• Sonuç bulunamadı

Sakife’de Geçen Konuşmalar

Belgede Hazreti Ebu Bekir (sayfa 72-85)

HZ EBÛ BEKİR'İN HALİFE SEÇİLMESİ

2. Sakife’de Geçen Konuşmalar

Hilafet seçiminde Sakife’de yaşananları, olayın şahitlerinden olan Hz. Ömer anlatmış, en eski Siyer kaynaklarından el-Meğâzî‘nin müellifi olan ve Hz. Peygamber’den yaklaşık yüz yıl sonra vefat etmiş bulunan İbn Şihâb ez-Zührî (ö. 124/742) de bu hadiseyi nakletmiştir. Daha sonra İbn İshâk (ö. 151/768), Abdürrezzâk İbn Hemmâm (ö. 211/826), Ahmed b. Hanbel (ö. 241/855), Buhârî (ö. 256/870) ve Taberî (ö. ö. 310/923) bu olayı müştereken Zührî’ye dayanarak nakletmişlerdir.6

Sakife olayı, Hz. Ömer’in hilafetinin son günlerinde Hac için Mek- ke’de bulunduğu sırada (Zilhicce 23/644) gündeme gelmiş, ilk halifenin seçiminin bir oldubittiye getirildiği iddiaları huccac arasında konuşulma- ya başlanmış, Hz. Ömer de Medine’ye döner dönmez mescitte insanları toplayarak bu olayı onlara detaylı bir şekilde anlatmıştır.7

O rivayeti özetlemek gerekirse; Hz. Peygamber’in vefat ettiği gün (8 Haziran 632), daha teçhiz, tekfin ve defin işlemleri tamamlanmadan En- sar, Sakîfetü Benî Sâide’de toplanarak Sa‘d b. Übâde’yi halife seçmek is- temişlerdir. Ensara göre İslam’a yaptıkları hizmetler dolayısıyla hilafet makamı kendilerinin hakkıydı. Durumdan haberdar olan Hz. Ebû Bekir ve Hz. Ömer Sakife’ye intikal ederek8 olaya müdahil olmuş, toplantı hiç

hesapta olmayan bir şekilde Hz. Ebû Bekir’in halife seçilmesiyle sonuç- lanmıştı.9 Hâlbuki Sakife’de toplanan Ensar, Sa‘d b. Ubâde’nin halifeliği

hususunda fikir birliğine varmışlardı.10

Burada, konuşmaların detayına girmeden Hz. Ebû Bekir’in bu süreci son derece dikkatli bir şekilde yönetmesine, hitabet ve ikna gücüyle çok ciddi sonuçlara yol açabilecek olan böyle bir sorunu çözüşüne dikkatleri çekmek isteriz.

Bu konuşmalarda:

 Medineliler, kendilerini ‚Ensâr‛ diye nitelerken Mekkeli Müslüman- lara ‚Muhacir‛ sıfatının yanı sıra ‚Kureyşliler‛ diye de hitap etmiş-

6 Hatipoğlu, 56. 7 Hatipoğlu, 56-57.

8 Burada dikkat çeken bir mesele şudur: Bu iki sahabî arasında Mescid-i Nebevî’den Sakife’ye giderken yol boyunca (yaklaşık 600 m.) oraya vardıklarında ne söyleyeceklerine ya da nasıl hareket edeceklerine dair hiçbir konuşma geçmemiş olmasıdır. Bunu Sakife’de Hz. Ebû Be- kir konuşmaya başlayınca Hz. Ömer’in ‚O, benim aklımdan geçirdiğim şeyleri söyledi.‛ demesinden anlıyoruz. İbn Şihâb ez-Zührî, el-Meğâzî, 131.

9 İbn Şihâb ez-Zührî, el-Meğâzî, 130-131; Hatiboğlu, 57.

