• Sonuç bulunamadı

Hıristiyan Demokrasi: Kimlik, İdeoloji

B- Hıristiyan Demokrasi’nin Doğuşu ve Avrupa Politikasındaki Yeri

1- Hıristiyan Demokrasi: Kimlik, İdeoloji

Toplumun büyük oranda Katolizm tarafından şekillendiği kıta Avrupa ülkelerinin politik tarihlerinin bir ürünü olan Hıristiyan demokrasi, İngiltere’deki politik geleneğe ve özellikle Anglo-Sakson ülkelerdeki politik düşünceye oldukça yabancı kalmıştır. Buna karşın Batı Avrupa’da Hıristiyan demokrasiye dayalı politikalar güden politikacılar (Adenauer, Schumann, De Gasperi), Avrupa’nın birleşmesi yolundaki gayretleri ile bugünkü tablonun ortaya çıkmasına neden olmuşlardır. Totaliter rejimlerin yıkıcılığı ve şoven milliyetçiliğin Avrupa’ya yaşatmış olduğu acılar bu düşüncelerin terk edilmesine bireyin refah ve mutluluğunun devletten önce geldiği anlayışına yol açmış ve bu yönde yeni bir Avrupa kurma düşüncesi gelişmiştir250.

Savaş sonrası Avrupa politikalarını yön veren sağ ve sol ideolojiler, özellikle işçi-işveren arasındaki çekişmede Hıristiyan demokrasinin duruşu, farklılık yaratmıştır. Hıristiyan demokrasi, klasik kapitalist liberaller ile insanın ahlaki doğasını önemsemeyen “materyalizmi” reddetmiş, kapitalizm ve devlet sosyalizmi arasında “bir üçüncü yol” olarak politika üretmiştir. Hıristiyan demokrasinin egemen olduğu ülkelerde devlete, sınıf tartışmasının yerine, sermaye ve işçi sınıfı arasında dayanışma ve uzlaşmayı sağlaması bir görev olarak yüklenmiştir251. Özellikle savaş sonrası yıllarda Fransa ve İtalya’daki Hıristiyan Demokrat hükümetler, büyük ölçüde uluslaşmayı ve Katolik işçi sınıfları ile ittifaklar kurarak kısmen komünist baskıları ortadan kaldırmayı hedeflemişlerdir252. Almanya’da ise ancak CDU-CSU iktidarı dönemimde, “tekelciliğin, özgür rekabetin ve sosyal adaletin sağlanması yoluyla kapitalizmin aşırılıklarını kısıtlayarak bir sosyal pazar ekonomisi” geliştirilmiştir253.

249Anthony Trawick Bouscaren, (1949), s-59-73.

250 Emiel Lamberts, (1997), “General Conclusions”, in Emiel Lamberts (ed), Christian Democracy in the

European Union 1945-1995, Leuven University Pres, s.481.

251 Kersbergen van Kees, (1994), “The Distinctiveness of Christian Democracy”, in David Hanley (ed), Christian

Democracy in Europe: A Comparative Perspective, London and New York: Pinter, s. 33; Anthony Trawick Bouscaren,(1949), s.60.

252 Robert Leonardi and Douglas Werman, (1989), İtalian Christian Democracy: The Politics of Dominance,

Basingstoke: Macmillan, s.28-35.

253 David Broughton, (1994), “The CDU-CSU in Germany: İs There Any Altermnative?”, in David Hanley (ed),

Christian Democracy in Europe: A Comparative Perspective, London and New York: Pinter, s.106; Pridham Geoffrey, (1977), Christian Democracy in Western Germany: The CDU/CSU in Goverment and Opposition, 1945-1976, London: Croom Helm, s.31-32.

Hıristiyan demokraside, toplumun şekillenmesinde önemli yeri olan kültürel ve ahlaki değerler açısından muhafazakâr düşünce ve merkez-sağ politikalar arasında farklılıklar mevcuttur. En önemli ayırt edici fark dini bilgilerin devlet okullarında herkese verilmesi gerektiği ve devletin bu yönde okullar kurması ve din eğitimine doğrudan karışmasını gerektiği savıdır. Hıristiyan demokratların, devletin dini eğitime destek vermesi gerektiği tezi birçok Avrupa ülkesinde uzunca yıllar tartışma konusu olmuş özellikle Fransa’daki tartışmalar Hıristiyan demokratlar arasında ayrılıklara yol açmıştır254. Hıristiyan demokratların önem verdiği diğer önemli bir konu ise aile kurumudur. Özellikle aile kurumunun dağılmamasına Kilise ve dolayısıyla Hıristiyan demokratlar sıcak bakmamıştırlar. İtalya’da 1970’lerde ortaya çıkan boşanma krizine Hıristiyan Demokratlar ve Katolik kilisesi şiddetle karşı çıkmış, konuyu halk oylamasına kadar götürmüşlerdir. Ancak oylamadan çıkan sonuç Hıristiyan Demokratların isteği dışında gelişmiş, ayrıca kürtaj konusuna dahi oylamada sınırlı da olsa izin çıkmıştır255.

