• Sonuç bulunamadı

1.3. ĠġGÜCÜ PĠYASASI KAVRAMI

2.1.1. Ekonomik Gerekçeler

Dünyadaki ilk kitlesel göç hareketi özünde ekonomik bir nedene dayanmaktadır ve Amerika‟daki tarımsal iĢgücü talebini karĢılamak üzere gerçekleĢmiĢ (1619-1776), milyonlarca zenci iĢgücü buraya getirilmiĢtir. Sanayi devriminin gerçekleĢtiği dönemlerde de Avrupa‟da ortaya çıkan iĢgücü açığı büyük göç olgusunu ortaya çıkarmıĢ ve 1846-1932 yılları arasında 52 milyon insan Avrupa‟ya göç etmiĢtir. Yine Ġkinci Dünya SavaĢı‟ndan sonra yıkılan Avrupa ekonomisini yeniden kurmak üzere baĢta Almanya olmak üzere pek çok Avrupa ülkesine Kuzey Afrika‟dan, Yugoslavya‟dan, Ġtalya‟dan, Ġspanya ve Portekiz‟den, Yunanistan‟dan ve Türkiye‟den binlerce iĢgücü akın etmiĢtir131

. Ekonomik gerekçeleri birey, toplum, ulusal ekonomi ve küreselleĢme açısından ayrı ayrı ele alacağız.

2.1.1.1.Birey Açısından

ĠĢgücünün yurt dıĢında çalıĢma kararı almasında etkili olan faktörler her iĢçi için önem ve öncelik bakımından farklılıklar gösterse de, temelde ekonomik koĢullara bağlı gelir yetersizliği ve daha iyi koĢullarda yaĢama isteği bireylerin göç kararı almasında önemli bir gerekçedir132

. KiĢinin verdiği göç kararının temel özelliği “geleceğe yönelik” bir karar olmasıdır. KiĢi kararını gideceği yerdeki ekonomik Ģartlara, kazanç olanaklarına iliĢkin beklentilerine göre verir133

.

Göç kararında ekonomik unsurlar önemlidir. Göç kararı alan birey göçün getirilerini ve maliyetlerini karĢılaĢtırmaktadır134. Bireyler, rasyonel düĢünce

sistemlerini kullanarak maliyet/kar hesabını yapmak suretiyle daha yüksek bir kazanç

131

Mutluer, Uluslararası Göçler ve Türkiye, s.12.

132 Kutlu, s. 13.

133 Tekeli, Göç ve Ötesi , s.28.

elde edecekleri hesabının sonucunda göç etme kararını vermektedirler. Ancak daha yüksek bir verimlilik sonucu sağlanacak olan daha yüksek karları elde etmeden önce kendileri de yolculuk ve taĢınma masrafı, yeni bir dil öğrenme, uyumu sağlamak üzere kabullenilecek psikolojik sıkıntılar türünden yatırımlar yapmak zorunda kalmaktadırlar. Göç masraflarını düĢüren bireysel özellikler, toplumsal koĢullar ve teknolojiler göç sonucu elde edilecek olan kazanımları artıracak niteliktedir, dolayısıyla bunlar uluslararası göçü hızlandıracaktır135

.

Ġnsanların bulundukları yerde geçim sıkıntısı yaĢamaları, iĢ bulma ve yaĢam koĢullarını iyileĢtirmek istemeleri öteden beri göçe yol açan en önemli faktör olmuĢtur. Yoksulluk, iĢsizlik ve ürün elde etmedeki baĢarısızlıklar, milyonlarca insanı göç etmeye zorlamaktadır. Ekonomik sıkıntılar, göçlerde kaynak alanları yaratırken, istihdam alanlarının varlığı ve ekonomik geliĢmiĢlik de hedef alanları yaratmaktadır. Ekonomik koĢullar, bölgesel kalkınmıĢlık farklarının bulunduğu ülkelerde iç göçlere yol açarken örneğin batı Avrupa ülkeleri de geliĢmekte olan ülkeler için hedef konumunda bulunarak uluslararası göçleri ortaya çıkarmaktadır. BaĢka bir deyiĢle ekonomik gerekçeler, diğer göç nedenlerinde de olduğu gibi hem iç göçlere hem de ülkelerarası göçlere yol açar136

.

