• Sonuç bulunamadı

Siyasi Partilerin Temel Hakları ve Faaliyetleri ile İlgil

Avrupa düzeyinde siyasi partiler için yasal düzenlemeler yapılmış olmasına rağmen bu yasal düzenlemelerde siyasi partilerden hep üstü kapalı olarak bahsedilmiştir. Dolayısıyla Avrupa düzeyindeki siyasi partilerin temel hak ve faaliyetlerinin düzenlendiği diğer yasal hükümlere bakmak gerekmektedir.

a- Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde Siyasi Partiler

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde (AİHS) siyasi partilere ilişkin hükümlere baktığımızda, siyasi partileri ve faaliyetlerini Avrupa düzeyinde koruma altına aldığını görürüz. İlk olarak, AİHS’nin 11. maddesindeki toplantı ve gösteri özgürlüğünün yanı sıra AİHS’nin 10. maddesindeki ifade özgürlüğü partilerin faaliyetlerinde özgürce hareket etmeleri için gerekli temel hükümleri içermektedir. Avrupa partileri bu özgürlüklerini kullanırken Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin yargılama yetkisinden ötürü de ayrıca bu haklardan yararlanabilmektedir. Ayrıca AB Anlaşmasının 19. maddesinin 2. bendine göre bu koruma Temel Haklar başlığı altında tekrarlanmaktadır. Bu yüzden siyasi partilerin en azından Avrupa düzeyinde temel hak ve özgürlükler bağlamında Avrupa yasalarınca yasal koruması olduğunu söyleyebiliriz. AB Antlaşmasının 19. maddesinin 2. bendi, “vatandaşlar Avrupa’da ve yerel seçimlerde oy kullanma özgürlüğüne sahiptirler” şeklinde düzenlenmiştir. Bu düzenleme vatandaşlara, siyasi partilerde daha etkili olabilmelerinin yolunu açmıştır. Ayrıca yabancıların da Parlamento seçimlerinde bulunduğu üye devletin vatandaşları gibi oy verme hakları olduğu düzenlenmiştir. Bu düzenlemeden ötürü

113 21–23 Haziran 2007 tarihli AB Zirvesinde anayasal sürecin hükümetlerarası bir komisyon kurularak yeniden

ele alınması kararlaştırılmıştır. 13 Aralık 2007 yılında Portekiz dönem başkanlığında Lizbonda konu AB hükümet ve devlet başkanları zirvesinde görüşülmüş ve 27 üye ülkenin başkanları tarafından imzalanarak “Lizbon Antlaşması” adı altında reddedilen Avrupa Anayasasının hükümlerinde bazı değişiklikler yapılarak yürürlüğe konmasına karar verilmiştir. Her ne kadar uzun ve sorunlu onay ve referandum süreci (2008 yılında İrlanda’daki başarısız referandum dâhil olmak üzere) ortaya göreli olarak daha mütevazı bir antlaşma çıkarsa da 1 Aralık 2009 tarihinde yürürlüğe giren metnin, gene de “Anayasal Antlaşma”nın” ruhuna bağlı kaldığı söylenebilir. Bu Bağlamda, güçlenen bir Avrupa demokrasisinin, daha etkin karar alma mekanızmasının ve Avrupa vatandaşlarının artan katılımcılığının çerçevesini ortaya koyan Lizbon Antlaşması, AB Bütünleşme tarihinde önemli bir dönüm noktasıdır.

AİHS’nin 16. maddesi uyarınca yabancıların siyasal etkinliklerinin kısıtlanması hükmü Avrupa Birliği vatandaşları için artık geçerli değildir. Özetlemek gerekirse Avrupa düzeyindeki yasalar en azından Avrupa düzeyinde faaliyet gösteren siyasi parti faaliyetlerini korur ve diğer bazı düzenlemelerde ise bu korumalara ilaveler yapar114.

Avrupa Birliği Temel Haklar Şartının115 (ABTHŞ) özgürlükleri düzenleyen 2. bölümünde de siyasi partilere ilişkin hükümler vardır. ABTHŞ’nın 12. maddesi 2. bendinde “birlik düzeyinde siyasi partiler, birlik vatandaşlarının siyasi iradesinin ifade edilmesine katkıda bulunurlar” şeklinde hüküm altında almış, aynı maddenin 1. bendin de dernek kurma özgürlüğünü düzenleyerek partilerin kuruluş ve faaliyetlerinin genel çerçevesini çizmiştir. Bu maddenin 1. bendinde siyasi partilere ilişkin hükümler AİHS’nin 11. maddesinden daha geniş olarak ele alınmıştır. Çünkü bu madde ile açıkça siyasi partilerin kuruluş ve faaliyetlerinin vurgulanmış olması, siyasi partilere verilen önemi vurgulamaktadır. Siyasi partilerin yasalarla koruma altına alınması hem siyasi partilerin siyasi amaçları için hem de demokrasinin yerleşmesi açısından siyasi partileri doğrudan ilgilendirir.

