• Sonuç bulunamadı

2.20 İç Savaş Sonrası Dönem (1992 – 2005)

2.20.4 Refik Harririnin Öldürülmesi ve Suriye Birliklerin Çekilmesi

Lübnan 2005 yılına girdiğinde, Mayıs-Haziran 2005 tarihlerinde gerçekleştirilecek milletvekilliği seçimlerine hazırlanıyordu. Suriye askerleri de çekilmeleri yönünde Birleşmiş Milletlerin ve Uluslar arası çağrı ve baskılara rağmen hiç Lübnan’ı terk etmeyecekmiş gibi duruyorlardı. Fakat 14 Şubat 2005 tarihinde yaşanan bir olay, bütün olayların gidişatını derinden etkiledi. Bu tarihte, Lübnan’ın en zengin ve en tanınan kişisi olan, eski Başbakan, konvoyuna yapılan bir saldırı sonucunda Beyrut’ta öldürüldü. Başlangıçta Suriye ile iyi ilişkiler kuran, ancak Emile Lahoud’un görev süresinin uzatılması konusunda Suriye ile ters düşen ve Suriye karşıtları olarak bilinen Velid Canbolat ve diğer unsurlarla işbirliği yaparak (ABD ve Batılı ülkelerin de desteğini aldığı söyleniyor) milletvekili seçimlerine hazırlanan Harriri’yi kimin

308 Stearns, Peter N.,”Lebanon”, The Encyclopedia of World History: Ancient, Medieval, and

Modern,3. The Middle East and Egypt, 1943-2000, 6th edition., Houghton Mifflin Company,

öldürdüğü açıklığa kavuşmadı.309 Ancak, bütün gözler bu durumda Suriye’ye döndü ve zaten uluslar arası terörizmi destekleme suçlaması altında olan Suriye üzerinde, başta ABD olmak üzere çok yoğun bir baskı kurup derhal kuvvetlerini Lübnan’dan çekmesini istedi.

Bütün gözler Suriye’ye çevrilse de, ABD’nin Irak’ı işgalinden sonra sürekli olarak Suriye’yi teröristlere yardım etmekle suçlayarak baskı altında tutuğu ve Suriye’yi de işgal etmek için bir bahane aradığı bir zamanda, Suriye’nin bu suikasta karar vermesinin pek akıllıca bir iş olmadığı düşünülmektedir.310 O zaman geriye, ya Suriye istihbaratı içinde bağımsız hareket eden bir grup, hükümetten habersiz olarak bu işi yapmıştır veya Suriye’nin zor durumda kalmasını isteyen ve bundan yararlanabilecek konumda olan bir devletin istihbarat servislerinden biri bu işi yapmış olabilir. Suikast sonucunda, ortada herhangi bir delil veya ipucu dahi bulunmadan derhal Suriye’nin gösterilmesi ve bu yönde hem Dünyada hem de Lübnan’da büyük bir kamuoyunun yaratılması, ikinci ihtimalin daha kuvvetli olduğunu göstermektedir.

Harriri suikastından hemen sonra Suriye’ye karşı yaratılan büyük kamuoyu ve siyasi baskılar neticesinde Suriye bütün kuvvetlerini Lübnan’dan çekeceğini açıkladı. Suriye ilk defa 1976 yılında, Müslümanlar tarafından kesin bir şekilde mağlup edilmek üzere olan Hıristiyan Marunileri kurtarmak için girdiği Lübnan’da, kesintisiz 29 yıl kaldıktan sonra, bir bombanın patlaması sonucunda Dünya kamuoyu nazarında suçlu bulunduğundan, bir aydan kısa bir sürede bütün kuvvetlerini Lübnan’dan geri çekti ve Suriye’nin Lübnan macerası bu şekilde son buldu.

İsrail’in 2000 yılında, Suriye’nin de 2005 yılında Lübnan’dan çekilmesinden sonra Hizbullah Lübnan’daki en önemli askeri güç olarak ortaya çıkmıştır. Bu rahatlamadan faydalanarak Hizbullah, başta canlı bomba eylemleri ve meşhur Katyuşa roletleri ile İsrail üzerinde bir baskı oluşturma gayreti içine girdi. Lüban’da Hizbullah’ın güçkenmesine paralel olarak Orta Doğu’da meşru yönetimlerin etkilerini kaybetmeye başladığı; buna karşın radikal örgütlerin etkilerinin artmaya başladığı görülmektedir. Örneğin; radikal bir örgüt olan

309 Oytun, Orhan, “Harriri Suikastı”, Türkiye Uluslararası İlişkiler ve Stratejik Analiz Merkezi

İnternet Haber Dergisi, 16 Şubat 2005, http://www.turksam.org.tr, konu:.

