• Sonuç bulunamadı

Bilgilendirme formunun en önemli özelliği, içeriğindeki bilgilerin konut finansman kuruluşunu bağlayıcı nitelikte olmasıdır. Bağlayıcılık hususu konut finansmanı sözleşmelerine ilişkin bilgi formları verilmesine ilişkin Yönetmelik’in 5. maddesinin son cümlesinde açıkça belirtilmiştir. Tüketiciye verilecek bilgi formlarındaki bilgiler, finansman kuruluşu için bağlayıcı niteliktedir. Bu bağlayıcılıktan kasıt, tüketicinin kredi verenin bilgi formunda verdiği bilgilere göre sözleşme akdetmek istemesi halinde, kredi verenin bu bilgileri değiştirememesi, sözleşmenin ancak bu bilgilendirme formunda verilen bilgilerle kurulabilecek olmasıdır. Yani sözleşmenin kurulmasından en az bir gün önce verilmesi zorunlu tutulan bu formda yer alan bilgiler, tüketicinin bu formdaki bilgilere göre sözleşmeyi akdetmek istemesi ile tekrar kredi verene başvurması durumunda artık kredi verenin tüketiciye sözleşme koşullarında değişiklik yapamaması; ancak ve ancak formda tüketiciye sağlamayı vaat ettiği koşullarla sözleşme yapması anlamına gelmektedir.

Sözleşme öncesi bilgi forumunun bağlayıcılığı, hukuki niteliğiyle birlikte değerlendirildiğinde sözleşme öncesi bilgi formuyla ilgili olarak; icap14, icaba davet15 ve önakit16 gibi nitelendirme yapılmasına sebep olmuştur.

Yönetmelikte açıkça finansman kuruluşunun bilgilendirme formuyla bağlı olduğunun belirtilmesi yapılan bu bilgilendirmenin icap niteliğinde olabileceğini akla

http://www.mortgagebankasi.com/degisken-faizli-konut-kredileri-kimler-icin-uygundur-arif-ugur-spk- uzmani-dunya.html (Erişim Tarihi 14.10.2009).

13 OĞUZ, http://www.mortgagebankasi.com/mortgage-dr.-seref-oguz-ekonomist-staronline-6.html (Erişim Tarihi 14.10.2009).

14 Görüş için bkz. ÇETİNER, s. 2159; AYDOĞDU (Mortgage), s.66. 15 Görüş için bkz. AYDOĞDU (Mortgage), s. 66.

getirmiştir17. İcap, sözleşme yapmak isteyen kişi tarafından, muhataba; sözleşme yapmak konusunda tek taraflı olarak yapılan bir irade beyanıdır18. İcabın, icabı yapan taraf açısından bağlanma iradesi ile yapılması gerekir. Bağlanma iradesinin varlığı ise icabın temel özelliğidir ve icabı, icaba davetten ayırmaya yardımcı olur19. İcabın, icapta bulunan tarafı bağlayıcı olması; bilgi formunun bağlayıcılığıyla karıştırılmamalıdır. Çünkü icap ve icaba davet, sözleşme özgürlüğü çerçevesinde kurulacak sözleşme için yapılan bir çağrı niteliğindedir. Burada söz konusu olan bilgi formunun verilmesi işlemi ise, bankanın vermekle yükümlü olduğu bir bilgi aracıdır; yoksa karşı tarafı sözleşme yapmaya davet eden ve kendisiyle sözleşme yapması için yapılan bir öneri değildir. Yasa ve Yönetmelik gereği, banka bu yazılı bilgilendirmeyi yapmak zorunda olduğundan; bu zorunluluğun, sözleşme özgürlüğü ilkesinden kaynaklanan icapla bir ilgisi olamaz20. Sözleşmenin kurulması için