Şüphesiz ABTHŞ sözleşmesinin 12. maddesinin 2. bendi bu noktayı açıkça vurgular: “Siyasi partiler, Avrupa düzeyinde Avrupa Birliği vatandaşlarının menfaatlerini korumak ve vatandaşların siyasal sistemle ilgili kararlara katılmasına olanak verirler”. Bu maddenin konusu Avrupa siyasi partilerini düzenleyen Amsterdam Antlaşması 191. madde ile açıkça örtüşmektedir. Dolayısıyla bu madde de Avrupa siyasi partilerinin amaç ve faaliyetlerine ilişkin hükümlerin isleyişinin tamamen yasal bir garantisidir. Aynı Şartın 39. ve 40. maddelerinde ise siyasi partilerden ayrıca üstü kapalı bahsedilir. ABTHŞ’nda, Avrupa Birliği vatandaşlarının Avrupa Parlamentosunda ve yerel seçimlerde oy kullanmaları için aktif ve pasif hakları bulunduğu hüküm altına alınmıştır. Böylece ATBHŞ ile Avrupa Birliği Sözleşmesinin 19. maddesinin 1. ve 2. bendinde zikredilen hükümler uyum sağlamaktadırlar. Avrupa Birliği vatandaşların eşit durumlarına yapılan vurgu yaşadıkları yerdeki üye devlet vatandaşı için geçerli tüm siyasal faaliyetleri kapsaması bakımından önemlidir.

114 Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Bkz. Toprak Z., Yavaş H., Görün M., (2004), Yerel ve Bölgesel

Yönetimler Kongresi Anlaşmalarında Avrupa Konseyi, Birleşik Yayınlar, İzmir, s. 279-300.

115 Avrupa Birliği Temel Haklar Şartı, tercümesi için Bkz. Toprak Z., Yavaş H., Görün M., (2004), Yerel ve

b- Avrupa Siyasi Partilerinin Hukuki Temellerine İlişkin Sorunlar

Yapılan tüm yasal düzenlemeler ve Avrupa siyasi partilerinin geliştirilmesine yönelik çalışmalara rağmen, Avrupa siyasi partilerinin anayasal ve yasal statüye kavuşmaları tam anlamıyla sağlanamamıştır. Avrupa düzeyinde bazı alanlarda Avrupa siyasi partileri için hala sıkıntılar devam etmektedir. AİHS ve ABTHŞ’daki hükümler incelenirse partilerin şüphesiz bazı temel hakları vardır. Ancak Avrupa partilerinin Avrupa düzeyinde etkili siyasi eylem ve faaliyette bulunmalarına ilişkin AB hukukunda çok az düzenleme mevcuttur. Avrupa partilerinin korunması ve faaliyette bulunmaları ile ilgili hükümler AB’deki diğer siyasi faaliyetlere dâhil olmanın yanı sıra üye devlet vatandaşlarına da bu faaliyetlere katılmada fırsat eşitliği sunmalıdır.

Avrupa partileri için görünen başka bir eksiklik de siyasi partilerin korunmasına ilişkin hükümlere baktığımızda, Avrupa siyasi partileri için herhangi bir “Avrupa kanunu” nun henüz olmayışıdır116. Siyasi faaliyetlerini yapmak için yasal korunmaya ihtiyaç duyan Avrupa siyasi partileri henüz tam anlamda hukuksal bir korumaya kavuşmuş değillerdir. Bundan başka siyasi partilerin en önemli işlevi olan seçimlerde seçmenler için yarışmak ve bu yolla çoğunluğu elde ederek iktidarı ele geçirmek gibi bir konumları bulunmamaktadır. Siyasi partiler için hayati öneme haiz üyelik konusu ve üyelerle ilişki de Avrupa partilerinde henüz tam anlamıyla siyasi bir partinin üyeleri ile olan ilişkisi düzeyine gelememiştir Avrupa partilerinin Avrupa düzeyinde tüm AB vatandaşları ile olan ilişkisini göz önünde bulundurur isek bu ilişkide henüz Avrupa siyasi partilerince sağlanmış değildir. Bunlara ek olarak bütün partilere fırsat eşitliği sağlamaları için kendilerini destekleyen gruplardan finansal yardım almalarını sağlayacak bir finansman kanunu da bulunmamaktadır. Mevcut AB hukukunda bulunan düzenlemeler ise hala yeterli düzeyde değildir.

ba- Tanınma

Yasal bir yaklaşımla Avrupa siyasi partisi nedir? Hangi kurumları Avrupa partileri olarak tanımlamalıyız? Partiler için hangi kurumlar özel yasal yöntemlere tabi tutulmalıdır? Bu sorular aynı zamanda Avrupa toplumu tarafından tasnif edilmiş Avrupa siyasi parti düzenini ilgilendiren sorunun çıkış noktasıdır. Amsterdam

