• Sonuç bulunamadı

DIŞ POLİTİKA YÖNTEMİ OLARAK PROPAGANDA

Dış politika araçlarından kabul edilen propagandanın kullanımı devletin varolduğundan beri karşımıza çıkmaktadır. Propaganda özellikle I. Dünya Savaşı ve II. Dünya Savaşı’nda ve arası dönemde bir dış politika aracı olarak sistemleşmiş ve daha sonraki tarihlerde bir ilişki biçimini almıştır. Devletler yapılan propagandanın amaç ve niteliğini anlamak ve karşı propaganda yapabilmek için birçok resmi kurum kurmuşlardır.

Devletler arasındaki ilişkiye uluslararası ilişkiler adını verdiğimiz bu çağda bu ilişkiyi sağlayan kuruma Dışişleri Bakanlığı adı verilmiştir. Bu kurumun yaptığı görüşme ve sisteme diplomasi denmektedir. Günümüz devletler arası ilişkilerin bir çok alanda gelişmesi nedeniyle bu ilişkilerin tümünü Dışişleri Bakanlığı kurumu karşılayamamaktadır. Ekonomik, askeri, siyasal, kültürel,

41 Vamık D. Volkan a.g.e, ss. 70-72.

42 Cemalettin Taşkıran, Kanlı Mürekkeple Yazın Çektiklerimizi...!, Platin Yayınları, Ankara, 2005, Arka Kapak Yazısı

sosyal, dini vs. bir çok konuda faaliyet gösteren kurum ve kuruluşlarda uluslararası sistemde birer aktör olarak karşımıza çıkmaktadır.

Propaganda devletin dış politikada araç ve sistemlerde kullandığı bir yöntem olarak karşımıza çıkmaktadır. Be nedenle propaganda bir çok önekle birlikte anılmaktadır. Bunlardan bazılarını sıralayacak olursak şu şekilde bir sıralama yapabiliriz: Siyasal propaganda, kültürel propaganda, askeri propaganda, ekonomik propaganda. Devletin böyle yaygın ve her alanda propaganda yapmasının amacını güç öğesi oluşturmaktadır. Dış politikada uygulanan propagandanın temelinde “güçlü olmanın gösterisi” bulunmaktadır.

“güç” realist teorinin dış politikadaki temel kavramıdır.43 Propagandanın etkilemek anlamı dış politikada diğer devlet ve devletlerin liderlerini, halklarını etkilemede kullanılır. Dış politikada etkinin iyi olabilmesi için hedefin, sosyal, kültürel, ekonomik, siyasal, teknolojik ve kültürel öğelerin iyi analiz edilmesi gerekmektedir. Hedefin, propagandanın amacına uygun olarak belirlenmesi gerekir. Güçlü askeri yapıya sahip olan kıtalar arası balistik füzelere sahip bir devlete karşı kısa menzilli füzelerle bir askeri geçit töreni yaparak güçlü olduğunuzu göstermeye çalışıyorsanız bu yapmak istediğiniz propagandanın ters tepmesine neden olur. Ya da ekonomik olarak güçsüz olduğunuz bir ülkeyi

“ambargo” uygulamakla tehdit etmeye kalkamazsınız. Bu nedenle dış politikada propaganda yöntemini kullanmak “Güç” ile doğru orantılıdır. Uluslararası propagandanın güç ile doğru orantılı olmasının bir başka nedeni ise düşman ilan edilen ülkeye korkunun, dost – müttefik ülkeye verilecek güvenin temelini gücün oluşturmasıdır. Propaganda, düşmanı yıldırmak, korkutmak, geri çekilmesini sağlamak, iç karışıklıklar çıkmasını sağlamak, bölünmesini, yıkılmasını amaçlamaktadır. Aynı şekilde müttefik ve dost ülkelerde gücünü göstermek, diğer ülkelerin de kendi tarafına geçmesini veya tarafsız kalmasını sağlamak amaçlanır. Bu nedenle devletler güçlü olduklarını göstermek için birçok aktivitede bulunurken güç propagandası da yapmaktadırlar. Bu durum devletlerin uluslararası politikada, “prestij sağlama” amacı olarak adlandırılmaktadır.44

43 Hans J. Morgenthau, Uluslararası Politika, Siyasal Bilimler Enstitüsü, Ankara, 1970.

44 A.g.e, ss.92-105.

Propaganda dış politika aracı olarak savaşta ve barışta sistemli olarak uygulanan bir yöntemdir. Ayrıca devletin dış politika araçlarından bir tanesi olan diplomasi propaganda amacıyla da kullanılır. Diplomasinin propaganda amaçlı olarak kullanılmasını ikiye ayırabiliriz. a) Resmi Diplomasi b) Resmi Olmayan Diplomasi.45

1.3.1. Resmi Diplomasi

Diplomasinin kuralları, 1814-1815 Viyana Kongresi ile temel şekillerini almıştır. Bu tarihten itibaren küçük değişikliklerle sistemleşerek gelen diplomatik kurallar, özellikle I. Dünya Savaşı’ndan sonra propaganda amaçlı olarak da kullanılmaya başlanmıştır. Resmi diplomatik propagandanın uygulama alanı ülkedeki diplomatik misyonla sınırlıdır. Diplomatın başka bir ülkede olması nedeniyle kurallara uygun olarak hareket etmesi gerekir. Resmi diplomatik propagandada diplomat görev almaktadır. Diplomatın görevleri, resmi olarak ülkesini temsil etmek, ülkedeki vatandaşlarının haklarını ve çıkarlarını korumak, bilgi toplamak, diplomatik mesaj iletmek, dış politika karar alıcılarına yardımcı olmaktır.

