• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 2. KAVRAMSAL AÇIKLAMALAR VE TANIMLAR

2.4. Yaya Kavramı

2.4.1. Sokak Mekanındaki Yaya Davranışları

Yolu kullanan kullanıcıların hareketleri Rapaport tarafından şu şekilde sınıflandırılmaktadır:

* Yaya Dışı Hareketler: Yollar üzerinde, kültürlere göre değişkenlik gösteren ve teknolojiye paralel gelişen araç ve canlı hareketleridir.

* Dinamik Yaya Davranışları: Yol mekanında insanların yürümeleri, koşmaları, kısacası bir yerden bir yere ulaşmak, alışveriş yapmak gibi durağan olmayan hareketlerdir.

* Statik Yaya Davranışları: Oturmak, ayakta durmak, beklemek, dinlenmek, çalışmak, yatmak, yemek yemek, oynamak, uyumak ve buna benzer durağanlık gösteren, mekanın uzun süre kullanımını gerektiren hareketlerdir.

Yayaların sokaklardaki aktiviteleri şu şekilde sıralanabilir: * Zorunlu aktiviteler: Okula, işe, alışverişe gitmek, gibi

* Tercihli aktiviteler: Eğer istek olursa katılınabilecek aktivitelerdir; temiz hava almak için yürüyüş yapmak, oturmak, güneşlenmek gibi. Bu aktiviteler özellikle dış fiziksel ortamın uygunluğuna bağlıdır.

* Sosyal aktiviteler: Mekanda başkalarının varlığına göre oluşan aktivitelerdir. Oynayan çocuklar, konuşan insanlar, gibi. (Gehl, 1987, s.11-14)

Sokaklarda gözlenen bu davranışları daha açık bir şekilde tanımlamak gerekirse: Yürümek : Yürüme, her iki bacakta karşılıklı tekrarlanan hareketlerin bileşimidir. Bu hareketler her iki bacakta normal şartlarda beraberce düzenli bir şekilde gerçekleşir. (Tüzün, 2001)

Yürümek, çevre kirliliği faktörlerini ve enerji tüketimini azaltan, ekonomik, arazi kullanım biçimi açısından savurgan olmayan ve insan sağlığı için yararlı bir ulaşım türüdür. Kısa yolculuklar (500m.‟ye kadar) için yürümek, normal koşullarda, araç kullanmaktan daha hızlı erişim sağlar. Yürümek, kişinin fiziksel koşullarına (yaş, vb.); yürünülen alanın fiziksel verilerine (yolun formu, eğim durumu, yakın çevre faktörleri, vb.); yürünülen zaman diliminde çevrenin fiziksel durumuna (iklim verileri vb.) bağlı olduğu kadar, kültürel yapıya da bağlıdır. (Ocakçı, 2004)

Sokaklar genellikle yürünerek hissedilir. Sokak dokusunu oluşturan döşeme kaplamasını yürünerek algılanabilir (sert, yumuşak, kaygan, eğimli,...vb) (www.bulentturan.com/bilimsel).

Bir sokak mekanın da gerçekleştirilen faaliyetlerde en büyük payı yürümek eylemi alır. Hisarlıgil'e göre yürümek eylemi, insan ölçeğini belirlemenin sırrı olan beden hareketidir. Araba ya da trenle yapılan harekette öykü, kişinin kendisine ait değildir. Kentte yürümek, kişinin dünya ile ilişkisini kurar (Hisarlıgil, 2002).

Yayalaştırmayı bir şehri yürünebilir kılmak için planlama girişimleri şeklinde tanımlamıştık ve yürünebilirlik bir mekanın kalitesini etkileyen faktörlerdendir. O halde yürünebilir sokakların özellikleri şu şekilde sıralanabilir:

* Yaya dostu kaldırımlar ve kavşaklar;

* Diğer noktalarla uyumlu bağlantılar özellikle, toplu taşıma ve bisikletle ulaşıma; * Birbirleri ile bağlantılı yaya sokakları;

* Yürüme mesafesinde bir dizi ev, dükkan, servis, işyerleri, rekreasyon merkezleri, parklar bulunması;

* İnsan ölçeğinde tasarım sokak seviyesinde ve yola yakın mağaza vitrinleri; * Sokak sahnesinde birbirine entegre edilmiş yaya faaliyetleri;

* Güneş ve rüzgara karşı koruma;

* Trafik yoğunluğu, toz, hava kirliliği, gürültüye karşı yalıtılmış bir çevre; * Konfor koşulları (oturma bankları, çeşmeler, işaret levhaları, çöp kutuları vb.) * İnsanların daha rahat kaynaşabilmeleri için farklı sosyal ve kültürel aktiviteler. (Prokai, 1999)

Dünyada farklı bir takım yayalaştırma modelleri geliştirilmiştir. Bu modellerin o mekanın yürünebilirliğine katkısı ise farklı şekillerde olmuştur:

* Hollanda yaşayan caddelerinde veya “Woonerf”‟lerinde trafiği yavaşlatma yöntemi ile taşıt hareketleri neredeyse yürüme hızına indirilmiştir.

