• Sonuç bulunamadı

1. BÖLÜM | TANIMLAR VE KONUMLANDIRMALAR:

2.1. Rengin Algılanması

2.1.2. Rengin Psikolojik Algılama Açısından Terminolojisi

Rengin sahip olduğu nitelikleri tanımlamak için çeşitli kavramlardan yararlanılır. Bu temel kavramlar; renk tonu, renk doygunluğu ve renk değeridir. Bir rengin çeşidi, “renk tonu (hue, tint, bir rengin açık tonu)” olarak adlandırılır. Bu açıdan, genelde renk ve ton terimleri birbirinin yerine kullanılmaktadır. Bu noktada renk tonu, birincil renklerin (anarenk) birbirinden ayrıldığı fiziksel özelliğini oluşturmaktadır (Klimchuk & Krasovec, 2006). Her bir renk tonunun araştırmalar ya da deneyimler sayesinde keşfedilmiş çok sayıda temel niteliği ya da özelliği bulunur; renk tonları temelinde kısmen duyusaldır ve kısmen renk tarafından tetiklenen fizyolojik, psikolojik ve optik yanıtlardan elde edilir. Renk tonlarını başlı başına bir projede kullanmadan önce, ürüne ya da hizmete, ürün ya da hizmetin piyasadaki yerine ve tanıtımın hedeflerine uygun niteliklerini ve özelliklerini belirlemek gerekir (Ranger, 1987).

Siyah, gri ve beyazın nötr renkler olduğu düşünülür. “Renk tonu” beyazla karışmış saf rengi ifade eder. Gölge, siyahla karışmış saf renktir. “Doygunluk

(saturation, yoğunluk, renk berraklığı, chroma)” bir rengin saflığı ya da yoğunluğudur.

bu da doygunluğu oluşturmaktadır. Bir rengin açıklığı ya da koyuluğu “renk değerini

(value)” verir. “Renk tayfı”, renk prizmasından kırılarak geçirilerek kendi dalga boyuna

göre ışık yayıldığında, oluşan imge olarak tanımlanır (Klimchuk & Krasovec, 2006).

“Renk oluşturmada başlıca iki yöntem vardır: Bunlardan birincisi ‘toplamsal (additive)’ renk oluşturma, diğeri ise ‘çıkarımsal (substractive)’ renk oluşturma yöntemidir”

(Sözen, 2003, s. 28). Çıkarımsal renkler boya pigmenti esaslı (Cyan, Magenta, Yellow + Black) renkler iken, toplamsal renkler ışık esaslı (Red, Green, Blue) renklerdir.

Renkler, birincil renkler (primary colors), ikincil renkler (secondary colors) ve ararenkler (intermediate colors) olmak üzere üç temel başlık altında toplanabilirler.

Renk, neredeyse otomatik bir biçimde insanın hislerini ve psişik yapılanmasını etkileyen ruh durumlarını yansıtmaktadır. Bu aktarımlarla ilgili olarak renklerin karakterleri bakımından çeşitli sınıflandırmalar yapılmıştır. Sözgelimi Pilinius “neşeli renkler - ağırbaşlı renkler”, Goethe “olumlu renkler - olumsuz renkler”, Fechner “etken renkler - edilgen renkler” şeklinde farklı sınıflandırmalar yapmışlardır (Tez, 1981).

“Renk sınıflandırmasında “soğuk ve sıcak renkler” ise en çok kullanılan yöntemdir”

(Tez, 1981, s. 48): Renk çemberinde, kısa dalga boyuna sahip olup maviye yaklaşanlar

“soğuk renkler (cool colors)” olarak adlandırılırken; uzun dalga boyuna sahip olup

kırmızıya doğru gidenlere ise “sıcak renkler (warm colors)” denilmektedir. Sıcak renkler, izleyiciye doğru hareket ederken; soğuk renkler, izleyiciden kaçar, uzaklaşma izlenimi verirler. Bu anlamda, sıcak ve soğuk renklerin algı mekanizmasında yarattığı etkilerin genel bir geçerliliği vardır. Sıcak renkler daima yakınlık; soğuk renkler ise uzaklık duygusu uyandırmaktadır (Çalışlar, 2000).