10 İbn Sa‘d (ö. 230/845), Tabakâtu’l-kebîr, I-XI, terc. Hikmet Akdemir vd., İstanbul: Siyer Yay. 2014, III, s. 203.

lerdir.11 (Hz. Ebû Bekir de buradan hareketle Kureyşlilik meselesi

üzerinden konuyu ele alacaktır.)

 Ensar, muhacirlerin sayıca azınlıkta oluşlarını zikrederek kendilerinin aslî, muhacirlerin ise tali bir unsur olduğunu vurgulamışlardır. Böy- lece Mekkelilerin Medine’yi idare etmek istemelerini kabullenmeye- ceklerini ifade ederek böyle bir durumu gasp olarak niteleyeceklerini açıklamışlardır.12

 Ensar, Kur’an’da kendilerinin faziletinden bahsedildiğini13 dile getir-

miştir.14

 Peygamberin kabilesinin çok azının onun davetine icabet ettiğini, kendisini koruyamadıklarını, ama Ensarın Allah yolunda savaştığını ve dini, kendileriyle aziz kıldığını, Hz. Peygamber’in Ensardan razı olarak dünyaya veda ettiğini dile getirmişlerdir.15

 Ensar, kendilerinin Kureyş’e takaddüm ettiğini dikkatlere sunmuş- tur.16

 Hicretin, Ensarın diyarına (Medine’ye) yapıldığını vurgulamışlardır.17

 Peygamberin kabrinin Medine’de bulunuşunu kendileri için bir avan- taj olarak görmüş ve bunu dile getirmişlerdir. 18

Hz. Ebû Bekir, Ensarın hatibini dinledikten sonra buna müdahale etmek isteyen Hz. Ömer’i sakinleştirmiş, akabinde de kendisi konuşmaya başlamış: Ensarın –kendilerinin de – bahsettikleri gibi hayır ve iyilik ehli olduklarını vurgulamış,19 ancak Arapların, Kureyş’ten başkasının yöneti-

11 İbn Şihâb ez-Zührî, el-Meğâzî, 130; Vakıdî, Kitabu’r-ridde, 59-60.

12 İbn Şihâb ez-Zührî, el-Meğâzî, 130-133; İbn Hibbân, es-Sîretü’n-Nebeviyye, 330-332; Suyutî (ö. 911/1505), Halifeler Tarihi, terc. Abdullah Gündüz, İstanbul: Asalet Yay. 2018, s. 89.

13 59/Haşr, 9; 8/Enfâl, 72. Bu ayette Ensardan önce Muhacirler zikredilmiştir. 14 Vakıdî, Kitabu’r-ridde, 60.

15 Mahmud Şakir, et-Tarihu’l-İslâmî, XVI, 8. Baskı, yy, Mektebetülislamî, 2000, c. III, s. 50-51. 16 Vakıdî, Kitabu’r-ridde, tah. M. Abdullah Ebu’l-Hayr, Amman: Daru’l-Furkan, ty. s. 59-60. 17 Vakıdî, Kitabu’r-ridde, 60.

18 Vakıdî, Kitabu’r-ridde, 60. Burada muhtemelen Ensar, bir meseleye dikkat etmemiştir. Kendi- leri için üstünlük sağlayacak gerekçeleri sıralarken bunların, Hz. Peygamber’den, onun ge- tirdiği dinden ve ona ilk iman eden Mekkelilerden kaynaklandığını fark etmemiş ya da dik- kate almak istememişlerdir: Ensarın muhacirlere tekaddümü, Ensarın Kur’an’da zikredilişi, Hicretin Medine’ye yapılışı, Peygamberin kabrinin Medine’de bulunuşu gibi faziletler biza- tihi Kureyşten olan bir Peygamberin getirdiği dinden ve kelam-ı kadimden kaynaklanmak- tadır. Eğer Medine hicret dolayısıyla bir şeref kazanmışsa bu da yine Kureyşli Peygamber ve Mekkeli ashabının bu şehre intikaliyle olmuştur.

