• Sonuç bulunamadı

Sözleşmesel Yükümlülüğün İhlalinden Dolayı Bir Zararın Doğmuş Olması

A- Alıcının Tazminat Talebinin Koşulları

3. Sözleşmesel Yükümlülüğün İhlalinden Dolayı Bir Zararın Doğmuş Olması

a) Genel Olarak

CISG m. 74 uyarınca alıcı uğradığı fiili zararın yanı sıra yoksun kaldığı kârı da talep etme hakkına sahiptir. Alıcının tazminat talep etme hakkının varlığı için sözleşmenin ihlalinden dolayı alıcının malvarlığında bir zararın doğmuş olması gerekir. Bununla birlikte m. 74 kapsamında hangi zarar kalemlerinin tazmin edileceği detaylı bir şekilde belirtilmemiş, yalnızca yoksun kalınan kâr dahil olmak üzere uğranılan tüm zararın tazmin edileceği ifade edilmiştir. Dolayısıyla hangi zarar kalemlerinin tazmin edileceği yukarıda izah edilen tam tazmin ilkesi kapsamında ve somut olayın özelliklerine göre tayin edilmek

356 Schlechtriem/Schwenzer/Stoll/Gruber, Art. 74 para. 11 (First Edition).

357 Sözleşme görüşmelerinden doğan sorumluluk hakkında detaylı bir inceleme için bkz. Huriye

Reyhan Demircioğlu, Sözleşme Görüşmelerindeki Kusurlu Davranıştan Doğan Sorumluluk, Ankara 2009.

358 Staudinger/Magnus, Art. 4 para. 42; Galston/Smit/Ziegel, § 9.02. 359 Official Records, 294-295.

gerekecektir361. CISG kapsamında sadece kişi varlığına gelen zararlar için ise herhangi bir manevi tazminat talebi ileri sürülemeyecektir362.

b) Maddi Olmayan Zararların (Non-Material Loss) Tazmini Sorunu

CISG’ın uygulama alanı bulduğu bir uyuşmazlıkta sözleşmenin ihlalinden dolayı alıcının maddi olmayan değerleri üzerinde bir zararın meydana gelmesi mümkün olabilir. Acaba böyle bir durumda alıcı bu zararlarının tazmin edilmesini talep edebilecek midir? CISG tazminat sistemi ekonomik değeri bulunmayan, maddi olmayan değerler üzerindeki zararlar hakkında bir açıklık getirmemiştir. CISG esas olarak ticari ilişkilere uygulanmak amacıyla tasarlanmıştır. Ticari ilişkiler ise maddi ve ekonomik olarak bir karşılığı bulunan amaçlara ulaşmak amacıyla kurulmaktadır. Dolayısıyla bu tür ilişkilerin maddi olmayan değerlere ilişkin olduğundan bahsetmek mümkün gözükmemektedir. Bu savdan hareketle ticari ilişkilerde maddi olmayan değerler üzerinde kural olarak herhangi bir zararın doğmasının ve bu zararların talep edilmesinin söz konusu olmayacağı şeklinde bir sonuca varılabilecektir363. Bununla birlikte bazı maddi olmayan

değerlerin ticaret hayatında ekonomik bir değerinin olduğu şüphesizdir. Bu değerlerin başında alıcının kendi müşterileri nezdinde sahip olduğu itibar gelmektedir364. Bu itibarın CISG kapsamında korunup korunmayacağı sorusu ise önem arz etmektedir. Öncelikle denilebilir ki, CISG tazminat sistemine hâkim olan tam tazmin ilkesi, sözleşmenin ihlali nedeniyle alıcının müşterilerine karşı

361

Schlechtriem/Schwenzer/Stoll/Gruber, Art. 74 para. 12.

362 Erdem, BATİDER 1992, s. 93; Schlechtriem/Butler, § 299a.

363 Saidov, Pace Int’l L. Rev. 2002, s. 327; Bu konuda Stoll/Gruber aynen şu ifadeyi kullanmıştır:

“Cross-border transactions normally serve commercial ends. Consequently, in principle,

compensation for non-material loss cannot be claimed." Bkz.

