• Sonuç bulunamadı

SABIR İLE İLGİLİ NASİHAT BEYİTLERİ:

Belgede Türk edebiyatında nasihat (sayfa 61-66)

DİVANLARDAN NASİHAT

1. SABIR İLE İLGİLİ NASİHAT BEYİTLERİ:

Sabır konusu divan şiirinde nasihat anlamı taşıyan beyitler içerisinde önemli bir yere sahiptir. Sabır, İslâmi literatürde de üzerinde en fazla durulan konulardan biridir. Sabır kelimesi dilimize Arapçadan geçmiş bir kelimedir. Sabır, sözlüklerde “Başa gelen acıya karşı telaş ve meyusiyet göstermeyip dayanma102; dayanma, katlanma, nefsine hâkim olma, kendini tutma103; acıya, üzüntüye ve sıkıntıya katlanma, zorluk, güçlük ve musibetlere dayanma, tahammül.”104 gibi anlamlara gelir.

Terim anlamı itibari ile sabır sıkıntı ve meşakkatlere soğukkanlılıkla mukavemet etme, aklın ve dinin gösterdiği yolda sebat etmektir. İslam anlayışında sabır Müslüman’ın en güzel huylarındandır. İnsanın başına gelen ve kendisinin güç yetiremediği musibetlere sabretmesi onun için bir acizlik değil bir erdemdir. Sabretmek zillete, meskenete, haksızlığa ses çıkarmak anlamına gelmez. Bunlara karşı her insanın mücadele etmesi gerekir. Sabır ancak insanın takat yetiremeyeceği şeylere tahammülüdür.105

Sabır konusu ile alakalı Kur’an-ı Kerim’de birçok ayet vardır. Burada Müslümanlara başlarına gelen sıkıntılara karşı sabırlı olmaları konusunda emirler/tavsiyeler vardır:

“Yoksa sen gerçekten Yusuf musun? dediler. O da: (Evet) ben Yusuf’um, bu da kardeşim. (Birbirimize kavuşmayı) Allah bize lütfetti. Çünkü kim (Allah’tan) korkar ve sabrederse, şüphesiz Allah güzel davrananların mükâfatını zayi etmez, dedi.” ”106

Affedici olmak sabrın bir göstergesidir:

“Eğer ceza verecekseniz size yapılanın misliyle cezalandırın. Eğer sabrederseniz, elbette bu, sabredenler için daha hayırlıdır.” 107

“Sabret! Senin sabrın da ancak Allah’ın yardımı iledir. Onlardan dolayı kederlenme; kurmakta oldukları tuzaktan kaygı duyma.”108

“Onlar, Allah anıldığı zaman kalpleri ürperen, başlarına gelen musibetlere sabreden, namazı dosdoğru kılan ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden Allah yolunda harcayan kimselerdir.”109

Bazı ayetlerde müminlerin sabırlı olmalarının karşılığında cennet vaat edilir:

102 Şemseddin Sami, age., s. 817. 103 Ferit Devellioğlu, age., s. 905. 104 D. Mehmet Doğan, age., s. 1121.

105 Şamil İslam Ansiklopedisi, “Sabır”, İstanbul 2000, C 7, s. 87. 106 Yusuf, 12/90

107 Nahl, 16/126 108 Nahl, 16/127 109 Hac, 22/35

“İşte onlar, sabretmelerine karşılık cennetin yüksek makamlarıyla mükâfatlandırılacaklar ve orada esenlik dileği ve selamla karşılanacaklardır.”110

Sabrın sonunda Allah’ın yardımı vardır:

“Evet, sabrettiğiniz ve Allah’a karşı gelmekten sakındığınız takdirde; onlar ansızın üzerinize gelseler bile Rabbiniz nişanlı beş bin melekle size yardım eder.”111

Sabır Allah’ın emirlerindendir ve Allah sabredenlerle beraberdir:

“Ey iman edenler! Sabır ve namaz ile Allah’tan yardım isteyin; çünkü Allah muhakkak sabredenlerle beraberdir.”112

Başka bir ayette de Lokman oğluna başına gelebilecek musibetlere karşı sabırlı olmasını tavsiye eder.