ciliğini tanımayacağını belirtmiş, Kureyş’in mevki ve nesep bakımından Arapların en şereflisi olduğuna dikkat çekmiştir.20

Bu konunun en hassas kısmı ‚Kureyşlilik‛ meselesi olduğu için bunu biraz irdelemekte fayda vardır. İbn Şihâb ez-Zührî’nin rivayetine göre Hz. Ebû Bekir, Sakîfe’de bununla ilgili bir ayeti ya da hadisi kendi görüşünü teyit için okumamış, söylememiştir.21 Onun oradayken söylediği cümle

şudur: ‛ شيرق نم ا يحلا اذهل الاا رملاا اذه برعلا فرعت نل و , ابسن و اراد ببرعلا طسوأ مهف . 22

Yani ‚Araplar bu yönetim işinin Kureyş’ten şu topluluk (Muhacir- ler23)’tan başkasına verilmesini kabul etmezler. Onlar mevki ve nesep ba-

kımından Arapların ortada (üstün) olanlarıdır.‛

Eğer bu konuyla ilgili olarak her hangi bir hadis olmuş olsaydı Hz. Ebû Bekir’in Sakîfe’de bunu bağlayıcı bir delil olarak ortaya koyması ge- rekirdi. Böylece hiçbir tartışmaya mahal kalmadan mesele hallolurdu.

İbn Şihâb ez-Zührî, Hz. Ebû Bekir’in Sakîfe’deki konuşmasını Hz. Ömer’in ağzından şöyle rivayet eder: ‚Araplar bu yönetim işini Ku- reyş’ten şu topluluktan başkasına verilmesini kabul etmezler. Onlar mev- ki ve nesep bakımından Arapların ortada (üstün) olanlarıdır. Ben de sizin için şu iki kişiye razı oldum, hangisine isterseniz ona biat edin.‛ dedi, be- nim (Hz. Ömer’in) ve Ebû Ubeyde b. el-Cerrâh’ın elini tuttu<‛24 Ancak

Hz. Ömer, Hz. Ebû Bekir’e biat etti.25

Mesele Zührî’de,26 ondan nakilde bulunan İbn Hişâm’da27 ve Ta-

berî’de28 bu şekilde anlatılmasına rağmen bu rivayete Vâkıdî’de ve

Belâzurî’de şöyle bir ekleme yapılmıştır:

20 İbn Şihâb ez-Zührî, el-Meğâzî, 131.

21 Said Hatiboğlu, çok sayıda ulemanın hilafetin Kureyşliliği meselesini kabul ettiğini ve bu iddiaların yersiz olduğunu belirttikten sonra ‚ İslam dünyasında şöhret yapmış âlimler ara- sında pek mühim bir tarihî hadiseyi yanlış anlamış olanlar az değildir. İnsanı, Kur’anî pren- siplerle gayet isabetli değerlendiren mesela Mâturîdî ve İbn Teymiyye gibi büyük isimleri bu meselede bocalatan husus, herhâlde ‚imamlar Kureyş’tendir‛ hadisinin ilk hilafet seçi- minde bahis konusu edilmemiş olduğunu tahkike zaman bulamamış, belki de içinde yaşa- dıkları Kureyş idaresi altında buna lüzum görmemiş olmalarıdır.‛ Hatiboğlu, 87.

22

İbn Şihâb ez-Zührî, el-Meğâzî, (Arapça metnin 142. sayfası). 23 Hatiboğlu, 57.

24 İbn Şihâb ez-Zührî, el-Meğâzî, (Arapça metnin 142. sayfası). 25 İbn Şihâb ez-Zührî, el-Meğâzî, 131.

26

İbn Şihâb ez-Zührî, el-Meğâzî, (Arapça metnin 142. sayfası).

27 İbn Hişâm (ö. 218/833), es-Sîretü’n-Nebeviyye, I-IV, (Neşr. Fuad b. Ali Hafız), Lübnan Dâru’l- kütübi’l-ilmiyye, 2009, c. IV,183-186.

