• Sonuç bulunamadı

C- Esaslı İhlal Örnekleri

II. Satıcıya Ek Süre Verilmesi (Nachfrist)

CISG m. 45 f. 3 uyarınca sözleşmenin ihlal edilmesi üzerine alıcı seçimlik haklarından birisine başvurduğu takdirde, bazı ulusal hukuk sistemlerinde olduğu gibi mahkeme veya hakem tarafından satıcıya ek süre verilemez175

. Bununla birlikte CISG m. 47 f. 1 uyarınca alıcı böyle bir ek süreyi her zaman satıcıya verebilecektir. Gerçekten anılan fıkra hükmüne göre “Alıcı satıcıya, yükümlülüklerini ifa etmesi için makul uzunlukta ek bir süre tanıyabilir.”176 Alıcı

tarafından ek süre verilmesi her türlü sözleşme ihlali halinde mümkündür. İhlal edilen yükümlülüğün kaynağı da (sözleşme veya CISG yedek hükümleri) önem taşımaz. Fakat alıcı böyle bir ek süre vermek zorunda değildir177. Dolayısıyla alıcı

isterse satıcıya ek süre vermeyip seçimlik haklarından birisine başvurabilecektir. Bu kapsamda sözleşme esaslı surette ihlal edilmiş ise alıcı sözleşmeden dönebilecektir.

174 Alıcı tarafından satıcıya ek süre verilmesi Alman hukukunda Alman Medeni Kanunu BGB §

326’da “Nachfrist” kurumu olarak düzenlenmiştir. Bu kavram aynı zamanda CISG bağlamında da milletlerarası literatürde kullanılan kavram haline gelmiştir. Ancak Alman hukukundaki bu düzenleme ile CISG m. 47 arasında önemli bir fark bulunmaktadır. Buna göre Alman hukukunda alıcının böyle bir ek süre vermesi mecburidir. CISG ise bu konuda alıcıyı serbest bırakmıştır. Alman hukuku ve CISG sistemindeki Nachfrist uygulamasının karşılaştırılmasına ilişkin detaylı bilgi için bkz. Maryellen DiPalma, Nachfrist under National

Law, the CISG, and the UNIDROIT

and European Principles: A Comparison, International Contract Adviser (Kluwer), Vol. 5, No. 1 (Winter 1999), s.28-38, http://www.cisg.law.pace.edu/cisg/biblio/DiPalma.html (çevrimiçi 14.04.2010); Öte yandan alıcı tarafından ek süre verilmesi uygulamasının common law sisteminde kabul edilmediği yönünde bkz. Peter A. Piliounis, The Remedies of Specific Performance, Price Reduction and Additional Time (Nachfrist) under the CISG: Are these worthwhile changes or additions to English Sales Law?, 12 Pace International Law Review (Spring 2000), s. 22 vd.

175 Özsunay, İBD 78/3 (2004), s. 931; Honnold, Uniform Law, § 278; Satıcıya ek süre verilmesi

şeklindeki mahkemelere tanınan takdir yetkisi özellikle Fransız hukukunda kabul edilmiştir. Bkz. Treitel, s. 323 vd.

176 Bununla birlikte, alıcının sözleşmeye aykırılığın satıcı tarafından giderilmesi için ek süre

verebilmesi, CISG m. 46’da düzenlenen ifa talebinin koşullarının varlığına bağlıdır. Ancak satıcıya ek süre verilmesi, ifa talebinden farklı bir imkân olarak değerlendirilmelidir. Bkz. Pilar Perales Viscasillas, The Nachfrist Remedy, "Celebrating Success: 25 Years United Nations Convention on Contracts for the International Sale of Goods" (Collation of Papers at UNCITRAL -- SIAC Conference 22-23 September 2005, Singapore), s. 89. bkz. http://cisgw3.law.pace.edu/cisg/biblio/perales6.html (çevrimiçi 15.04.2010).

