• Sonuç bulunamadı

İsrail’in Şuf Dağından Çekilmesi ve Dürzi – Maruni Çatışması

2.15 Emin Cemayel Dönemi

2.15.3 İsrail’in Şuf Dağından Çekilmesi ve Dürzi – Maruni Çatışması

İsrailliler, Lübnan’ı işgali sırasında Şuf dağlarını da işgal ettiler. Şuf dağlarında yaşayan Dürziler, başlangıçta, İsraillilerin FKÖ’nü çıkartacağı açısından bakarak pek fazla mukavemet göstermediler. Ancak İsrailliler, kendilerine gösterilen bu yaklaşımı ve Dürzilerin asırlardır süregelen otonomilerini hiçe sayarak, bu bölgeye Maruni milislerin girmesine izin verdiler ve Dürziler bu olaydan hayal kırıklığına uğradılar ve Maruni milislerle İsrail işgali sırasında da kendi topraklarını korumak için mücadele etmek zorunda kaldılar.

3 Eylül günü, İsrail, Lübnan Ordusunun buraya gelip kontrolü sağlamasını beklemeden çekildi. İsrail’in bu ani çekilmesi, 1861’de olduğu gibi eski düşmanlıkları tekrar gündeme getirdi ve Marunilerle Dürziler çatışmaya başladı. Bu arada, Ordu derhal hareket ederek bölgeye ulaşmaya çalıştı ve dağların üzerindeki kasaba olan Aley’e kadar gidebildi. Dürziler, Ordunun taraf tutuğunu belirterek, daha fazla ilerlemesini istediler ve Orduyu, bölgedeki en stratejik yer olan Souk al-Garp’a kadar geri sürdüler. Maruni milislerden oluşan Lübnan Cephesi Şuf dağında ilerlemeye başlayınca, Dürziler, Maruni milislerin Sabra ve Şatilla’da neler yaptıklarını göz önüne alarak var güçleri ile ölüm-kalım mücadelesi yürüttüler. Bunun üzerine, Lübnan Cephesi gerilemek zorunda kaldı

ve Şuf bölgesinin başkenti olan Dayrl al-Kamar’a sığındılar. Dürzilerin bu başarısı ABD ve Emin Cemayel’i telaşlandırdı. Çünkü, Dayrl al-Kamar ile Beyrut’ta Şii Emel örgütünün elinde bulunan bölge arasında dar bir koridor kalmıştı. Eğer Dürziler bu şekilde ilerlerse, iki grup birleşebilir ve daha da kuvvetlenebilirdi. Bunun için Çok Uluslu Güç müdahaleye hazır hale getirildi.

Çarpışmalar buradan Başkent Beyrut’a da sıçradı ve Çok Uluslu Güç çatışmaları önlemek için mevzi aldılar ve aynı gün üç Fransız askeri topçu ateşinden öldü. Beyrut açıklarında bekleyen Amerikan Donanmasının 12 gemisi ertesi gün Şuf Dağlarındaki Dürzi mevzi ve köylerini önce donanmanın standart topları olan 5 inçlik (12,5 cm) daha sonra meşhur 16 inç (çapı 40 santim) toparla dövdü. Bu gemiler arasında, II. Dünya Harbinin Meşhur zırhlısı New Jersey 286, (EK-4) kruvazör Virginia ve destroyer John Rogers’da bulunuyordu. Avrupalıların ve Amerikalıların muhteşem bombardıman diye televizyonlarda ve gazetelerde yaptıkları yayınlar, Müslüman televizyonlarında da Batı’nın savaş makinesinin öldürdüğü çocukları ve anneleri gösteriyordu. Amerikan Donanması Lübnan Ordusunu yenilmekten kurtardı ancak Lübnan ve diğer Arap ülkelerinde Amerikan karşıtlığını artırdı.287 Amerikan donanmasının atışlarına, Lübnan Hava Kuvvetlerinin Dürzi mevzilerini bombalamaları da eklendi. Beyrut’ta da Şii Emel ile Lübnan Ordusu arasında çatışma çıkınca, Ordu kendini koruma telaşına düştü. Bunun üzerine, Emin Cemayel, Şuf Dağı ile Suriye üzerinden dolaylı olarak görüşmelere başladı.23 Eylül günü Beyrut ve Şuf Dağında ateşkes üzerinde anlaşmaya varıldığı açıklandı.

