• Sonuç bulunamadı

Buğday fiyatlarının son derece düşük seyrettiği bir dönemde ayçiçek piyasasında oluşacak fiyat seviyesi, Trakya çiftçisinin ayakta kalması açısından yaşamsal

Belgede T. B. M. M. TUTANAK DERGİSİ (sayfa 186-193)

önemdedir;

Bu durum çerçevesinde:

SORU 1) Ayçiçek hedef fiyatının önceden tespit edilmesi ve gerçekleşen piyasa fiyatıyla, önceden tespit edilen hedef fiyat arasında oluşacak fiyat farkının ise pirim olarak çiftçiye ödenmesine imkan sağlayacak yeni bir politikayı niçin uygulamıyorsunuz?

CEVAP 1) Ayçiçeğine ödenecek prim miktarının belirlenmesinde; ilgili yılın üretim maliyetine üretici kar marjı ilave edilerek tespit edilen hedef fiyat ile dünya fiyatları arasındaki fark destekleme primi olarak öngörülmektedir. Ayrıca, yapılan değerlendirmelerde bütçe imkanları da dikkate alınmaktadır.

SORU 2) Bulgaristan başta olmak üzere yabancı ülkelerden yapılması muhtemel ayçiçek ithalatı tamamen serbest bırakılacak mıdır?

SORU 3) Bırakılacak ise bu ithalatın 2-3 ay geciktirilmesi mümkün müdür? Mümkün değilse ayçiçek ithalatı için örneğin Gürbulak Gümrük kapısı gibi uzak bir kapının ihtisas gümrüğü olarak tespit edilmesi düşünülemez mi?

SORU 4) Trakya Birliğe 2004 yılı için ayçiçek tarife kontenjanı verilmesi ayçiçek üreticisinin desteklenmesi açısından doğru olmaz mı?

CEVAP 2-3-4) Ayçiçek ithalatı serbest olup Kontrol Belgesi düzenlemeye yetkili İl Tarım Müdürlüklerimiz tarafından Kontrol Belgesi verilmektedir. Gürbulak Gümrük kapısı ithalat için açık olan kapılardan biridir.

SORU 5) Palm yağı ithalatının bilindiği gibi yüzde 12 olan gümrük vergisi oranının daha yükseğe artırılması imkanı mevcuttur. Ayçiçek üreticisinin desteklenmesi açısından 2004 yılında palm yağı gümrük vergisi hangi oranda artırılmalıdır?

CEVAP 5) Palm yağı ithalatında uygulanan gümrük vergisi oranı, 21.08.2004 tarihli

Resmi Gazete'de 2004/7732 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı olarak yayımlanan

İthalat Rejimi Ek Karan'nda % 31.2'ye yükseltilmiştir. Aynı Karar gereğince, %20

olan ayçiçeği tohumunun ithalatta uygulanan gümrük vergisi oranı ise % 27'ye

çıkarılmıştır.

T.B.M.M. B : 7 19 . 10 . 2004 O : 2

YAZILI SORU ÖNERGESİ 27.09.2004 Önerge Sahibi : Yücel ARTANTAŞ

İğdır Milletvekili Esas No : 7/3558

SORU 1) Son günlerde kaçak hayvan girişine ilişkin olarak iddialar gündeme gelmekte, hatta Amerika'da çıkan bazı gazetelerde at, eşek, köpek etinin kaçak yollardan Türkiye'ye girdiğine ilişkin iddialar ortaya atılmaktadır. Bu iddiaların doğrulu nedir? Bu konuyla ilgili ne yapmaktasınız?

CEVAP 1) Sınırlarımızdan canlı hayvanların ve etin kaçak olarak ülkemize sokulmaya çalışıldığı duyumları zaman zaman alınmakta ve bu konuda ilgili kurumlarla müşterek tedbirler alınarak ülkemize kaçak hayvan girişleri önlenmeye çalışılmaktadır. At, eşek, köpek etlerinin kaçak olarak ülkemize sokulduğuna dair herhangi bir bilgi olmadığı gibi, deniz yolu ile gelebilecek olası kaçak etler için Sahil Güvenlik Komutanlığımızca gemilere şok baskınlar düzenlenmektedir. Ancak şimdiye kadar denizlerimizden gelebilecek herhangi bir et kaçakçılığı tespit edilmemiştir.