Schlechtriem/Schwenzer/Stoll/Gruber, Art. 74 para. 12 (First Edition).

364 Bununla birlikte müşteriler nezdinde itibarın her koşulda ve her şirket bakımından iş ilişkilerini

kurarken güvendikleri ve yatırım yaptıkları önemli bir değer olduğu şeklinde bir genelleme yapılmamalıdır. Öyle ki müşteriler nezdinde sahip olunan itibar bazı sektörlerde önem arz ederken, bazı sektörlerde o kadar da önemli addedilmemektedir. Hatta kötü bir itibara sahip şirketlerin de kâr elde etmesinin mümkün olduğu dahi söylenebilir. Bkz. Naomi A. Gardberg, Reputatie, Reputation, Réputation, Reputazione, Ruf: A Cross Cultural Qualitative Analysis of Construct and Instrument Equivalence, 9 Corporate Reputation Review 39, 2006, s.1 vd; Müşteri nezdindeki itibarın faydaları hakkında ise bkz. Charles J. Fombrun, Reputation: Realizing Value from the Corporate Image, Boston, MA, Harvard Business School Press, 1996, s. 73 vd.

sahip olduğu itibarını kaybetmesi halinde alıcıya uğradığı zararı (damage to goodwill) satıcıdan talep etme hakkının tanınmasını zorunlu kılar. Ancak itibarın (reputation) ne anlama geldiği tanımlanmadan ve maddi olmayan bir değer olan itibara gelen zararlardan ne anlaşılması gerektiği sorusunun cevabı net bir şekilde ortaya konulmadan CISG sisteminde korunmasının uygun olmayacağı da göz ardı edilmemelidir365. Ayrıca sözleşmenin ihlalinden dolayı itibar kaybının doğduğunun ispat edilmesi kolay gözükmemektedir366

.

Öte yandan itibar kaybından dolayı ekonomik ve maddi bir değer kaybının oluşacağı söylenebilir367. Ancak yoksun kalınan kâr ile itibar kaybı kavramları

birbiriyle karıştırılmamalıdır. Keza yoksun kalınan kâr aşağıda belirtildiği üzere bir devam eden zarar kalemidir. Bu anlamda yoksun kalınan kâr, alıcının itibar kaybına uğradığını gösteren bir ispat aracı niteliğinde olmak gerekir368

.

İtibar kaybından doğan zararlar doktrinde çoğunlukla m. 74 kapsamında talep edilebilecek zarar kalemlerinden birisi olarak kabul edilmektedir369. Bununla birlikte bu tür zarar iddiaları genellikle ispat edilemediklerinden dolayı reddedilmiştir370. Dolayısıyla itibar kaybından doğan zararların tazmin edilmesi

için öncelikle belirli bir itibarın varlığı ve daha sonra sözleşmenin ihlalinden dolayı bu itibar üzerinde maddi bir zararın doğmuş olduğu ispatlanmalıdır371

. Zararın doğmuş olduğu ise zararın doğduğu tarihten önceki satış hacmi ve kâr

365 Djakhongir Saidov, Damage to Business Reputation and Goodwill under the Vienna Sales

Convention, (D Saidov & Ralph Cunnington (eds), Contract Damages: Domestic and International Perspectives, Oxford 2008, s. 395.

366 Saidov, Pace Int’l L. Rev. 2002, s. 330.

367 Saidov, Pace Int’l L. Rev. 2002, s. 337; Keza Atamer’in de ifade ettiği üzere satıcının geç veya

ayıplı ifası nedeniyle alıcının müşterilerine karşı uğradığı itibar kaybı malvarlığı zararı olarak değerlendirilebilecektir. Bkz. Atamer, CISG, s. 428.

368 Schlechtriem/Schwenzer/Stoll/Gruber, Art. 74 para. 34.

369 Schlechtriem/Schwenzer/Stoll/Gruber, Art. 74 para. 34; Christoph Brunner, UN-Kaufrecht-

CISG, Kommentar zum Übereinkommen der Vereinten Nationen über Verträge über den internationalen Warenkauf von 1980, Unter Berücksichtigung der Schnittstellen zum internen Schweizer Recht, Bern 2004, Art. 74 N. 20; Saidov, Damages, s. 58; Saidov, Reputation, s. 389; BGer 28.10.1998, CISG-Online N. 413.