Hıristiyan demokratlar tarafından ortaya konan bir kimlik iddiası da kendi partilerinin klasik sağ-sol partilere olan karşıtlıklarını yansıtıyor olmalarıdır. Hıristiyan demokrat düşünce toplumu herhangi bir sosyo-ekonomik kategoriye ayırmaz. Etkili bir parti olarak oldukça kısa ömürlü olan Fransız Cumhuriyetçi Halk Harekâtı (MRP)’nin bu amaca ulaştığı görülür. MRP, seçmenleri içerisinde hiçbir sosyal sınıfa ayrıcalık ve imtiyaz hakkı tanımayarak tümümü Hıristiyan değerler kapsamı altında tek bir kategoride değerlendirmiştir256. İtalyan Hıristiyan Demokratlarda bu ayrım belirgin olarak görülmese bile toplumu kategori çerçevesinde ela almamışlarıdır. Almanya’da CDU-CSU toplumun farklı kesimlerinden çiftçiler, iş sahipleri, tüccar-esnaf ve endüstri işçilerinden yoğun destek görmüştür257.

254 Yves-Marie Hilaire, (1997), “The Influence of Chrıstian Democracy in the Spere of Religion, Morality and

Culture in France”, in Emiel Lamberts (ed), Christian Democracy in the European Union 1945-1995, Leuven University Pres, s. 432; Anton Rauscher, (1997), “The Influence of Christian Democracy on Socio-Cultural Policy in Western Europe”, in Emiel Lamberts (ed), Christian Democracy in the European Union 1945-1995, Leuven University Pres, s. 42.

255 Martin Clark, (1996), Modern İtaly, 1871-1995, 2nd Edition, London and New York: Longman, s. 381-3. 256 Peter Van Kemseke, (1997), “The Societal Position of Christian Democracy in France, ”, in Emiel Lamberts

(ed), Christian Democracy in the European Union 1945-1995, Leuven University Pres, s. 175.

257 Wolfram Kaiser (2003), “Christian Democracy in France and Europe post 1945”, s.1-7.

http://www.port.ac.uk/special/france1815to2003/chapter9/interviews/filetodownload,18263,en.pdf Conway Martin (2003), “the post 1945 Reconstruction of France and Western Europe”, s.1-5. http://www.port.ac.uk/special/france1815to2003/chapter9/interviews/filetodownload,31505,en.pdf

Hıristiyan demokrasi kavramı için sıkça getirilen eleştiri ideolojisinin tanımlanmasının güç olmasıdır. Aslında Hıristiyan demokrat partiler için sıklıkla “kitle partisi (catch-all parties)” terimi kullanılır258. Hıristiyan demokrasiyi ayrıcalıklı kılan en temel özellik Fransız MRP ve Alman CDU partisinde kendini göstermiştir. Bu partilerde, kendini Hıristiyan değerlere adamış olanların vermiş oldukları açık destek yanında Katolikler ve Protestanlar birlikte politik arenada çalışmışlardır259. Özellikle Almanya’da CDU’nun önde gelen liderlerinin Protestan olması dikkate değerdir. Bu açıdan bakılınca Hıristiyan demokratlar için kullanılan “mezhepsel değiller” veya “herhangi bir kilise tarafından destek görmezler” savı uygulamada geçerli değildir260. Uygulamada Hıristiyan demokratlara destek Fransa ve İtalya’da Katoliklerden; Almanya’da ise daha çok Katolik ve Protestan topluluktan sağlanmaktadır261. Esasında bu ülkelerdeki Hıristiyan demokrat partilerin destekleyicileri sadakat bağlamında sadece Hıristiyan değil, ağırlıklı olarak Katolik oldukları bilinmektedir.

Hıristiyan demokrat partiler, Batı Avrupa’da kuruldukları dönem belirli sosyal sınıfın desteğinden ziyade, toplumun büyük kesiminden taraftar bulmuşlardır. Özellikle işçi sınıfının, Hıristiyan demokrat partilere vermiş olduğu destek Hıristiyan demokrasi düşüncesinin başarısı sayılmaktadır. Hıristiyan demokrat hareketin toplumun tüm kesimlerine doğru örgütlenmesi, gençlik örgütleri, işçi, çiftçi ve kadın örgütlenmeleri bu başarılarının elde edilmesinde önemli etken olmuştur262.