28 Taberî, (ö. 310/923), Tarihu’l-ümem ve’l-mülûk, I-V, (tak. Nevâf el-Cerrâh), Beyrut; Dâr-ı Sadr, 2008, c. II, s. 510.

شيرق نم ة " لاق معلص هللا لوسر نأ

ا

ملأا ‛ ‚Resulullah (as) buyurdu ki

‚İmamlar Kureyş’tendir.‛Vâkıdî’ye göre Sakîfe’de bunu hadis diye riva- yet eden kişi Ensardan Ma‘n b. ‘Adiy’dir. Belâzurî’ye göre ise bu sözü orada hadis olarak aktaran kişi Hz. Ebû Bekir’dir.29

Hz. Ebû Bekir, halifelik için Kureyş’ten başkasının uygun olmayaca- ğını beyan ettikten sonra yine Kureyş’ten iki kişinin ismini halifelik için teklif etmesi, meselenin kırılma noktasını teşkil etmiştir. Zira bu ana kadar halifelik için tek aday vardı o da Ensardan Sa’d b. Übâde idi. Öyle anlaşı- lıyor ki Hz. Ebû Bekir’in konuşması etkili olmuş, zihinler onun teklifine makul bakmaya başlamışlardı ki Ensardan biri ‚Ey Kureyşliler bizden bir emir, sizden bir emir olsun‛ teklifinde bulunmuş, böyle olmazsa mesele- nin savaşa yol açacağını belirtmiştir.30 Hz. Ömer’in buna itirazını destek-

ler mahiyette Ensardan yine Ensara ‚İslam için ilk savaşanlarsınız, Müs- lümanlara karşı ilk savaşan olmayın.‛ şeklinde bir uyarı gelmiştir.31

Hz. Ebû Bekir’in hilafete aday gösterdiği iki sahabe, Hz. Ebû Bekir’in bu işe daha layık olduğunu belirtmişler, tartışmalar şiddetlenince Hz. Ömer, Hz. Ebû Bekir’e biat etmiş, orada bulunan Muhacir ve Ensar da onu takip etmiştir.32

3.

Hz. Ebû Bekir’in Efdaliyeti Meselesi

Yukarıda geçen konuşmalarda Hz. Ebû Bekir’in şahsıyla ilgili bir ta- kım hususların ön plana çıkarıldığı görülmektedir. Bunların başında da onun ‚insanların en hayırlısı olması‛ değerlendirmesi yer almaktadır.33

Rivayetlerden anlaşıldığı kadarıyla Hz. Ebû Bekir de din adına yaptıkla- rını zikrederek konumunu ortaya koymaya çalışmış, hem kendi hilafetin- de hem de kendisinden sonra istihlaf ettiği Hz. Ömer’in halifeliğinde ‚ha- yırlı insan olma‛ özelliğini önemli bir kıstas olarak görmüştür. Nitekim o Hz. Ömer’i kendi yerine bırakırken ‚İnsanların en hayırlısını onlara halife

29 Vakıdî (ö. 207/823), Kitabu’r-ridde, s. 71; Belâzurî (ö. 279/892), Ensâbu’l-eşrâf, I- XXVI, (tah. Mahmud el-Firdevs el-Azm), Dımaşk, ty, c. II, s. 8.

30 İbn Şihâb ez-Zührî, el-Meğâzî, 131-132. 31 Vakıdî, Kitabu’r-ridde, 61.

32 İbn Şihâb ez-Zührî, el-Meğâzî, 132.

