• Sonuç bulunamadı

D. Kanun Yolları

XI- GÜRÜLTÜ

Kişilerin huzurlu ve sakin bir çevrede yaşama hakkını ihlâl niteliğindeki davranışlar kabahat olarak tanımlanmış ve karşılığında idarî yaptırım öngörülmüştür. Benzer hüküm, önceki TCK’da, “halkı rahatsız eden hareketler” başlığı ile 546. maddede270 düzenlenmişti.

Kuralda, başkalarının huzur ve sükununu bozacak şekilde gürültü fiili cezalandırılmıştır. Bu kabahatin TCK’da düzenlenmiş birkaç suç ile karıştırılması pekala mümkündür. Zira, kanunkoyucu, TCK 123 ve 183 maddelerinde de “gürültüyü” cezalandırmıştır. Ancak bu fiiller failin kastı, suçun konusu ve suçtan zarar görenler yönüyle farklılık arzetmektedirler.

TCK’nun, hürriyete karşı suçlar bölümünde yer alan, 123. maddesindeki “kişilerin huzur ve sükununu bozma” suçunda belli bir kimseye karşı “sırf huzur ve sükûnunu bozmak maksadıyla” içinde gürültü yapmanın da olduğu, hukuka aykırı davranışlarda bulunulması, şikayete bağlı olarak cezalandırılmıştır. Üst katta oturan kişinin alttaki komşusuna rahatsızlık vermek için tepinmesi, ev içinde top oynaması, duvara vurması gibi, belirli bir kişiye ya da kişilere karşı kasten işlenen suçtur.

Oysa bu fiilin kabahat şeklinde, “başkaları” olan herkesin rahatsız olacağı şekilde kasten veya taksirle belirli ölçülerin üzerinde, gürültü denilen sesin çıkartılması gerekecektir. Kişinin, belli bir komşusuna değil de, ikaza rağmen tüm apartman sakinlerini rahatsız etmek amacıyla kasten gürültü yapması halinde TCK 123 deki suç oluşabilir. Ancak, gürültü, rahatsız etmek maksadıyla değil de, gece ev aleti çalıştırma, yüksek tonda müzik dinleme veya TV sesi açma, matbaa işletme, çocuklarının davranışlarını kontrol etmeme nedeniyle oluşmuş ise kabahat sayılmalıdır.

Bu noktada, gürültünün dozajı önem arz etmekte olup, “huzur ve sükunu bozma” boyutlarını aşması halinde, TCK’da, çevreye karşı suçlar bölümünde, gürültüye neden olma başlığı ile yer verilmiş 183. maddesi gereğince suç soruşturma ve kovuşturmasına konu olabilecektir. Kanunkoyucu, ilgili kanunlarda belirlenen yükümlülüklere aykırı

270 Halkı rahatsız eden hareketler Md 546 – Her kim, gürültü veya velvele ile mutat hilafı olarak çan ve

alatı saire çalarak yahut kanun ve nizam ahkamına muhalif surette gürültülü bir meslek ve sanat icra eyleyerek halkın veya meclis ve mahfillerin meşguliyet veya huzur ve rahatını ihlal ederse … hafif cezayı nakdiye mahkum olur.

olarak, başka bir kimsenin sağlığının zarar görmesine elverişli bir şekilde gürültüye neden olmayı çevre suçu saymıştır. Halkın sağlığını korumak amacıyla, devletin kanunlarla veya buna dayanarak çıkartılmış alt normlarla belirlemiş olduğu “çevresel gürültü” kurallarına aykırı olarak ve insan sağlığına zarar vermeye elverişli tarzda yani kulakları sağır eder veya sarsıntı oluşturup deprem fobisini tetikleyerek insan psikolojini bozacak derecede gürültü yapılması durumunda da kabahat hükmü değil fakat TCK 183. maddesi uygulanabilecektir.