Bu ateşkes anlaşmasında, Emin Cemayel, Lübnan’ın siyasi sisteminde reform yapılması için Suriye ve Suudi Arabistan nezaretinde açık görüşmeler düzenlemeyi de kabul ediyordu. Bu husus, Maruniler için kabus demekti. Fransız manda yönetiminden itibaren bulundukları hakim pozisyonun tartışmaya açılması, büyük bir ihtimalle de kaybedilmesi anlamına geliyordu. Bu nedenle,

286 New Jersey zırhlısı, 2nci Dünya Harbi ve Kore harbini takiben kısmen emekliye ayrıldığı

uzun süren naftalinleme tabir edilen depolamadan sonra tekrar göreve konulmuş ve bu naftalinden çıktıktan sonra ilk göreviydi. Ayrıca o zaman için en büyük zırhlı olan bu geminin topları da dünyada en büyük çapa sahipti. Mermileri için o zamanın gezetelerinde, “bir Vosvogen(Volkswagen) ağırlığında (yaklaşık bir ton), fiyatı ise Kadillak fiyatında”, diye propaganda yapılıyordu.

Cemayel, bu görüşmelerin başlaması için hiç acele etmedi ve 19 Ekimde bu görüşmelerin ileri bir tarihe ertelendiği açıklandı.

2.15.4 Amerikan Üssüne Saldırı (23 Ekim 1983)

23 Ekim 1983 günü, Şii aşırı uçlara bağlı oldukları değerlendirilen iki kişi, bir kamyon dolusu patlayıcıyla Amerikan üssüne girdiler ve binanın yakınında patlayıcıyı patlatılar. Henüz yataklarından kalkmamış Amerikalı Deniz Piyadelerinden 241’i öldü ve birçoğu da yaralandı. Aynı gün Fransız kampına yapılan saldırıda da Fransızlar 57 kayıp verdiler.

Bunun üzerine Amerikalılar, daha önce ertelenmiş olan görüşmelerin başlaması için Cemayel’e baskı yaptılar. 31 Ekim’de başlayan görüşmeler, Amerikan ve İsrail temsilcisinin, 17 Mart 1983 Lübnan-İsrail anlaşmasının öncelikle tanınmasını istediler. Suriye ise buna şiddetle karşı çıktığı için görüşmeler kilitlendi ve Cemayel toplantılara iki hafta ara verdi. Cemayel ve Maruniler için görüşmelerin devam etmesinin onların yararına olmayacağı için bir daha başlatmamak maksadıyla oyaladı. Bu oyalamalardan bıktığını açıklayan Dürzi lider Canbolat, aynı zamanda Cumhurbaşkanının istifasını da istedi.

Bu arada Fransız kontenjanı, Batı Beyrut’taki mevzilerini tekrar gruplandırdı ve bazı mevzileri terk etti. Bu boşluğu doldurmak için Lübnan Ordusu derhal harekete geçti. Bu hareket daha önce varılan anlaşmaya aykırı bir davranış olduğu için Şii Emel örgütü tarafından kabul edilmedi ve mukavemet edildi. Ordunun birlik komutanı ise gereksiz yere çok yoğun bir ateş ile bölgeye girmeye çalıştı. Bu bombardıman altında 4 Şubat 1984 günü, Emel örgütü lideri Nabih Berri, Ordudaki Müslüman askerlerin emirlere uymamasını istedi. Bunun üzerine, Lübnan Ordusunun batı Beyrut’taki bölümü bir anda çöktü.

Lübnan Ordusunun Batı Beyrut bölümündeki birliğinin dağılması üzerine 7 Şubat’ta Ordu Cemayel’e sadık kalanlar ile tekrar teşkil edildi ve Emel Örgütünün ilerlemesini durdurmak için yeniden Doğu Beyrut’a Emel’in ilerleyip Marunileri tehdit etmesini önlemek için yerleştirildi. Dağılan birliği de 6 ncı Tugay olarak yeniden teşkilatlanarak, Emel ile yakın koordinasyonda çalışmak üzere yine Batı Beyrut’a yerleştirildi.

