• Sonuç bulunamadı

REFORM KARŞITI CEPHE: RUSYA VE AVUSTURYA

C. Reform Anlayışlarında Farklılaşma

VI. REFORM KARŞITI CEPHE: RUSYA VE AVUSTURYA

Lord Palmerston’un Lord Ponsonby’den istediği hedeflere ulaşılabilmesi için II. Mahmud’la sağlanan yakınlaşma tek başına yeterli değildi. Fransız Elçisi Roussin göreve başladığı günden beri, Rusya’ya karşı mücadele ve padişahı Rusya’dan uzaklaştırma konusunda Lord Ponsonby’ye destek veriyordu. Çünkü bu konuda Fransız hükûmeti tarafından, görevlendirilmişti126. Buna karşın Roussin, II.

Mahmud’un halkı tarafından sevilmediğini, bu yüzden artık rolünün bittiğini ve yerini M. Ali Paşa’ya bırakma zamanının geldiğini düşünmekteydi127. Bu bakış

açısı, Fransa’nın Mısır politikasına uygundu. Fakat İngiliz politikasına tam anlamıyla ters bir görüştü. Aradaki bu farklılık, İngiliz ve Fransız elçilerinin reform konusunda iş birliği yapmasına engel olmaktaydı.

Diğer yandan Rus Elçisi Bouteneff, İstanbul’daki nüfuzunu son derece artırmış durumdaydı. Avusturya Elçisi Stürmer de onunla iş birliği içindeydi. Bu durum, Bouteneff’in etkisini daha da arttırıyordu. II. Mahmud ve Babıâli üzerindeki Rus etkisinin ortadan kaldırılabilmesi için önce Avusturya elçisinin Bouteneff’e desteğinin kesilmesi gerekiyordu128. Lord Ponsonby, Stürmer’i bu

konuda ikna edebilmek için onunla iki uzun görüşme yaptı. Ancak Stürmer,

125

NA, FO, 195/114, nr. 4, 15 Şubat 1834.

126 Roussin, İngiltere ve Fransa’nın ortak karar aldığı konularda Lord Ponsonby ile iş birliği

yapmakla görevlendirilmişti. LC, Turquie, 268, Roussin’den Broglie’e, 06 Ocak 1834.

127 LC, Turquie, 267, Roussin’den Broglie’e, 08 Aralık 1833. 128

Lord Palmerston, Avusturya’yı Rusya’dan uzaklaştırmaya çalışıyor, onun İngiltere ve Fransa’yla hareket etmesini sağlamaya büyük önem veriyordu. Çünkü Şark Meselesinde Metternich’in izleyeceği politika, Avrupa güç dengeleri içinde belirleyici bir etkiye sahipti. Ancak Avusturya Şark Meselesi konusunda, bir süredir Rusya’ya yakın bir politika izliyordu.

Rusların verdikleri sözleri tuttukları ve Osmanlı topraklarını ele geçirmek gibi bir planları olmadığını gösterdikleri düşüncesindeydi. Lord Ponsonby, Türkiye’nin “iç

koşullarının düzeltilmesi” gerektiğini düşündüğünü söylediğinde buna karşılık

olarak “Türkiye’nin çok güçlenmesi Avusturya’yı memnun etmez. Avusturya, yeni

bir Muhteşem Süleyman görmek istemiyor.” şeklinde cevap verdi129. Hatta bu

görüşmeden kısa bir süre sonra, Akif [Paşa]’yı İngiltere ve Fransa arasında gerçek bir ittifak bulunmadığına dair ikna etmeye bile çalıştı130.

10. Büyükdere’deki Rus Elçiliği, (Mustafa Sevim, Gravürlerle Türkiye’den)

Stürmer’in Rus politikası lehine bu faaliyetleri, Lord Ponsonby’nin sürdürdüğü politikanın aleyhineydi. Aynı günlerde Avusturya’daki İngiliz Elçisi Frederick Lamb’ın verdiği bilgiler ise, bu durumun yakın bir zamanda İngiltere lehine değişeceğine dair bir umut vermekteydi. Buna göre Metternich, I. Nikola, II. Mahmud’la bir ittifak antlaşması yapacağını kendisinden gizlediği için kendini “aldatılmış” gibi hissediyordu. Bu olay, Metternich’e öylesine dokunmuştu ki “küçük düşürülmüş” bir tavırla Lamb’la konuşmuştu. Metternich, artık Lord Palmerston’un Lord Ponsonby’ye Osmanlı Devleti’nin reformlar yoluyla güçlendirilmesi için verdiği talimata destek vereceğini açıklamıştı. Lamb’a şöyle demişti: “Sultan kendi kaynaklarına güvenmeli, şikâyetleri gidermeli, gelirini

arttırmalı, hepsinden öte başlangıçta kendisini güçlendiren, fakat sonunda kendi

129 NA, FO, 78/235, nr. 7, ek. 1, Ponsonby’den Palmerston’a, 22 Ocak 1834. 130 NA, FO, 78/235, Ponsonby’den Palmerston’a, 12 Şubat 1834.

yıkımına sebep olacak bir gücün korumasına girme olayının tekrarlanmamasını sağlamalıdır.” Metternich, aynı görüşmede Stürmer’e, reformlar konusunda II.