Satıcıya ek süre verilmesi özellikle sözleşmenin vadesinde ifa edilmediği hallerde önem arz etmektedir178. Zira yukarıda belirtildiği üzere sözleşmenin satıcı tarafından vadesinde ifa edilmemesi her zaman sözleşmenin esaslı ihlalini teşkil etmemekte ve alıcıya her zaman sözleşmeden dönme hakkı vermemektedir. Alıcının otomatik olarak sözleşmeden dönme hakkının olmadığı bu haller ifa için kesin bir vadenin kararlaştırılmış olduğu sonucuna varılamayan hallerdir. İşte m. 47 düzenlemesinin altında alıcının salt vadede ifa etmemeden dolayı sözleşmeden dönememesi düşüncesi yatmaktadır179. Dolayısıyla alıcı esaslı ihlal oluşturmayan

bu hallerde satıcıya ifada bulunması için ek süre vermeye sevk edilmiştir. Alıcı tarafından verilecek ek süreye rağmen satıcı ifada bulunmazsa alıcı CISG m. 49 f. 1 b bendi uyarınca sözleşmeden dönme hakkını kullanabilecektir. Artık bu aşamada sözleşmenin esaslı surette ihlal edilmiş olup olmadığının bir önemi kalmayacaktır180

.

CISG m. 47 metninden her ne kadar alıcı tarafından ek süre verilmesinin tüm ihlâl türleri için geçerli olduğu sonucuna varılabiliyor olsa da, bu hüküm uyarınca verilen ek süreye uyulmamasının yaptırımı esasen ve yalnızca vadede ifa etmeme hali için önem kazanmaktadır181. Öte yandan vadede ifa etmeme dışındaki

bir sözleşmeye aykırılığın esaslı ihlâl oluşturduğu hallerde alıcı sözleşmeden dönmek yerine satıcıya yine de m. 47 uyarınca ek süre verebilecektir182

. Böyle bir halde satıcı kendisine tanınan ek süre içerisinde de ifada bulunmazsa bu sefer alıcı

178 Honnold’a göre ek süre verilmesine ilişkin düzenleme yalnızca ifa etmeme halinde uygulama

alanı bulacaktır. Bkz. Honnold, Uniform Law, § 288; aynı yönde Huber, RabelsZ 2007, s. 16.

179 Sekretarya Şerhi, Art. 42 N.4.

180 Bianca/Bonell/Will, Art. 47 N. 2.1.1; Aslında bu hüküm ile her zaman “esaslı ihlal”

değerlendirmesini doğru biçimde yapamayacak olan ve fakat sözleşmeden dönme niyetinde olan alıcı için avantajlı bir konum yaratılmıştır. Alıcı bu hüküm sayesinde emin olamadığı hallerde “esaslı ihlal” değerlendirmesi yapma zahmetine girmeyecek ve mahkemenin esaslı ihlale karar vermemesi halinde sözleşmeden dönememe riskini almayacaktır. Zira ek süre sonunda ifa gerçekleşmezse alıcı sözleşmeden dönebilecektir. Bkz. Bianca/Bonell/Will, Art. 47 N. 2.1.2; Benzer görüşte bkz. Bernstein/Lookofsky, Understanding the CISG in Europe, s. 130; Viscasillas, s. 90-91.

181 Bernstein/Lookofsky, Understanding the CISG in Europe, s. 131; Honnold, Uniform Law, §

288; Ancak ek süre verilmesinin sadece geç ifa hallerinde mümkün olabileceği şeklinde bir sonuca varılmaması gerektiği ve örneğin ifa yerinde teslimin yapılmamış olması halinde de ek süre verilmesinin önem arz edeceği yönünde bkz. Viscasillas, s. 90-92.

CISG m. 49 f. 2 b bendi uyarınca ek sürenin sonundan itibaren makul bir süre içinde sözleşmeden dönebilecektir183

.

