• Sonuç bulunamadı

1.3. ĠġGÜCÜ PĠYASASI KAVRAMI

1.3.4. Sektörel Bağlamda ĠĢgücü Piyasası Türleri

Günümüzde iĢgücü arz ve talebinin karĢılaĢtığı yer olan iĢgücü piyasaları ülke düzeyinde bir bütün olmakla birlikte kendi içerisinde faaliyet alanlarına göre bölünmektedir. Bu bölünme faaliyet alanlarına göre yapılmaktadır.

1.3.4.1. Tarım Sektörü ĠĢgücü Piyasası

Tarımsal üretim alanında çalıĢanlar ile bu alanda iĢgücü talebinde bulunanların oluĢturduğu piyasadır. Günümüzde ülkelerin geliĢmiĢlik düzeylerini karĢılaĢtırmakta kullanılan temel ölçütlerden biridir. Tarım sektörünün Gayri Safi Yurt Ġçi Hasıla (GSYĠH) payı, geliĢmiĢ ülkelerde % 3 ile % 10 arasında değiĢirken, geliĢmekte olan ülkelerde bu oran % 8 ile % 30 arasındadır. Geri kalmıĢ ülkelerde ise bu oran % 30‟un çok üzerindedir. Tarım sektörünün iĢgücü piyasası üzerinde hem olumlu, hem de olumsuz etkileri bulunmaktadır. Özellikle geliĢmekte olan ülkelerde GSYĠH‟ya katkı oranı ne kadar küçük olursa olsun, istihdam ettiği nüfus oranı oldukça yüksektir. Bu durum özellikle gizli iĢsizliğin bu sektörde yoğun olarak yaĢandığını göstermektedir. Bu yönüyle tarım sektörü iĢsizliğin belli bir süre sorun yaratmamasını sağlayarak siyasal iktidarlara yardımcı olmaktadır123

.

Ekonomik geliĢmeye paralel olarak bu sektördeki gizli iĢsizlerin, çeĢitli nedenlerle sektör dıĢına çıkmaları ekonomi açısından büyük sakıncalar yaratmaktadır. Bu sakıncaların baĢında, iĢ ve yaĢam Ģartlarının daha iyi olduğu kentlere yönelik göç hareketinin yöneldiği kentleri bir sorunlar yumağı haline getirmesi, bölgeler arası dengesizlikleri artırması ve önemli kaynak kayıplarına yol açmasıdır 124 . 123 Kartal., s.251. 124 Kartal, s. 251.

1.3.4.2. Sanayi Sektörü ĠĢgücü Piyasası

Tarımsal üretimin dıĢında kalan üretim faaliyetlerinin büyük çoğunluğunu oluĢturan iĢgücü arz ve talebinin karĢılaĢtığı ve katma değer oranının en yüksek olduğu iĢgücü piyasasıdır. 1960‟lı yıllara kadar hakim üretim anlayıĢı olan Fordist üretim yapısı ve teknikleri 1970‟li yıllardan itibaren tıkanmaya baĢlamıĢtır. Bu tıkanıklık ekonomilerin yapısında önemli değiĢimlere yol açarken, en önemli etkisini istihdam yapısında göstermiĢtir. GeliĢen ve değiĢen üretim teknolojileri istihdamın sürükleyici sektörü olan sanayi sektörünün bu özelliğini yitirmesine yol açmıĢtır125

. Bu sektördeki iĢgücü, diğer sektörlerde çalıĢanlardan farklı özelliğe sahiptir. ĠĢgücü, sektörün yapısı itibariyle hem belirli bir eğitime, hem de belirli bir yeteneğe sahip olmak durumundadır. Sektörün en önemli dezavantajı, teknolojik geliĢmelerin sektördeki iĢgücü istihdamını olumsuz etkilemesidir. Teknolojik geliĢmeler, bu sektördeki emek yoğun üretim yapısının yerini, teknoloji yoğunluklu üretim yapısına bırakmasına neden olmuĢtur. Bunun sonucunda, üretim miktarında azalma olmamasına karĢın, istihdam düzeyinde sürekli düĢüĢ yaĢanmaktadır. Bu iĢgücü piyasasının temel özellikleri Ģöyle sıralanabilir;

- ĠĢbölümü ve uzmanlaĢma oldukça geliĢmiĢtir.

- Emek - sermaye kullanım oranı, sermaye lehine ağırlık kazanmaktadır. - ĠĢgücünün niteliği oldukça önemlidir.

-Teknolojik geliĢmelere karĢı oldukça duyarlı bir piyasadır. Bu nedenle emek faktörünün ikame oranı hızla değiĢebilmektedir.

- ĠĢgücü arz ve talebinin dengesinin sağlanması oldukça güçtür ve aynı iĢkolunda ve bölgede dahi farklı ücretler uygulanabilmektedir126

.

125

Nerife Türcan ÖzĢuca, “Teknolojik GeliĢme ve Ġstihdam”, ĠĢ ve ĠĢçi Bulma Kurumu Ġstihdam Dergisi, Sayı:18, 1995, s.20.

