• Sonuç bulunamadı

C. DUMLUPINAR VE ASLIHANLAR MUHAREBELERİ MÜNASEBETİYLE

2. Sakarya Zaferi Münasebetiyle Komutanlara Gönderilen Kutlama Mesajları

Mustafa Kemal Paşa, Sakarya Meydan Muharebesi’nden sonra cephe dönüşü Meclis’te yaptığı konuşmada tüm gelişmeleri ayrıntılarıyla açıklamış ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden, Milli Savunma Bakanlığı’na, komutanlara ve subaylara kadar bütün görevlileri ve hizmetlileri övmüş ve Fevzi Paşa üzerinde özel bir önemle durarak

“Genel Kurmay Başkanımız Fevzi Paşa’nın bu Meydan Savaşı’nda yaptığı hizmetler pek büyük ve övgülerle anılmaya değer. Çok sayın, erdemli ve değerli olan bu yüksek kişi savaş meydanlarının hemen her noktasında gece ve gündüz hazır bulunmuş, çok isabetli ve değerli tedbirlerini gerekenlere yerinde bildirmiş ve bol bol ferahlık verici manevi gücü yükseltici öğütlerde bulunmuştur. Yaptığı hizmetler olağanüstü takdir ve aferine değer” demiştir. Bu savaşın özellikle bir subay savaşı olduğunu belirttikten sonra sözü Türk erine getirerek şunları söylemiştir: “Erlerimizi övülmenin çok üstünde

görürüm. Zaten bu milletin evladı başka türlü düşünülemez. Yalnız, erlerimiz hakkındaki sözlerime yeni bir şey eklemek isterim ki, Kahraman Türk eri Anadolu Savaşlarının anlamına varmış ve yeni bir ülkü ile savaşmıştır.”273 sözlerini ifade etmiştir.

13 Eylül 1921 tarihinde İsmet Paşa tarafından Başkomutanlığa gönderilen telgrafta, Sakarya Meydan Muharebesi’nin, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin ordusunun kesin zaferi ile sonuçlandığı bildirilmiştir274. Beşinci Grup Kumandanı Fahrettin Bey de Sakarya Meydan Muharebesi’ni milli ordunun kesin zaferle neticelendirdiğini ve böylece bütün silah arkadaşlarını tebrik ettiğine dair telgrafı da Garp Cephesi Kumandanlığı’na gönderilmiştir275.

17 Eylül 1921 tarihli Türkiye Büyük Millet Meclisi toplantısında, Türk ordusuna bir teşekkür mesajı gönderilmeye karar verilmiştir. Bu mesajda; Sakarya Meydan Muharebesini kazanan, kahraman Türk ordusunun komutanlarına ve askerlerine yaptıkları fedakarlıklardan dolayı minnet ve şükranları sunmuşlardır276.

273 Goloğlu, Cumhuriyete Doğru, s. 179-180, Karakoyunlu, “Sakarya Meydan Muharebesi’nin

Yankıları”, s. 95.

274 Askeri Tarih Belgeleri Dergisi, Sayı: 75, Belge: 1625, (Eylül 1976) 275 Askeri Tarih Belgeleri Dergisi, Sayı: 96, Belge: 2560, (Eylül 1993)

276 TBMMZC., C. XII, s. 225; Askeri Tarih Belgeleri Dergisi, Sayı: 75, Belge: 1628, (Eylül 1976); Hakimiyet-i Milliye, 18 Eylül 1337 (18 Eylül 1921), nr. 296, s. 1.

Başkomutan Mustafa Kemal de Türk ordusuna bir beyanname yayınlayarak, tüm askerleri kazandıkları başarıdan dolayı kutlamıştır. Bu beyannamenin erlere yazılmış kısmı şu şekildedir277:

“Kurtuluş için yaptığınız bu savaştan çok daha evvel sizi başka muharebe meydanlarında da tanımış idim. Dünyanın hiçbir ordusunda yüreği seninkinden daha temiz, daha sağlam bir askere rast gelinmemiştir. Her zaferin mayası sendedir. Her zaferin en büyük payı senindir. Kanaatinle, imanınla, itaatinle hiçbir korkunun yıldıramadığı demir gibi pak kalbinle düşmanı nihayet alt eden büyük gayretin için minnet ve şükranını söylemeyi nefsime en aziz bir borç bildim. Sizin gibi kumandanları, zabitleri, neferleri olan millete yad elleri altında köle olmak mümkün değildir. Cenab-ı Hakk giriştiğimiz kurtuluş mücadelesinde şerefli silah arkadaşlarıma kendilerini temyiz eden asaletin, civanmertliğin, kahramanlığın hakkı olan kesin kurtuluşu nasip etsin.”