116 Justus Schönlau, (2006), “European Party Statute: Filling the Half-full Glass?”, European View, Volume 3,

Antlaşmasının 191. maddesi hangi kurumların Avrupa siyasi partilerinin hak ve görevleri anlamında yetkisi olduğuna dair cevaplar içermemektedir. Avrupa siyasi partilerinin tanınması için şimdilik bazı prosedürlere bakarak cevap verebiliriz. Örneğin AP’ye yapılacak parti kuruluşu ile ilgili kaydolma tanınma anlamına gelebileceği gibi; partinin üye ülkelerden birine yapacağı başvuru da tanıma anlamına gelebilecektir. Ama bu tür bir yol, dezavantajları da beraberinde getirebilir. Çünkü her bir üye devletin partilere ilişkin hükümleri farklı olabilmektedir. Bu da gösteriyor ki Avrupa siyasi partilerinin tanınmasında hangi ölçütlerin önemli olduğu tanınmanın yasallık sorunuyla alakalıdır. Resmi tanıma ölçütlerinden biri partinin, birden fazla üye devlette teşkilatlanmasını zorunlu kıldığı gibi Avrupa seçimlerine kendi adaylarıyla katılması gibi önemli ölçütler, tanınma için kıstas olabilir. Bazı ulusüstü partiler AB sürecini desteklemeseler de Avrupa partisi olmalarına izin verilmektedir. Bununla beraber Birlik düşüncesine karşı olan siyasi partilerde ulusüstü bir parti oluşturma hakkına sahiptirler.

Avrupa partilerinin faaliyetleri "birlik vatandaşlarının siyasi ilgileri" doğrultusundadır. AP’de sandalye sahibi olan ve Avrupa düzeyinde etkin politika amacı güden ancak Avrupa partisi statüsünü elde etmemiş bazı birlikler/gruplar da Avrupa partisi olarak düşünülebilir. Yeni üyelik kazanmış olan ülkelerin partileri de aynı haklara ve özgürlüklere sahiptir. Avrupa partisinin, AP’de “temsil edilmesi” koşulunu içeren bir hüküm bu anlamda Avrupa partisinin tanınması anlamına gelir117. Bu aynı zamanda Avrupa Komisyonunun, partilerin statüsü ve finansmanı hakkındaki kararnamelerine ilişkin bir düzenlemeyi de kapsar. Avrupa partilerine AB bütçesinde yapılan yardımlar, sadece, Parlamento seçimlerinde seçmenlerin minimum %5’inin oyunu alabilmiş partilere gitmektedir. Bu düzenlemedeki açık hükme göre yardım alma koşulu, Parlamentodaki siyasi parti grupları için geçerli olduğundan bu düzenleme dahi Avrupa partisinin tanınması kapsamında değerlendirilir118.

bb. Kamu Finansmanı

Avrupa siyasi partilerinin finansmanı AB için önemli bir sorun olarak hala gündemdedir. Henüz parti fonları ile ilgili tam bir düzenlemeye gidilmediğinden

117 Christelle Dorget, (2004), s.88-9. 118 Morlok Martin, (2002), s.41.

Avrupa siyasi partiler ile ilgili düzenlemelerde büyük bir boşluk vardır119. Nice Antlaşmasının etkisiyle “Avrupa siyasi partilerinin finansman statüleri ve yolları” nı sağlamak için Parlamento ve Komisyon birlikte karar almak için meseleyi alt komisyona havale etmişlerdir. Alt komisyonun hazırlamış olduğu rapor AP tarafından çoğunlukla kabul edilmiş ve Avrupa Birliği Resmi Gazetesinde 15 Kasım 2003 yılında duyurulmuş, ancak 15 Şubat 2004 yılında yürürlüğe girmiştir. Komisyon ve Parlamento tarafından kabul edilen Avrupa partilerinin finansman yönetmeliği yapılan tartışmalara rağmen Nice’te kabul edilen hükümlerden öte gidememiştir. Özellikle Komisyon ile Parlamento arasındaki en önemi sorun olarak siyasi partilerin finansmanı Birlik tarafından mı yoksa özel kurumlar tarafından mı yapılacağı meselesi teşkil etmiştir. Ayrıca kişisel bağışların miktarı ile ilgili limitler konusu üye ülkelerdeki farklı uygulamalardan dolayı diğer bir sorunun ortaya çıkmasına neden olmuştur120.