Alıcının ek süre verebilmesi için borcun muaccel olması gerektiği doktrinde çoğunlukla kabul edilmektedir184. Alıcı ifanın gerçekleştirilmesi için ek

süre verdiğine ilişkin satıcıya şekle tabi olmayan bir bildirimde bulunmalıdır185

. Ancak yapılan bildirimde alıcının verdiği ek sürenin tayin edilebilir olması ve belirli bir vade içermesi gerekir186. Yine alıcı tarafından verilecek ek süre makul uzunlukta olmalıdır. Makul süreden ne anlaşılması gerektiği somut olaya göre değişecek olup, hâkim tarafından tayin edilecektir187. Alıcı tarafından verilen

sürenin makul olmaması halinde ise, makul sürenin bitmesi beklenmek suretiyle m. 47’ye bağlanan sonuçlar uygulanacaktır.

CISG m. 47 uyarınca alıcı tarafından satıcıya ek süre verilmesi halinde alıcı kendisine tanınan seçimlik hakları bu süre içerisinde kural olarak kullanamayacaktır188. Yani alıcı sözleşmeden dönemeyecek veya semenin

tenzilini veya ifa yerine tazminat talebinde bulunamayacaktır. Diğer yandan m. 47 f. 2 uyarınca alıcı gecikmiş ifa sebebiyle uğradığı zararın tazmin edilmesini satıcıdan talep edebilecektir. Satıcı kendisine verilen ek süre içerisinde ifada bulunursa alıcının seçimlik hakları düşecektir. Ancak satıcı verilen süre içerisinde yükümlülüğünü yerine getirmezse alıcı seçimlik haklarını kullanabilecektir.

183 Bkz. aşağıda 3. Kısım 2. Bölüm V B. 184 Bkz. Atamer, CISG, s. 337 ve orada dn. 294. 185

Viscasillas, s. 95.

186 Öyleki satıcı başka bir yorum veya açıklamaya gerek kalmaksızın ne zamana kadar süre

verildiğini ve bu sürenin ifa için son şansının olduğunu anlamalıdır. Bu kapsamda “bildirim tarihinden itibaren dört hafta sonra” veya “Paskalya’dan altı hafta önce” ya da “17 Mart” veyahut “yılbaşı” gibi ibareler kullanılarak ek sürenin açıkça hesaplanabilir olması gerekir. Dolayısıyla “en yakın zamanda malların teslim edilmesi dileğiyle” şeklinde bir ifade ek süre verildiği sonucuna varılması için yeterli olmayacaktır. Bkz. Bianca/Bonell/Will, Art. 47 N. 2.1.3.1; Aynı şekilde “hemen”, “derhal” gibi ifadeler de yeterli görülmemektedir. Bkz. OLG Düsseldorf, 24.04.1997, CISG-Online N. 385.

187 Bianca/Bonell/Will, Art. 47 N. 2.1.3.2; Bununla birlikte ihlale maruz kalan alıcının takdir

edeceği makul süreye itibar edilmesi gerektiği yönünde bkz. Honnold, Uniform Law, § 289.

188 Yani alıcı bu süre ile bağlıdır. Bu düzenleme ile esas olarak satıcının geçici olarak korunması

amaçlanmıştır. Zira satıcının bu süre içerisinde ifa için çaba sarfetmesi ve hatta bunun hatırı sayılır bir masrafa yol açması her zaman mümkündür. Bkz. Bianca/Bonell/Will, Art. 47 N. 2.2.2; Bu düzenlemenin milletlerarası hukukta kabul edilmiş olan venire contra factum

Bununla birlikte m. 47 f. 2’de açıkça belirtildiği üzere, verilen ek süre sona ermeden satıcı sözleşmeyi ifa etmeyeceği yönünde bir bildirimde bulunursa, alıcı bu bildirimi aldığı andan itibaren yine seçimlik haklarına başvurabilecektir. Zira böyle bir bildirimin yapılması üzerine satıcının ifada bulunması için tanınan sürenin dolmasını beklemek yersiz olacaktır.