• Sonuç bulunamadı

D. Kanun Yolları

VI- SARHOŞLUK

Kumarda olduğu gibi, sarhoşlukta da kanunkoyucu tarafından, 765 sy. TCK’dan245 farklı bir tanım getirilmiş, huzur ve sükunu bozacak şekilde gerçekleştirilen davranışların sarhoşluğun etkisiyle işlenmesi zorunluluğundan246 ve kabahatin oluşumu için, aleniyet unsurundan söz edilmemiştir. Davranışın umuma açık yerlerde gerçekleşmiş olması gerekmeyecektir.247 Bu durumda fail, yani, “sarhoş olarak başkalarının huzur ve sükununu bozacak şekilde davranışlarda bulunan kişi” madde gerekçesinde de örneklendirildiği gibi “kendi evinde, diğer aile bireylerinin veya komşuların huzur ve sükununu bozucu davranışlarda” bulunduğunda da cezalandırılabilecektir.

Yeni sistemde, salt sarhoşluğun suç olarak düzenlenmediği, önceki TCK’da bulunan 572. maddeyi karşılar bir “saldırgan sarhoşluk” fiilinin de benimsenmediği görülmektedir. Bu durumda, hem sarhoş olup, hem de kişilere karşı başka haksız davranışta bulunanlar, bu maddeye göre sarhoşluk kabahatinden, diğer fiilleri hangi suça vücut veriyorsa ondan sorumlu tutulacaklardır. Sarhoşlukta, yaptırım uygulama yetki ve görevi kolluğa verildiğine göre, sarhoş kişi hakkında idari para cezasına karar vererek, başka suçları var ise, rahatsız etme, hakaret, tehdit, yaralama, mala zarar

244 Yönetmelik için bkz 14.03.2006 gün ve 26108 s.RG

245 765sk- Md.571 – Her kim, umumi veya umumun girebileceği yerlerde halkın rahatını bozacak veya

rezalet çıkartacak surette ve aşikar bir halde sarhoş olarak yakalanırsa ..

246 MERAN Açıklamalı Kabahatler ...s.119,

247 Yargıtay, 571 ve 572 maddeler yönünden, sarhoşlukta “umumiyet” unsurunu hep aramıştır.“Sanığın

suçlarını evinin içerisinde işlediği ve bu nedenle saldırgan sarhoşluk suçunun herkese açıklık öğesinin gerçekleşmediği 4.CD 16.3.1998/1646-2262 Alkollü olan sanığın evin içinde kardeşini yaralama eyleminde sarhoşluk suçunun halka açıklık (umumiyet) öğesinin oluşmayacağı gözetilmeden, 572/1.maddesi ile hüküm kurulması 4.CD 21.10.1998/8405-9283 Alkollü sanığın karakola götürülmek istendiği bir sırada araca binmemesi ve kaçmaya çalışması eyleminde pasif direnme vardır. 2.CD 15.5.2002/21024-8853 Saldırgan sarhoşluk suçunun oluşması için umumilik unsuru şarttır. Sarhoşluk suçunda (umumiyet unsuru) suçun oluşması için gerekli öğedir” 2.CD 20.12.1993/15090-14444, YKD Mart 1994

verme, cinsel taciz yada saldırı, konut dokunulmazlığını ihlal gibi, bunlar hakkında da CMK’na göre soruşturma işlemlerine başlanılacaktır.

Alkollü içki veya keyif verici bir madde sebebiyle kendini bilmeyecek duruma gelme, olarak tanımlanabilecek sarhoşluk ile, alkollü olmayı ayırt etmek gerekecektir. Objektif olarak, kişinin aldığı alkol miktarı ölçülebilir ise de, sarhoş olup olmadığını belirlemek her zaman kolay olmayabilir. Kanunlarda, alkol limitine göre yaptırım sadece KYTK 48. maddesine dayanılarak çıkartılmış yönetmelikte mevcut olup, buna göre, 0.50 promilin üzerinde alkollü araç kullanma248 trafik suçu sayılmıştır. Bu durumda, 5237 sy. TCK 179. maddesinin uygulanıp uygulanamayacağı ise tartışmalıdır. Kişiyi sarhoş kabul edebilmek için kendini bilemeyecek durumda olması veya dengesiz harekette bulunması gibi ilave koşullar aranması gerekebilecektir.