2.1.1.2.Toplum Açısından

Göç etme kararı tek tek bireyler tarafından değil, bir hane halkının tüm fertleri hatta bazen bir topluluğun tümü gibi birbiri ile ilintili çok sayıda kiĢi tarafından alınmaktadır. Bu Ģekilde alınan kararlar, sadece beklenen gelirin en üst düzeye çıkarılmasında rol oynamamakta, aynı zamanda gelirle ilgili rizikoların azaltılması ve yerel piyasaların baĢarısızlıkları aĢmasında da etkin olmaktadır. AzgeliĢmiĢ ülkelerde hane halkı, ailenin verimli gelir kaynaklarını bireylerden daha etkin biçimde yönlendirebilir. Hane halkının bireyleri, ekonomik bunalımlar karĢısında değiĢik stratejiler benimsemektedir. Kimi yerel ekonomide iĢ bulmakta, kimi aynı ülkenin baĢka bir kesiminde çalıĢmakta, kimi de yurtdıĢında çalıĢma

135 Abadan Unat, Bitmeyen Göç , s.8. 136 Abadan Unat, Bitmeyen Göç , s.8.

olanağını bulmaktadır. Anayurdun ekonomi dengesi bozulunca, hane halkı gelirini göç eden bireylerinin yolladıkları paralar sayesinde dengelenmektedir137

.

2.1.1.3.Ulusal Ekonomi Açısından

GeliĢmiĢ ülkelerde kredi ve sermaye piyasaları, ailelerin çoğuna yeni yatırım yapma olanağına sağlamaktadır. AzgeliĢmiĢ ülkelerde göçmen havaleleri bu iĢlevi de üstlenmektedir. Hane halkından bir ya da iki kiĢi yurtdıĢına gönderilince, havale ettikleri tasarrufların bir kısmı tüketime, diğer bir kısmı ise yatırımlara

yönlendirilmektedir. Göçmen yollayan ülkelerde uygulanan hükümet

politikalarından, fakir hane halkları yararlanmıyorsa, göç etme arzusu artabilir. Aynı Ģekilde zengin hane halkları daha yüksek bir gelirden yararlanmıyorsa, göç etme arzusu azalabilir138.

Diğer bir gerekçe; emek konusundaki arz ve talep alanında ortaya çıkan coğrafi farklılıkta yatmaktadır. Bir ülkedeki iĢgücü talebi, mevcut iĢgücü arzının tamamını istihdam etmekte yetersiz kalıyor ise bu ülkede iĢgücü göndermeye hazırdır, denilebilir. Diğer yandan, yine belirli bir ülkedeki iĢgücü arzı, mevcut talebe oranla daha düĢük bir seviyede ise bu ülkede de yabancı iĢgücüne ihtiyaç belirmesi de doğaldır139. Emek fazlasına sahip olan ülkeler, düĢük bir ücret piyasasına sahiptir,

buna karĢılık sermayeye kıyasla sınırlı bir emek piyasasına sahip olan ülkelerin ücret düzeyi yüksek olmaktadır. Ücret farklılığından ileri gelen bu açıktan dolayı düĢük ücretli iĢçiler, yüksek ücretli ülkelere göç etmektedir. Ayrıca geliĢmiĢ ekonomilerin gereksinim duyduğu “yedek iĢgücü”, gerektiği zaman kullanılan fakat gerekmediğinde ülkesine geri gönderilebilen, ucuz maliyetli bir kaynaktır140

.

Az geliĢmiĢ ve geliĢmekte olan ülkelerde yaĢanan yoksulluk da göçe kaynaklık eden en önemli gerekçelerden biridir. Göç ve yoksulluk arasında bir

137 Abadan Unat, Bitmeyen Göç, s. 8. 138 Abadan Unat, Bitmeyen Göç, s. 10.

139Necla Pur, “Uluslararası ĠĢgücü Hareketleri ve Türkiye”, Ġstanbul Matbaası, Ġstanbul,1974,s. 22. 140 Ali Gitmez, “DıĢ Göç Öyküsü”, Maya Matbaacılık, Ankara, 1979, s. 232.

nedensellik bağı bulunmaktadır. Bir baĢka ifadeyle, göç yoksulluğa neden olduğu gibi yoksulluğun sonucu olarak da ortaya çıkabilmektedir141

.