SORU 2) Kaçak hayvan ve et girişini önlemek için ne gibi tedbirler almaktasınız? Bununla ilgili özel timler oluşturduğunuz doğru mudur? Bu timler kimlerden oluşmaktadır?

CEVAP 2) Bakanlığımızca sınırlarımızdan kaçak hayvan ve hayvan maddelerinin girişlerinin önlenmesine yönelik gerekli idari, istihbari ve güvenlik tedbirlerinin alınması için; Genel Kurmay Başkanlığı, Milli Savunma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Gümrük Müsteşarlığı ve Sınır İl Valiliklerimizce işbirliği ve koordinasyon içerisinde çalışmalar başlatılmış, kaçak hayvan ve et girişlerinin engellenmesinde olumlu gelişmeler sağlanmıştır.

Bakanlığımız koordinasyonunda "Kaçakçılık Çalışma Grubu" komisyonu kurulmuş ve anılan komisyon ilgili tüm kuruluş temsilcilerinin katılımı ile iki toplantı gerçekleştirmiştir.

Bu toplantılarda her kuruluş kendi görev alanına giren konularla ilgili canlı hayvan ve et kaçakçılığının önlenmesine yönelik çalışmaların titizlikle yürütülmesi hususunda kararlar alınmıştır.

Ülkemiz genelinde bütün hayvan pazarlarında kontrol ve denetimler arttırılmış olup, pazara giriş ve çıkış yapan hayvanlar ile kesim yerlerinde denetimler arttırılmıştır.

Sınırlarımızdan giren hayvanların yurt içine şevklerinin ve pazarlanmasının engellenmesi için 3285 sayılı Hayvan Sağlığı ve Zabıtası Kanunu'ndaki cezai hükümlerle ilgili maddeleri 4648 no'lu Kanunla değiştirilmiş ve para cezaları günümüz şartlarına uygun olarak arttırılmıştır. Bakanlık, emniyet teşkilatı, askeri birlikler ve yerel idarecilerle sağlanan işbirliği ve koordinasyon ile bölgede denetimler yoğunlaştırılmıştır.

Hakkari ili Yüksekova ilçesinden Ankara Ticaret Borsası pazarına getirilen, ülkemiz hayvanlarının morfolojik özelliklerini taşımayan 163 adet ve Van ilinden yine aynı yere getirilen 38 adet sığır yakalanmış olup, konu Teftiş Kurulu Başkanlığımızca incelenmiş ve yargıya intikal ettirilmiştir. Konunun daha etkin takibine imkan tanıyacak kanun değişikliği taslağı hazırlanmış ve görüşlere açılmıştır. Alınan bütün bu tedbirler sonucunda kaçak

T.B.M.M. B : 7 19 . 10 . 2004 O : 2 hayvan girişlerinin olduğu yönündeki duyumlarda azalma görülmüştür. Kaçakçılık Çalışma Grubunun yaptığı toplantı ve aldığı kararlar neticesinde güvenlik kuvvetlerimiz de bu konuya daha fazla önem vermişlerdir.

SORU 3) Başbakanlık Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Fonu ile birlikte yürütülen proje kapsamında çiftçilere şimdiye kadar ne kadar büyükbaş ve küçükbaş hayvan dağıtımı yapılmıştır? Nerelerde yapılmıştır? Bu hayvanlardan ne kadarı yaşamaktadır?