* Sokakları trafiğe kapatma yöntemi yaya güvenliğini arttırmanın daha üst bir yoludur. (USDT Federal Highway Administration, 1989). Örneğin Toronto‟daki bir çok festival trafiğe kapatılmış sokaklarda gerçekleştirilmektedir.

* Kesintisiz devam eden ve tamamen yayalara ait olan perakende ticaretin yer aldığı sokaklarda (pedestrian malls) yalnızca acil durum araçlarına ve küçük temizlik araçlarının geçişine izin verilmesi. Servis araçlarının ise yalnızca pik saatler dışında sokağı kullanmaları sayesinde güvenli bir yürüyüş alanı elde edilmektedir.

*Kesintili perakende ticaretin yer aldığı sokak ve caddeler de (pedestrian malls) ise araçlar sokağın içine hiç girememekte, araçların geçişine yalnızca kavşak noktalarında izin verilmektedir.

* Yalnızca toplu taşıma araçlarının geçişine izin verilen caddeler (shared mall veya semi mall) ve yaya kaldırımlarının genişletildiği caddeler de (transit mall) de toplu taşıma araçları sınırlı tutulmaktadır. (Prokai, 1999)

Allan Jacobs “Looking at Cities” adlı kitabında, yürüyüşün, kentin bize sunduğu sosyal aktiviteler hakkında detaylı bilgileri anlamanın tek yolu olduğunu ve sadece yürüyüşle kentteki yapıların detaylarını algılayabileceğimizi söyler (Relph, 1987). Ayrıca yürümek, diğer ulaşım araçlarıyla kombinasyon oluşturduğu için ulaşım sisteminin çok önemli bir parçasıdır (Monheim, 1997). İnsanlar birçok nedenle; okula, işe, alışverişe, sinemaya gitmek için, rekreasyon ve sağlıklı yaşam için ya da kent alanlarının zevkine varmak ve stres atmak için yürürler (Ödekan. 2001). Ayrıca, insan, kent merkezindeki hareketli hayatı yakından seyretmek, kenti yaşamak, kenti anlamak için yürümek ister.

Gezinmenin, dolaşmanın geleneksel yapısı, Paris'in dışındaki örneğin, Toronto'daki Yorkville bölgesinde, İsrail'deki haftada bir gün araç trafiğine kapanan Dizengoff sokağında, ve dünyadaki şehir merkezlerinde kısmen veya tamamen yayalaştırılmış yüzlerce çarşılı sokakta da görülmekledir (Moudon, 1991). Bu bölgelerde de insanları yürümeye teşvik etmek için sokak mekanında bir takım önlemler alınmıştır. İnsanları gidecekleri yere otomobille ulaşmanın yanında yürümeyi tercih etmeleri için bir takım koşulların sağlanması gerekmektedir. İlk olarak, hava güzel olmalıdır; havanın karlı, yağmurlu, aşırı sıcak veya soğuk olduğu durumlarda insanlar yürümeyi tercih etmezler. İkincisi, kişiden kişiye, amaca ve ortama göre değişmekle birlikte hedefler arasındaki mesafeler yürünebilir olmalıdır. Üçüncüsü, yürüyüş yürüyen kişiye zevk vermelidir. Bu da yaya yolu üzerindeki engellerin ortadan kaldırılması, aktiviteler, bitkisel materyal, doğal manzaralarla güvenli ve rahat bir

ortam sağlanması ile elde edilebilir. İnsanlar ancak bu koşulların bir kaçı bir araya geldiğinde yürümeyi seçer (Robertson, 1994).

İnsanlar, ayrıca aktiviteler ve mimari açıdan estetik ve ilginçlik düzeyi yüksek sokaklarda yürümeyi tercih ederler. Uzaklıklar yaya hareketlerini sınırlandırmaktadır. Yayalar, 500 metre uzaklığa % 80 oranında gidebilmektedirler. Uzaklık arttıkça bu oran azalmaktadır.

Tablo 3.2.‟ye göre, yetiştin yayaların ortalama yürüme hızı konut ve işyeri arasında 1.2-1.6 m/s, işyeri ve alışverişle ilgili hallerde 1.0-1.4 m/s, karşı yönden gelenlerin yoğun olduğu alışveriş yerlerinde 0.8- 1.2 m/s‟dir. Buna göre yayalar en hızlı şekilde ev ve işyeri arası mesafeyi yürümektedirler.