33 Bkz. İbn Şihâb ez-Zührî, el-Meğâzî, 130. İbn Sa’d’da yer alan bir rivayeti esas alacak olursak Hz. Ebû Bekir’in zihninde de kendisinin bu ümmetin hayırlı bir bireyi olduğu fikri yer al- maktadır. Bahsi geçen rivayete göre Hz. Ebû Bekir, insanların kendisine biat etme meselesi- ni ağırdan aldıklarını görünce onlara ‚Bu işe benden daha layık kim vardır? İlk namaz kılan ben değil miyim? (Şunu bunu yapan) ben değil miyim?‛ demiştir. İbn Sa‘d, Tabakâtu’l-kebîr, III, 203.

tayin ettim.‛ demiştir.34 Hz. Ömer de kendi hilafet döneminde bir konuş-

masında Hz. Ebû Bekir’in halifeliği ile ilgili bir değerlendirme yaparken ‚Allah, yönetim işinizi en hayırlınız olan bir kişide (Hz. Ebû Bekir’de) topladı.‛35 demiştir.

Rivayetlere göre Sakife’de Hz. Ebû Bekr’in şu özellikleri de dikkatle- re sunulmuştur: Hz. Peygamber, vefat etmeden önce Hz. Ebû Be- kir’inkinin dışında mescide açılan bütün kapıları kapattırdı ve kendi yeri- ne namaz kıldırması için onu görevlendirdi.36 Bunlar da Hz. Peygam-

ber’in ondan razı olduğuna delil olarak gösterildi. Ayrıca Hz. Peygamber Sevr mağarasındayken onun yanında olan tek kişi Hz. Ebû Bekir’di.37

Yukarıdaki hususların bir kısmını dile getiren Vakıdî, Hz. Peygam- ber’in namaz kıldırmak için Ebû Bekir’i görevlendirmiş olmasına rağmen onun Sakife’de halifelik için kendi dışında iki aday göstermiş olmasını, Peygambere itaatsizlik olarak değerlendirmiştir.38

Sakife’de sahabeden hiç biri kendi görüşünü desteklemek için ayet- lerden ya da hadislerden delil getirmemiş, muhtemelen buna ihtiyaç duymamıştır. Daha sonraki dönemlerde bu iki kaynaktan delil getirmek ya da meseleyi bunlarla ilişkilendirmek ve başka sebepler bulmak için yoğun bir mesai sarf edilmiştir.

Hz. Ebû Bekir’in hilafeti meselesi daha sonra bazı ayetlerle ve hadis- lerle ilişkilendirilmiştir.39 Bunlardan özellikle Fetih suresinin 16. ayeti40

34 Ebu’l-Velîd el-Ezrakî, (ö. 250/864), Ahbâru Mekke, (Terc. Yunus Vehbi Yavuz), Ankara: Anka- ra Okulu Yay., 2017, s. 476. Olayı rivayet eden ravi, Hz. Ebû Bekir’e ‚İnsanların en hayırlısı ne demektir?‛ diye sorduğunu onun da ‚Mekke halkının en hayırlısını‛ kastettiğini nak- letmektedir. Bkz. age, s. 476; İbn Sa‘d, Tabakât, III, 203.

35 İbn Şihâb ez-Zührî, el-Meğâzî, 130. Hz. Ebû Bekir’in halife seçilmesi meselesinde en bariz özelliği olarak öne sürülen ‚insanların en hayırlısı olması‛ meselesinde ciddi bir çelişki bu- lunmaktadır. Şöyle ki; İnsanların en hayırlısı olduğu için halife seçildiği belirtilen Hz. Ebû Bekir, halife seçilir seçilmez yaptığı ilk konuşmaya ‚Sizin en hayırlınız olmadığım hâlde ba- şınıza yönetici seçildim.‛ diye başlamıştır. Bkz. İbn Hibbân, es-Sîre, 332-333. Bu çelişkiyi gi- dermek amacıyla şöyle bir yorum yapılmıştır: ‚Halife Ebû Bekir ‘ben kabile ve aşiret bakı- mından en hayırlınız değilim’ demek istemiştir. Çünkü Hâşimîler, neseb yönünden kendi- sinden daha üstündü< ‛ Hatiboğlu, 76.