Ayrıca Mustafa Kemal Paşa, Meclise iki önerge vermiştir. Birinci önerge ile, Batı Cephesindeki savaşlarda ateş altında fedakârlık göstermiş olup aralarında Fevzi Paşa ile İsmet Paşa’nın, Albay İzzeddin Bey ile Kemalettin Sami Bey’in, Tayyareci Vecihi Bey ile üç arkadaşının da bulunduğu 129 kişinin Meclis Takdirnamesi ile taltifleri (rütbe, nişan, maaş arttırımı) istenmiştir. İkinci önerge ile, Sakarya Savaşlarında fedakarlık gösteren Batı Cephesi birliklerine bağlı komutan ve subaylardan, aralarında Yusuf İzzet Paşa ile Albay Selahattin Âdil ve Albay Şükrü Naili Beylerin de bulunduğu 234 kişiye İstiklâl Madalyası verilmesi istenmiştir. İki istek de oylanıp kabul edilmiştir278.

Şark Cephesi Kumandanı Kâzım Karabekir Paşa da 13 Eylül’de Mustafa Kemal, Fevzi ve İsmet Paşalara kutlama telgrafları göndermiş279 ve daha sonra 25 Eylül 1921 tarihinde Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa’ya çektiği telgrafla, Sakarya Zaferi’nin ayrıntılı ve açık delilleriyle kendisine bildirilmesini iki kez rica ettiğini fakat bir açıklamanın gelmediğini dile getirmiştir280.

277 Askeri Tarih Belgeleri Dergisi, Sayı: 80, Belge: 1768, (Ağustos 1931)

278 Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi, Fon Kodu. 30.18.1.1, Yer No. 3.32.18 Goloğlu, Cumhuriyet’e Doğru,

s. 181.

279 Karabekir, İstiklal Harbimizin, s. 312.

İcra Vekilleri Heyeti (Bakanlar Kurulu), Sakarya Meydan Muharebesi’ni kazanan kahraman Türk ordusunun kumandanlarını telgrafnâmeler ile tebrik etmiştir. Bu telgraflar şu şekildedir281:

Büyük Millet Meclisi Reisi Başkumandan Mustafa Kemal Paşa’ya gönderdikleri telgraf: “Asırlardan beri her türlü zorluklardan sonra daima dik duran ve başını dik

tutan Türk milleti bugün hep birlikte insanca yaşamayı düşünüyor. Türk milletine bu mutluluğu yaşatacak olan Anafartalar kahramanı bu sefer de sönmeyecek bir Sakarya güneşinin parlamasını sağladı. Kuvvetlerini geri çekmeyerek ileri doğru süren ve takibini sürdüren başkumandanımıza, şükranlarımızı ve zabitlerine de tebrik ve selamlarımızı yolluyoruz.”

Erkân-ı Harbiye Umumiye Reisi Fevzi Paşa’ya gönderilen telgraf: “İstiklâl

mücadelemizde büyük gayretler gösteren kahraman ordumuza ve kumandanımıza; sevgilerimizi, selamlarımızı, şükranlarımızı sunmayı kendimize bir borç bilerek, sevgili Reisimizin Sakarya boylarında göstermiş olduğu kahramanlıklardan dolayı tebriklerimizi sunuyoruz.”

Garb Cephesi Kumandanı İsmet Paşa’ya gönderilen telgraf: “Birinci ve İkinci İnönü Zaferleri ve Sakarya’da elde ettiğimiz zaferin Türk milletinin İstiklal

mücadelesinde o kadar aziz bir mevki olan büyük bir yeri vardır. Ordumuzun kazandığı bu zaferi büyük bir gururla tebrik ediyoruz.”

Sakarya Zaferi sonrasında, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinden ve Türk topraklarını diğer cephelerde korumaya çalışan komutanlardan, Sakarya Zaferi’ni kazanan kahraman Türk ordusunun komutanlarına, subaylarına ve erlerine sayısızca kutlama telgrafı gelmiştir. Türk milleti artık başarıya çok az kaldığının farkındadır. Düşman askerleri artık son çırpınışlarını yaşamaktadır. Yavaş yavaş tükenmeye başlamışlardır. Türk ordusu da son ve kesin darbeyle düşmanı yurttan atmaya hazırlanmaktadır.