İşte bu nedenlerle gürültünün tanımının yapılması, baremlerin, kural ihlallerinde uygulanacak yaptırımlar ve tedbirlerin şeklinin belirlenmesi, bir zorunluluk olarak karşımıza çıkmaktadır.

4721 sy. Türk Medeni Kanununda “taşınmaz mülkiyetinin kısıtlamaları” bölümünün “komşu hakkı kullanma biçimi” başlıklı 737. maddesinde, “herkes, taşınmaz mülkiyetinden doğan yetkileri kullanırken ve özellikle işletme faaliyetini sürdürürken, komşularını olumsuz şekilde etkileyecek taşkınlıktan kaçınmakla yükümlüdür.” denildikten sonra, özellikle, taşınmazın durumuna, niteliğine ve yerel âdete göre komşular arasında hoş görülebilecek dereceyi aşan …gürültü veya sarsıntı yaparak rahatsızlık vermenin yasak olduğu belirtilmiştir.

Gürültü normlarını esas itibariyle belirleyen Çevre Kanununda ise “kişilerin huzur ve sükununu, beden ve ruh sağlığını bozacak şekilde yönetmelikle belirlenen standartlar üzerinde gürültü çıkarılması yasaklanmıştır”(md.14) denilerek, korunaklı alan belirlenmiştir.

Bu konuda, uluslararası normları ve Çevre Kanununu esas alan, farklı alanlarla ilgili çok sayıda uygulama yönetmeliği düzenlenmiştir.Konumuz itibariyle bunlardan en önemlisi, Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliğidir271.

Adı geçen yönetmelikte, uygulamaya yol gösterecek, tanım, standart ve yasaklara yer verilmiştir. Yönetmeliğin; “inşa edilmiş ve edilecek alanlarda, parklarda veya yerleşim alanları içindeki diğer sakin olması gereken gürültüye duyarlı alanlarda (hastane, okul ve benzeri) ve diğer gürültülü yoğun bina ve alanlarda insanların maruz kaldıkları çevresel gürültüler ile titreşimin yapılarda oluşturduğu hasarlara ilişkin esas ve kriterleri kapsadığı” belirtilmiştir. Düzenlemede (md.5), trafik araçlarından sanayi

tesislerine, müzik aletlerinden insan sesine, bina içi ve dışında kullanılan iş aletlerinden patlayıcılara, alarm ve siren sesinden poligonlara varıncaya kadar düğün, konser, miting dahil çok geniş alandaki gürültü yasakları “genel ilke” olarak öngörülmüştür272.

Yönetmelikte; “ulaşım araçları, kara yolu trafiği, demir yolu trafiği, hava yolu trafiği, deniz yolu trafiği, açık alanda kullanılan teçhizat, şantiye alanları, sanayi tesisleri, atölye, imalathane, işyerleri ve benzeri ile rekreasyon ve eğlence yerlerinden çevreye (dışarıya) yayılan, istenmeyen veya zararlı açık hava seslerinin bütünü ile yapı içindeki mekanik sistemler ve diğer kaynaklardan doğan ve diğer bir mekan içinde bulunan insanları olumsuz etkileyen yapı içi gürültüleri” şeklinde (md.4) tanımlanmıştır.

Bu yönetmelikte, görev, yetki ve sorumluluklar başlıklı ikinci bölümde, mülki idare amirlerine, 2559 sayılı kanun kapsamında olan yerler için genel kolluk, dışındaki yerlerde jandarma, sahil ve denizlerde ise sahil güvenlik aracılığı ile il özel idareleri ve belediyelere de gürültü kontrol izin belgesi verme, yenileme, bu çerçevede işletmelerin denetlenmesi ve bu Yönetmelikte belirtilen esaslara aykırılık halinde gerekli yaptırımın uygulanmasının sağlanması ve gerekirse, gürültü kontrol izin belgesinin iptali görev ve yetkisi verilmiştir (md.7,8).