36 İbn Şihâb ez-Zührî, el-Meğâzî, 122-123; Vakıdî, Kitabu’r-ridde, 62. 37 Vakıdî, Kitabu’r-ridde, 61-62, 71.

38 Vakıdî, Kitabu’r-ridde, 64-65. Bu konuda oldukça teferruatlı bilgi veren Vakıdî, kitabının ilgili bölümünü şu cümleyle bitirmektedir: ‚Sakife’de olanlar bunlardır, Ulemanın rivayetleri de bu şekildedir. Konuyla ilgili Rafızîlerin fazladan anlattıklarına burada yer vermek isteme- dim.‛ Vakıdî, Kitabu’r-ridde, 80-81.

39 İbn Sa‘d, Tabakât, III, 202. Konuyla ilişkilendirilen ayetler ve hadisler için bkz. Suyutî, Halife-

Hz. Ebû Bekir’in hilafetinin vacipliğine ve kendisine itaatin farziyyetine delil olarak gösterilmiştir.41

Sonraki dönemlerde telif edilen bazı eserlerde Hz. Peygamber’in ha- yattayken Hz. Ebû Bekir’i kendi yerine istihlaf ettiğine dair bazı rivayetle- re ve menkıbelere yer verilmiştir. Bunların neredeyse tamamına yakınının sonradan ihdas edildiği açık bir şekilde bilinmektedir.42

Özellikle Şemseddin Sivasî (ö. 1597)’nin kitabından birkaç örnek vermekte fayda vardır:

 Hz. Peygamber hastalığı sırasında Hz. Aişe’ye ‚Ebû Bekir’i çağır ona bir vasiyet yazdırayım zira bu konuda başka birinin hilafete ondan daha layık olduğu iddiasında bulunmasından korkuyorum, Hâlbuki Allah Teala ve Mü’minler, Ebû Bekir’den gayrısının hilafetini kabul etmezler.‛

 < Sakîfe’de Ensardan biri ‚bir emir sizden bir emir de bizden olsun‛ diyince Hz. Ebû Bekir ‚Hz. Ali halife olmaya daha layıktır, ben ona biat etmek istiyorum‛ dedi. Ali hemen ayağa kalktı ‚Kalk yâ Ebâ Be- kir, sen Allah’ın ve Resulünün halifesisin< kim seni geri bırakabi- lir<‛ dedi. (Sivâsî’nin verdiği bu malumat ciddi manada problemli- dir. Çünkü Hz. Ali kesinlikle Sakife’ye gitmemiştir, Sakîfe’de bulun- mamıştır.)

 Hz. Aişe buyuruyor: ‚Ya Aişe, Cebrail bana Allahu Teala’dan haber getirdi... Ebû Bekir’den günah meydana gelmeyecek< Benden sonra Ebû Bekir halife olacak. Cebrail ve Mikail, Ebû Bekir’in hilafetine biat ettiler<‛

 Cafer-i Sâdık ile bir Rafızî arasında geçen bir diyalogdan yapacağımız alıntı da ilginç bilgiler içermektedir. Şöyle ki: Rafızî ‚Ebû Bekir’in hi- lafetini Kur’an-ı Kerim’de gösterebilir misin?‛ diye sordu. Cafer-i Sâdık ‚Evet gösteririm. (Bu mesele) Hem Kur’an’da Hem Tevrat’ta hem de İncil’de geçmektedir.‛ dedi ve En’am Suresi 165 ile Nur Suresi 55. ayetleri okudu. Tevrat ve İncil’de geçen ise ‚Muhammed Allah’ın el-

40 ‚Bedevîlerin (savaştan) geri bırakılanlarına de ki: ‚Siz, güçlü kuvvetli bir kavme karşı teslim oluncaya kadar savaşmaya çağrılacaksınız. Eğer itaat ederseniz, Allah size güzel bir mükâfat verir. Ama önceden döndüğünüz gibi yine dönerseniz, Allah sizi elem dolu bir azaba uğratır.‛

