• Sonuç bulunamadı

SORULAR VE CEVABI SORULAR :

Belgede T. B. M. M. TUTANAK DERGİSİ (sayfa 116-120)

Soru önergesinde bahsi geçen, Jean-Lquis Fort ve Peter Hayward adlı kişilerden oluşan Komisyon tarafından hazırlanan Ağustos 2004 tarihli raporda,

SORULAR VE CEVABI SORULAR :

SORULAR :

1-12 Kasım 1999 Düzce depreminin izlerinin aradan geçen 5 yıla yakın süreye ve 2 yıla yaklaşan iktidarınızın iddialı açıklamalarına rağmen silinememiş olmasını olağan mı sayıyorsunuz?

2- Depremzcdelere tahsis edilen arsaların geri alındığım öne sürerek 27 Temmuz 2004'de 60.000 vatandaşın imzaladığı dilekçeyi Başbakanlığa ve Bakanlığınıza sunan Düzcelilerin tepkisini neden göz önüne almıyorsunuz?

3- Deprem mağdurlarına arsalarını neden teslim etmiyorsunuz?

Ankara'ya gelip sorunlarına çözüm arayan insanların çaresizliğine eğilmekte neden gecikiyorsunuz?

CEVAP:

17 Ağustos ve 12 Kasım 1999 tarihlerinde meydana gelen deprem afeti nedeniyle, Düzce ili ve çevresinde konutları yıkılan veya ağır derece hasar gören hak sahibi afetzedeler için Düzce ili, merkez ilçe, Nalbantoğlu Afetzede Yerleşim Alanı seçilmiş ve 8469 kalıcı konut yapılmış ve konutlar haksahiplerine teslim edilmiştir.

Konut adası olarak ayrılmış olup, ancak şu anda boş durumda olan imar adalarından;

183-211-212-220-221 ve 232 no'lu adalar bölgedeki konut açığını kapatmak amacıyla Toplu Konut İdaresi Başkanlığına (TOKİ) devredilmiştir. Toplu Konut tdaresi inşaatlarının büyük bir kısmını (kaba inşaatını) bitirmiştir.

7269 sayılı Kanuna göre Haksahibi olmayıp da, maddi durumları iyi olmayan ailelere konut yapılabilmesi amacıyla 130-160-177-226 ve 234 no.lu adalar bölgedeki depremzedeler için tahsis edilmiş olup, 775 sayılı Yasaya 4608-sayılı Yasayla eklenen geçici 5.madde hükümleri doğrultusunda değerlendirilmek üzere Bakanlığımca (Teknik Araştırma ve Uygulama Genel Müdürlüğü) "Gecekondu önleme Bölgesi"

olarak onaylanmış olup, Düzce ilinde kurulmuş veya kurulacak olan konut kooperatiflerine tahsis edilecektir. Ayrılan bölgenin talepleri karşılamada yeterli olmaması halinde, yeni "Gecekondu Önleme Bölgeleri" oluşturmak için çalışmalara devam edilecektir.

Konuya ilişkin husus, 4/10/2004 gün ve 11937 sayılı yazımız ile Düzce Valiliğine (Bayındırlık ve Iskan Müdürlüğü) ve Düzce Belediye Başkanlığına bildirilmiştir.

Hali hazırda Bakanlığımıza (Afet İşleri Genel Müdürlüğü) tahsisli olan 4 adanın toplam alanı yaklaşık 57.000 m2.dir. Bu alanda imar planında belirtilen 1. Emsal ile yaklaşık (fazla eğimli yerler de dikkate alınarak) 500 konut sığmaktadır. EYY kredisinden hak sahibi olup ta henüz kredi kullanmayan 465 hak sahibi vatandaş bulunmaktadır. Ayrıca mahkeme kararıyla kura sonucu bodrum kat çıkan afetzedelerden hak sahipliği EYY'ye dönüştürülen ve yine mahkeme kararıyla hak sahibi olmuş ve olacak kişiler mevcuttur.

7269 sayılı Yasaya göre Bakanlığımız (Afet İşleri Genel Müdürlüğü) adına tahsisi yapılan taşınmazların, hak sahibi ailelere ve kamu kurumlarına imar planındaki amacına uygun olarak tahsisen devri yapılmakta olup, bu kapsam dışında kalan kişi ve kuruluşlara yer tahsisi yapılması yasal olarak mümkün olmamaktadır.

