• Sonuç bulunamadı

Soğuk Savaş tabirinin kullanım amacı konvansiyonel veya konvansiyonel olmayan silahlarla yapılan deniz, kara ve hava savaşının olmaması durumudur. Soğuk Savaş, her an bir savaş olacak ihtimaline karşı hazırlıklı olma, gergin olma durumudur. Soğuk Savaş, sıcak bir çatışma olmadan yapılan bir savaştır. Bu savaş diplomatik, ekonomik, kültürel, siyasal, askeri teknolojileri ve propaganda aracı olarak kullanılması ile yürütülen bir savaştır. Soğuk Savaş kavramını ilk defa 14.Yüzyılda İspanya Prensi Juan Manuel’in kullanmış olduğu söylenir. Bu tabirin 1947-1990 yılları arasında

48 Noam Chomsky, Editör, Soğuk Savaş Üniversite, Kızıl Elma Yayıncılık, İstanbul, 1998, ss.187-209.

49 Ernest Volkman, Tarihin Seyrini Değiştiren Gizli Ajanlar, Truva yayınları, İstanbul, 2005, ss. 7-10

cereyan eden ABD- SSCB çekişmesi için kullanılması, Amerikalı finansör Bernard Baruch’un 1947’de bir konferansta kullanmasıyla başlamış, gazeteci Walter Lippmann’ın tabiri sürekli ABD-SSCB çekişmesini karşılamak için kullanması ile yaygınlaşmıştır.50 Soğuk Savaş döneminin, Soğuk Savaş kavramından sonra bu dönemi tabir eden ve SSCB ülkesini ve müttefiklerini temsilen söylenmiş olan “Demir Perde” tabiridir. Bu tabiri deneyimli bir politikacı olan İngiliz eski Başbakanı Churchill 5 Mart 1946’da ABD’nin Missouri Eyaletinin merkezi olan Jefferson City’nin kuzeyindeki Fulton kentinde konuşmacı olarak katıldığı konferansta SSCB genişlemesine dikkat çekerek “Baltık’taki Stettin’den, Adriyatik’teki Trieste’ye kadar bir Demir Perde” indiğini söylemiştir.51 böylece Soğuk Savaş sırasında SSCB ve müttefiklerine hitaben “Demir Perde”

tabiri kullanılmıştır.52 1945’ten itibaren başlayan 1947 yılında Truman doktrini ile kesinleşen ABD- SSCB çekişmesi bu iki tabirle adlandırılmıştır.

1.4.1. İki Kutuplu Sistem (Bloklaşma) Dengesi

İki kutuplu sistem, diğer bir tabir ile iki bloklu dünya sisteminde üç aktör vardır. Birbirine cephe almış olan iki süper güç ve oluşturdukları bloklarla bu oluşuma dahil olmayan devletlerin oluşturduğu zayıf birlikteliktir. Eski Yunan şehir devletlerinde de görülen bu durum, 1947 yılında başlayan Soğuk Savaş, ABD ve SSCB etrafında diğer devletlerin toplanması ile oluşan sistemdir. İki kutuplu sistem NATO ve Varşova paktlarının kurulması ile bloklar arası güç mücadelesinin oluşturduğu denge ile Soğuk Savaş dönemi devam etmiştir.53

Kutup liderlerinden her ikisinin de amacı birbirine karşı üstünlük sağlamak ve yanı sıra egemenlik sahalarının genişlemesini önlemek, bloklardaki ülkeleri etkilerinden çıkarmamak, bloklara dahil olmamış ülkeleri de kendi bloklarına dahil etmektir.54

