen bir konumdadır (Fidan, 1986). Öztürk ve Otluoğlu (2003: 13)’na göre, böyle bir öğretim süreci, öğrenen açısından günümüz toplumunun gerektirdiği demokratik bir toplumda etkili bireyler olmaları açısından gereken olan bilgiyi elde etme, bilgiyi iĢleme ve bilgiyi yorumlama gibi özelliklerine sahip olmalarını zorlaĢtırmaktadır. Eğitimin öğretmen mi yoksa öğrenci merkezli mi olması gerektiği konusu artık tartıĢılmamakta, bunun yerine öğrenci merkezli eğitimin nasıl daha etkili bir hale getirebileceğinin yanıtlarına bakılmaktadır. Zaten Sosyal Bilgiler’in amaçlarından bir baĢkası da, yaĢamla

ilgili olgusal bilgileri ezberlemek değil, yaĢamı bir bütün olarak, tüm dinamikleriyle anlayıp, yaĢamda etkili ve doğru kararlar almayı sağlamak Ģeklinde ifade edilmiĢtir (Öztürk ve Dilek, 2002: 51).

Sosyal Bilgiler dersi bireylerin düĢünme becerilerini, kiĢilerarası iliĢkilerini geliĢtirebilme, iĢbirliği yapabilme becerilerini edinmiĢ; öğrencileri kendine güvenen ve yaratıcı düĢüncede bireyler olarak yetiĢtirebilme amacına ulaĢabilmesi amacıyla, bilginin öğrenme sürecinde öğrencilere doğrudan aktarılması yerine; uygun öğrenme ortamları oluĢturarak bireylerin ihtiyaç duydukları bilgiyi kendi kendilerine keĢfederek yapılandırmaları sağlanmalıdır (Deveci, 2003: 5).

Sosyal Bilgiler öğretimi ve öğreniminin hem öğrenciler ve öğretmenler için etkili ve anlamlı olması eğitim anlayıĢından da kaynaklanır. NCSS (1994: 162)’ye göre Sosyal Bilgiler öğretimi ve öğrenimi; anlamlı, değer yüklü, bütünleĢtirici ve aktif olduğunda etkili olmaktadır.

Bu ölçütler; öğrenciyi öğretme-öğrenme sürecinin merkezine alan, öğrencinin öğrenme sürecine aktif bir Ģekilde katılımını gerekli kılan, hayatın gerçeklerinden alınmıĢ konu ve uygulamaları içinde barındıran, öğrenenin bilginin edinimi açısından birincil olan kaynaklara ulaĢabildiği, üst düzey zihinsel aktiviteleri bünyesinde barındıran, çok farklı araç ve gereç kullanımının önerildiği eğitimsel uygulamalar üzerine inĢa edilmiĢ ve oluĢturulacak olan disiplinlerarası öğrenme modelinin her açıdan etkili bir Sosyal Bilgiler öğretimi ve öğrenimi ölçütleri içerisinde yer aldığı ifade edilebilir. Yine aynı Ģekilde bu kriterler öğrencinin merkeze alındığı çok çeĢitli aktif öğrenme öğelerinin temel olarak iĢe koĢulması gerektiğini açıkça vurgulamaktadır. Buradan hareketle etkili bir Sosyal Bilgiler için çok çeĢitli ve farklı öğrenme öğretme yöntemleri olup, bu yöntemlerin etkili bir Ģekilde süreç içerisine dâhil edilmesinde yarar görülmektedir.

Sosyal Bilgiler derslerinde öğrencilerin aktif olarak öğrenmenin merkezinde yer alabilecekleri birçok kuram, strateji, yöntem ve teknik bulunmaktadır. Korkmaz (2002: 18)’a göre bunlar Ģöyle sıralanabilir;

1. Çoklu Zekâ Kuramı 2. Etkin (Aktif) Öğrenme

3. EleĢtirel DüĢünme 4. YaĢam Boyu Öğrenme 5. Yapılandırmacılık

6. ĠĢbirliğine Dayalı Öğrenme 7. Yansıtıcı DüĢünme

8. Probleme Dayalı Öğrenme 9. AraĢtırmaya Dayalı Öğrenme 10. Projeye Dayalı Öğrenme YaklaĢımı

Bu yöntemler tek baĢlarına kullanılabileceği gibi, bir kaçı da birlikte kullanılabilir. Sosyal Bilgiler dersinin öğretimini ezbercilikten uzaklaĢtırarak, programda arzulanan bilgi, beceri ve değerleri öğrencilere kazandırabilmek amacıyla uygulanılmasının çok önemli olduğu düĢünülen yaklaĢımlardan biri de projeye dayalı öğrenme yaklaĢımıdır.