Tablo 2.2.: Yayaların yürüme hızı (yetişkinler için) (Özkal, 1990)

Konut - işyeri arasında 1.2-1.6 m/s

İşyeri ve alışverişle ilgili hallerde 1.0-1.4 m/s Karşı yönden gelenlerin yoğun olduğu alışveriş yerlerinde 0.8- 1.2 m/s Amaçsız, bağımsız yürüme de yaya yoğunluğu 0.3 yaya/m2

iken, geçişlerin kolay olduğu orta yoğunlukta 0.3-0.4yaya/m2

olmaktadır. Karşıdan gelenlerle kesişenlerin olduğu ama yürüyüşün olanaklı olduğu yoğunluk 0.4-0.7yaya/m2

, yürüyüşün zor olduğu yaya yoğunluğu 0.7-1.0 yaya/m2

, yayalar arasında kesişmelerin fazla yürüyüşün çok zor olduğu yaya yoğunluğu 1.0-2.0 yaya/m2

, yürümenin olanaksız olduğu yaya yoğunluğu 2.0 yaya/m2 olarak saptanmıştır.

Tablo 2.3.:Yaya yoğunluğu (Özkal, 1990)

Amaçsız, bağımsız yürüme : 0.3 yaya/m2

Geçişlerin kolay olduğu orta yoğunluk : 0.3-0.4yaya/m2 Karşıdan gelenlerle kesişenlerin olduğu ama yürüyüşün

olanaklı olduğu yoğunluk: 0.4-0.7yaya/m2

Yürüyüşün zor olduğu yaya yoğunluğu : 0.7-1.0 yaya/m2 Yayalar arasında kesişmelerin fazla, yürüyüşün çok zor

olduğu yaya yoğunluğu : 1.0-2.0 yaya/m2

Yaşlılarda yürüme kinematiği gençlere göre daha farklıdır. Yaşlı kişilerde normal fizyolojik değerlere göre adım uzunluğu daha kısa, yürüme hızı, yere basma açısı daha az, adım açıklığı daha fazla ve çift destek fazı daha uzundur. (Tüzün, 2001)

Tablo 2.4. : Yaşlı yayaların ortalama yürüme hızı (www.usroads.com/journals/rmej)

60 yaş üstü Yayaların Ortalama Yürüme Hızı (m/s)

Tür Yer Genişlik (m) Kadın Erkek Toplam

Sinyalli geçişlerde Chinook Centre Safeway 40.03 16.09 1.33 1.37 1.41 1.45 1.36 1.40 Yaya bölgelerinde Market Mall

Lion's Park 21.98 11.92 1.20 1.17 1.30 1.31 1.23 1.22 Sinyalsiz geçişlerde Four-Way Stop

Two-Way Stop 13.14 14.20 1.26 1.13 1.35 1.19 1.29 1.15

Kuzey Amerika‟da 60 yaş üstü yayalar üzerinde yapılan bir araştırmaya göre 60 yaş üstü yayaların sinyalli geçişlerde, sinyalsiz geçişlere oranla daha hızlı yürüdükleri ortaya çıkmıştır. Tablo 2.4.‟te bu çalışmanın sonuçları görülmektedir. Bu sonuca göre 60 yaş üstü yayaların normal yürüyüş hızları 1.0 m/s veya 1.2 m/s olarak alınması tavsiye edilmektedir. Çalışmadan ortaya çıkan bir başka sonuç ise 60 yaş üstü bayanların yürüyüş hızlarının 60 yaş üstü erkeklere oranla daha yavaş olduğudur.

Ayakta durmak (standing) : Yürüme ve oturma faaliyetleri ayakta durmaya oranla daha etraflı ve fiziksel çevreye bağlı hareketlerdir. Ayakta durmak ise; kamu alanlarındaki sabit faaliyetler olup, çok açık bir şekilde gözlenebilir ve pek çok farklı sebepten dolayı ortaya çıkabilir.