T.B.M.M. B : 7 19 . 10 . 2004 O : 2 13. - Antalya Milletvekili Nail KAMACI'nın, tamamlanmayan Antalya Tapu ve Kadastro Müdürlüğünün yeni binasına,

- Ankara Milletvekili Gülsün BİLGEHAN'ın, mıcır dökülerek yapılan yol çalışmalarının kazalara yol açtığı iddiasına,

- İstanbul Milletvekili Mehmet Ali ÖZPOLAT'ın, İstanbul'daki 49 ilköğretim okulunun yapım ihalelerindeki bazı iddialara,

İlişkin soruları ve Bayındırlık ve İskân Bakanı Zeki ERGEZEN'in cevabı (7/3430,3432,3433)

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞPNA Aşağıdaki sorularımın Bayındırlık ve îskan Bakanı Sayın Zeki 'BKGSZEN tarafından Anayasa'nın 98'inci, TBMM İçtüzüğü'nün 96 ve 99'uncu maddeleri uyarınca yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

Nail KAMAC^

Bir hukuk devletinin yurttaşlarına sağlaması gereken

mülkiyetin garantisi ve güvenliğinin sağlanmasıdır. Bunun ön koşulu ise kayıtların sağlıklı bir biçimce korunmasıdır. Yani Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Teşkilatı'nm mekansal olarak sağlık!;

ortamlarda hizmet vermesi elzemdir.

Antalya Tapu ve Kadastro Müdürlüğü için yapımına 2002 yılında başlanan yeni bina.

aradan geçen 2 yılın üstündeki zamana rağmen hâlâ tamamlanmamıştır. Sadece 1. kata kadar ilerlemiş bina inşaatı. Geçtiğimiz aylara kadar Antalya Tapu ve Kadastro Müdürlüğü Antalya İl Özel idaresi Binasında Hizmet vermekteydi; ancak İl Özel İdaresi Binasında görülen kolan patlamaları ve zemin kaymaları nedeniyle bina hizmete kapatıldı. Tapu ve Kadastro Müdürlüğü ise bir bölümünü kiraladığı eski pil fabrikasında çok ciddi mekansal sıkıntılar içinde hizmet vermeye devam etmektedir. Bu bağlamda,

1. Antalya Tapu ve Kadastro Müdürlüğü'nün yeni binası hâlâ neden tamamlanamamıştır?

2. Yeni bina ne zaman tamamlanacaktır?

3. Eski pil fabrikası ile yapılan kira sözleşmesinin süresi 6 ay sonra dolacaktır; 6 ay sonra Antalya Tapu ve Kadastro Müdürlüğünün nerede hizmet vereceğine ilişkin bir hazırlık var mıdır?

Milletvekili

T.B.M.M. B : 7 19 . 10 . 2004 O : 2 10 08 2004

T B M M BAŞKANLIĞI'NA

Aşağıdaki soruların Bayındırlık ve İskan Bakanı Sayın Zeki Ergezen tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

Gülsün B İ L G E H A N -C H P Ankara Milletvekili Uygarlığın, insanlığa verilen değer ile ölçüldüğü bu çağda, Türkiye'nin trafik kazalarında dünyada ilk sıralarda yer alması hanemize yazılmış bir utanç olarak durmaktadır.

Avrupa Birliği yolunda önemli reformlar gerçekleştirdiğimiz bu dönemde, trafik kazaları ile mücadele, attığımız diğer adımlar kadar önemlidir. Gerek muhalefet, gerekse iktidar olarak el birliğiyle yürüttüğümüz ilerleme politikaları çerçevesinde bu sorunun üzerinde de dikkatle durmalıyız. Yeni T ü r k Ceza Kanununun bu alanda da çağdaş yasalar getireceğini umuyoruz.

Bununla birlikte, özellikle yaz aylarında yazlık yörelerdeki karayolu aksaklıkları hepimizi tedirgin etmekte ve turizmi olumsuz etkilemektedir. Sıcak asfalta dökülen tonlarca mıcır yüzünden ölümlü trafik kazaları meydana gelmekte, yolda sıçrayan taşlar hasara neden olmaktadır.

Satıh kaplama denilen, asfalt üzerine mıcır dökülerek gerçekleşen yol çalışması sürücüler için hayati tehlike taşımaktadır. Oysa " R o a d m i x " diye anılan, mıcırla asfaltın karıştırılarak alana serilmesi sistemi, kaplamadan biraz daha pahalıya mal olmakla birlikte daha emin ve uzun Ömürlüdür. Zaten, hiçbfr ekonomik gerekçe insan hayatından daha önemli olamaz.