CEVAP 3) Kırsal Alanda Sosyal Destek Projesi kapsamında bugüne kadar 9300 adet gebe düve, 13750 koyun 550 koç dağıtılmıştır. Dağıtımlar Adana, Aksaray, Amasya, Ankara, Balıkesir, Bilecik, Bursa, Bitlis, Denizli, Düzce, Erzurum, Eskişehir, İzmir, Diyarbakır, Giresun, Karaman, Kastamonu, Kırıkkale, Kırklareli, Kırşehir, Kocaeli, Konya, Kütahya, Manisa, Mersin, Muğla, Niğde, Ordu, Osmaniye, Sakarya, Sinop, Van, Yalova illerinde yapılmıştır. Büyükbaşlardan 9.300 adet olan dağıtımdan 68 adeti elden çıkarılmış yavrularla birlikte 11.035 adete ulaşmıştır. Küçükbaşlarda 13.750 koyun 550 koçtan 82 adet elden çıkmış yavrularla birlikte 15.264 adete ulaşılmıştır.

SORU 4) Bu hayvanlardan bir kısmının hastalanarak öldüğü, bazılarının damızlık olmadığı, bazılarının da memelerinin tıkalı çıktığına ilişkin bilgiler gelmektedir. Bunların oranı nedir?

CEVAP 4) Bu hayvanların hastalığa yakalanması ihtimali diğer hayvanlar ile aynı orandadır. Böyle bir durum olduğunda sigorta marifeti ile yerine yenisi ikame edilmektedir.

Proje kapsamında damızlık olmayan hayvanların satın alma şartnamesine göre satın alınması mümkün değildir. Satın alındıktan sonra gebe oldukları için doğum hadisesi gerçekleşmekte doğumdan sonra memelerinde problemi olanların tedavisi yapılmakta veya satan firmaca değiştirilmesi gündeme gelmektedir. Bu hayvanlarda ölüm oranı % 0.7 olup, bu rakam ortalama ölüm oranlarının çok altındadır.

SORU 5) TİGEM'e bağlı işletmeler ihaleyle kiralığa ve satılığa çıkarılmıştır. Bunlardan hangileri şimdiye kadar özelleştirilmiştir, kimlere verilmiştir?

CEVAP 5) Yüksek Planlama Kurulu'nun 24.12.1999 tarih ve 99/T-46 Sayılı kararı doğrultusunda Tokat-Kazova Tarım İşletmesinde DİMES A.Ş, ile TİGEM ortaklığında bir Anonim Şirket kurulmuş ve şirket 01.09.2003 tarihinde tüzel kişilik kazanarak faaliyetine başlamıştır.

Yine Yüksek Planlama Kurulu'nun 04.07.2003 tarih ve 2003/T-13 Sayılı Kararı iie TİGEM'e ait bir kısım işletmelerin tasfiye edilerek uzun süreli kiraya verilmeleri konusunda TİGEM Yönetim Kurulu yetkili kılınmıştır. Teşekküle ait yedi (7) işletmenin ihaleleri sonuçlandırılmış ancak sözleşmeler henüz imzalanmamışîsr.

Yapılan ihalede en yüksek teklifi veren ve ihaleyi kazanan firmalar;

Acıpayam Tarım İşletmesi Koç Ata Besi ve Tarım Ürn.A.Ş.

Boztepe Tarım İşletmesi (Kısmi) Yaşarlar Gıda ve inş.Taah.Ltd.Şti.

Gelemen Tarım İşletmesi Koni İnşaat Sanayi A.Ş.

Gökçeada Tarım İşletmesi Elta Elektrik Taah.İnş.Tic.Ltd.Şti.

Göle Tarım İşletmesi Mera Tarım Hayvancılık A.Ş.

Hafik Tarım İşletmesi Yöre Tarım Hayv.San.Tic.A.Ş.

Sakarya Tarım İşletmesi Yavuzlar Turizm inş.Teks.san.Tic.A.Ş. dir.

T.B.M.M. B : 7 19 .10 . 2004 O : 2 YAZILI SORU ÖNERGESİ

Önerge Sahibi : Mehmet S.KESİMOÖLU KIRKLARELİ Milletvekili Önerge No : 7/3559

Dünyada stratejik ürün olarak kabul edilen buğday açlık sınırında yaşayan milyonlarca vatandaşımız için en önemli besin maddesidir. Birçok ülkede buğday stratejik bir tarım ürünü olarak kabul edilmekte ve destekleme politikaları ile korunmaktadır.