“Yavrum! Namazı dosdoğru kıl. İyiliği emret. Kötülükten alıkoy. Başına gelen musibetlere karşı sabırlı ol. Çünkü bunlar kesin olarak emredilmiş işlerdendir.”113

Sabırlı olanların Allah yardımcısı olacaktır:

“Allah’a ve Resûl’üne itaat edin ve birbirinizle çekişmeyin. Sonra gevşersiniz ve gücünüz, devletiniz elden gider. Sabırlı olun. Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir.”114

“Şimdi ise Allah yükünüzü hafifletti ve sizde muhakkak bir zaaf olduğunu bildi. Eğer içinizde sabırlı yüz kişi olursa iki yüz kişiye galip gelirler. Eğer içinizde (sabırlı) bin kişi olursa, Allah’ın izniyle iki bin kişiye galip gelirler. Allah sabredenlerle beraberdir.”115

Ayetlerde olduğu gibi hadislerde de sabır ile ilgili hükümler/tavsiyeler yer alır. Bazı hadislere göre sabır, mümin için hayırlıdır:

“Müminin işi taaccübe şayandır. Zira işinin hepsi onun için hayırlıdır. Bu meziyet yalnız mümine mahsustur. Zira o sevinirse şükreder. Bu ise onun için hayırdır. Başına bela gelirse sabreder. Bu da onun için hayırdır.”116

Peygamberimiz başka bir hadis- şerifte şöyle buyuruyor:

“Allah Teâlâ; ‘Bir mümin kulumun dünyada sevdiği dostunu aldığım zaman o kimse sabredip Allah’tan ecir beklerse onun mükâfatı cennettir.’ buyurdu.”117

Diğer bir hadis-i şerifte de Peygamberimiz: “Asıl sabır, musibetin ilk anında olanıdır.”118 buyurmuştur. 110 Furkan, 25/75. 111 Âl-i İmran, 3/125. 112 Bakara, 2/153. 113 Lokman, 31/17. 114 Enfal, 8/46. 115 Enfal, 8/66.

116 Muhyiddin-i Nevevî, age., s. 53, 54. 117 Muhyiddin-i Nevevî, age., s. 65.

İmam Gazali’ye göre sabır üç türlüdür: İbadette sabır, haram ve günahlara sabır, musibetlere karşı sabır. Buna göre sevap derecesi en üstün olan sabır musibetlere karşı sabırdır. Sabır Allah’ın vasıflarındandır. Allah nefsine “Sabûr” (çokça sabredici) ismini vermiştir.119

Anonim halk edebiyatında da sabır konusu ile ilgili birçok atasözü vardır. Bazı atasözlerimizde sabredildiği takdirde sonucun iyi ve mutluluk verici olacağı belirtilir: “Sabır acıdır, meyvesi tatlıdır.”, “Sabrın sonu selamettir.”, “Sabreden derviş muradına ermiş.”, “Sabreyle işine, hayır gelsin başına.” gibi. Bazı atasözlerimizde de sabrın insanı olgunlaştırdığı vurgulanır: “Sabır ile koruk helva, dut yaprağı atlas gibi olur.”

Saz şairleri de sabır ile ilgili şiirler yazmışlardır. Mesela 19. asır şairlerinden Menguşi’nin Nasihat Destanı’nda sabrın önemi vurgulanır:

“Sabırlı kulunu pek sever Huda; Sabır ile koruk bil olur helva! Tiz-reftar olanın pâyın taş ola; Aheste gidenler erer ihsana.”120

Divanlarda sabır ile ilgili nasihatler genellikle sevgilinin verdiği cefaya katlanma şeklinde tezahür eder. Maşuk vasfının gereği olarak âşığa mutat üzere cevr ü sitemde bulunur. Âşık da buna sabreder.

Sabır konusu ile alakalı olarak tespit ettiğimiz beyitlerde şair âşığa gerek direkt sevgiliden gelen sıkıntılara gerekse kaderin kendisine reva gördüğü talihsizliklere sabretmesini öğütler. Bazı beyitlerde de âşığın vuslata ermesi için sabretmesi gerektiği ifade edilir:

Kan yut cefâ-yı dehr ile bağruna taş bas Ağzından ey dil ister isen la’l-veş nisâb Necâtî, K 55/3-43

[Ey gönül, sevgilinin ağzından la’l gibi kırmızı bir hisse (dudak, öpücük) istiyorsan, dünyanın sıkıntısı ile kan yut, bağrına taş bas (sıkıntı çek).]

