• Sonuç bulunamadı

Kanun Yolundan Vazgeçme ve Kabul

D. Kanun Yolları

5. Kanun Yolundan Vazgeçme ve Kabul

Kab. K 30. maddesinde (f.1), kanun yoluna başvuran kişinin, bu konuda karar verilinceye kadar başvurusundan vazgeçebileceğini, vazgeçme halinde ise bir daha aynı konuda başvuruda bulunulamayacağını öngörmüştür. Buradaki “kanun yoluna başvuran

192 Tasarıyla değiştirilmesi öngörülen, 4054 sy.Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’da (md.18) “süreli

para cezası verilmesine ilişkin karara karşı yargı yoluna başvurulması halinde, süreli para cezası konusunda yürütmeyi durdurma kararı verildiği takdirde yargıya başvurma tarihinden itibaren süreli para cezası uygulanmaz” hükmü bulunmaktadır.

kişi”yi sadece kabahatli olarak almamak gerekir. Nedeni ise, suç soruşturmasında fiilin kabahat oluşturduğundan bahisle idari para cezası yaptırımına ve kovuşturmaya yer olmadığına Cumhuriyet savcısının karar vermesi üzerine, buna şikayetçi itiraz ettiğinde, kanun yoluna başvurmuş olacaktır.

İlgili kamu kurum ve kuruluşu da, mahkeme tarafından karar verilinceye kadar kanun yolu başvurusunu kabul ederek idarî yaptırım kararını geri alabilecektir (f.2). İdare Hukukunda, idari işlemlerin geri alınıp alınamayacağı konusunda, gerek öğreti, gerek mahkeme kararları yoluyla çok farklı teori ve prensiplerden yola çıkarak çeşitli hukuk ilkeleri geliştirilmiştir. Bunlardan en önemlisi "hukuka uygun idari işlemlerin geri alınamaması" ilkesidir193. Ancak burada, yaptırım kararının geri alınması konusunu hukuka aykırı bir işlemin yapılmasından idare ya da karar veren mahkeme veya savcının vazgeçmesi olarak kabul etmek gerekmektedir.

Kanun yolundan vazgeçme ve kabul hükmünün düzenlenme gerekçesi açıklanmamış ise de, kanaatimizce “masrafların ve vekalet ücretinin ödenmesi” başlıklı 31. madde nedeniyle öngörülmüştür. Zira maddede, idarî yaptırım kararına karşı kanun yoluna başvurulmasının, harca tâbi olmadığı belirtilmiş ise de, hemen ikinci fıkrasında “kanun yoluna başvuru dolayısıyla oluşan bütün masraflar ve vekalet ücreti, başvurusu veya savunması reddedilen tarafça ödenir” denilmiştir. Bu nedenle yaptırım kararının konusu (mal veya para cezası olarak) masraf ve vekalet ücretinden az ise, yaptırım kararı veren kamu kurum veya kuruluşu ya da yukarıda açıklanan başvuran kişinin, yanlışından dönmesi, daha fazla zarar görmemesi için bu kurumun kabul edildiği düşünülmektedir.

Kanunun 30. maddesine göre kanun yoluna başvuran kişinin vazgeçmesi veya idarenin başvuruyu kabul ederek yaptırım kararını geri alması durumunda, mahkemenin ne tür karar vereceği düzenlenmemiştir194. Ancak bu durumda kişi vazgeçerse “red”,

193 BATUM vd. 30

194 “itiraza konu idari para cezasının mükerrer uygulanması nedeniyle kurumca iptal edildiği hususunun

mahkemeye de bildirilmiş bulunduğunun anlaşılması karşısında, itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesinde isabet görülmediği” şeklinde, “itirazın kabulüne” 9.CD 23.2.2004/278-466 bkz. http://www.cigm.adalet.gov.tr/yaziliemir/yaziliemir.htm, Ancak diğer konulara ilişkin, yeni tarihli Yargıtay içtihatlarında, esasa girilerek, bozma ve “idari para cezası verilmesine yer olmadığına” şeklinde karar verildiği görülmektedir. Örnek kararlar için bkz.,7. CD,28.6.2005/34549-9971 http://uyg.mso.adalet.gov.tr/VeriBankasi/yeniTasarim/, 7.CD 5.12.2005/30608-20904, http://www.adalet.org/ckarar.php?baslangic=20&anahtar=5326&kriter=metin&daire=Tüm

idare veya yaptırım kararı veren makam kararını geri alırsa “kabul” şeklinde karar verilebilir.