17 ÇETİNER, s. 2159 vd. Doktrinde sözleşme öncesi bilgi formu verilmesinin bir icap veya kabul niteliği taşıdığı belirtilmektedir. Ancak bu görüşe katılma olanağı yoktur. Savunulan görüşlere göre ya müşteri kredi veren kuruluşa, kredi kullanmak üzere kendisine ait bilgileri vermektedir ve kredi kurumu bu bilgiler neticesinde kredi vermeyi kabul etmektedir; ya da kredi kuruluşu müşterinin talebi üzerine icaba davet niteliğinde sözleşme koşullarını içeren bir teklif verecektir. Ancak sözleşme öncesi bilgi formunun verilmesi müşterinin kredi almak üzere kredi kurumuna başvurarak sözleşme yapmak istemesi neticesinde kredi kurumunca verilen beyanlarla ilgili bir durum değildir. Sözleşme öncesi bilgi formu tamamıyla yasadan kaynaklanan ve müşterinin bankayla konut finansmanı sözleşmesi niteliğinde bir sözleşme akdetmek istemesi durumunda zorunlu olarak tüketiciye verilmesi gereken bir belgedir. Bu nedenle icap, icaba davet ya da kabul gibi bir nitelik taşımayacaktır. Aynı yönde bkz. UÇKAN, s. 46-47.

18TEKİNAY, Sulhi Selahattin/AKMAN, Sermet/BURCUOĞLU, Haluk/ALTOP, Atilla; Borçlar

Hukuku Genel Hükümler, Gözden Geçirilmiş ve Genişletilmiş 7. Bası, İstanbul, 1993, s. 82-83; KILIÇOĞLU, s. 39-40;OĞUZMAN/ÖZ, s. 49-50; EREN, s. 219

19 TEKİNAY/AKMAN/BURCUOĞLU/ALTOP, s. 85; KILIÇOĞLU, s. 42-43; OĞUZMAN/ÖZ, s. 50; EREN, s. 221, 222, 223.

20 GÜRPINAR, s. 68 vd. Bu konuda verilebilecek en güzel örnek, Devre Tatil Sözleşmelerindendir.

Buna göre devre tatil sözleşmelerinde, Devre Tatil Sözleşmeleri Uygulama Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 10. maddesinde “sağlayıcı, taşınmaz veya taşınmazlar hakkında bilgi isteyen tüketiciye tanıtım amaçlı bir broşür verir. Devre tatil sözleşmesinde taraflar aksini kararlaştırmadıkça ve mücbir sebepler dışında, broşürde yer alan şartlarda değişiklik yapılamaz.” şeklinde bir düzenleme yapılmıştır. Aynen bu düzenleme gibi, TKHK’ nın 6-C maddesinde düzenlenen paket tur sözleşmeleri için getirilen hüküm ve bu hükme dayanarak çıkarılan Paket Tur Sözleşmeleri Uygulama Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 12. maddesine göre “seyahat acentesi, paket tur hakkında bilgi isteyen kişiye tanıtım amaçlı bir broşür vermek zorundadır. Broşürün içerdiği hususlar seyahat acentesi için bağlayıcıdır. Söz konusu özelliklerde yapılacak değişiklikler ancak broşürde açıkça belirtilmek ve sözleşme akdedilmeden önce tüketiciye bildirilmek şartıyla, sözleşme akdedildikten sonra ise tarafların açık mutabakatı ile değiştirilebilir.” Şeklinde bir düzenleme içermektedir. Görüldüğü gibi özellikle paket tur sözleşmeleri için verilecek broşürün acenteyi bağlayıcı nitelik taşıdığı, aynen konut finansmanı sözleşmelerinin yapılmasından önce verilecek bilgilendirme formunun bağlayıcılığı gibi yönetmelikte düzenlenmiştir. Yukarıda da belirttiğimiz gibi TKHK ve buna uygun çıkarılan yönetmeliklerde bu ve buna benzer hükümlerin yer alması tüketici sözleşmelerinde tüketicinin sözleşme ile ilgili bilgisizliğinden ve zayıflığından yararlanmaması amacıyla ayrı ayrı düzenlemeler yapılarak belirtilmiştir. Ancak bu sayılan ve satıcı ve sağlayıcı broşürler bir icap niteliği taşımazlar. Bu broşürler ancak ve ancak sözleşme öncesi yükümler olarak nitelendirilebilecektirler.