Sarhoşluğun tespiti için CMK 75. maddesindeki, şüpheli veya sanığın beden muayenesi ve vücudundan örnek alınmasına ilişkin kuralların uygulanmasına gerek bulunmamaktadır. Zira kuralda, “özel kanunlardaki alkol muayenesine ve kan örneği alınmasına ilişkin hükümler saklıdır” denilmiştir. Bu nedenle, PVSK (md.13) “uyuşturucu madde kullanmış olanlar ile sarhoş olanların, yakalanma anındaki sağlık durumları tabip raporuyla tespit edilir”, KYTK 48/II “uyuşturucu veya keyif verici maddelerin cinsleri ile alkollü içkilerin etki dereceleri ve kandaki miktarlarını tespit amacıyla, trafik zabıtasınca teknik cihazlar kullanılır” ve Jandarma Yönetmeliği (md.30) “yakalanan kişilerden gerekenlerin,sarhoşluğunun ve derecesinin uyuşturucu Madde veya alkol tutkunlarının durumun saptanmasında tabibe başvurularak gerekli rapor sağlanır” hükümleri uygulanacaktır.

Ayrıca, sarhoş kişinin idari para cezası ile cezalandırılmasının yanında, başkalarına ve kendisine zarar vermesini veya sürdürmesini engellemek için kollukça sarhoşluğun etkisi geçinceye kadar kontrol altında tutulması ön görülmektedir. Buradaki “kontrol altında tutma” işlemi, bir ceza muhakemesi koruma tedbiri değildir249.

248 “Alkollü araç kullanan sanık hakkında 2918 sayılı Yasanın 48. maddesi yerine TCY.nun 571. maddesinin

uygulanması yasaya aykırıdır” 2. CD, 7.12.1998/12438-14674, YKD Ocak 1999

249 Sarhoşa haklarının bildirilmesi konusunda, Yenisey, “CMK 90 kolluğa yakalama yetkisi verir fakat

gözaltına alma yetkisi vermez. Bu nedenle yakalandığı sırada sarhoş olan kişiye hakları bildirilmekle birlikte ifadesi alınmamalıdır. Yakalama durumu savcıya bildirilip vereceği emre göre ya Kabahatler Kanununa göre kontrol altında tutulmalı veya sarhoşluk durumu sona erdikten sonra savcının vereceği emre göre işlem yapılmalıdır” görüşündedir. http://www.hukukturk.com/fractal/hukukTurk/pages/ fHm.jsp?pIndxLvl=11&pQueCategoryId =4453 Kimi yazarlar ise bu hükmü CMK 91. maddeden farklı

Anayasanın 19.maddesinde öngörülen, toplum için tehlike teşkil eden serseri, alkolik ve uyuşturucu bağımlısı gibi kişilerin ıslah ve tedavi amaçlı tedbirlerin yerine getirilmesi kapsamında, kanunla düzenlenmiş özgürlük kısıtlamasıdır. AİHS’nin 5/1-e düzenlemesi de bu doğrultudadır. Nitekim Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 4 Nisan 2000 tarihli kararında “tıbben -alkolik- olarak tanımlanmayan ancak, alkollü iken sergiledikleri tavır ve davranışları kamu düzeni ya da kendileri açısından tehlike oluşturan kişiler, kamu düzeni ve sağlık durumları ya da kişisel güvenlikleri bakımından kendilerinin korunması amacıyla gözaltına alınabilirler” denilmiştir250.