Siyasi partilerin Birliğe üye ülkelerdeki farklı algılanışı bu tartışmaların temelini oluşturmuştur. Tüm bunlara rağmen mevcut Avrupa partilerinin finansmanına ilişkin çıkarılan yönetmeliğin yürürlüğe girmesiyle beraber 2004 yılında bu yönetmelikten faydalanmak için 10 Avrupa partisi Avrupa bütçesinden pay almak için başvurmuştur121. Çoğu üye devletin kendi ulusal partilerini kamu fonları yoluyla desteklemesi yeni parti finansman kurallarının yürütülmesinden dolayı eleştirilmiştir. Özellikle Avrupa partilerini desteklemenin ne denli AB Antlaşmasındaki partiler maddesi ile uyumlu olup olmayacağı aynı zamanda küçük partileri ve yeni kurulacak partileri etkileyip etkilemeyeceği bu tartışmaların merkezini oluşturmuştur. Avrupa partilerinin dezavantajı da tam bu noktada ortaya çıkmaktadır. Avrupa partileri, Avrupa politik sürecinde daha etkin rol oynamaya başladıkları zaman kamu bilinci artmaya başlayacak ve şüphesiz partiler faaliyetlerini sürdürebilmek için AB kamu fonlarından daha fazla desteklenmeye ihtiyaç duyacaklardır. Avrupa partileri hali hazırda AP’nin kendilerine sağladıkları fonlarından yararlanmalarına rağmen bu fonlar Avrupa partileri için yeterli

119 Justus Schönlau, (2006), s.144-5.

120 Özellikle bu konuda Fransız siyasi partiler, kişisel bağışın 500 Avroyu aşması durumunda partilerin bunu

beyan etmelerini yıllık kişisel bağış miktarının da 12000 Avroyu geçmemesi yönünde bağışlara limit konulmasını savunmuştur. Justus Schönlau, (2006), s.145.

121 Bu partilerden yedisi Belçika, diğer üçü Fransa, Lüksemburg ve Danimarka kanunlarına tabii, olarak

kurulmuş, kar amacı gütmeyen dernek statüsündedirler. Hali hazırda Avrupa statüsünde AP tarafından kabul edilmiş bu partiler; EPP, PES, ELDR, The Green Party, Europen Left, Euroepan Democratic Party, Alliance for a Europe of the Nation, European Free Alliance, Alliance of Independent Democrats in Europe ve The EU Democrats. Justus Schönlau, (2006), s.148.

finansman desteğini sağlayamamaktadır.

Avrupa partilerinin doğal gelir kaynakları arasında üye aidatı ya da bağış yolu ile gerçekleşen halk destekleri gelmektedir. Partiler için sağlanan fonlar devlet ya da Birlik organları tarafından sağlansa da gelirleri arasında miktar olarak önemli yer tutmamaktadır. Özellikle aktif bireysel üyeliği bulunmayan Avrupa partilerinin meşru bir şekilde parti olarak adlandırılıp adlandırılmayacağı ve kamu fonlarından yararlanmasının gerekip gerekmeyeceği hala tartışılan konudur. Bu durum esasında Avrupa Bütünleşmesinin doğasının demokratik olup olmayacağı ile ilgili ve eğer demokratik olursa Avrupa partilerinin alacağı rollere ilişkindir. Ancak açıkça görülüyorki siyasi partiler AB demokratikleşmesinde büyük role sahiptirler. Dolayısıyla ulusal partilere göre Avrupa partilerinin meşruluğunu açıkça desteklemek ve kabul etmek AB’nin demokratik gelişiminin kilit noktalarından biri olarak değerlendirilebir122.

bc. Diğer Hususlar

Avrupa partilerin iç düzenlemeleri, demokratik kurallara göre şekillenmiş ise ancak o zaman siyasi faaliyetlerini yerine getirebilirler. Parti içi düzenlemeler demokratik olduğu sürece hem üyeleri üzerindeki etkisi hem de partinin halk tabakalarına açılması Avrupa partileri adına etkin olabilir. Bireysel haklar partideki üyeliklerle bağlantılıdır ve bu nedenle önemli bir rol oynamaktadır. Ulusal yasalar bireylerin, parti kurmasına herhangi bir sınırlama getirmediğinden ulusüstü düzeyde de mevcut kanunlar incelendiğinde bireylerin parti kurmasına engel teşkil edecek bu tür bir sınırlama yoktur123.

Ayrıca Avrupa partilerinin isimlerinin korunmasına, ulusal ve Avrupa Birliği kurumları tarafından partilere eşit muamele edilmesine, partilerin radyo ve televizyonlarda yayın yapma hakkına ve bazı durumlarda temsiline değinecek olursak, ulusal yasalarla kıyaslandığında bu alanların henüz Avrupa partileri için yasal düzenleme getirmediği görülür124.

122 Justus Schönlau, (2006), s.149. 123 Morlok Martin, (2002), s.41. 124 Morlok Martin, (2002), s.42.

III- AVRUPA SİYASİ PARTİLERİNİN BİRLİĞİN SİYASAL SİSTEMİ