yapılan icap, tüketicinin konut almak üzere kredi edinmek amacıyla konut finansmanı kuruluşuna başvurmasıyla gerçekleşir. Tüketicinin kredi alabilmek için iradesini konut finansmanı kuruluşuna yönelterek, başvuru formu doldurması gerekir. Bu başvuru formunu dolduran tüketici, bankaya kendisine kredi verebilirliğini araştırması için yönelttiği bir icap niteliğindedir21. Bu aşamadan sonra finansman kuruluşu tüketiciye kredi verip vermemek konusunda bir karara varacaktır. İşte, sözleşme öncesi bilgi formu verilmesi bu aşamada söz konusu olur. Tüketici finansman kuruluşuna başvurduktan sonra, tüketicinin ödeme gücüne göre, tüketiciye kredi vermeye ikna olur ise; tüketiciye sözleşme öncesi bilgi formu vererek sözleşmeyi hangi koşullarda yapabileceği konusunda bilgi verecektir. Bu nedenle de yasayla ve yönetmelik hükümleriyle finansman kuruluşunun, formda verilen bilgilerle bağlı tutulması; kurulacak sözleşmede tüketicinin iyi bir şekilde bilgilendirilmesinin amaçlanmasından kaynaklanmaktadır. Bu nedenle de buradaki “bağlayıcılık”ı, sözleşme özgürlüğü çerçevesinde akdedilecek sözleşmelerde yapılan icaplardaki bağlayıcılıktan ayrı tutmak gerekecektir. Buradaki bağlayıcılık daha çok sözleşmenin güçsüz tarafı olan tüketiciyi aydınlatma ve güven verme anlamında bir bağlayıcılıktır22.

Bilgi formu bir icap niteliği taşımadığı gibi icaba davet niteliği de taşımaz. İcaba davet, beyanda bulunan kişinin karşı tarafı icapta bulunmaya teşvik etmek amacı taşır. Sözleşme öncesi bilgi formu verilmesi ise, tüketicinin bankaya kredi işlemi için icapta bulunmasından sonraki aşamada, bankanın tüketicinin mali

21 KOÇAK, s. 45.

22 Aynı yönde bkz. AYDOĞDU (Tüketici Hukuku), s. 568; Aksi görüş için bkz. REİSOĞLU (Tüketici Kredisi), s. 60-61; REİSOĞLU (Konut Finansmanı), s. 82-83. Reisoğlu’ nun görüşüne göre burada Bakanlık’ ın Yönetmelikle bilgi formunun bağlayıcı olduğu yönünde düzenleme yapması, yasada olmayan yetkiyi kullanması anlamına geldiğinden, buradaki bilgi formları yalnızca bilgilendirme amaçlı formlar olup BK 3. madde anlamında icap teşkil etmeyip bağlayıcı olmamalıdır. Ancak bu şekilde bir yoruma katılma olanağı yoktur. Buna göre böyle bir yorum ancak tüketicinin karşısında güçlü taraf olan finans kurumlarını daha da koruma amacı güden bir yorum olurdu. Böyle bir yorumun kabul edilmesi durumunda tüketicinin bilgi formunu incelemeden, finans kurumuna güvenerek sözleşme yapması durumunda ki çoğunlukla bilgi formu tüketici tarafından incelenmeden imzalanmaktadır, bilgilerin bilgi formundan farklı olarak finans kurumunca değiştirilmesi durumunda ne olacaktır? Böyle bir durumda bilgilerin finans kurumunu bağlamadığını söylemek hakkın kötüye kullanılması teşkil edecektir. Kanımızca konut finansmanı sözleşmeleri birer çerçeve sözleşme niteliğinde sözleşmeler olup, zaten tüketici tarafından incelenmeleri ve müzakere edilmeleri mümkün olmadığından yasada ve yönetmelikte tüketicinin finans kurumu karşısındaki bu zayıflığı biraz da olsa giderilmeye çalışılmıştır. Dolayısıyla bilgi formunun bağlayıcı olmadığı şeklinde yorumlar yapmak, finans kurumlarını tüketici karşısında daha da güçlü hale getirir. Aynı yönde bkz. AYDOĞDU (Tüketici Hukuku), s. 568, dn. 33.