KYTK da, çevredekileri rahatsız edecek derecede duman veya gürültü çıkaran araçların kullanımı (md.30), gürültü çıkaracak şekilde araç yüklenmesi (md.65) araçlarda ses, müzik cihazlarının yönetmelikte açıklanan şartlara aykırı olarak ve kamunun rahat ve huzurunu bozacak şekilde kullanılması (md.72) kabahat fiili olarak düzenlenip, trafik polisince para cezası uygulanacağı belirtilmiştir.

Gürültüyle mücadele konusunda özel kanunla görevlendirilen birimler dışında, bu madde de olduğu gibi, kolluk ve belediye mevzuatında da hükümler bulunmaktadır.

272 Örnek Mahalli Çevre Kurulu kararları “- Bir motorlu araç üzerinde veya içinde; korna veya ses çıkaran

başka bir cihazın zorunlu haller dışında gürültü rahatsızlığına neden olacak şekilde çalınması yasaktır. (ÇGDY Y-Madde 5.b) Bu nedenle, konvoy halinde cadde ve sokaklarda gezen, gereksiz korna çalan, motorlu araç sürücülerine 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 36. maddesinin 3. bendi gereğince kolluk veya Belediye Zabıta görevlilerince idari para cezası uygulanmasına, Her yıl yapılan Öğrenci Seçme Sınavı (ÖSS) nedeniyle, sınav gününden önceki gece açık alanlarda düğün yapılmamasına ve Sınav günü sınavın bittiği saate kadar sınavların yapıldığı okul etraflarında her türlü gürültünün engellenmesine ve uymayanlar hakkında 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 36. maddesinin 3. bendi gereğince kolluk veya Belediye Zabıta görevlililerince idari para cezası uygulanmasına” bkz. http://www.kutahya.gov.tr/kurul/2006-10.doc

Bunların başında PVSK 14. maddesi gelmektedir. Maddede “şehir ve kasabalarda gerek mesken içinde ve gerek dışında saat 24 ten sonra her ne suretle olursa olsun civar halkının rahat ve huzurunu bozacak surette gürültü yapanlar polisçe menolunur” denilerek, izin alınmaksızın gürültü yapanlar hakkında, Kab.K 36. maddenin karşılığı olan, önceki Ceza Kanununun 546. maddesine yollama yapılmıştır.

Bu konuyla ilgili olarak, Adli ve Önleme Aramaları Yönetmeliğinde ise, “denetim yapılacak hâller”e ilişkin şartlar oluştuğunda kolluk tarafından, kendiliğinden, TCK 183. maddesi kapsamında gürültü yapanların men edilmesi (md.18) işlemini yapabilecekleri öngörülmüştür.

Yine, Jandarma Yönetmeliğinde (md.62), gürültünün yasaklanmasında yetki ve görevler düzenlenerek, polis mevzuatına paralel olarak, jandarmanın görev ve sorumluluk alanı içindeki şehir ve kasabalarda, saat 24.00'den sonra herhangi bir şekilde çevre halkının rahat ve huzurunu bozacak tarzda gürültü edilmesinin yasak olduğu açıklanıp, bu yasağa aykırı olarak, konut içinde veya dışında gürültü edenlerin tedbiren, önce, gerekliyse konut ve eklentilerine girilerek jandarmaca gürültü etmekten yasaklanacakları, devamı halinde soruşturma yapılacağı belirtilmiştir.

Ayrıca, Belediye Zabıta Yönetmeliğinde de(md.7/g) sabah erken ve akşam geç vakitlerde, aşırı gürültü yaparak etrafı rahatsız edenlere engel olmak görev (md.8/M), umumi yerlerde aşırı derecede gürültü yapanlara gerekli ikaz ve tenbihte bulunmak ve uymayanları menetme yetkisi verilmiştir.