Hamas’ın Filistin Özerk Bölgesi seçimlerinde çoğunluğu ele geçirerek iktidara gelmesi gösterilebilir.

2.20.5. 2006 Lübnan Krizi

İsrail’e yönelik saldırılarını devam ettiren Hizbullah terör örgütü, 12 Temmuz 2006 günü İsrail sınır muhafızlarına karşı giriştiği saldırıda 8 İsrail askerini öldürmüş ve ikisine de kaçırmıştır.311 Bunun üzerine İsrail, Lübnan’a hava ve kara saldırıları başlatmış ve ülkenin limanlarını denizden ablukaya almıştır. İsrail, Lübnan’a karşı girişmiş olduğu bu saldırının amacının kaçırılan iki askerini kurtarmak olduğunu açıklamasına rağmen icra ettiği operasyonun bu amaçla örtüşmediği ve harekat sırasında da bu kaçırılan askerlerden hemen hemen hiç bahsetmediği görülmüştür. Harekatın sonunda, İsrail’in gerçek amacının, Lübnan’ın güneyinde konşlanan Hizbullah militanlarının İsrail’e sızmasını engellemek, Hizbullah füzelerinin İsrail’e ulaşma menzillerini azaltacak (eskiden olduğu gibi) yaklaşık 25 kilometrelik bir güvenlik kuşağı oluşturumak ve Hizbullah’ın lojistik yollarını kesecek altyapının tahrip edilmesi olduğu anlaşılmıştır.

13 Temmuz 2006’da yapılan ilk saldırıda Beyrut Uluslar arası Havaalanı hasara görmüş ve uçuşlara kapatılmıştır.312 Bu günden başlıyarak İsrail Hava Kuvvetleri dört hafta boyunca gece ve gündüz sürekli olarak Lübnan’daki Şii nüfusun çoğunlukta olduğu köy ve mahalleleri bombaladılar. Ayrıca güney Lübnan’daki alt yapıyı tamamen kullanılmaz duruma getirdiler. Bu bombardımanlarda, çoğu kadın ve çocuklardan oluşan 1300 kişiden fazla insan hayatını kaybetti. Yine dört haftalık bombardımanın verdiği zararların yaklaşık 2.5 milyar dolar olduğunu Lübnan Hükümeti açıkladı.

ABD’nin de desteği ile İsrail’in bütün dünyanın gözü önünden icra ettiği bu operasyona karşı uluslar arası tepkiler yeterince güçlü olamadı. İsrail’in bombardımanının başlamasından üç gün sonra 15 Temmuz 2006 tarihinde BM tarafından hazırlanan, ateşkes kararı taslağı dahi, ABD’nin engellemeleriyle tam bir ay kabul edilemedi.313 BM Güvenlik Konseyi 14 Ağustos 2006 tarihinde kabul

311 “Hizbullah, Mahkumlar Serbest Bırakılsın” başlıklı haber, Hürriyet Gazetesi, İstanbul, 12

Temmuz 2006 tarihli sayısı, ,

312 “İsrail-Lübnan çatışmaları” başlılı haber, Hürriyet Gazetesi, İstanbul, 13 Temmuz 2006 taihli

sayısı,

313 “Dünya dur diyor-İsrail vuruyor” başlıklı haber, Hürriyet Gazetesi, İstanbul, 15 Temmuz 2006

ettiği 1701 sayılı kararla ateşkesi resmi olarak ilân etti. Bu karar, ateşin derhal kesilmesi ve Lübnan’ın İsrail sınırına BM barış gücü (UNIFIL-II) konuşlandırılmasını öngörmektedir. (EK-3)

Bu karardan sonra İsrail; Hizbullah’ı ezdiklerini ve artık devlet içinde devlet olamıyacaklarını açıklarken, Suriye Devlet Başkanı da zaferin Hizbullah tarafından kazanıldığını açıklamıştır.314

2.20.6 Lübnan’daki Son Durum ve Türk Barış Gücünün Lübnan’a