370 LG Göttingen, 20.09.2002, CISG-Online N. 655; Supreme Court of Western Australia,

17.01.2003, CISG-Online N. 807.

371 Cour d’appel de Grenoble, 21.10.1999, CISG-Online N. 574; Bu zararın makul bir kesinlik

düzeyinde ispat edilmesi yönünde bkz. Peter Schlechtriem, Non-Material Damages Recovery Under the CISG? 19 Pace International Law Review (Spring 2007/1), s. 95.

oranları ile zararın doğmasından sonraki verilerin karşılaştırılması ve bu verilerdeki düşüşe işaret edilmesi, alıcının faaliyetlerini yürütmesinin satıcı tarafından teslim edilecek mallara bağlı olduğunun gösterilmesi372şeklinde ispat

edilebilecektir. Hatta alıcıyla yeni bir iş ilişkisine girecek eski bir müşterinin alıcıdan teminat mektubu istemesinin itibar kaybına işaret ettiği iddiaları dahi kabul edilebilir nitelikte olup, böyle bir halde itibar kaybından doğan zararların tazmin edilmesi satıcıdan talep edilebilecektir373

.

4. Sözleşmenin İhlalini Teşkil Eden Davranış İle Zarar Arasında Nedensellik Bağının Bulunması

Satıcının tazminat sorumluluğu, sözleşmeye aykırı davranışıyla alıcı tarafından uğranılan zarar arasında nedensellik bağının (causality) var olması halinde söz konusu olabilecektir374. CISG kapsamında satıcının tazminat sorumluluğunun varlığı için satıcının sözleşmeye aykırı davranışının alıcının uğradığı zararın şartı olması yani conditio sine qua non niteliğinde olması gerekmektedir. Sözleşmeye aykırılığın doğrudan ya da dolaylı olarak zarara yol açması önemli değildir375. Kastedilen, sözleşmeye aykırılığın eksikliği halinde

somut zararın aynı yerde, aynı anda ve aynı şekilde doğmayacağı bir halin söz konusu olmasıdır376. Dolayısıyla CISG tazminat sistemi uyarınca tazminat

sorumluluğu için şart kuramı uyarınca nedensellik bağının varlığı bir ön koşul olarak karşımıza çıkmaktadır. Antlaşma kapsamında tazminat sorumluluğunu sınırlandıran uygun nedensellik bağı kuramı377

gibi kuramlara yer

372

Tampere Court of First Instance, 17.01.1997 bkz.

http://cisgw3.law.pace.edu/cases/970117f5.html (çevrimiçi 13.01.2010)

373 Saidov, Reputation, s. 395; ayrıca teminat mektubunun istenmesinin itibar kaybına işaret

ettiğine ilişkin yargı kararı için bkz. Marvin Lumber and Cedar Company, Marvin Windows of Tennessee, Inc v. PPG Industries, Inc 401 F 3d 901, 913 (CA8 (Minn) 2005). http://openjurist.org/401/f3d/901/marvin-lumber-and-cedar-company-v-ppg-industries-inc (çevrimiçi 13.01.2010)

374 Schlechtriem, Uniform Sales Law, s. 96. 375

Schlechtriem/Schwenzer/Stoll/Gruber, Art. 74 para. 40; Staudinger/Magnus, Art. 4 para. 28, 29; Huber/Mullis, s. 270.

376 Atamer, CISG, s. 430.

verilmemiştir378. Satıcının tazminat sorumluluğu öngörülebilirlik kriteri ile

sınırlandırılmıştır. Dolayısıyla satıcının alıcı tarafından uğranılan gerek doğrudan gerekse dolaylı zararları tazmin etme yükümlülüğünün var olup olmadığı öngörülebilirlik kriteri esas alınarak tayin edilecek olup, satıcı sözleşmenin kurulduğu anda öngörebileceği dolaylı zararlardan dahi sorumlu olacaktır379

. Öte yandan alıcının ihlal ile zarar arasındaki nedensellik bağını ispat etmesi gerekir380

.