41 Suyutî, Halifeler Tarihi, 87.

42 Bu tür rivayetler için bkz. Ebu’r-Rebi‘ Süleyman b. Musa el-Kilâ‘î el-Endelüsî (ö. 634/1236),

el-İktifâ bimâ tazammanehû min meğâzî Resulillâh ve’s-selâseti’l-hulefâ, (tah. M. Kemaleddin İz- zeddin Ali), Beyrut, 1997, c. III, s. 5-7; Ahmed Şemseddîn Sivâsî, Dört Halifenin Menkıbeleri Menâkıb-ı çehâr-yâr-i güzîn, İstanbul 2016, s. 34-66, 153-155.

çisidir. Beraberinde bulunanlar da (Ebû Bekir) kâfirlere karşı çetin, kendi aralarında merhametlidirler‛ (Fetih 29) ayetini okudu.43

4.

Hz. Ebû Bekir’in Halife Seçilmesinin Sebepleri

Öyle anlaşılıyor ki Sakife’de dile getirilen ‚Arapların Kureyş’ten baş- kasının riyasetini kabul etmeyecekleri‛ iddiası bir şekilde etkili olmuştur. Ancak burada bütün Kureyş’in kastedilmediği, sadece Muhacir Kureyşli- lerin bahis mevzuu olduğu iddialarını44 da dikkate almak gerekmektedir.

Mesele aciliyet kesbedince bütün dikkatler o anda Sakîfe’de bulunan ve Kureyş’ten olan üç isim üzerinde yoğunlaşmıştır. Peki ‚Neden diğerleri değil de Hz. Ebû Bekir halife seçilmiştir?‛ Hz. Ebû Bekir’in halife seçilme- siyle ilgili çok sayıda sebep sayılır ve hepsi de onun kişisel özellikleriyle ilgilidir.

Şöyle ki o;

a. İnsanların en hayırlısıydı,45

b. Resulullah’ın en yakın dostuydu (Sevr’de sadece o vardı yanında46)47,

c. M. 631’de hac farz kılındığında Hz. Peygamber hacca gitmeyip kendi yerine Hz. Ebû Bekir’i hac emiri olarak görevlendirmişti.

d. Hz. Peygamber vefat etmeden önce mescide açılan bütün kapıları kapattırdığı hâlde Hz. Ebû Bekir’in kapısını kapattırmamıştı.48

e. Peygamber, hastalandığında namaz kıldırması için onu görevlen- dirmişti.

f. Allah’ın kitabını izleyecek, onun emir ve kurallarını uygulayacak ki- şiydi,

g. Sahabe arasında Allah’a en yakın, üstelik adaletli ve dürüsttü, h. İman bakımından en güçlü, Allah’ın emrine sabretme noktasında en

iyiydi,

i. Allah’ın elçisine arkadaşlık noktasında en kıdemliydi49,

43 Sivâsî, 34-35, 52, 66-67. 44 Hatiboğlu, 58, 59-61.

45 İbn Şihâb ez-Zührî, el-Meğâzî, 130; Suyutî, Halifeler Tarihi, 91. Bu özellik Hz. Ömer’in kendi hilafeti zamanında bir konuşmasında vurgulanmıştır. İbn Şihâb ez-Zührî, el-Meğâzî, 329, 332.

46 İbn Şihâb ez-Zührî, el-Meğâzî, 127. 47 Suyutî, Halifeler Tarihi, 91. 48 İbn Şihâb ez-Zührî, el-Meğâzî, 122.

49 Bu son dört madde (f,g,h,i) İbn Zekvân tarafından Hz. Ebû Bekir’in seçilme sebebi olarak zikredilmiştir. İbn Zekvân (ö. 70/689’dan sonra), es-Sîre: Bir Haricî/İbadî Klasiği, (Terc. Harun Yıldız), Ankara: Ankara Okulu Yay., 2017, s. 54.