Telgraflar da, Sakarya Muharebesi’nde kazanılan zaferle Çanakkale Savaşı’nda kazanılan zaferin hatırlandığı her seferinde vurgulanmıştır. Türk askerî, o zaman da düşmana haddini bildirmiş, şimdi de haddini bildirecektir. Kazanılan bu başarılar bütün milletlere örnek olmuştur. Cesurluğu, yiğitliği bütün dünya tarafından bilinen Türk

askerî, bu sefer de bağımsızlığı için uğraşan Türk milletinin sarsılmaz inancını ve azmini bütün dünyaya kabul ettirmeyi başarmıştır.

Sakarya Zaferi’ni Türk ordusunun kazanacağından şüphesi olmayan bazı kişiler, kutlama mesajlarını zafer öncesi yazmış ve takdim etmişlerdir. Bu kişilerden biri olan Namık Kemal’in oğlu Ali Ekrem Bey telgrafında şunları dile getirmiştir: “Türklerin ve

Müslümanların topraklarını yağmalayarak, istiklâlini elinden almaya çalışan düşman ordusuna haddini bildiren kahraman ordumuzun zat-ı âlileri başta olmak üzere zabitleri, neferleri tebrik ederim. Zaferden vicdanen emin olduğum için tebriğimi önceden yazıp takdim etmişimdir.”282

Türk ordusunun başarısına, yurt dışından, Rus Sovyet Cumhuriyeti’nin Ankara elçisinden de bir kutlama mesajı gelmiştir. Sovyet elçisinin bu mektubunda şu ifadeler yer almaktadır: “Pek güçlü bir biçimde donatılmış olan bir düşmanın bütün

çalışmalarını başarısızlığa uğratarak ve bu yolla bir kez daha Türk ulusunu tutsaklıktan kurtararak kazandığınız parlak zafer nedeniyle yüksek Başkanlığınızı kutlayabildiğimden mutluyum. Bu zaferden duyduğum sevince, Anadolu kahraman ordusunu ve Sakarya Meydan Savaşı ile emperyalistlere Anafartalar Savaşlarını anımsatmış olan şanlı komutanlarını övmekte olan Sovyet Rusya’nın bütün çalışan halkının katıldığına inanıyorum. Yiğitliği yüzyıllardan beri bilinen ve bağımsızlığı için uğraşa giren Türk ulusunun sarsılmaz dayancını, herkese kabul ettirmeyi başaracağına inanıyorum. Rus ulusu adına kutlamalarımı gerçekleştirir ve yinelerken, Türk ulusunun yasal olan isteklerinin ortaya çıkması için en içten dileklerimi sunarım.”283

Komutanlara, Sakarya Zaferi dolayısıyla birçok kutlama telgrafı gelmiştir. Diğer taraftan zafer dolayısıyla başarı ve fedakarlık gösterenler de hem Meclis takdirnamesi hem de İstiklâl Madalyası verilerek ödüllendirilmişlerdi. Sakarya Meydan Muharebesi’nin, zafere dönüşmesinde başı çeken Mustafa Kemal Paşa’nın da kuşkusuz, ödüllendirilmesi kaçınılmazdı. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Kozan Milletvekili Fevzi Paşa (Çakmak), Edirne Milletvekili İsmet Paşa (İnönü); Başkumandan Mustafa Kemal Paşa’ya Müşir (Mareşal) rütbesi ve Gazilik ünvanı verilmesine dair bir önerge

282 Hakimiyet-i Milliye, 22 Eylül 1337 (22 Eylül 1921), nr. 300, s. 2.

283 Askeri Tarih Belgeleri Dergisi, Sayı: 71, Belge: 1551, (Mayıs 1974) (Bkz. Ek XXVI); Onar, Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı, s. 298-299.

vermişler284, Saruhan Milletvekili İbrahim Süreyya Bey ve 62 arkadaşı aynı konuda kanun teklifi hazırlamışlar ve Meclis bu isteği 19 Eylül 1921 tarihli oturumunda tartışmasız ve sürekli alkışlar arasında kabul etmiştir285.