durumunu incelemesinden sonra yapılır. Banka tüketiciye, kurulacak sözleşmenin içeriğiyle ilgili bilgi vererek, bu bilgideki içerikte sözleşme yapacağını tüketiciye bildirmiş olur.

Daha önceki dönemlerde bankaların, kendilerine sözleşmeyi tek taraflı olarak değiştirme hakkı tanıyan koşulları tüketicilere veya müşterilerine dayattıkları görüldüğünden; konut finansmanı sözleşmeleri için bu dayatma bu şekilde yasal önlem alınarak değiştirilmeye çalışılmıştır. Bu nedenle de değil sözleşmenin imzalanmasından sonra, bankanın veya finansman kuruluşlarının tüketicilere verecekleri bilgi formlarındaki bilgilerin sözleşmenin imzalanması safhasında dahi değiştirilemeyeceği burada düzenlenmiştir. Bu nedenle de bu form sözleşmeye davet niteliğinde bir icap olarak nitelendirilmemelidir. Kanımızca bu form sözleşme görüşmelerinden doğan sorumluluktan kaynaklanan bir yükümlülükle tüketiciye verilmek zorundadır. Yasayla, sözleşme kurulmadan önce tüketici bilgilendirilmiş olacak ve hatta bilgilendirilmekle kalmayıp; finansman kuruluşu tarafından yapılan bilgilendirmede öne sürülen koşullar, sözleşmenin yapılması aşamasına gelindiğinde değiştirilemeyecektir.

Sözleşme öncesi bilgi formunun bir önakit niteliğinde olduğunu öne süren görüşe23 göre; sözleşme öncesi bilgi formunun, finansal kiralama sözleşmesi olarak yapılan konut finansmanı sözleşmeleri öncesinde verilmesi durumunda, bilgi formu bir önakit niteliğinde olacaktır. Bu görüş, Finansal Kiralama Kanunu’ nun 4. ve 16. maddelerinde düzenlenen hususların, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’ un 10/B maddesinin 1. ve 2. fıkraları ile birlikte uygulanması gerektiğini savunmaktadır. Bu düzenlemelere göre, tüketicinin alım ve satım şartlarının bilgisini finansal kiralama şirketine bildirerek başvurduğu ilk aşamadan önce kendisine, sözleşme öncesi bilgi formunun verilmesi zorunlu olup bu durum, önsözleşmenin asıl sözleşmenin tabi olduğu şartlara göre yapılmasının (BK 22/2) doğal bir sonucudur. Yani, sözleşme öncesi bilgi formu bir önakit niteliğindedir. Ayrıca bu görüşe göre sözleşme öncesi bilgi formunun içeriğinde Bakanlığın çıkardığı Yönetmeliğe göre, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’ un 15. maddesinde belirtilen sözleşmenin