50 Georges, Longloıs, Editör, 20. Yüzyıl Tarihi, Nehir yayıncılık, İstanbul,2000, s.275.

51 Henry Kıssınger, Diplomasi, 3.Baskı, Türkiye İş Bankası Yayınları, İstanbul, 2002, s.472.

52 Demir Perde olarak tabir edilen ülkeler, http://astro.temple.edu, bknz. Ek: 4

53 Soğuk Savaş dönemi oluşan blokların sınırları, http://cla.calpoly.edu, bknz. Ek: 5

54 Feridun Engin, Uluslararası politika stratejileri, Güney Matbaası, İstanbul, 1975, s.146.

İki kutuplu sistemin başlıca iki süper devlet aktörü vardır. Diğer devletlerin bir araya gelmesiyle bile bu iki süper gücün askeri gücüne erişilemez. İki kutuplu sistem olarak adlandırılmasının nedeni ülkelerin ekonomik, askeri, siyasal, ideolojik, hatta ırkı ve dini nedenlerle bile iki devletten birinin etrafında toplanılmasıdır. Bu toplanma bazen gönüllülük ve iş birliği esasına dayanırken, çoğunlukla süper gücün askeri ve propaganda yöntemleri ile kendi bloğuna dahil edilmesi ile olmaktadır. ABD ve İngiltere birlikteliği gönüllük ilişkisine dayanırken, Çekoslovakya’nın SSCB bloğuna dahil olması askeri yöntemle olmuştur. ABD askeri yöntemlerle Güney Kore’yi bloğuna dahil ederken Vietman’da başarısız olmuş aynı şekilde SSCB’de Afganistan’da başarısızlığa uğramıştır.

Propaganda yöntemi iki kutuplu sistemde en çok uygulanan yöntemdir.

Propaganda yöntemi ile blok içindeki devletlerin bloktan ayrılması engellenmeye çalışılırken, blok dışındaki devletlere de bloğa dahil olması için propaganda yapılmaktadır.

İki kutuplu sistemde süper güçler arasındaki denge teknolojik gelişmeler ve ekonomik düzeye göre değişe bilmektedir. Nitekim 1944 yılından 1949 yılına kadar nükleer gücü elinde bulunduran ABD’nin bu alandaki tekelliğini, 1949 yılında SSCB’nin nükleer bomba yapması ile dengelenmiştir. 1957 yılında SSCB, uzay çalışmaları ile de ABD’nin önüne geçmiştir. Süper güçler birbirlerindeki teknolojik gelişmeleri takip ederek ve teknolojik gelişmelerden geri kalmayarak dengeyi sağlamaya çalışmışlar. İki kutuplu sistemde sorun süper güçlerden ziyade süper güçlerin oluşturdukları bloklara dahil olan devletlerden oluşmaktadır. Bu dönemde bloğun küçük devletleri bile süper güçleri tedirgin edecek davranışlarda buluna bilmektedirler. Özellikle blok değiştirme ve blok dışı hareket etme kabiliyetleri büyük tehlike oluşturmaktadır. Nitekim Yugoslavya’nın ve Çin’in SSCB’nin oluşturduğu bloktan çıkmaları Fransa’nın ve Yunanistan’ın da NATO’nun askeri kanadından çekilmeleri iki kutuplu sistemde süper güçlerin zaafı olarak ortaya çıkmıştır. Bu nedenle iki kutuplu sistemde iki gücün büyük askeri ve teknolojik güçleri nedeniyle savaşması her iki ülke ve

dünya için yıkıcılığı yüksek olmasından süper güçler birbirlerine karşı “ihtiyatlı politika” izlerken ikinci ülkeler de sınırlı silahlarla savaşlar olmuştur.

Morton A. Kaplan, iki kutuplu sitemi altı gruba ayırarak, iki kutuplu sistem içindeki dengeyi uygulanan politika, askeri yöntem, denetim, ekonomik yöntem, birliktelik ve devre dışılık sistemleriyle işlediğini belirtmekte, Artur L. Bruns, iki kutuplu sistemin en önemli aktörünü Nükleer silahlar olduğunu belirtirken “ilk vuruş” , “ikinci vuruş” yeteneği nedeniyle ve nükleer silahların tahrip gücünün yüksekliği, nükleer silahları elinde bulunduran süper güçlerin bir denge oluşturmak zorunda olduğunu belirtmiştir.55