Hıristiyan demokrasisinin önemli temel taşlarından birisi devlet nasıl organize edilir, toplumun alması gereken şekil, politika nasıl yürütülmelidir ve devlet ne için olmalıdır sorularına cevap üretmektir. Bu düşüncenin kalbinde etik olarak Tanrıdan önce, topluma karşı politik sorumluluğu bulunan insanoğlu yatmaktadır. Bu Hıristiyan demokrasisinin temel şeklidir. Diğer bir değişle, ana nokta özel bir grubun kaygıları ya da özel bir sınıfın çıkarları değil, tüm toplumum çıkarı temel alınmaktadır. Hıristiyan demokrat düşünce ekseninde örgütlenen partilerin, kendilerini insanlığa adamaları ve özelde Hıristiyan değerleri temel görmelerinin nedeni Hıristiyanlıktır. Hıristiyan düşünce, birey ve toplum arasında uzlaşmalar

258 Kersbergen van Kees, (1994), s. 31-40.

259 Jean-Marie Mayeur, (1997), “Democracy of Christian İnspiration in France”, in Emiel Lamberts (ed),

Christian Democracy in the European Union 1945-1995, Leuven University Pres, s. 79.

260 Anthony Trawick Buuscaren (1949), s.59-61.

261 Peter Van Kemseke, (1997), s175-183; Martin Clark, (1996), s. 329. 262 Peter Van Kemseke, (1997), s. 176; David Broughton, (1994), s. 107.

sağlayıp bütün sınıfların ve grupların farklı çıkarlarını ve eğilimlerini ortak bir noktada birleştirmeye çalışır. Bu uzlaşmanın oluşturulması, Hıristiyan demokrasisinin tutumunda önemli bir element olarak ortaya çıkmıştır263.

Aynı şekilde Hıristiyan demokratlar federalizmi, çeşitlilikle birlikte, birlik gereksiniminin bağlayıcı metodu olarak nitelendirirler. Böylelikle Avrupa Birliği’ni merkezileştirilmiş bir otorite olarak görmemekteler ve Avrupa’nın birleşmesine önemli katkılar sağlamışlardır. Çünkü savaşın Avrupa’da yaşattığı acıların, yalnızca işbirliği ve her milletin kendi kimliklerine saygı duyarak çözüleceğine inanmaktadırlar. Avrupa devletleri arasında doğan bütün politik, sosyal ve ekonomik problemlerin uluslarüstü bir yapının kurulması ve problemlerin ancak bir dayanışma ruhuyla çözüme kavuşturulmasını savunmaktadırlar.

Birlik ve dayanışma, Hıristiyan kiliselerinin öğretilerinden etkilenmiş olan Hıristiyan demokrat ilkenin iki temel taşıdır. Hıristiyan demokraside, Katolik öğretisi özel bir öneme sahiptir. Böylece Hıristiyan demokratlar kendilerini siyasetin tam ortasında bulmuşlardır. Ilımlı çözümler getirmeyi ve radikalizmin her hangi bir şekline ölçülü bir yaklaşım sergilemeyi tercih ederler. Bu tutum, yeni fikirlere karşı saygıyı ve yeni durumlara karşı esnekliği de içermektedir. Bu durum, Hıristiyan demokratlar için bütün cevaplara sahip oldukları iddiası nedeniyle bir ideolojinin ardından gitmedikleri anlamına gelir. Hiç kimsenin mükemmel olmadığını bilirler ve bu Hıristiyan demokratların özellikle kendileri için doğruluk payı çok yüksek bir bilgidir. Öncelikleri, insanların ihtiyaçlarını karşılayan çözümler üretmektir ve bu yüzden toplumsal destekleri yüksektir. Hıristiyan demokrasisi doğası gereği, hem sosyalizme hem de liberalizme karşı olan politik bir hareketin ışığında geliştiğinden; Avrupa ülkelerindeki Hıristiyan demokratların tarihsel tecrübeleri farklılık göstermektedir Avrupa düzeyinde Hıristiyan demokrat kimliğin farklı anlayış ve uygulanışı, tarihsel gelişimi nedeniyle farklıdır. Hıristiyan demokrasinin farklı bireysel açıları ve gelenekleri değer görür ve farklı yerlerde farklı şekillerde değerlendirilmektedir264. Ayrıca Hıristiyan Demokratlar, değişen şartlara göre politikalarını farklılaştırmışlar; farklı eğilimler gerçekleştirmişlerdir. Bu durum

263 Ruthan F. Gerrard (1997), “Christian Democracy in Western Europe: an idea whose time has passed?”,

International Journal of Social, Economics, Vol. 24, No. 10, Washington University Press, s.1103; Jansen Thomas, (2006), s.80.