126 Naci Gündoğan, “Hizmetler Sektöründe istihdam”, Kamu- ĠĢ Hukuku ve Ġktisat Dergisi, Cilt:7,

1.3.4.3. Hizmet Sektörü ĠĢgücü Piyasası

Hizmet sektörü; tarım ve sanayi iĢgücü piyasalarının dıĢında kalan ve katma değerinin ölçümü konusunda açık bir ölçüt bulunmayan piyasalardır. Sektörün büyüklüğü, ekonominin geliĢmiĢlik derecesinin bir ölçütü olarak alınmaktadır. Ġstihdam kapasitesi açısından önemli bir sektör olmasına rağmen, bu sektörü tanımlamak ve etki alanını belirlemek oldukça güçtür. Hizmet sektörünün tanımının güçlüğünü, hizmetin tanımından da anlamak mümkündür. Bu konuda yapılan değiĢik tanımlar bulunmaktadır:

- Üretim açısından değerlendirildiğinde mal üretiminden farklı bir yapı göstermektedir ve bu özelliği nedeniyle tanımlanması güç faaliyetlerdir. - Hizmet; tarım, madencilik ve imalat sektörü dıĢındaki bütün faaliyetlerdir127 . - Hizmetleri tanımlamada kullanılan yöntemlerden biri de bu faaliyetleri elle tutulur üretim faaliyetlerinden ayıran özelliklerdir. Bu özellikler;

- Hizmetlerin maddi bir yapısı bulunmamaktadır. - Hizmetler depolanamaz ve transfer edilemez,

- Hizmeti veren ile alan arasında doğrudan bir iletiĢimle gerçekleĢir. - Sermaye oranı düĢüktür,

- MüĢterinin ihtiyaçlarını ön planda tutar

-Üretimi tüketimden ayırmak güçtür. Yani üretim ve tüketim aynı anda gerçekleĢebilir128

.

Hizmetlerin tanımlanmasındaki güçlüğe rağmen, ekonomiye olan katkıları günümüzde önemli boyutlara ulaĢmıĢtır. Öyle ki, OECD ülkelerinde hizmetler sektörünün GSMH‟ya oranı % 70‟lere ulaĢmıĢtır. Hizmetler sektörü, GSMH içindeki payını hem tüketicilerin tercihlerindeki geliĢmeler, hem de üretim yapısındaki değiĢmelere bağlı olarak sürekli artırmaktadır. 19.Yüzyılın istihdamda sürükleyici sektörü olan sanayi sektörü bu konudaki liderliğini hizmet sektörüne bırakmıĢtır. Hizmet sektöründeki geliĢmenin belli baĢlı nedenleri arasında, tüketicilerin daha iyi

127 Gündoğan, s.93.

128 Saadet Ġyidoğan, “Hizmetler Sektörü: Büyümenin Yeni Platformu”, Uluslararası Ekonomi

yaĢam yönündeki istekleri, hizmetlerin fiyatındaki farklılaĢmaya gidilmesinin kolaylığı, firmaların tüketici isteklerine uyum sağlama konusundaki isteklilikleri sayılabilir. Bu eğilimlerin sonucunda, örgütsel, insan unsuru ve teknik konularda hizmet taleplerinde önemli artıĢlar görülmektedir129.

ĠKĠNCĠ BÖLÜM

ULUSLARARASI GÖÇ HAREKETLERĠNĠN GEREKÇE VE BĠÇĠMLERĠ

2.1. ULUSLARARASI GÖÇ HAREKETLERĠNĠN GEREKÇELERĠ

Uluslararası göç hareketinin iĢgücü gönderen ülkelerin itici güçleri tarafından belirlendiği kabul edilir. ĠĢgücü hareketinin boyutunu belirleyen ise genelde iĢgücü kabul eden ülkelerin çekici güçleridir.

ĠĢgücünün yönelmiĢ olduğu ülkelerdeki yüksek gelir, geniĢ iĢ olanakları, sosyal refah çekici güçlerden; iĢgücü ihraç eden ülkelerdeki iĢsizlik, düĢük gelir, diğer yaĢam ve çalıĢma koĢullarındaki zorluklar itici güçlerden bazılarıdır. Uluslararası göç hareketi ekonomik gerekçeler dıĢında dinsel ve politik gerekçelerden de kaynaklanabilir. 19. yüzyıl baĢlarındaki göç hareketlerine politik ve dinsel faktörler egemenken, 2. Dünya SavaĢı sonrasındaki iĢgücü hareketlerindeki yüksek ücret ve gelir, yüksek refah gibi ekonomik faktörler hakim olmuĢtur130

.

Göç olgusunun karmaĢıklığı, göçe yol açan etkenlerle de yakından iliĢkilidir ve göçe yol açan faktörler aslında göçler kadar çeĢitli ve çok boyutludur. Bununla birlikte, göçün gerekçeleri konusunda, araĢtırmacıların birleĢtiği üç ana baĢlıktan bahsedilebilir: Ekonomik gerekçeler, sosyal ve siyasi gerekçeler, çevresel gerekçeler.

129

Ġyidoğan , s. 13.

130 Erol Kutlu, “Uluslararası ĠĢgücü Hareketi Teorisi Çerçevesinde Türkiye’den AT.’ye ĠĢgücü

Göçünün Türkiye Ekonomisi Üzerindeki Etkilerinin Analizi”, Anadolu Üniversitesi Yayınları

Uluslararası göç hareketlerinin gerekçelerini ekonomik, sosyal, siyasal ve çevresel gerekçeler bakımından inceleyeceğiz.