Göç genellikle yoksulluktan çıkıĢ yolu olarak görülmektedir. Ülkelerinde yaĢamlarını sürdürebilmek için yeterli olanakları bulamayan insanlar göç etmektedirler. Bu durum genellikle dünyanın en yoksul kesimlerinin bulunduğu bölgelerle sınırlıdır. Bu durumda ilk akla gelen yer ise Afrika‟dır142. Örneğin;

Nijerya‟da kiĢi baĢına düĢen tarımsal alanların daralması ve mülksüzleĢme göç hareketlerinde belirleyici olmaktadır. Mali‟de de benzer bir durum yaĢanmaktadır143

.

Göç dinamikleri bölgesel ekonomik bütünleĢmeleri ve iĢgücü akıĢını teĢvik eden politikalar aracılığıyla uluslararası düzeyde etkilenmektedir. Bölgesel ekonomik bütünleĢmelerde amaç, ekonomik kalkınma ve küreselleĢen dünyada bölge ülkelerinin dıĢlanmasını önlemektir. Dolayısıyla, ekonomik bütünleĢme birimlerinin üye devletlerarasındaki iĢgücü göçüne teĢvik edici bir faktör olacağı umulmaktadır144

.

2.1.1.4. Küresel Açıdan

KüreselleĢmenin ortaya çıkarmıĢ olduğu geliĢmelerden etkilenen toplumların bazı kesimleri daha iyi ve güvenli yaĢam koĢullarını sağlayabilmek amacıyla baĢka ülkelere göç etmektedir. Bu açıdan bakıldığında, göçler “yerel toplumlarla ulusal ekonomilerin küresel eklemlenme sürecinin bir sonucu” olarak ortaya çıkmaktadır145

.

KüreselleĢmenin getirmiĢ olduğu yeni ekonomik düzende, kendi kendine yeterli üretimde bulunan aile ve topluluklar ulusal ve uluslararası pazarlara katılmaları nedeni ile büyük bir yıkıntıya uğramaktadır. Küresel piyasaya ayak uydurabilmek için aranan niteliklere sahip olan yurttaĢlar küresel piyasalara geçiĢ

141Ronald Skeldon, “Migration and Poverty”, Asia-Pacific Population Journal, Volume 17, No: 4,

December, 2002, s.67.

142

Skeldon, s. 71.

143 Temiz, Uluslararası Göç Hareketleri ,s. 50.

144 UN, “International Migration Report”, 2002, United Nations, New York, 2002. 145 Temiz, Uluslararası Göç Hareketleri , s.35.

yapabilmektedirler. Küresel piyasanın aramıĢ olduğu koĢulları yerine getiremeyen, birey ve gruplar ise çalıĢma ve beslenme gibi en temel haklardan yoksun bırakılarak, küresel düzenin dıĢına atılmaktadır146

.

KüreselleĢme bağlamında ekonomik, sosyal ve siyasal alanda yeniden yapılanma sürecinin, toplumların çeĢitli kesimlerini farklı biçimlerde etkilemesi göçmenlerin durumunu kötüleĢtirmektedir. Bunun yanında bu süreç, tüm engel ve yasaklara karĢın, göçün değiĢik kanallarla artmasına kaynaklık etmektedir147.

KüreselleĢme ile birlikte, geliĢmiĢ ülkelerle geliĢmekte olan ülkeler arasındaki gelir dengesizliklerinin artıĢ göstermesi sonucunda özellikle son yıllarda geliĢmekte olan ülkelerden geliĢmiĢ ülkelere olan göç düzeyleri artmıĢtır148

.

KüreselleĢme sürecinin ortaya çıkarmıĢ olduğu yapısal dengesizlikler iĢgücü arz eden ülkelerin ekonomik yapılarını istikrarsızlaĢtırmakta ve küresel piyasalarda ortaya çıkan değiĢimlere karĢı güçsüz duruma getirmektedir. “Ġhracatın azalması, buna karĢılık ithalatın artması, ödemeler dengesindeki açık, hızla artan dıĢ borçlar, yoksulluğun artması ve yaygınlaĢması ve tüm bu geliĢmelerin ıĢığında az geliĢmiĢ ve geliĢmekte olan ülkelere Uluslararası Para Fonu ve Dünya Bankası tarafından dayatılan yapısal uyum politikaları ve liberalizasyon süreci” kamu iĢletmelerinin özelleĢtirilmesini hızlandırmakta ve kısıtlı olan istihdam olanaklarını da ortadan kaldırarak uluslararası göç baskısını daha da arttırmaktadır149

.