Gürültü Yönetmeliği hükümlerine aykırı davrananlar hakkında; Çevre Kanunu’nda öngörülen cezai hükümler ile idari yaptırımlar uygulanacağı (md.56), Çevre Kanununda ise, Kanunun 14 üncü maddesine göre çıkarılan Yönetmelikle belirlenen önlemleri almayan veya standartlara aykırı şekilde gürültü ve titreşime neden olanlara, konutlar, ulaşım araçları, işyerleri ve atölyeler, fabrika, şantiye ve eğlence gürültüsü için farklı miktarlarda idarî para cezası verileceği (2872/20-h) belirtildiğinden, kabahatlerde içtima kuralı göz önünde bulundurularak, gürültü yapanlar hakkında, mevcut düzenlemelere göre;

- Yönetmelik kapsamı dışında olduğunun belirlenmesi durumunda kolluk ve belediye zabıtası konuyu inceleyerek açıkça bu Kanununda öngörülmüş gürültü fiilinin işlendiğini tereddütsüz tespit ettiğinde Kab.K 36. maddeye göre yaptırım uygulayacak,

- Yönetmelik kapsamında olduğunu belirlediğinde “en ağır idari para cezası uygulanması” kuralına göre, Çevre Kanunu hükümlerinin uygulanması ihtimali söz konusu olacağından ve cezalarda mahallin en büyük mülki amiri tarafından verileceğinden vali veya kaymakamlığa gönderilecek,

- Her iki halde de, şayet ihlalin, insan sağlığının zarar görmesine elverişli olduğunun düşünülmesi durumunda TCK 183. maddesine göre suç soruşturmasına konu olması nedeniyle kabahatten de işlem yapılamayacağından evrakın, Cumhuriyet savcılığına gönderilmesi, savcılıkça idari yaptırımsız kovuşturmama kararı verildiğinde veya kamu davası açılıp yaptırımsız olarak beraatle sonuçlandığında önceki ihtimallere göre kabahat yaptırımı uygulanması gerekecektir.

Hukuka aykırılığı tartışılacak gürültü, kuşkusuz, her gürültü olamayacaktır. Bu nedenle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca 4857 sy. İş Kanunu kapsamına giren tüm işyerlerinde işçilerin gürültüye maruz kalmaları sonucu sağlık ve güvenlik yönünden oluşabilecek, özellikle işitme ile ilgili risklerden korunmaları için alınması gerekli önlemleri belirlemek amacıyla çıkartılmış Gürültü Yönetmeliği (23.12.2003 g. 25325 sy.RG) kuralları iş hukukunu ilgilendiren özel hüküm olup, konumuzun dışındadır.

Konuyla ilgili olarak uygulamada sıkça rastlanan, önceki dönemde 765 sy.TCK’nun duruma göre, 264 veya 551’inci maddeleriyle karşılanmış olan, fakat yeni düzenlemede suç kabul edilip, TCK 170. maddesinde karşılığını bulan, “silahla ateş etme” fiilidir. Bu konuda Özgenç, maddenin ifade biçimine göre, silahla ateş etmenin veya patlayıcı madde kullanmanın “kişilerde korku, kaygı veya panik yaratabilecek tarzda” olması gerektiği, “kurusıkı tabanca” ile yapılan atışın da “kişilerde korku, kaygı veya panik yaratabilecek tarzda” olması halinde 170. maddede tanımlanan suçun oluşabileceği, bu suç bağlamında yapılan değerlendirme sonucunda, yapılan atışın “kişilerde korku, kaygı veya panik yaratabilecek tarzda” olmadığı sonucuna varılması halinde; fiil, suç oluşturmamakla birlikte, 5326 sy. Kabahatler Kanununun 36. maddesinde tanımlanan gürültüye neden olma kabahati dolayısıyla idari para cezası ile cezalandırmayı gerektireceği görüşünü ifade etmiştir273. Ancak gerçek silahlarla ateş

etme durumunda da, fiilin, suçun aradığı tarzda gerçekleşmediği takdirde, gürültü kabahati kapsamında değerlendirilmesi gerekmeyecek midir, sorusu akla gelmektedir.