Mahmud’u teşvik etme görevinde Lord Ponsonby’yle iş birliği yapması yönünde talimat gönderme sözünü de vermişti131.

Avusturya’nın bu şekilde Rusya’dan uzaklaşmaya başlaması ve Metternich’in reform konusunda vereceğini belirttiği destek önemliydi. Bu sayede Stürmer’in pozisyon değiştirmesi, İngiliz politikasının başarıya ulaşma şansını oldukça arttıracaktı132. Ancak Lord Ponsonby, Metternich’in bu sözlerine itimat

edilemeyeceğine inanıyordu. Çünkü ona göre, I. Nikola kendini yeterince güçlü hissettiği ve diğer devletleri zayıf gördüğünde Boğazları ve İstanbul’u işgalden çekinmeyecekti; bu durumda Avusturya ise toprak paylaşımına ortak olacaktı133

. Rusya’nın planlarından vazgeçmediğinin en büyük delili, Ahmed Fevzi Paşa’ya imzalattıkları Petersburg Antlaşması (29 Ocak 1833) idi134

.

Roussin de bu konuda Lord Ponsonby ile aynı görüşteydi135. Kısa bir süre

sonra, Lord Ponsonby ve Roussin’in tahminlerinde yanılmadıkları ortaya çıktı. Ancak Stürmer, Metternich’in verdiği söze rağmen tavrında bir değişiklik yapmadı. Babıâli’yi, Rusya’nın Osmanlı Devleti’nin dostu olduğuna inandırmak ve her sözüne güvenmelerine ikna etmek için Rus elçisiyle birlikte yürüttüğü

131 NA, FO, 78/243, nr. 179, Lamb’tan Palmerston’a, 26 Aralık 1833. Ekim 1833’te Münchengratz

Konferansı görüşmeleri sürerken I. Nikola, yemek yedikleri sırada Metternich’e, “Hasta

adam hakkında ne düşünüyorsunuz?” diye sormuş, Metternich anlamazlıktan gelince

sorusunu üç kez tekrarlamıştı. Sonunda Metternich, “Bana bu soruyu, bir hekime sorar gibi

mi, yoksa mirasçıya sorar gibi mi sormaktasınız? şeklinde cevap vermiş ve Avusturya’nın

Osmanlı Devleti ile ilgili Rus planlarına karşı olduğunu göstermişti. Potyemkin, age., s. 531.

132

Metternich, bu dönemde Osmanlı Devleti’nin bölünmesine karşı olmasına ve Lord Palmerston’un reform programına destek sözü vermesine rağmen, Rusya’ya yakın bir politika izlemeye devam ediyordu. Metternich, I. Nikola’nın hiçbir Türk şehrini topraklarına katmayacağına inanıyor ve İngiltere’nin de bu söze güvenmesini istiyordu. Ancak I. Nikola sözünü tutmazsa ona karşı İngiltere’nin yanında yer alacaktı. Şark Meselesi konusunda ikisi arasındaki anlayış farklılığı hâlâ çok netti. Lord Palmerston, İstanbul’da Rusya’yı görmek yerine M. Ali Paşa’yı tercih ederken Metternich, M. Ali Paşa yerine Rusya’yı tercih ediyordu. Çünkü ona göre böyle bir durumda Rusya’yı İstanbul’dan çıkarmak mümkünken, M. Ali Paşa İstanbul’a girdiğinde burada kalıcı olacaktı. NA, FO, 195/ 114/12, ek. 1, Lamb’tan Palmerston’a, 26 Aralık 1833.

133 NA, FO, 78/235, nr. 22, Ponsonby’den Palmerston’a, 01 Mart 1834.

134 NA, FO, 78/235, nr. 27, Ponsonby’den Palmerston’a, 01 Mart 1834; NA, FO, 78/235, nr. 24,

Ponsonby’den Palmerston’a, 01 Mart 1834. Lord Ponsonby bir süre sonra, Rusların bu antlaşmayla ele geçirdiği toprakları gösteren bir haritayı Londra’ya gönderdi. Bu haritayı ona Akif [Paşa] vermişti. NA, FO, 78/235, nr. 36, Ponsonby’den Palmerston’a, 07 Nisan 1834.

faaliyetlerine devam etti136. Bu, Rus elçisi karşısında Lord Ponsonby’nin etkisini

zayıflatan bir durumdu.