Fevzi Paşa; Mareşal rütbesi ve Gazi ünvanı alan Mustafa Kemal Paşa’ya bir kutlama telgrafı göndermiştir. Bu telgrafta: “Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin yüksek

kişiliklerine mareşallık rütbesiyle gazilik ünvanını vermiş olduğunu sevinçle haber aldım. Milleti yükseltmek ve onu bağımsızlığa kavuşturmak konusundaki yurtsever çalışmalarınızın büyük milletimizce böylece değerlendirilmesini bu büyük kutsal savaşımızda başarının sürdürülmesine iyi alâmet sayıyorum. Kutlamalarımın lütfen kabulünü yüce kişiliğinizden rica ederim.”286

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin bu yerinde ve yüksek takdiri, bütün orduda ve millette büyük bir sevinç uyandırmıştır. Sakarya Zaferi’nden sonra, gönderilen birçok tlegrafta muzaffer kumandanın yeni rütbe ve ünvanı kutlanmıştır. Bu telgraflardan birini de Garp Cephesi Komutanı İsmet Paşa göndermiştir. Gönderilen telgraf şöyledir:

“Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından zât-ı âlilerine müşir rütbesi ve gazi ünvanı verilmesini milletimiz tarafından doğrudan doğruya orduya hediye edilmiş bir eser olarak addediyoruz. Ve bu sebeple iftihar ediyoruz. Bizim mukaddes davamızın dahil ve hariçte timsal zaferi olan zat-ı âlilerinin Başkumandanlığını der-uhde buyurmaları muzafferiyyet için nasıl bir iz bıraktıysa, Gazi ünvanı iftiharına da son düşman neferini imha için orduda yeni bir şevk ve cesaret husule getireceğini arz ve temin ederim.”287

Mareşal Gazi Mustafa Kemal’e annesi Zübeyde Hanım’dan da bir kutlama telgrafı gelmiştir: “… Milletin hakkınızdaki bu sevgi ve itimadı, benim kadar kimseyi

duygulandıramaz. Kızkardeşinle beraber alnından öperek ve bağrımıza basarak seni tebrik ederiz.”288 (27 Eylül 1921)

Mustafa Kemal de, annesinin çektiği telgrafa şöyle bir cevap vermiştir: “…

Benim için dünyevî mükâfatların en yücesi olan tebrikâtınızla mesut oldum.” (29 Eylül 1921)289

284 Askeri Tarih Belgeleri Dergisi, Sayı: 75, Belge: 1626, (Eylül 1976) (Bkz. Ek XXVII, XXVII-a) 285 TBMMZC., C. XII, s. 263-264.

286 Askeri Tarih Belgeleri Dergisi, Sayı: 75, Belge: 1627, (Eylül 1976) 287 Vakit, 26 Eylül 1337 (26 Eylül 1921), nr. 1363, s. 1.

288 Cephelerden Kurtuluş Savaşı’na, s. 243. 289 Cephelerden Kurtuluş Savaşı’na, s. 243.

Mustafa Kemal Paşa’ya bir kutlama telgrafı da İran Elçisi Sultan Ahmet Han tarafından gönderilmiştir. “Büyük Millet Meclisi tarafından zât-ı alilerine verilmiş olan

gazilik ünvanı ve müşirlik rütbesini, elçiliğimiz gerek kendi namına gerek milletin namına tebrikini takdim eyliyoruz. Paşa hazretlerine Cenab-ı Hakk’tan başarılar diliyoruz.”290

Mareşal Gazi Mustafa Kemal, milletin kendisine tarih boyunca duyduğu ve duyacağı sonsuz şükran ve minnetin bir ifadesi olarak ismine eklenen zafer olgusundan ve kendisine verilen en yüksek askerî şeref ve iktidar ünvanından, büyük nutkunda şu ifadelerle söz etmiştir: “… Bir vazifemde, ordu içinde, muharebe safları arasında bizzat

muharebeye temas etmek ve bizzat mücadeleyi idare etmekti. Bunu da, gücümün yettiği ölçüde, dahası, bir kaza sonucu olarak sol kaburga kemiklerimden birinin kırılmış olmasına bakmadan yerine getirmeye bütün varlığımla çalıştığımı sanırım. Sakarya Savaşı’nın sonuna kadar askerî bir aşamam yoktu. Ondan sonra Büyük Millet Meclisi’nce bana ‘Mareşal’ rütbesiyle ‘Gazi’ ünvanı verildi.”291

Türk milleti ve Türk ordusu,kendisini yabancıların elinde köle olmuş görmemek için büyük bir mücadele vermiştir. Bu mücadelenin en önemli aşamalarından olan Sakarya Zaferi daima Türk ordusunun övünç kaynaklarından biri olacaktır. Türk komutanları, subayları ve erleri verdikleri mücadeleyle, kendilerine yapılan her türlü kutlamayı ve layık görülen her türlü rütbe, ünvan ve ödülleri fazlasıyla hak ettiklerini göstermişlerdir.