118 Muhyiddin-i Nevevî, age., s. 64.

119 Bu konuda daha fazla bilgi için bk. İmam Gazâlî, Kalplerin Keşfi, s. 26; İhyâü Ulûmiddîn (çev.: Ali

Arslan), Arslan Yay., İstanbul 1973, C 8, s. 379-397.

Kec-tab’lar teveffuk ederse Necâtîyâ Sabr edelim şu resme kim eder kemâna tîğ Necâtî, K 75/11-60

[Ey Necâtî, eğer eğri mizaçlılar yay (kaş)a ok (kirpik)u uygun görürse bu surete sabredelim.]

Sabr et firâka tâ çekesin aşk yayını Nerm olur âteş ile dilâ her kemân-ı saht Necâtî, G 164/32-3

[Ey gönül, aşk yayını çekebilmek için ayrılık acısına sabret; her katı yay (sevgilinin çatık kaşı) ateş (ayrılıktan doğan keder) ile yumuşar.]

Hele derd ü belâya sabr edelim Görelim son ucu Hudâ neyler

Necâtî, G 202/116-4

[Hele dert ve belaya sabredelim, bakalım sonunda Allah ne murat edecek.]

Ey Necâtî yürü sabr eyle elinden ne gelir Hûblar cevr ü cefâyı kime öğretmediler Necâtî, G 240/198-7

[Ey Necâtî elinden bir şey gelmez, sen sabret; güzel (sevgili)ler herkese vefasızlık yaparlar ve eziyet ederler.]

Cefâya sabr iden erer vefâya Ki bîmâr olana timâr iderler

Necâtî, G 229/175-3

[ Hasta olana baktıkları gibi, eziyete sabredene (âşığa) de vefa (bağlılık, sevgi) gösterirler.]

Mihnette sabr eyleyen rahat tapar çün Yûsuf’a Saltanat tahtının evvel pâyesi zindân olur Fuzûlî, K 40/7-5

[Kederlere sabredenin (Allah’a) bağlılığı rahat olur; çünkü, Hz. Yusuf’un saltanat tahtından önceki mertebesi zindandır.]

Ger rızâ olsa kazâya müşkil olmaz hiç hâl Ârife sabr ile her müşkil ki var âsân olur Fuzûlî, K 40/7-6

[Eğer ilahî takdire boyun eğilse durum (sıkıntılar) hiç zor olmaz; irfan sahibi kişi sabrederse her güçlük kolaylaşır.]

Esîr-i derd olanlar rüzgârın inkılâbından Eger sabr etseler dermânların hem rüzgâr eyler Fuzûlî, K 83/22-4

[Zamanın değişmesinden dolayı derde esir olanlar eğer sabrederlerse zamanla çare bulacaklardır.]

V’er gitti vakt hem gam ilen kılma ıztırâb Sabr et kim ol küdûrete hem yoktur i’tibâr Fuzûlî, K 117/37-41

[Er gidince kederlenme, sabırlı ol; çünkü, tasanın değeri yoktur.]

Her derdsizden umma Fuzûlî devâ-yı derd Sabr eyle ol ki derd veripdir devâ verir Fuzûlî, G 183/109-6

[Ey Fuzûlî, her derdi olmayandan derde deva bekleme, sabret; çünkü, derdi veren elbet devayı da verir.]

Hele sabr eyle gönül renc ü firâk-ı yâre Sitem-i cevr ü cefâdan o da bir gün usanır Leylâ Hanım, G 254/36-5

[Ey gönül yârin ayrılık acısına ve eziyetine sabret çünkü o da bir gün bu eziyet ve zulümden usanacaktır.]

Sabır görüldüğü üzere hayatın her alanında olduğu gibi edebiyatımızın hemen her şubesinde de önem arz eden bir kavramdır, davranış biçimidir. Dinin makul gördüğü sabır

insanımızın en önemli ahlak vasıflarından birisi olmuştur. Divan edebiyatında da hemen bütün şairler ahlaki mevzulara geniş yer ayırmışlardır. Sabır ile ilgili yukarıda örneklerini verdiğimiz beyitler de bunun teyididir.

Belgede Türk edebiyatında nasihat (sayfa 61-66)