Kanun yolundan vazgeçilmediği veya kabul edilmediği takdirde, başvuruyu inceleyen sulh ceza mahkemesi veya başvuru yolu olarak kovuşturmama kararına itirazı inceleyen ağır ceza mahkemesi başkanı, savunması reddedilen kamu tüzel kişiliğini, başvurusu reddedilen kabahatli veya şikayetçiyi kanun yolu dolayısıyla oluşan bütün masraflar ve vekalet ücretini ödemesine de karar vermelidir. Ayrıca maddede (f.2) “kanun yoluna başvuru dolayısıyla oluşan” denilmesine göre, kanaatimizce itiraz mercide aynı şekilde, red veya kabul kararına masraf ve vekalet ücretini yansıtmalıdır. Gerek vazgeçme ve kabul, gerekse masrafların ve vekalet ücretinin ödenmesine ilişkin bu kuralların (Kab.K md.30,31) Kanunun 3/1-a maddesine göre “kanun yoluna ilişkin hükümleri, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde” uygulanacağı belirtilmesi nedeniyle, idari yargı denetimi yönünden uygulanamayacağı düşünülmektedir.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

KABAHATLER KANUNUNDA DÜZENLENEN KABAHATLER I- GENEL OLARAK

Kanunda, gerekçesinde de belirtildiği gibi, TCK’da suç olarak tanımlanmayan çeşitli haksızlıklar, anlaşılabilir ve hukuk tekniği bakımından uygulanabilir bir biçimde özel kabahat tanımlarına yer verilmiştir. Bu kabahatlerden bir kısmı, 765 sy. TCK, 1 Haziran 2005 tarihinden sonra yürürlükten kalkması dolayısıyla yaptırımsız kalan bazı fiillerden oluştuğu gibi, bir kısmı da yeni kabahat195 davranışı olarak tanımlanmıştır.

Kanunkoyucu, suç politikası gereği, hukuka aykırı olan fiilin, ifade ettiği haksızlık içeriğini esas alarak 765 sayılı TCK’da kabahat olarak düzenlenmiş bulunan fiilleri, yeni TCK’nda “suç” olarak öngörmüştür. Bunlar;

1. (526/II) Şapka ve Türk harfleri (TCK-222),

2. (530) Sağlık mesleği mensuplarının suçu bildirmemesi (TCK-280), 3. (545) Dilencilik yaptırmak (TCK-229),

4. (547) Kişilerin huzur ve sükununu bozma (TCK-123), 5. (551) Genel güvenliği tehlikeye sokma (TCK-170),

6. (552-554) İnşaat veya yıkımla ilgili emniyet kurallarına uymama (TCK- 176),

7. (566) Taksirle genel güvenliği tehlikeye sokma (TCK-171), 8. (555) İşaret ve engel koymama (TCK-178),

9. (560,561) Akıl hastası üzerindeki bakım ve gözetim yükümlülüğünün ihlali (TCK-175),

10. (563,564) Hayvanın tehlike yaratabilecek şekilde serbest bırakılması (TCK- 177),

11. (565) Trafik güvenliğini tehlikeye sokma (TCK-179/2),

12. (567,569) Kumar oynanması için yer ve imkan sağlama (TCK-228),

195 Burada sözü edilen, kanunun 38 ve 39. maddelerindeki “işgal” ve halen özel kanunda bulunduğu halde

13. (574/2) Sağlık için tehlikeli madde temini (TCK-194), 14. (576) Hayasızca hareketler (TCK-225),

15. (580) Bilgi vermeme (TCK-166), suçları sayılabilir.

Yukarıda sayılan eski kabahatler, yeni suçlar bakımından dikkat çekici özellik, cezalarının önemli oranda artırılmış olmasıdır196.