Bu bilgiler ışığında;

1. Yol yapımı ve onarımında ilk hedef sürücülerin ve yayaların güvenliği değil midir?

2. Turizm mevsiminin en yoğun olduğu yaz aylarında yüzey kaplama çalışmaları yapmak doğru mudur?

3. Karayolu bozuklukları nedeniyle m e y d a n a gelen kazalar Bakanlığınızın sorumluluğu altında değil midir?

4. Bu tür kazaların önlenmesi için Bakanlığınız ne gibi çalışmalar yapacaktır?

5. Özellikle bu tür yollarda meydana gelecek kazaların azaltılması amacıyla yazlık bölgelerdeki trafik kontrollerinin artırılması gerekmez midir?

T.B.M.M. B : 7 19 . 10 . 2004 O : 2

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞIMA

Aşağıdaki sorularımın, Bayındırlık ve İskan Bakam Sayın Zeki ERGEZEN tarafından, yazılı olarak yanıtlanması için, gereken işlemlerin yapılmasını saygılarımla arz ederim. (23 Ağustos 2004)

26-30 Nisan 2004 tarihleri arasında, İstanbul Bayındırlık ve İskan İl Müdürlüğü'nde, İstanbul ili sınırları içinde ihtiyaç duyulan 49 ilköğretim okulunun yapım ihalesi gerçekleştirilmiştir. Ancak bu ihalelere şaibe karışmıştır. Bu şaibelere, ihale sonrasında medyada da yer verilmiştir. İhalenin hukuki zemin dışına taştığı ve hakkaniyet ölçülerine uymadığı iddiası, kamu vicdanım rahatsız etmektedir. Bu iddialara göre önceden gerekli zemin oluşturularak, ihaleler AKP'ye yakm firmalara, üstelik yapılabilir en uygun rakkamlarm çok üstünde bedellerle verilmiştir. Maliyetlerin belirlenme kriterleri, İhale Yasası'na uymamaktadır. İhalelerde Kamu yaran gözetilmemiş, daha avantajlı teklifler gözönünde bulundurulmamıştır. Rakkamlar hukukdışı yöntemlerle oluşturularak, kamuoyunca AKP'ye yakınlığı ile bilinen yandaş firmalar kollanmış ve ihaleler bu firmaların lehine sonuçlandırılmıştır. Şimdi gelinen noktada henüz ihaleler kesinleşmeden, Milli Eğitim gibi çok hassas bir kurumun bütçesini ve geleceğini ilgilendiren bu önemli konuda oluşan kuşkuların aydınlatılarak giderilmesi gerekmektedir.

Sorular:

1-İhaleleri kazanan firmaların AKP ile yakınlıkları var mıdır? İhaleler gerçekten de yandaş firmalar lehine mi sonuçlandırılmıştır?

2-Ihalelerde öncelikli olarak kamu yaran gözetilmiş midir?

3-İhalelerde "yapılabilir en düşük ve en uygun" rakkamm tespitinde hangi kriterlere başvurulmuştur?

4-Yapılan tüm tekliflerin ortalamasının alınarak en uygun "sınır değer maliyetinin" saptanması hukuka uygun mudur? Bu yöntem çeşitli soru işaretleri doğurmaz mı, ihalenin güvenirliğini ortadan kaldırmaz mı?

5-Toplam 88 trilyon bedelle verilen ihalelerin aslında 75 trilyon civarında sonuçlandınlmasının mümkün olduğu iddia edilmektedir. Aradaki farkla en az 8 okul daha yaptınlabileceği düşünülürse; Milli Eğitimin çeşitli maddi güçlükler içinde yürütüldüğü ülkemizde bu sayı sizce de önemli bir eksiği gidermeyecek midir?

6-Yapılan itirazlar sonucunda ihaleleri incelemeye alan Kamu İhale Kurumu üzerinde bir siyasi baskı var mıdır?

7-Bakanlığınızca, söz konusu ihalelerle ilgili olarak bundan sonra nasıl bir yol haritası izlenecektir? Örneğin ihalelerin iptali düşünülmekte midir, yoksa tüm bu kaygı ve kuşkulara rağmen ihalelerin kesinleşmesi mi beklenecektir?

8-İhalelerin bundan böyle "davetiye" usulüyle yapılacak olması; herkesin katılımına açık olmayan, sadece istenen firmaların davet edileceği kuşkulu ihaleler döneminin başlaması anlamına gelmeyecek mi? Bu ihale usulüyle ile ilgili düşünceleriniz nelerdir?

T.B.M.M. B : 7 19 . 10 . 2004 0 : 2

T.C.

BAYINDIRLIK VE İSKAN BAKANLIĞI Araştırma, Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı

A N K A R A

SAYI : B.09.0.APK0.21.00.17/

f ^

KONU : Antalya Miletvekili Nail « 9 £ K İ M 2004

Belgede T. B. M. M. TUTANAK DERGİSİ (sayfa 116-120)