264Uluslararası Hıristiyan Demokrat gelenek sözü, NEİ örgütünün kurulduğu ve Hıristiyan Demokratların

Hıristiyan demokrat harekette sadece teorik planda kalmamış aynı zamanda fiilen uygulanmıştır265.

Avrupa’daki Hıristiyan demokrat partilerdeki Hıristiyan düşünceler ve ilkelerin temelinde, kitlelere, Hıristiyan ilke ve değerlerine bağlılık vurgusu yapılır. Bu vurgunun temelinde, Tanrı’nın her şeyin yaratıcısı ve bütün iyiliklerin kaynağında görülmesi yatmaktadır. Danimarka’da Hıristiyan Halk Parti (CPP), insan ilişkilerinde Hıristiyan değerleri esas alırken, Almanya da CDU, Hıristiyan dünya görüşünün sorumlu politikalar için ahlaki temel sağladığını ifade etmektedir. Bu ılımlı yaklaşımların dışında, dini değerleri radikal düzeyde ilke edinen partiler hem Avrupa’da hem de dünyanın diğer bölgelerinde bulunmaktadır. Güney Afrika da Hıristiyan Demokrat Parti (CDP) ve Yeni Zelanda da Hıristiyan Halk Parti (CPP), kamu politikalarının İncil ilkeleriyle yeniden düzenlenmesi sözünü vermektedir. İngiltere de Hıristiyan Halk İttifakı (CPA) ise Hıristiyan demokrasiden aldığı ilhamı tamamen İncil İlkelerine bağlamaktadır. CPA, dinin bireyin özelinde kalmaması, bütün yaşamın Hıristiyan kurallar çerçevesinde düzenlenmesi gerektiğini ileri sürmektedir266.

Yukarıda sözü edilen Hıristiyan Demokrat partilerin hepsinde aileye kutsallık, ahlaklı olmak gibi değerler için Hıristiyanlık dinine atıf yapılmaktadır. Bu bağlamda pornografi, homoseksüellik ve kürtaj reddedilmekte, evliliğin devlet tarafından yasalarla düzenlenmesi ve aile kurumunun desteklenmesi öngörülmektedir. Aile yararına vergi reformu talep etmeye kadar varan duyarlılığın temelinde sağlıklı toplum inşasının gerekliliği yatmaktadır. Hıristiyan demokratlara göre, toplumda barış ve huzur için güçlü aile yapısı gerekir. Aynı şekilde toplumsal düzenin sağlanmasında hayırseverliğin kurumsallaştırılması gerekliliği üzerinde durulmakta; zengin ile yoksul arasındaki uçurumun bu şekilde daralacağı öngörülmektedir. Hıristiyan demokratlar, devletin bu yolda atılacak adımları desteklemesini gerekli görmektedirler. Ayrıca, emekçi kesimin sömürülmemesi, devlet müdahalesinin özel mülkiyeti engelleyici ve serbest piyasa ekonomisini tahrip edici bir yönünün olmaması istenmektedir267. Günümüzde Hıristiyan demokrasinin

bu ilkeleri Latin Amerika’dan, Berlin duvarının yıkılması ile eski Komünist ülkeler

265 Ruthan F. Gerrard (1997), s.1105; Anthony Trawick Bouscaren (1949), s. 61. 266 Okutan M, Çağatay, (2006); s.312.

267 Roberto Papini, (1997), The Christian Democratic İnternational, Rowman&Littlefied Publishers, New

olan Polonya, Romanya, Macaristan, Slovakya gibi doğu bloğu ülkelerine kadar yayılan hâkim siyasal düşünce olmuştur268. Bu bölgelerdeki Hıristiyan demokratik düşünce ise daha çok Fransız MRP, Almanya’daki CDU-CSU ve İtalya’daki (DC) Hıristiyan Demokrat partiler ekseninde şekillenmiştir.

Hıristiyan Demokrat partilerde öne çıkan dinsel vurgu, herkesime hitap edecek siyasal hareketler olarak konumlanmalarına yol açmıştır. Merkez sağda yer alan ve sosyalizm karşıtı politikaları destekleyen bu partiler tarafından ideolojik plana alınmış olan Hıristiayn demokrat düşünce, Hıristiyan medeniyetinin dünyaya sunduğu değerler temelinde bulundukları ülkelerin bütün yurttaşlarına ve gruplarına aynı mesafede olmaya özen göstermektedir. Farklılıkları, ortak değerler yoluyla harmanlamayı hedefleseler de, belirleyici faktörün dini ilkeler olduğu açıktır. Hıristiyan demokrasi hareketinin kullandığı dilin karakteri bile bunun en önemli göstergesidir. Dolayısıyla, Hıristiyan demokrat partilerin kitle partisi konumu “catch- all party”, savunulan değerlerin kitlelere yaygınlaştırılması için en uygun yöntem olarak benimsenmiştir269.