SORU 1) Yurtdışından buğday ithalinin temel nedeni ülkemizde kaliteli buğdayın ihtiyaç duyulan miktarda üretilememesi olarak açıklanmıştır. Oysa bu yıl buğdayda kalitenin önemli ölçüde arttığı, TMO'nun alımlarında süne emgisi olan dane oranının yüzde 4'lerden yüzde 2'lerin altına indiği belirtilmektedir. Eğer yeterli miktarda kaliteli buğday ülkemizde üretilmekteyse hangi nedenle ithalata gidilmektedir? Neden kaliteli buğday ihtiyacının yurtiçinden karşılanarak döviz kaybı önlenmemektedir?

CEVAP 1) Ülkemizde buğday üretimi geçen yıla göre 2 milyon ton artarak 21 milyon ton seviyelerinde gerçekleşmiştir. Bakanlığımız tarafından bu yıl ülke genelinde yapılan etkin ve başarılı süne mücadelesi sonucu süne tahribatı büyük oranda düşmüş ve ürün kalitesi de yükselmiştir. Bu gelişme üzerine DİİB kapsamında yurt dışından ürün ithal edilmesi yerine ihracatçılarımıza yapmış olduğu ve yapacağı ihracat karşılığı TMO stoklarından ürün satışı cazip hale getirilmiştir. Bu uygulama ile ithalat için yurt dışına ödenecek döviz miktarı büyük oranda azalacaktır.

SORU 2) TMO kaç ton buğday almıştır ve ne kadar ödeme yapmıştır? Geçen senelerle karşılaştırıldığında alınan buğday ve yapılan ödemedeki değişiklik nedir?

CEVAP 2) TMO, başta buğday olmak üzere hububat fiyatlarını dengede tutmak amacıyla, yoğun bir şekilde alıma girmiştir. TMO, 2002 yılında 332 bin ton, 2003 yılında 544 bin ton buğday alımı yapmış iken, 2004 yılında 1.865.306 ton buğday alımı gerçekleştirmiş olup, geçen yıla göre yaklaşık 4 kat daha fazla buğday almıştır.

TMO'nun ürün bedellerini ödeme durumu, her yıl yayımlanan Hububat Alım Kararnamesi'ne göre yapılmaktadır. 2004 yılında da son yıllarda olduğu gibi ürün bedellerinin

%50'si peşin, bakiyesi ise 1 ay içerisinde ödenmektedir. Ödeme durumunda bir farklılık olmamıştır.

SORU 3) Bu yıl hangi ülkelerden ithalat yapılmaktadır? Bu ülkelerden yapılan ithalatın kilogram başına fiyatı ne kadardır? Alım yapılan ülkelerin devletleri buğdayı desteklemekte midir? Eğer desteklenmekteyse destek verilen miktar eklendikten sonra ithal edilen buğdayın kilogram başına fiyatı ne kadara yükselmektedir?

CEVAP 3) 2004 yılında İspanya, Fransa ve Yunanistan'dan Makarnalık Buğday, Rusya'dan ise Kaplıca Buğdayı ithal edilmiş olup, Ekmeklik Buğdayın büyük bir kısmı Avustralya, Kanada ve ABD'den ithal edilmiştir.

SORU 4)Son 5 yıldaki buğday ithalatı rakamları nedir? 2004 yılında buğday ithalatındaki artışı nasıl açıklıyorsunuz?

SORU 5) Buğday ithalatını azaltmayı ve durdurmayı düşünüyor musunuz? Buğday üreticilerinin mağduriyetlerini gidermeye yönelik düzenlemeler yapmayı düşünüyor musunuz? Eğer düşünüyorsanız hangi düzenlemeleri ne zaman yapmayı planlıyorsunuz?

CEVAP 4-5) Son 5 yıldaki buğday ithalatına ilişkin bilgiler aşağıdaki tabloda sunulmaktadır.

