• Sonuç bulunamadı

LEYLÂ HANIM:

Belgede Türk edebiyatında nasihat (sayfa 56-59)

2 HALK EDEBİYATINDA NASİHAT:

7. LEYLÂ HANIM:

Edebiyatımızın artık Batı’dan etkilenmeye başlaması ile birlikte sönmeye başlayan ve önemini yitiren divan edebiyatının son nefeslerini verdiği on dokuzuncu asrın ilk yarısında yaşamış olan kadın şairlerimizden biri de Leylâ Hanım’dır.

Leylâ Hanım İstanbul’da doğmuştur. Doğum tarihi bilinmemektedir. Babası sudûrdan Kazasker Moralızade Hâmit Efendi’dir. Babasının 1825 tarihinde vefat etmesi üzerine murabba nazım şekliyle yazdığı mersiyeden95 anlaşıldığına göre o tarihlerde genç biridir. Babasını çok seven ve onun ilmine irfanına değer veren Leylâ Hanım, onun ölümünden duyduğu acıyı dile getiren, yukarıda bahsettiğimiz gibi, murabba nazım şekliyle bir mersiye yazmıştır. Bu mersiyede Leylâ Hanım babasının allâme, ehl-i hüner, ehl-i irfan gibi sıfatlarla niteler.96

Leylâ Hanım’ın annesi son dönem divan şairlerinden Keçecizade İzzet Molla’nın ablasıdır. Keçecizade İzzet Molla aslen Konyalı olduğuna göre Leylâ Hanım da anne tarafından Konyalıdır. Leylâ Hanım, babasından ilk tahsilini babasından almış ve muhtemelen özel hocalardan dersler de almıştır. Leylâ Hanım edebi bilgilerini ise dayısı olan İzzet Molla’dan tahsil etmiştir. Leylâ Hanım, İzzet Molla’nın öğrencisidir. Şaire, onu her zaman üstadı olarak görmüş ve onun için saygı ve minnet ifade eden mısralar söylemiştir. İzzet Molla, aynı zamanda Leylâ Hanım’ın şiirlerini de tashih etmiştir.97 Leylâ Hanım’ın Ataullah Mehmet Efendi, Nurullah Mehmet Efendi ve Halit Efendi adında üç kardeşi vardır. Bunlardan Halit Efendi Leylâ Hanım gibi Mevlâna’ya bağlıdır. Bursa’da oturmakta iken İstanbul’a geldiğinde genç yaşta ölmüştür. Leylâ Hanım Mevlevi olduğu için Mevlâna’ya da methiyeler yazmıştır. Leylâ Hanım, ailece okuyup yazan, edebiyata aşina bir aileden geldiği için doğal olarak saray çevresine de yakındır. İkinci Mahmut ve Birinci Abdülmecit’in saltanat yıllarını idrak eden şaire, İkinci Mahmut’un kız kardeşlerine methiyeler yazmış, kızlarının doğumları ile şehzadelerine de tarih manzumeleri düşürmüştür. Sultan Birinci Abdülmecit’in cülusuna ve kızlarının doğumlarına da tarih manzumeleri düşürmüştür.

95 bk., Leylâ Hanım Divanı (hzl.: Mehmet Arslan), Kitabevi Yay., İstanbul 2003, s. 119. 96 bk., Leylâ Hanım Divanı, s. 119.

Hayatının son dönemlerinde ciddi maddi sıkıntılar yaşana şaire, yazdığı şiirlerle dönemin devlet adamlarından hatta sultanından yardım talep etmiştir. Son dönemlerinde bu yardım çağrılarına cevap gelmiş ve kendisine bir miktar maaş bağlanmıştır. Leylâ Hanım, genç yaşta evlenmesine rağmen bir hafta sonra boşanmış ve kendisini şiir ve edebiyata vermiştir. Özellikle babasının ölümünden sonraki hayatı badireler ve sıkıntılar içinde geçen Leylâ Hanım 1848 yılında vefat etmiştir. Leylâ Hanım Mevlevi olduğu için Galata Mevlevihanesinin haziresine defnedilmiştir.98