içeriğinde yer alması gereken asgari unsurlar olan; toplam kira bedeli, sözleşme konusu konut bilgileri, faizler, kira bedeli ödeme planı gibi hususlara, bilgi formunda yer verilmesi gerekmektedir. Sözleşmede yer alacak bu hususlar tüketiciye bir gün öncesinde bilgi formuyla verilecektir. Buna göre sözleşme öncesi bilgi formuyla, asıl sözleşme içeriği neredeyse birebir belirlenmiş olacaktır. Ayrıca da tedarikçiyle, finansal kiralama şirketi arasında satım sözleşmenin kurulabilmesi açısından bir önsözleşmeye ihtiyaç vardır. Bilgi formu da bu anlamda bir öankit olduğundan, malın satın alınmasını sağlayacaktır. Ancak sözleşme öncesi bilgi formunun Önakit olarak değerlendirilmesi iki sebepten ötürü mümkün değildir. Birinci sebebe göre, öankitin özelliklerinden biri olan sözleşme yapma zorunluluğu ile tarafları sözleşme yapma borcu altına sokması, bilgilendirme formunun verilmesi neticesinde söz konusu değildir. Aksine Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’ un 10/B maddesinin 1. fıkrasına göre tüketici, bilgi formunda verilen teklifi kabul edip etmemekte serbesttir. Bu nedenle sözleşme öncesi bilgi formlarının önakit gibi sözleşme öncesinde akdedilerek tarafları sözleşme yapma zorunluluğu24 altında bırakma özelliği söz konusu olmadığından, bilgi formlarının önakit olarak değerlendirilmeleri, tüketici hukuku mantığında mümkün değildir25. Kanımızca da sözleşme öncesi bilgi formlarını önakit olarak nitelendirmek olanağı yoktur. Çünkü bu formların, önakitlerde olduğu gibi tarafları sözleşme yapma borcu altına sokması söz konusu olmaz26. Bilgi formları ne tüketiciyi ne de finansman kuruluşunu sözleşme yapma yükümlülüğü altına sokmaktadır.

Diğer sebebe göre Finansal Kiralama Kanunu’ na göre finansal kiralama sözleşmelerinin noterde düzenleme şeklinde yapılmalarının gerektiğinden ve öankitin

24 KILIÇOĞLU, Ahmet M.; Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 4. Bası, Ankara, 2004, s. 187; EREN, s. 281; DOĞAN, Gül; Ön Sözleşme (Sözleşme Yapma Vaadi), Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayını, İstanbul, 2006, s. 68.

25Önakit kavramını sözleşme müzakerelerinden ve sözleşme taslaklarından ayırmak gerekir. Bunlar, sözleşmenin bütününün kurulması anlamına gelmediği gibi, tarafları sözleşmeyi kurma borcu altına da sokmazlar. Bkz. EREN, s. 282-283. Yukarıda da belirttiğimiz gibi, Reisoğlu, Yasada ve Yönetmelikte belirtilen bilgi formu verilmesi zorunluluğunu, sözleşme yapma zorunluluğu gibi yorumlayarak Yönetmeliğin yasaya aykırı olduğu yönünde bir görüş ileri sürmüştür. Ancak, buradaki zorunluluk, Bakanlıkça Bankalar Birliği’ne verilen cevapta, bankanın sözleşme yapma zorunluluğu olarak değil, tüketicilerin bilgilendirilmesi zorunluluğu olarak yorumlanmaktadır. Dolayısıyla burada bilgi formu verilmesi zorunluluğunu ve formun finans kurumunu bağlayıcı nitelikte oluşunu, bir sözleşme yapma zorunluluğu olarak nitelendirmemek gerekecektir. Görüş için bkz. REİSOĞLU (Tüketici Kredileri), S. 60-61; aynı yönde bkz. DOĞAN, s. 68-69.

asıl sözleşmenin kuruluş şekil şartına tabi olması neticesinde27, bilgi formunun da finansal kiralama sözleşmesinin şekil şartı olan noterde düzenleme şeklinde yapılması ve tapu siciline şerh edilmesi gerekecektir. Ancak konut finansmanı sözleşmeleri olarak finansal kiralama sözleşmelerinin de bilgi formlarının noterde yapılması gereğinden bahsedilmemektedir. Bu nedenle de konut finansmanı sözleşmeleri olarak finansal kiralama sözleşmeleri öncesinde verilecek bilgilendirme formları için şekil şartı söz konusu olmadığından önakit niteliğinde değildir.

D. Sözleşme Öncesi Bilgi Formunun Verilme Zamanı ve Verilme