Kanunlarımızda bu hükme paralel düzenlemeler bulunmaktadır. Bunlardan KYTK’nun 48. maddesindeki “uyuşturucu veya keyif verici maddeleri almış olanlar ile alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş sürücülerin araç kullanmaktan men olunmaları, PVSK 13.maddesinde yer alan, polise “halkın rahatını bozacak veya rezalet çıkaracak derecede sarhoş olanları veya sarhoşluk hâlinde başkalarına saldıranları, yakalama ve bunların kaçması veya saldırıda bulunmasının önlenmesi bakımından kişinin sağlığına zarar vermeyecek şekilde her türlü tedbir alma” yetkisi, 19. maddedeki “nakil vasıtalarını sarhoş olarak idare etmekten men” 5149 sy. Spor Müsabakalarında Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanunun 19/III maddesine göre, açıkça anlaşılabilecek şekilde alkollü veya keyif verici madde kullanan kişilerin tedbir amaçlı olarak müsabaka alanına alınmaması, Türk Medeni Kanunun “koruma amacıyla özgürlüğün kısıtlanması” başlıklı 432. maddesine göre akıl hastalığı, akıl zayıflığı, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığından dolayı toplum için tehlike oluşturan ergin kişilerin kişisel korunmasının başka şekilde sağlanamaması hâlinde, alıkonulabilmeleri, CMK’na göre çıkartılmış bulunan Yakalama, Gözaltına Alma Yönetmeliğinin 5. maddesi uyarınca, kolluk görevlilerinin “halkın rahatını bozacak veya rezalet çıkaracak derecede sarhoş olanları veya sarhoşluk hâlinde başkalarına

bir gözaltı düzenlemesi öngörmesi nedeniyle eleştirmişlerdir. “Burada yine hak ve özgürlüklerin kısıtlanması açısından tartışmaya açık bir önlem bulunmaktadır. Gerçekten de kişinin kendisinin hayat veya beden bütünlüğü açısından bir tehlike bulunmadıkça, gerçekleştirilen önlemin teknik tanımı “gözaltına almak” olacaktır. Suç işlenmesi durumunda dahi kolluğun kendi başına gözaltına alma yetkisi bulunmazken, “kontrol altına almak” adı altında kişilerin özgürlüklerinin kısıtlanması konusunda kolluğa yetki tanınması sorunlara yol açacak niteliktedir” YILDIZ, s.199,

250 Ancak, AİHM; Polonya Kanunlarına göre “sarhoş bir kişi polis tarafından bir sağlık kurumuna ya da

ikamet adresine ulaştırılabileceği için özgürlüğünden mahrum edilmesine gerek yoktur” hükmü nedeniyle, başvuru sahibinin ayıltma merkezinde alıkoyulmuş olmasının, davranışlarının kamu düzeni ya da kendisine zarar verebilecek türde olduğu kanıtlanamadığı ve ulusal kanunlarda sarhoş bir kişi hakkında alınabilecek alternatif tedbirler dikkate alınmadığından keyfi uygulama olduğunu tespit etmiştir. Witold Litwa/Polonya kararı ayrıntısı için bkz. MACOVEİ, s.51,

saldıranları bir kurumda tedavi, eğitim ve ıslahı için kanunlarla belirtilen esaslara uygun olarak, alınan tedbirlerin yerine getirilmesi amacıyla toplum için tehlike teşkil eden akıl hastası, uyuşturucu ve uyarıcı madde veya alkol tutkunu, serseri veya hastalık bulaştırabilecek kişileri yakalama” yetkisi, Jandarma Yönetmeliğinin 29. maddesi gereğince “halkın rahatını bozacak veya rezalet sayılacak derecede sarhoş olanları sarhoşluk halinde başkalarına saldıranları ve kesin olarak kamunun huzur ve istirahatını bozanlardan yapılan uyarıya aldırış etmeksizin hareketlerine devam edenleri, yakalar ve gerekli kanuni işlemi yapar” hükümleri zikredilebilir.