T.B.M.M. B : 7 19 . 10 . 2004 O : 2 Yıllar İtibariyle Buğday İthalatı

YILLAR

58. ve 59. Hükümetler döneminde tarım öncelikli sektör olarak değerlendirilmiş ve çiftçilerimizin yıllardan beri süregelen sorunların çözümüne yönelik olarak bir dizi tedbirler alınmış, bazı yeni program ve projeler uygulamaya konulmuştur. Bu sorunlardan birisi de tohumluk kullanımı konusudur.

Ülkemizde özellikle hububat üretiminde kaliteli tohumluk kullanımı arzu edilen seviyede değildir. Ülkemizin yıllık sertifikalı hububat tohumluğu ihtiyacı 870 bin ton civarındadır. Buna karşılık 2002 yılında dağıtılan tohumluk miktarı sadece 50 bin tondur.

2004 yılında bu rakam 6 katına çıkarılarak 300 bin ton sertifikalı tohumluk dağıtımı hedeflenmiştir. Bu çalışma ile; buğday ve arpada verimliliğin artırılması, kalitenin iyileştirilmesi, sanayicinin kaliteli ürün temin etmesi ve buna bağlı ithalatın azaltılması amaçlanmaktadır.

Ayrıca, 76 il'de "Mahsul Fiyatına Yakın Tohumluk Projesi" uygulamaya konularak, İl Özel idare kaynaklarından 6.2 Trilyon TL destek sağlanmıştır. Bakanlığımızın ilgili kuruluşu olan TİGEM tohumluk fiyatını düşük tutarak ve tanıtım kampanyaları düzenleyerek uygulamaya destek vermiştir.

Diğer taraftan, 2004 yılı Şubat ayında yayımlanan Bakanlar Kurulu Kararı çerçevesinde üreticilerimize düşük faizli tarımsal kredi kullanma imkanı getirilmiştir. Karar kapsamında, yurt içinde üretilmiş sertifikalı tohumluk kullananlara %50, üretenlere %40 oranında indirimli tarımsal kredi kullandırılmaktadır.

SORU 6 ) 7 Temmuz'da TBMM'de yaptığınız konuşmada piyasada buğday fiyatlarının TMO'nun garanti fiyatları seviyesine gerilemesi üzerine ofisin 22 Haziran'da devreye girerek alımlara başladığını söylemiştiniz. TMO bu tarihten sonra alımlara başladıysa buğday fiyatının kimi yerlerde 250.000 liranın altına düşmesini nasıl açıklıyorsunuz? Sizce TMO'nun yasasında belirtildiği üzere buğdayda piyasayı düzenleme işlevini yerine getirememesinde buğday ithalatının bir payı var mıdır?

CEVAP 6) Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğünce hasadın başladığı tarihten itibaren borsa ve piyasa fiyatları takip edilmiş olup, buğday serbest piyasa fiyatları 360 -380 bin TL, arpa fiyatları ise 315 - 330 bin TL aralığında seyretmiştir. Bu fiyatlar üretici lehine olduğu için TMO alım fiyatlarını açıklamamış, piyasa fiyatları düşüşe geçtiği tarihte yani 25 Haziran 2004 tarihinde alım ve satış fiyatlarını tespit ederek alımlara başlamıştır.

TMO, 2004-2005 Alım Döneminde 224 işyerinde alım yaparak fiyatların, TMO fiyatlarının altına düşmesini önlemiştir. Düşük fiyatlarla ürününü serbest piyasada satmayan ve TMO'ya getiren üreticilerimizin ürünlerinin tamamı TMO tarafından satın alınmıştır.

T.B.M.M. B : 7 19 . 10 . 2004 O : 2

YAZILI SORU ÖNERGESİ 27.09.2004 Önerge Sahibi : Ahmet ERSİN

İzmir Milletvekili Esas No : 7/3560

Ege'den Akdeniz'e kadar, kıyı şeridindeki koylarımızın hemen hemen t a m a m ı , balık çiftliklerinin işgali altındadır. Bunlar koyları kirleterek, ciddi çevre sorunları yaratmakla beraber, vatandaşların ve turistlerin, denizden yararlanmalarına da engel olmaktadır.