Kısa bir süre için durmak: (stopping for a moment)

Bu tür durma eylemi, kırmızı ışıkta durmak, bir şeye bakmak için durmak, bir şeye karar vermek için durmak gibi doğal sebeplerden dolayı ortaya çıkar. Bunlar büyük oranda çok kısa duruşlardır ve fiziksel çevreye bağlı değillerdir. Bu duruşlardan bazıları zorunlu olarak gerçekleşebilir. Örneğin yayaların kaldırım kenarında karşıya geçmek için durması gibi. (Gehl, 1987)

Birisi ile konuşmak için durmak : (standing to talk to someone)

Bunlar zorunlu olmayıp isteğe bağlı olarak ortaya çıkan durumlardır. Tanıdık birisi ile karşılaşınca, diyalog kurmak ihtiyacı doğar ve iletişim karşılaşılan noktada yer alır. Genelde bu gerekli bir faaliyettir çünkü toplumda tanıdık birisini görüp de konuşmamak kaba bir davranış olarak algılanır. Diyalogun süresi önceden bilinemez ve genelde karşılaşan kişiler daha uygun bir yere geçip konuşmayı sürdürmeyi önermezler. Bu tür durumlar insanların karşılaşabileceği (merdivenlerde, mağaza önlerinde, insanların sürekli geçtiği bir alanın ortasında, uygun olmayan zaman ve yerlerde…) her yerde yaşanabilir. (Gehl, 1987)

Bir süre durmak : (standing for a while)

Bir yerde uzun süre durmayı düşünen bir kişinin kendisine uygun yer aramak için durduğu kısa anlardır. Bu durumlar bir kişiyi veya bir şeyi beklerken, çevreyi seyretmek için veya neler olduğuna bakmak için gibi çeşitli nenlerle kısacası durmak için daha iyi bir yer bulma problemi sebebiyle ortaya çıkan durumlardır.

Durmak için bölgeler – kenar etkisi (zones for staying – the edge effect) :

Kenar bölgeleri oyalanmak için pratik ve psikolojik avantajları olan alanlardır. Bina ön yüzlerindeki girinti ve çıkıntılar durmak , yaslanmak, çömelmek veya oturmak için tercih edilen en popüler yerlerdir. Danimarka‟daki rekreasyon alanlarında sosyolog Derk De Jonge tarafından yapılan bir araştırmaya göre; kenar etkisine sahip alanların en çok tercih edilen alanlar olduğunu belirlenmiştir. İnsanlar ağaçsız çıplak bir alandan çok bir veya bir grup ağacın bulunduğu bölgeleri beklemek için tercih etmektedir. İnsanlar boş bir alanda mutlaka bir binanın girintisinde, bir sütünün veya bir aydınlatma elemanının yanında durup beklemeyi seçerler. İnsanların bir şeyin kenar veya yan bölgesini tercih etmelerinin tek açıklaması diğer insanlarla arasına bir mesafe koyma ihtiyacından kaynaklanmaktadır. Ayrıca; kişinin arkasını bir duvara yaslaması kendisini tehlikelerden koruma dürtüsünün de bir göstergesidir.

İnsanların beklemek için ağaç altını tercih etmelerinin nedeni hem gölgeden yararlanmak hem de ağacın gölgesini kullanarak gizlenme ihtiyacından kaynaklanmaktadır. İnsanların oyalanmak veya beklemek için; kolon aralarını, tente altlarını veya gölgelikleri tercih etmelerinin diğer bir sebebi ise kimse tarafından dikkat çekmeden etrafı seyredebilme isteğidir. İnsanlar bu şekilde hem bakışlardan kurtulurlar hem de güzel bir görüş açısına sahip olabilirler.

Sonuç olarak kamu alanlarının tasarımındaki, insanların ayakta durma ihtiyacını karşılayacak imkanlar yaratmak gibi küçük fakat önemli detaylar da mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır. (Gehl, 1987)

İnsanları seyretmek (People Watching)

Kamu alanlarında yoldan gelip geçen insanları seyretmek insanların gerçekleştirdiği aktivitelerden en ilgincidir. Chase Manhattan plaza da gerçekleştirilen bir çalışma sonucunda aktivitelere daha yakın olan ve insanların sürekli bir telaş içerisinde olduğu, hareketi Pine-Liberty alanı, daha tenha olan ve daha az kullanılan Nassau-Liberty alanına oranla oturma alanlarının insan seyreden kişilerce daha dolu olduğu gözlenmiştir. (Marcus ve Francis, 1997)

Şekil 2.3.: a- Paris, La Defense - Meydana kurulan bir televizyonu banklara oturup seyreden insanlar (Fotoğraf: Günseli Döllük) b- 7th

Place Mall, Downtown St. Paul banklarda dinlenirken sokak mekanından geçenleri seyreden insanlar (www.photo.net).

Oturmak: (sitting)

Oturma faaliyeti çeşitli amaçlar için gerçekleştirilir. Bunlar: 1. Otobüs veya taksi beklemek için,

2. Yoldan geçenleri veya akan trafiği seyretmek için, (Şekil 3.3.b) 3. Dinlenmek için oturmak,

5. Sokakta gerçekleştirilen bir gösteriyi izlemek; şeklinde sıralanabilir. (Şekil 3.3.a)