Bunların, 2004 yılına ait istatistik verileri197 incelendiğinde;

• Ceza mahkemelerine, 526. maddeyle ilgili tabloda, fıkra ayrımı yapılmadığından, devrim kanunlarına aykırılıktan kaç dava açıldığı belli olmamakla birlikte buyruklara uymama dahil 8662, Sağlık mesleği mensuplarının suçu bildirmemesi (md.530) 46, Dilencilik yaptırmak (md.545) 21, Kişilerin huzurunu bozma (md.547) 2671, Genel Güvenliği tehlikeye sokma (md.551) 2983, İnşaat veya yıkımla ilgili emniyet kurallarına uymama (md.552,554) 37, İşaret ve engel koymama (md.555) 8, Akıl hastası üzerindeki bakım ve gözetim yükümlülüğünün ihlali (md.560,561) 45, Hayvanın tehlike yaratabilecek şekilde serbest bırakılması (md.563,564) 75, Trafik güvenliğini tehlikeye sokma (md.565) 27113, Taksirle Genel Güvenliği tehlikeye sokma (md.566) 2695, Kumar oynanması için yer ve imkan sağlama (md.567) 4890, Hayasızca hareketler (md.576) 47, davaya konu oldukları,

• Bunlardan, Sağlık için tehlikeli madde temini (md.574) ile Bilgi vermeme (md.580) kabahat suçlarıyla ilgili olarak son iki yılda hiç dava açılmadığı,

• Suça dönüşen bu kabahatlerin 49.293 adetle, TCK’na göre açılan 789.156 davaya göre % 6.24, Ceza Hükmü Taşıyan Özel Kanunlar İle İlgili Açılanlarla (1.029.669) birlikte toplama (1.818.825) göre ise, % 2.71 oranına sahip olduğu,

görülmüştür.

196 ÖZBEK, Veli Özer, “Yeni Türk Ceza Kanununun Kısa Bir Değerlendirmesi” TCK-CMK- Kabahatler

Kanunu ve İlgili Yönetmeliklerin Uygulamalarının Değerlendirilmesi Semineri Tebliğleri, EGM Eğitim Dairesi Başkanlığı Yayın No:33, Ankara 2006, s.99,

197 2005 Yılı 1 Haziranında yeni kanunların yürürlüğe girmiş olması nedeniyle bu yıla ait verilerin 5 aylık

olması nedeniyle en yakın dönem olarak 2004 Yılı esas alınmıştır. Özel kanunlara göre ceza mahkemelerine açılan davalar, http://www.adli-sicil.gov.tr/istatistikler/1996/ac_cik/acoz2004.htm, ve 765 sy.TCK göre açılan davalar, http://www.adli-sicil.gov.tr/istatistikler/1996/ac_cik/ftck2004.htm

Bu kabahat suçlarından bazılarının, hangi maddelerin uygulandığı belli olmamakla birlikte, aşağıdaki çizelgeden de anlaşılacağı gibi, yıllar itibariyle artan oranda yaptırım olarak hürriyeti bağlayıcı ceza ile karşılanmış olduğu ve cezaların infaz edildiği görülmektedir198.

KABAHAT SUÇLARINDAN CEZAEVİNE GİREN HÜKÜMLÜLER

KABAHATLER 1999 2000 2001 2002 2003

Kamu Düzenine Karşı 37 120 208 369 477

Kamu Esenliğine Karşı 13 35 122 265 309

Genel Ahlaka Karşı 432 795 1563 2424 3072

Mülkün Korunmasına Karşı 12 42 82 191 302

TOPLAM 494 992 1975 3249 4160

765 sy. TCK’nun 3.Kitabında yer alan, ancak, yıllar boyu ekonomik, sosyal ve teknolojik gelişmelere paralel olarak, fazlaca uygulanması söz konusu olmayan, ya da başka özel mevzuat içerisinde idari yaptırımla199 karşılandığı görülen; 527,529,531,532,533,534,537,538,539,540,541,542,543,548,550,556,557,562,570,572, 573,574/1,575,577,578,579,581,582,583,584.ncü maddeler olmak üzere otuz maddedeki kabahat fiili ve ilintili hükümleri her iki kanuna da alınmamıştır.

Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü verilerinde, (2004) bunların, 12.457 adetle en çok saldırgan sarhoşluk (md.572) olmak üzere, (527/1, 529/2, 531/339, 533/25, 534/48, 537/21, 538/4, 539/12, 541/404, 542/9, 543/1, 548/171, 550/29, 556/10, 577/28, 578/2, 579/76, 584/2) toplam 13.641 davaya konu oldukları, tüm ceza davalarına göre ise, % 0.74’e karşılık geldiği anlaşılmaktadır.