Gerçekten de o sırada Rus elçisi Bouteneff, Babıâli’nin kontrolünü büyük ölçüde ele geçirmişti. Hünkâr İskelesi Antlaşması’ndan sonra, atılacak her adımda Rusya’ya danışma yükümlülüğü altına girilmişti. Sarayda ve Babıâli’de birçok kişi, rüşvet ya da korku yoluyla özellikle de Kont Orlof’un vasıtasıyla Rusya’nın menfaati için çalışmaya ikna edilmişti137. Lord Ponsonby, Rusya’nın Babıâli

üzerindeki söz konusu kontrolü ve Stürmer’in tavrı sebebiyle reformların başarılabileceği konusundaki cesaretini kaybetmeye başlamıştı. Bunu şöyle dile getirmişti:

“Sultanın kişisel eğilimi, sizin [Lord Palmerston] bahsettiğiniz reformları ve hatta daha fazlasını yürürlüğe koymak yönündedir. Ancak Rusya, bu ülkenin tüm kontrolünü elinde bulunduruyor. Sultan, elinden gelenin en iyisini de yapsa sonuç beyhude olacaktır. Kötü yönetim ve kötü kurumlar yoluyla Türkiye’yi zayıf tutmak, Rusya’nın çıkarınadır. Rusya, herhangi bir şekilde reform yapılmasına izin vermeyecektir”138

.

Kısacası Lord Ponsonby, İstanbul gözlemlerinden sonra, yapılması istenen reformların Rus etkisi kaldırılmadıkça mümkün olmayacağına inanıyordu. Bunu önlemek için önce Rus taraftarlarının çoğunlukta olduğu Osmanlı hükûmetini içten gelecek bir etkiyle devirmek gerektiğini düşünüyordu. Aksi hâlde Rusya, Babıâli’yi tamamen kontrolü altına alacaktı. Bununla birlikte Rusya karşısında II. Mahmud’u zor duruma düşürmemek amacıyla sert tedbirler almaktan da çekiniyordu.

Aynı günlerde Lord Palmerston’a, Petersburg’daki İngiliz Maslahatgüzarı Bling’ten ulaşan raporlar, Lord Ponsonby’nin tezini destekler nitelikteydi. Bling’in tespitlerine göre, Rusya’nın mevcut Osmanlı politikası, kolayca kontrol edebildiği

136 Stürmer, Akif [Paşa]’ya baskı yapıyor ve onu, Avusturya’nın, Rusya’nın Osmanlı’ya karşı

niyetlerine kefil olduğuna, Fransa’nın sadece İngiltere’ye saygısı sebebiyle onunla iş birliği yaptığına ikna etmeye çalışıyordu. Kısacası Metternich’in söz verdiği yardım yerine, İngiliz politikası neyi amaçlıyorsa bunu engellemek için çaba gösteriyordu. NA, FO, 78/235, nr. 26, Ponsonby’den Palmerston’a, 01 Mart 1834.

137 O günlerde Paris’te ve Londra’da, İstanbul’da kaldığı sürede Kont Orlof’un padişah hariç

herkesi satın aldığı konuşuluyordu. Potyemkin, age., s. 527; Bu konuda Caledonian

Mercury’de çıkan bir yazıda, Orlof’un İstanbul’dayken dağıttığı rüşvetler ve Osmanlı

yöneticilerinin rüşvet almadan iş yapmadıkları uzun uzun anlatılmıştı. Caledonian Mercury, nr. 17592, 14 Nisan 1834.

II. Mahmud’un iktidarda kalmasını sağlamak ve Osmanlı Devleti’ni güçlendirecek reformları engelleyerek onu zayıf tutmak üzerine kuruluydu. Rusya, bu şartların değişmesini önlemek uğruna savaşı bile göze alabilecek durumdaydı139. Lord

Palmerston, bir süre sonra Petersburg Antlaşması’nın detaylarını öğrendiğinde, Rusya’nın planlarından vazgeçmediğine ve Babıâli üzerindeki kontrolüne dair uyarılara daha çok hak verdi140. Metternich’in verdiği söze rağmen, Rusya ile iş

birliğine devam ettiğinin de farkındaydı. Bunun üzerine Lord Ponsonby tarafından bir süredir talep edilen İngiliz donanmasını merkezden emir almadan İstanbul’a çağırabilme yetkisini ona verme kararı aldı141.