Araştırmacı ve yazar olan Susan M. Newhall, sıcak ve soğuğu en iyi temsil eden renkleri bulmak üzere 297 gözlemcinin katıldığı, 50 renk örneğini kullandığı bir araştırma projesi gerçekleştirmiştir. Newhall bulgularında; “en sıcak hükümler, morda küçük bir modu göstermektedir; ancak kırmızı-turuncu bölgesinde dikkat çekici şekilde büyük bir modu göstermektedir. En soğuk hükümler, bu tür bir belirgin mod sergilememekte, ancak sarıdan yeşile kadar ve maviden mora kadar düzensiz bir şekilde

değişmektedir” diye belirtmiştir. Birren, 1940 yılında Amerikan Fizik Cemiyeti Bülteni’nde (Bulletin of the American Physical Society) bu çalışmaya atıfta bulunmuştur: “Diğer bir deyişle, kırmızı-turuncu gibi bir renk, çoğu kişilerce şüphe götürmez şekilde ‘sıcak’ olarak algılanır. Ve ‘soğuk’ renk özlerine doğru daha büyük bir arz derecesi gösterilmektedir; çünkü bazılarına göre yeşil, başkalarına göre mavi ve yine başkalarına göre mor kaliteyi ifade edebilir.” Daha sonra Birren, kırmızı otonom sinir sistemini harekete geçireceği için, mavinin (ya da benzer enerji düzeylerine sahip renklerin) sinir sistemini rahatlatma eğiliminde olacağını belirtmiştir. Bu nedenle, “soğuk” ile ilişkili çeşitli renklerin nedeni, belirli bir enerji dizisindeki renk sayısı ile ilişkilidir (akt. Hallock, 2003).

Sıcak renkler daha çabuk algılanabildikleri ve görsel düzen içinde görünebilir oldukları için tasarım elamanları içinde kullanıldığında izleyene yakın olma hissini uyandırırlar. Soğuk renkler ise izleyenden uzaklaşma hissi uyandırmaktadırlar. Bu temel bilgi, çoğu zaman tasarımcının görsel derinlik problemini çözebilmesi için olumlu sonuçlar doğurur (Uçar, 2004). Öte yandan, renklerin algılanmasına etki eden fizyolojik, psikolojik ve sosyolojik etkenler nedeniyle renkler farklı yorumlanabilmekte ya da görülebilmektedir: Cambridge Üniversitesi’nden sosyal antropolog Alan Macfarlane,

“Çin’de ve Japonya’da sadece beş birincil renk vardır. Bunlar, koyu kırmızı, açık kırmızı, ultramarin, siyah ve beyazdır. Batı’da ise siyah ve beyaz renk olarak düşünülmeyebilir” demiştir (Woodward, 2006, s. 22). Son dönem araştırmalar, bunun

kültürel nedenlerden kaynaklanıyor olmasından çok, bilimsel bir açıklamasının olduğunu göstermektedir. Macfarlane, bu görüşünü şöyle desteklemiştir:

“Çinlilerin ve Japonların %70’inde miyopluk olduğu görülmektedir. Bunun, kullandıkları yazıda da etkisinin görülebileceği gibi, kalıtsal, fizyolojik bir durum olması mümkündür. Kırmızı ve mavi ışığın dalga boyları farklıdır ve eğer kişi miyop ise kırmızıyı, maviye oranla çok daha iyi görür. En ilginç olan durum ise Asya kültüründe genellikle mavi ve yeşil arasında ayrım yapılmamasıdır” (Woodward, 2006, s. 22).

“Renk aynı zamanda bir tasarım öğesidir. Renk ve ton değerleri sayesinde biçimleri, tipografiyi, ön planı görünür kılar veya arka plana iteriz. Renk, görsel hiyerarşiyi organize etme aşamasında önemli bir etmendir” (Uçar, 2004, s. 74).

Dolayısıyla renk terminolojisinin tasarımcılar tarafından öğrenilmesi, renk ile ilgili görüş alışverişlerinde etkin bir şekilde iletişim kurulmasını ve doğru tasarım düzeninin etkili bir çözümle oluşturulmasını sağlar.