O y s a kültür balıkçılığı yapılan Avrupa ülkelerinde, balık çiftliklerinin açık denizde kurulmasına izin verilirken, ülkemizde tam tersine kıyılar ve koylar için izin v e r i l m e s i , ç e v r e y e ve insan haklarına olan duyarsızlığı göstermektedir.

S O R U 1) Sizin Bakanlığınız döneminde kaç balık çiftliğine izin verildi? Ege ve Akdeniz kıyılarındaki balık çiftliklerinin toplam sayısı kaçtır? En gözde koylarımızda ve kıyılarda k u r u l m u ş bulunan balık çiftliklerinin, yarattığı kirlilik sizi rahatsız etmiyor mu?

CEVAP 1) Ege ve Akdeniz kıyılarında halen toplam, 242 adet balık çiftliği üretim yapmaktadır. 59. Hükümet döneminde ülke genelinde 50 adet deniz balıkları çiftliğinin projesi onaylanmış olup; bunların 22 adedi Ege ve Akdeniz kıyılarında yer almaktadır.

Bu çiftlikler, bütün kurumların ve yörede yaşayan halkın mutabakatı ile belirlenen alanlarda kurulmuştur.

Kafes balıkçılığında, balıkların beslenmesinde kullanılan yemler ve balık dışkıları organik kökenli olup; doğada kısa sürede tolere edilebilmektedir. Balıklar çevrenin kirlenmesinin nedeni değil, bilakis, çevre kirliliğinin mağdurlarıdır. Yaşanan birçok olay ve bilimsel raporlar bunu teyit etmektedir. Diğer taraftan, balık çiftliklerinin zor şartlar altında üretim yapan, ülke ekonomisine kazandırdıkları katma değer, istihdam ve en önemlisi insanımızın ucuz ve kaliteli balık ihtiyaçlarının karşılanması gibi olumlu katkıları bulunmaktadır.

S O R U 2) Kıyılarda ve koylardaki balık çiftliklerinin izinlerini iptal edip, A v r u p a ' d a olduğu gibi, açık denize taşınmaları için bir çalışmanız var mı?

C E V A P 2) Bakanlığımızca; kıyıyı kullanan tüm sektörlerin uyum içinde faaliyet gösterebilmeleri için tüm gelişmiş ülkelerde uygulanan entegre kıyı yönetimi modelinin ülkemizde uygulanmasına örnek teşkil eden ve su ürünleri yetiştiriciliği sektörü ile diğer sektörler arasında yaşanan problemleri çözerek, birbirleriyle uyum içinde faaliyet göstermelerini temin etmek amacıyla, su ürünleri ile ilgili Çevre Düzeni Plan çalışmaları yürütülmektedir.

Sektörün ortaya çıktığı ilk yıllarda, mevcut teknolojik imkanlara paralel olarak, kıyıya yakın olarak kurulmuş olan işletmelerin, belli bir plan dahilinde, tüm kurumların mutabakatı ile belirlenen potansiyel su ürünleri alanlarına taşınması çalışmaları devam etmektedir. Ancak; balık çiftliklerinin kurulabileceği alanların belirii özelliklere sahip olması nedeniyle, tamamının, her bölgede, kıyıdan uzakta kurulması, teknik olarak, mümkün görülmemektedir. T u m a y o l u köylerine sulama kanalları yapılmasına karşın, aynı bölgede bulunan Yayıkağıl köyüne hangi gerekçe veya gerekçelerle bugüne değin sulama kanalı yapılmamıştır?

C E V A P 1) Tunceli İli Nazimiye İlçesinin Yayıkağıl Köy merkezindeki Sarvan deresi üzerine sulama tesisi planlanmış ve 1976 yılında uygulanmıştır. Yapılan tesis bakımsızlık nedeniyle kullanılamaz hale gelmiştir.