Diplomat, ülkesini temsil ederken ülkesinin prestijini yükseltmek ve gücünü göstermek için maliyeti yüksek partiler düzenler. Ayrıca elçilik binasını büyük ve gösterişli olası ülkenin gücünü göstermesi açısından ve diplomatın bulunduğu ülkede etkisini artırıcı etkendir. Diplomat en iyi arabayı kullanır, iyi giyinir, bulunduğu ülkede gösterişiyle ülkesinin her açıdan güçlü ve zengin olduğunu gösterir. Ayrıca ülkedeki vatandaşlarının çıkarlarını korumak için gerekli olan tüm imkanlarını kullanır. Örneğin; ülkedeki bir vatandaşı hastalandığında en iyi uçakla vatandaşını ülkesine gönderilmesini sağlayarak kendi ülke vatandaşına verdiği önemi gösterir. Diplomat bulunduğu ülke hakkında bilgi edinmek için resmi görüşmelerin dışında büyük ve geniş basın toplantıları yaparak hem o ülke hakkında bilgi edinir, hem de kendi ülkesi hakkında yanlış bilgi yayar. Bulunduğu ülke temsilcilerine gücünü gösteren

45 Vamık D. Volkan, a.g.e, s. 51

bilgileri iletir. Ayrıca diplomat, diplomatik mesajlarla bulunduğu ülke liderlerine medya aracılığı ile halkına dost veya düşman propagandası düşman olduğunu resmi yollardan iletir.

Resmi diplomasi ile yapılan propaganda yasal yollarla kurumlar çerçevesinde ülkesini tanıtma biçiminde özetlenebilir.

1.3.2. Resmi Olmayan Diplomasi

Resmi olmayan diplomasi, diplomasinin propaganda amaçlı kullanılmasıdır. Aralarında iletişim sorunu bulunan iki düşman ülkenin tarafsız, etkin kişiler tarafından görüşmeler, toplantılar, yemekler, konferanslar gibi bir dizi aktivitede görüş alışverişi yaparak iki ülke arasında iletişim sağlama çalışmalarına kuralsız diplomasi ( resmi olmayan diplomasi) adı verilir.46

Arabuluculuk olarak adlandırabileceğimiz bu çalışmalar özellikle Soğuk Savaş’ın yumuşama döneminden sonra hız kazanmış fakat bu durumun propaganda amaçlı kullanılması olasılığı göz önüne alınmış ve bir çok aktivitede katılımcılar tarafsız olma gösterilerine rağmen kendi ülkelerinin propagandalarını yapmışlardır. Resmi olmayan propaganda da en önemli özellik katılımcıların tarafsızlığıdır.47 Ancak tarafsız olarak görüşmelere katılan bir çok gazeteci, akademisyen, din adamı, şirket temsilcisi ve siyasetçinin ülkelerinin veya başka ülkenin istihbarat birimlerince desteklendiği iş birliği içinde olduğu ortaya çıkmıştır. Arabuluculuk olarak görev yapan bir çok kişi bu tür suçlamalarla itham edilmiş, bir çoğu da tek taraflı görüşleri nedeniyle kınanmıştır. Amaç olan iletişimi sağlamak ve orta yolu bulmak olan bu tür çalışmalar bazen güçlü ülkelerin prestijini göstermek amacıyla da kullanılmıştır.

İki ülke arasındaki sorunu çözmek için SSCB ve ABD tarafsız kişiler adı altında temsilci göndererek sorunun kendi lehine çözülmesini amaçlamıştır. Özellikle ABD’deki üniversitelerin bölge araştırma enstitüleri veya büroları Amerikan

46 A.g.e, ss. 51-55.

47 A.g.e, s. 52.

Türkiye üzerinde çalışmalar yapan ve dünyaca tanınmış tarafsız bir akademisyen olan Arnold J. Toynbee Ermenilerin katliama uğradığını iddia ettiği “Mavi Kitap”ı İngiliz istihbaratının isteği üzerine yazdığını belirmiştir.

çıkarları için bölge hakkında yanlı yazılar yazmış, söyleşiler, toplantılar, konferanslar, incelemeler ve görüşmeler yapmışlardır.48

Diplomatik propaganda yapan kişilerin resmi diplomatik ünvanları olmamasına rağmen kendi ülkelerini savunur durumda olmuşlardır. Bu amaçla özellikle üniversiteler, şirketler, din adamları ve bir çok sivil toplum örgütü faaliyet gösterdikleri ülkelerde kendi ülkelerinin ve ideolojilerinin propagandasını yaparak o ülkede iş birlikçiler yetiştirmeyi, ajanlar yerleştirmeyi, karışıklıklar çıkarmayı, bazen de faaliyetlerinin boyutuna göre kendi ülkesi ile sürekli iş birliği içinde kalmalarını sağlamayı hedeflemişlerdir.49 Bu tür kurumların diplomatik bir unvanları olmamasına rağmen resmi diplomatın savunmasında olmaları iki ülke arasında sorun teşkil edebilmektedirler. Ayrıca bu tür misyonlar bulundukları ülkelerdeki üniversite, medya, din adamları gibi kurumlarda da faaliyetlerde bulunarak kişisel dostluklar veya etkilemeyle kamu oyunu oluşturma çabasında olmuşlardır. Soğuk Savaş sırasında özellikle müttefik ülkelerdeki bu tür faaliyet yoğun bir şekilde uygulanırken, düşman ülkelerde zaman zaman bu tür uygulamalar sıkça görülmüştür. Özellikle SSCB’den ABD’ye sığınan bir çok akademisyen ve bürokrat resmi olmayan diplomasi aktiviteleri sayesinde demir perdeden kaçmayı başarmışlardır.