• Sonuç bulunamadı

Süper Çocuklar-1 Renk Delisi

4.1. Eserler

4.1.4. Süper Çocuklar

4.1.4.1. Süper Çocuklar-1 Renk Delisi

AKAL, Aytül(2018). Süper Çocuklar-1 Renk Delisi (3. Baskı). (Resimleyen, Yusuf Tansu Özel). Ġzmir: Tudem Yayınları.

4.1.4.1.1. Olay Örgüsü

Mete‟ye göre okula yeni gelenler bir köĢede masum masum bekleyip iyi kalpli öğrenci onunla arkadaĢlık kurana kadar sessizliğini korur. Ancak sınıflarına yeni gelen Asya isimli kız, geldiği günden beri bıcır bıcır herkesle konuĢmakta, hiç yabancılık çekmemektedir. Mete, çimenlerde uç uç böceği kovalarken hemen yanına gelen Asya, Mete‟ye sözcüklerinin ne kadar renkli olduğunu söyler. KonuĢurken sözcüklerinin renklerle dans ettiğini ekler. Mete kızın konuĢmasına anlama veremez. Mete, bir dilek tutmak için uzun süre arayarak bulduğu uç uç böceğini de Asya yüzünden kaçırmıĢtır. Mete‟nin en büyük dileği kendi özel yeteneğini keĢfedip bu yetenekle adını tüm dünyaya duyurmaktır. Uç uç böceği de kaçınca tadı kaçan Mete Asya‟yı tersler ancak Asya‟nın Mete‟nin yanından ayrılmaya niyeti yok gibidir.

Asya, Mete‟ye uçuç böcekleriyle ilgili bir sürü Ģey anlatır. Mete bunları nerden bildiğini sorunca aldığı cevap karĢısında donup kalır. Asya, ben de senin gibi çok okuyorum, demiĢtir. Oysa Mete tam bir kitap kurdu olduğu halde bunu herkesten saklar, Tuna‟dan bile, çünkü sınıf arkadaĢlarının çoğu çok kitap okumaz ve elinde kitapla gördükleri kiĢiyle de alay ederler. Okula daha yeni gelen birinin Mete‟nin gizli gizli kitap okuduğunu bilmesine imkân yoktur. Asya Mete‟ye sınıfta sen konuĢurken sözcüklerin parlak renkler saçıyor, sözcüklerin seni ele veriyor Mete, der ve ekler. ArkadaĢ bulmakta çok zorlanıyorum, kitap okuyanların sözcükleri çok renkli oluyor ama okumayanlarınki çok sıkıcı. Asya, kendisini ĢaĢkınlıkla dinleyen Mete‟ye kendisinde duyum ikiliği olduğunu, biri konuĢtuğu zaman ağzından çıkan her sözcüğü farklı bir renkte gördüğünü açıklar. Çok okuyanların dili zenginleĢtiği için sözcüklerinin parladığını, okumayanların sözcüklerinin ise cansız ve donuk olduğunu söyler.

Asya ve Mete arkadaĢ olmak üzereyken Tuna kızgınlıkla yanlarında belirir. Mete‟yi arayıp bulamamıĢ, eksik kiĢiyle maç yapmıĢ ve yenilmiĢlerdir. Tuna söylenirken Asya bir anda “Sen yeni bir roman bitirmiĢsin Tuna, adı ne?” diye sorar. Tuna ĢaĢkınlık içindedir. Asya kısa bir açıklamadan sonra erkeklerin kitap okuduklarını neden gizlemeye çalıĢtıklarına anlam vermediğini söyler. Mete ve Tuna duydukları karĢısında çok ĢaĢkındır ama Asya‟yla arkadaĢ olmuĢlardır. Okuldan

çıkıp eve döndüklerinde Mete kendi özel yeteneğini bulmak için aynadaki görüntüsünü uzun uzun izler ancak özel hiçbir Ģey yoktur.

Öğretmenlerinin doğum günü yaklaĢmaktadır. Birinci sınıfta tüm çocuklar annelerinin verdiği hediye paketlerini öğretmene vermiĢ ancak öğretmen hediyeleri açmadan geri göndermiĢ ve hediye olarak sadece sevgilerini göstermelerini istemiĢtir. Ġkinci sınıfta öğrenciler öğretmenlerinin resmini çizip hediye olarak onu vermiĢlerdir. Öğretmen bu hediyeyi çok beğenir. Bu sene de bir not defteri alıp öğretmenlerine duygularını yazmaya karar vermiĢlerdir. Defter her gün bir öğrencide kalacak, öğrenci istediklerini yazdıktan sonra yazdıklarını kimse okumasın diye sayfayı katlayıp zımbalayacaktır. Defter dün Tuna‟da kalmıĢ, bugün Melis alacak ve en son Asya yazacaktır. Ancak derse geç kalan Tuna‟nı yüzünden düĢen bin parçadır. Okula gelirken birkaç yere uğramıĢ, bu sırada okul çantasını kaybetmiĢtir ve defter de çantanın içindedir. Geri dönüp uğradığı her yere baksa da çantayı bulamamıĢ, karakola gitmiĢ ancak polisler çok yoğun olduklarını söyleyip Tuna‟nın sırt çantasını çok önemsememiĢtir. Çocuklar ise o çantayı mutlaka bulmalıdır. Okuldan sonra ailelerine telefon edip bir saat izin alırlar. Tuna, Asya ve Mete Tuna‟nın sabah uğradığı her yere tekrar bakar.