Tanımlarına kısmen ekleme ve/veya çıkarma yapılarak 5326 sy. Kanuna dahil edilmiş olan 765 sy. TCK’daki kabahatlerden bir kısmının, kamu davasına konu olması bakımından, geçmiş döneme ait istatistiksel görünümü ise şu şekilde oluşmuştur200.

198 Türkiye İstatistik Yıllığı, 2004 http://www.die.gov.tr/yillik/07_Adalet.pdf

199 Örnek olarak, diğer maddeleri HUMK ile yürürlükten kaldırılan Sulh Hakimleri Hakkında Kanunu

Muvakkat’ın 2248 sy.K. ile değişik 8. maddesi “…kabahatler içinde belediye bulunan yerlerde uygulanmak üzere belediyenin ceza vermeye yetkili olduğu 538, 557, 559, 577 nci maddelerle 553 üncü maddenin birinci fıkrası” şeklinde düzenlemeyle bir kısım kabahatler için yaptırım yetkisini belediyelere bırakmıştı.

200 Tablolarda, yukarıda da belirtildiği gibi, kıyaslama bakımından 2004 yılı verileri dikkate alınmıştır.

Ayrıca, saldırgan sarhoşluktan 572. maddeye göre açılmış 12.457, 549. maddeye yollama nedeniyle 2521 sy. K göre av silahlarıyla ilgili açılmış 10.674 dava eklenmiş, 526. maddeyle ilgili olan kayıtlar ayrım yapılmadığından tümüyle 1. fıkrayla ilgili kabul edilmiştir. Tablonun değerlendirilmesinde, 526, 536 ve 571. maddelerle ilgili olarak, kamu davası açılması zorunluluğu bulunmakta ise de, diğer kabahatler yönünden, 765 sy. Kanunun 119. maddesine göre, önödeme kapsamında bulunmalarından ötürü, işlenmiş

KABAHATLER (5326 sy.K) 765 sy.K.(md.) 2004 Oranı %

Emre aykırı davranış (md 32) 526/I 8662 1.09

Kimliği bildirmeme (md 40) 528 595 0.07 Rahatsız etme (md 37) 535 - 0 Afiş asma (md.42) 536 362 0.04 Dilencilik yapma (md.33) 544 125 0.01 Gürültü yapma (md.36) 546 278 0.03 Silah taşıma (md.43) 549 13729 1.73 Çevreyi kirletme (md.41) 558,559 8 0.001 Kumar oynama (md.34) 568 913 0.11 Sarhoşluk (md.35) 571 14248 1.8 TOPLAM 38920 4.93

5326 sy. Kanunda öngörülmüş kabahatlerin, sıralı maddeler şeklinde değil,

“yaptırım kararı verecek kamu görevlisi” ölçütüne göre tasnif edilerek anlatılması

yeğlenmiştir.

KABAHATLER Kolluk Belediye Zabıtası Yet.Kamu Görevlisi Emre Aykırılık (Md.32) X X X Dilencilik (md.33) X X Kumar Oynama (md.34) X Sarhoşluk (md.35) X Gürültü (md.36) X X Rahatsız Etme (md.37) X X İşgal (md.38) X Tütün Mamulü Tüketme (md.39) X X Kimliği Bildirmeme (md.40) X Çevreyi Kirletme (md.41) X Afiş Asma (md.42) X X Silah Taşıma(Md.43) X

olan tüm fiilleri yansıtmayacağı, 535. maddeyle ilgili hiç dava bulunmamasının nedeninin uygulamada bu hareketlerin çoğunlukla 547. maddeyle karşılanmış olması, ayrıca gürültü yapma ve çevreyi kirletmenin de zaten belediye yasakları ve Çevre Kanunu kapsamında değerlendirilmiş olduğu hususlarının göz önünde bulundurulması gerekmektedir. 2005 yılı ilk beş aylık verileri ise; 526 (5329) , 528 (458), 535 (13), 536 (258), 544 (170), 546 (287), 549 (2183), 558 (7), 568 (415) ve 571 (1364) olmak üzere toplam 10.484 adet davaya konu olmuştur.