S O R U 2). Yayıkağıl köyüne su kanalı yapılması ile ilgili olarak, Bakanlığınızca öngörülen bir program var mı?

C E V A P 2) Yayıkağıl Köy merkezindeki tesisin yenilenmesi ve köye bağlı 5 mezraya sulama suyu temini ile ilgili çalışmalar yapılmaktadır. Konu ile ilgili planlama çalışmaları tamamlanmış olup proje aşamasındadır.

T.B.M.M. B : 7 19 . 10 . 2004 O : 2

YAZILI SORU ÖNERGESİ 27.09.2004 Önerge Sahibi : Kemal DEMIREL

Bursa Milletvekili Esas No : 7/3562

Bursa Orhaneli ilçesi sınırları içerisinde faaliyet gösteren termik santral, ülkemizin elektrik enerjisinin bir kısmının karşılaması yönünden faaliyetlerini yerine getirmektedir.

Ancak bölgede yaptığım incelemeler sonucunda; termik santral çevresinde yaşamlarını devam ettiren bölge halkımızın son zamanlarda çeşitli sorunlarla karşı karşıya kaldığını gördüm. Sağlık sorunlarının yanı sıra ürünlerinde de azalma olduğu ve topraklarının verimsizleştiği yönünde şikayetleri mevcuttur. Eskiye nazaran ürünlerinde ve ağaçların gelişmesinde azalmalar olduğu düşüncesi hakimdir.

Genel olarak dağlık araziler olması sebebiyle zaten yoksul olan bölge halkı, elinde bulunan kısıtlı toprakların termik santral sonrasında daha da verimsiz bir hal aldığını söylemektedir. Yöre halkının bu konuyla ilgili olarak Bakanlığınızın da kayıtsız kaldığı yönünde düşünceleri oluşmuştur.

SORU 1) Orhaneli Termik Santralinin çevreye verdiği zararlar konusunda Bakanlığınızın herhangi bir çalışması mevcut mudur?

SORU 2) Orhaneli Termik Santralinin toprakta kirliiik yaptığı yönündeki yöre halkının söylemlerini araştırmayı düşünüyor musunuz?

CEVAP 1-2) Bursa Orhaneli Termik Santralinin toprakta kirlilik yaptığı yönündeki yöre halkının söylemleri araştırılmaya başlanmış olup, Toprak Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği ile Hava Kalitesinin Kontrolü Yönetmeliği kapsamında, Çevre ve Orman Bakanlığını da ilgilendirmektedir.

SORU 3) Çevrede yaşayan halkımızın tarım konusundaki sıkıntılarının en aza indirilmesi ve çözülmesi yönünde çalışmalarınız var mıdır?

SORU 4) Bu çevrede yaşayan halkımıza tarımsal destekleme yönünde neler yapmayı planlıyorsunuz?

CEVAP 3-4) 58. ve 59. Cumhuriyet Hükümetlerinin Programlarında tarım öncelikli bir sektör olarak ele alınmış, bu sektörün ayağa kalkması ve istikrarlı bir gelişme göstermesi için yoğun bir çalışma başlatılmıştır. Bu kapsamda, tarımsal göstergeleri makul bir seviyeye getirmek, üretim yapamaz hale gelen çiftçilerimizi tekrar üretime döndürmek ve üreticinin en önemli girdilerinden olan mazotun desteklenmesi Hükümetimizin bu alandaki önceliğini teşkil etmiştir.

Bu dönemde tarım sektöründe öncelikli olarak ele alınan konular, çiftçilerimize sağlanan destekler ve uygulamaya konulan projeler özetle;

• Çiftçi Borçlarının Yeniden Yapılandırılması,

• Mazot Desteği,

T.B.M.M. B : 7 1 9 . 1 0 . 2 0 0 4 0 : 2

Hayvancılık Destekleri,

Mera Islah Çalışmaları,

Belgede T. B. M. M. TUTANAK DERGİSİ (sayfa 186-193)