Tuna, sabah çantasına sucuklu tost koyduğunu söylemiĢtir. Çantayı ararlarken Mete, burnuna gelen sucuk kokusunu takip ederek arkadaĢlarını okuldan epey uzaktaki bir kulübeye getirir. Asya da içeriden gelen sesleri duyunca “karanlık harfler” der. Ġçeridekiler çanta hakkında konuĢmaktadır ancak çantada para edecek hiçbir Ģey yoktur. Adamlar sucuklu tostu yerken akĢam yapacakları soygunu planlamaya baĢlarlar. Banka müdürü olan patronları, emekli maaĢlarının bugün yatacağını ve bu akĢam bankayı soyacaklarını söylemiĢtir. Soygun için memur, öğretmen, emekli maaĢları toplansın diye bugünü beklemiĢlerdir. Yüklü bir vurguna çok az kalmıĢtır. Duydukları karĢısında dehĢete düĢen çocuklar önce polise gitmeyi düĢünürler ancak polisler çocuk oldukları için onları ciddiye almayabilir. Hemen bir plan yaparlar. Yanlarından bir yetiĢkin geçerken Mete kendisini yere atacak Tuna onunla ilgilenirken Asya da yetiĢkine arkadaĢının kalp krizi geçirdiğini, hemen polis olan babasına ulaĢmak için en yakın karakolu aramasını söyleyecektir. Ne de olsa karakolda çocuğu olan bir polis mutlaka vardır ve polis olay yerine geldiğinde

olanları anlatacaklardır. Harika planı uygulamaya kalktıklarında zaten tenha olan sokaktan pek kimse geçmemektedir. Ġlk gelen yaĢlı bir adamdır ve olanları kamera Ģakası zanneder. Ġkinci gelen ise Asya‟nın anladığı kadarıyla kapkaranlık sözcükleri olan bir kadındır ve Asya, patronun bu kadın olduğunu düĢündüğünden kadına tiyatro gösterisine hazırlandıklarını söyler. Hemen yer değiĢtirip planlarını baĢka bir yerde uygulamaya baĢlarlar. Neyse ki onları gören genç adam yanlarına koĢup çocuklara yardım eder. Birazdan her yer polis kaynar. Çocuğu olan tüm polisler korkuyla soluğu verilen adreste almıĢtır. Çocuklarının iyi olduğunun anlayınca yaĢadıkları rahatlamayla da Asya, Tuna ve Mete‟ye hiç kızmamıĢlardır. Çocuklar plandan bahsedince soyguncular kıskıvrak yakalanır. Tuna da çantasına kavuĢmuĢtur. Çantadaki tek eksik sucuklu tosttur. Onu da polisler ısmarlayacaktır. Ekip arabasıyla okulun yanındaki büfeye gelirler. Onlar tostlarını yerken polis de çocuklara ailelerine haber verdiklerini söyler. Çocuklar bu haberden sonra ailelerine yapacakları açıklamayı düĢünmeye baĢlar. Asya konuyu değiĢtirmek için ekip olarak kendilerine bir isim bulmayı önerir. O sırada Mete de soyguncularla ilgili haberin gazetede çıkıp çıkmayacağını düĢünmektedir. Bir anda ağabeyinin okuduğu roman aklına gelir: “Süper Gazeteciler”. Çocuklar gazeteci değildir ama Süper Çocuklar olmaları için de bir engel yoktur.

4.1.4.1.2. ġahıs ve Varlık Kadrosu 4.1.4.1.2.1. Mete

Herkesin özel bir yeteneği olduğunu düĢünmekte ama kendi yeteneğinin ne olduğunu bir türlü bulamamaktadır. Çok kitap okur ve bu sırrını herkesten saklar. Uzun yıllardır tanıdığı Tuna, en yakın arkadaĢıdır. Ġlginç durumlarda ilginç fikirler bulur.

4.1.4.1.2.2. Tuna

Tuna‟nın çok özel bir yeteneği vardır ancak kendisi bunun farkında değildir. Mete gibi o da kitap okumayı sever ve bunu bir sır gibi saklar. Futbol oynamayı çok sever.

4.1.14.1.2.3.Asya

Asya, Mete ve Tuna‟nın okuluna yeni gelmiĢ ve tuhaf tavırlarıyla hemen dikkatleri üzerine çekmiĢtir. MüthiĢ bir yeteneği vardır: Sözcüklerin renklerini görebilmek. Mete ve Tuna‟nın sırlarının ve yeteneklerinin de farkındadır.

4.1.4.1.3. Zaman

“Süper Çocuklar-1 Renk Delisi” adlı eserde anlatılan olaylar Asya‟nın Metelerin okuluna geldiği günlerde yaĢanmıĢtır.

4.1.4.1.4. Mekân

Adı geçen eserde anlatılan olaylar okulda, Metelerin evinde, okulda ve okula uzak bir sokakta yaĢanmıĢtır.