Lübnan’a gelen bütün yabancı güçler, Lübnan’ın özel durumunu önceden kestiremeyip, onun küçüklüğüne bakarak, onun kolay lokma olacağını düşünerek çok rahat geliyorlar, ancak, her gelen kısmi bir başarı elde ettikten sonra, zayiat verip geri dönüyorlar. Bu durdum Amerikalılar için de değişmedi ve ABD Başkanı Ronald Regan, 7 Şubat 1984 günü Deniz Piyadelerinin derhal gemilere çekilmesini emretti. Ancak, Lübnan işlerinden tam sıyrılmadıklarını göstermek için de donanmaya, Büyük Beyrut’a ulaşma ihtimali bulunan milislerin mevzilerini sınırsız bombalama izini verdi. Donanma da bu izini bol bol, New Jersey’in atılışı onlarca kilometre uzaktan duyulan ve düştüğü yeri cehenneme çeviren 16 inçlik toplarını Şuf Dağındaki Dürzi mevziilerini ve köylerini bombalamak için kullandılar.288 Amerikalıları İtalyanlar ve İngilizler izledi. Fransızlar ise biraz daha kalmayı tercih ettiler.

Şuf Dağında ise, yine Lübnan Ordusu, Beyrut’un içindeki başarısızlıktan sonra, Dürziler karşısında çekilmek zorunda kaldı ve Dürziler, 15 Şubat günü Şii Emel mevziileri ile kendi bölgelerini birleştirdiler. Böylece, Marunilerin bölgesi ile müttefikleri İsrail arasına Dürziler girmişti, Çok Uluslu Güç Çekilmiş, Lübnan Ordusu ise büyük oranda dağılmıştı.

Kendini bir anda boşlukta ve desteksiz hisseden Emin Cemayel, derhal Şam’a 24 Şubat 1984’de ilk resmi ziyaretini yaptı ve iktidarda kalabilmesi için onların desteğini aradı. Şam ziyaretinde, İsrail ile yaptığı 17 Mart anlaşmasını feshetmeyi ve Lübnan’daki 1943 Milli Pakt sistemini düzeltmeyi kabul etti. Gerçekten de 5 Mart 1984 günü 17 Mart anlaşması feshedildi ve bu karar, bütün Müslüman ülkeler tarafından memnunlukla karşılandı.289 Öbür taraftan, 17 Mart anlaşmasını, yalnız Lübnan’da değil bütün Ortadoğu’da kalıcı bir barış yapılması için bir başlangıç olarak gören ABD ve Batı ülkeleri, Lübnan’dan hem diplomatik hem de askeri desteklerini çektiler.290

Böylece, Emin Cemayel, dolayısıyla Lübnan, tekrar Suriye’nin kucağına düşmüştü. Ekim ayının başlarına gelindiğinde, Suriye’nin varlığı, Lübnan’ın her

288 New Jersey ile Dürzi köyü Souk al-Garp arasındaki mücadeleyi Tevrat’ta geçen “Davut ile

Goiliat”ın mücadelesine benzetiyorlar. Dünyanın en büyük ve en güçlü silâhlara sahip gemisi olmasına ve bu gücünü sınırsızca kullanmasına rağmen, küçücük Dürzi köyünün direnme azmini kıramamış ve Dürziler sonunda amaçlarına ulaşmışlardı. Mackey, Sandra, Lebanon

Death of a Nation, Anchor Books, New York N.Y., 1991, s.208

289 Türel Yılmaz, Uluslar arası Politikada Ortadoğu, Akçağ Yayınlar, Ankara, 2004, s. 266 290 Mackey, Sandra, Lebanon Death of a Nation, Anchor Books, New York N.Y., 1991, s.212

yerinde hissediliyordu. Emin Cemayel’in kontrol edebildiği alan, 1975’te Marunilerin kontrol ettiği alan kadardı. Diğer bölgeler, güneyde İsrail, Beka vadisinde, Suriye yanlısı El-Fetih gerillaları, Şuf Dağında Dürziler, Batı Beyrut’ta Şiiler kendi bölgelerini kontrol altında tutuyorlardı. Ancak, bunlardan hiçbir grup kendi hedefini tam olarak gerçekleştirememişti, Hizbullah örgütü hariç. Çünkü, Hizbullah’ın ana hedefi bütün batılı güçlerin çekilmesiydi ve bu ÇUG’ün çekilmesi ile başarılmıştı. Bundan sonra, Hizbullah ve İslami Cihad sadece güçlerin değil, bütün batılı yabancıların Lübnan topraklarını terk etmesini istiyordu. Bunun için önce, Beyrut’taki Amerikan Üniversitesinin Rektöründen başlamak üzere, ülkedeki batılı yabancılara karşı suikast ve kaçırma olayları başladı. Böylece, Lübnan İç Savaşı “Batılıları Rehin Alma” diye adlandırılan başka bir safhaya girdi.