Hz. Ebû Bekir’in halife seçilme sebebi olarak Sakife’de sadece ‚Arap- ların Kureyşten başka birini yönetici olarak tanımayacakları‛50 ve Hz.

Peygamber’in kendisi namaza çıkamayınca Hz. Ebû Bekir’i namaz kıl- makla görevlendirdiği51 hususları dile getirilmiştir.

Orada Hz. Ebû Bekir’in ‚insanların en hayırlısı olduğu ve Hz. Pey- gamberin yanında /mağarada sadece onun bulunduğu‛ bilgilerinin de paylaşıldığını Vakıdî ve İbn Sa’d zikretmektedir.52 Bunların dışında kalan

sebeplerin, sonradan meseleye adapte edildiği anlaşılmaktadır.

5.

Hz. Ebû Bekir’in Halife Seçilmesine İtirazı Olanlar

Sakife’deki konuşmaların akabinde orada bulunan Muhacirler de En- sar da Hz. Ebû Bekir’e biat ettiler. Ancak Sa’d b. Ubade ve onun çok yakın- larından birkaç kişi biat etmedi.53 Ertesi gün de mescitte genel biat alındı.

Bu arada Hz. Ali, Zübeyr ve onlarla beraber olanlar biat etmediler.54

Ebû Süfyan bu olayın ardından Hz. Ali’ye giderek halifeliğin onun hakkı olduğunu ve ona biat etmek istediğini söylemişse de Hz. Ali Müs- lümanlar arasında bir bölünmeye yol açmamak için bu teklifi reddetmiş- tir.55 Hz. Ali Sıffîn Vakası sırasında Muaviye’ye yazdığı mektupta ‚halife

seçme işinin Medine’de bulunanlara (Muhacir ve Ensara) ait olduğunu, onların bir Müslüman’ın etrafında toplanıp onu imam olarak isimlendir- diklerini bunun da Allah’ın rızası olduğunu,56 ümmetin kendisine biat et-

tiği kişi hakkında orada hazır olanın başka bir tercihi olamayacağı gibi orada bulunmayanın da reddetmesi caiz değildir.‛ demiştir.57

İbn Şihâb ez-Zührî, Hz. Ali’nin ve onunla birlikte olan Haşimoğulla- rının altı ay boyunca Hz. Ebû Bekir’e biat etmediklerini, Hz. Fatıma’nın vefatı üzerine insanlar kendisinden yüz çevirince Hz. Ali’nin ona biat et- tiğini kaydeder. Bu esnada ikisi arasındaki konuşmada Hz. Ali, Hz. Ebû Bekir’in faziletini kabul ettiğini ancak kendisinin Peygambere olan yakın- lığını, Haşimoğullarının ve dolayısıyla kendisinin hilafet konusunda hak-

50 İbn Şihâb ez-Zührî, el-Meğâzî, 131; Vakıdî, Kitabu’r-ridde, 56, 60-61, 64. 51 Vakıdî, Kitabu’r-ridde, 62, 64; Suyutî, Halifeler Tarihi, 90.

52 Vakıdî, Kitabu’r-ridde, 71; İbn Sa‘d, Tabakât, III, 202.

53 Vakıdî, Kitabu’r-ridde, 72-73; İbn Sa‘d, Tabakât, III, s. 204; Suyutî, Halifeler Tarihi, 90. 54 İbn Şihâb ez-Zührî, el-Meğâzî, 130.

55 İbn Şihâb ez-Zührî, el-Meğâzî, 138; Minkarî (ö. 212/827), Vak’atu Sıffîn Sıffîn Savaşı, (Terc. C. Saylık), Ankara: Ankara Okulu Yay. 2017, s. 87.

56 Ebû Hanife ed-Dineverî (ö. 282/895), Ahbâru’t-tıvâl Eskilerin Haberleri (Terc. Z. Akman, H. S.

Belgede Hazreti Ebu Bekir (sayfa 72-85)