Hakkında olumlu olumsuz birçok dedikodu bulunan Leylâ Hanım, divan edebiyatı nazım şekillerini kullanarak eski klasik edebiyatın tasvir ve mazmunlarını da devam ettirmiştir. Divan edebiyatı anlayışına bir yenilik getirmeyen Leyla Hanım’ın ünü kadın şair olmasından ileri gelir. Divan edebiyatının son dönem kadın şairleri içinde Fitnat Hanım’dan sonra ikinci sırada Leylâ Hanım gelir. Leylâ Hanım’ın mizacı divanına da yansımıştır. Şakaya ve espriye oldukça düşkün olan şaire, başkalarının ne düşündüğüne önem vermemiştir. Şiirleri hem konu hem de ifade bakımından oldukça zariftir. Dili açık ve akıcıdır. Söyleyeceği şeyleri kapalı ve süslü ifadelerle söylememiş; aksine son derece açık bir üslup kullanmıştır. Şairenin Divan’ında, dini ve az da olsa tasavvufi şiirleri olmasına rağmen, genel olarak beşeri aşkın ağır bastığı görülür. Onun şiirlerinde divan şiirinin genelinde olduğu gibi rint-zahit çatışması görülür. Genel olarak bütün divanlarda bulunan hikmetâmiz, öğüt verici nitelikte yazılmış beyitlere Leylâ Hanım’ın Divan’ında da rastlıyoruz. Zaten biz de divanı incelerken bu türden beyitleri tespit etmeye ve nasihat anlamı taşıyan beyitleri tespit etmeye çalıştık. Leylâ Hanım, bir kadın olmasına rağmen devrine göre ahlâki açıdan gayet serbest söyleyişlerde bulunmuştur. Divan şiiri geleneğine uyarak erkek bakış açısına göre şiir yazmış ve kendisini Mecnun ve Ferhat’a benzetmiştir. Sevgililerini ise Leylâ ve Şirin’in yerine koymuştur. Onun zekice söyleyişleri ve esprili beyitleri vardır.99

Leylâ Hanım’ın şiirlerinde Mevlevi şairi olan Şeyh Galip’in de etkisi görülmekle beraber o daha çok eğlence meclislerinden bahseden ve beşeri aşkı ön plana alan bir şairedir. Yukarıda da belirtildiği gibi Leylâ Hanım’daki tasavvufi yön şiirlerinde bir çeşni olarak durmaktadır. Leylâ Hanım Bâkî ve Ruhi gibi şairlerin bazı şiirlerini de tanzir ve tahmis etmiştir. Leylâ Hanım asıl şöhretini şarkılarından ve gazellerinden alır.100

98 Ayrıntılı bilgi için bk., Leylâ Hanım Divanı, age., s. 15-38. 99 bk., Leylâ Hanım Divanı, s. 38-70.

Sonuç itibariyle Leylâ Hanım, divan şiirinin son dönem temsilcilerinden olup klasik şiir anlayışına her hangi bir yenilik getirmiş değildir. Daha çok beşeri aşkı mihver alan Leylâ Hanım, aşka erkek bakış açısıyla bakmış ve böylece divan şiiri geleneğini devam ettirmiştir. Şuh söyleyişleri olan şaire, yer yer kendisi gibi kadın şairelerden olan Fitnat Hanım’a meydan okuyan bir üslup kullanır. Dili döneminin modasına uygun olarak nispeten açık ve sadedir. Yaşadığı hayatı şiirlerinde fazlasıyla yansıtır. Mevlâna’ya ve Hz. Ali’ye aşırı giden methiyeleri101 vardır. Divan’ında hikmetli şiirleri, nasihat eden beyitleri de vardır. Nasihat eden beyitlerini de zaten aşağıdaki bölümde belirttik.

Belgede Türk edebiyatında nasihat (sayfa 56-59)