• Sonuç bulunamadı

2.4. DOLAYLI PARA POLİTİKASI ARAÇLARININ MERKEZ BANKAS

2.4.7. REESKONT İŞLEMLERİ

TCMB, muteber saydığı asgari üç imzayı taşımak ve vadelerine en çok 120 gün kalmış olmak şartıyla ve kendi belirleyeceği esaslar dahilinde bankalar tarafından verilecek ticari senet ve vesikaları reeskonta kabul edebilir. Verilecek kredilerin en yüksek sınırı ve kredi türlerine göre limitleri para politikası ilkeleri göz önünde tutulmak suretiyle TCMB tarafından belirlenir. TCMB reeskonta kabul edebileceği senetler karşılığında avans da verebilir (Çelik, 2006: 147-151).

TCMB tarafından bankalara kullandırılan reeskont kredileri, emisyon hacmini, dolayısıyla para tabanını genişletirken, bankalara böyle bir imkanın düşük faizle sağlanması bankaların atıl rezervlerinde oluşacak düşüş ile para çoğaltanını artırıcı bir etki yaratabilecektir. Sonuç olarak, reeskont kredilerinin kullandırılması para arzı üzerinde genişletici bir etki yaratmaktadır.

Şu anda bankacılık sektörüne kabul finansmanı kapsamında kullandırılmakta olan krediler reeskont kredileri olarak nitelendirilmektedir. Uygulanmakta olan para politikası gereği bu krediler sınırlı limitler dahilinde sadece 1-2 bankaya kullandırılmaktadır.

Örnek olarak, TCMB tarafından bir bankaya nominal değeri 100 ABD doları olan 110 gün vadeli bir senet karşılığında 90 ABD doları tutarında kredi verildiğini, işlemin yapıldığı tarihte geçerli olan gösterge niteliğindeki ABD doları döviz alış kurunun 1.45, senedin vadesindeki döviz alış kurunun ise 1.50 olduğunu varsayalım.

Örnekte belirtilen işlemin valöründe, Analitik Bilançonun,

TCMB TARAFINDAN BANKACILIK SEKTÖRÜNE KULLANDIRILAN REESKONT KREDİLERİ ANALİTİK BİLANÇO Aktif Pasif Valörde Valörde 1- Dış Varlıklarımız 2- İç Varlıklarımız A- Nakit İşlemler

b- Bankacılık Sek Açılan Nakit Kredi

d- Diğer Kalemler

(+) 45 (-) 14.5

2- Merkez Bankası Parası A- Rezerv Para

B- Bankalar Mevduatı

Aktifinde;

" İç Varlıklarımız - Nakit İşlemler - Bankacılık Sektörüne Açılan Nakit Krediler " kalemi, açılan kredi karşılığı reeskonta kabul edilen senedin nominal değerinin gösterge kurundan karşılığı olan 145 TL artarken,

" İç Varlıklarımız - Nakit İşlemler - Diğer Kalemler ", verilen kredi ile bu kredi karşılığında alınan senedin nominal değeri arasındaki farkın TL karşılığı olan 14,5 TL [(100-90)*1.45] tutarında azalmaktadır.

Pasifinde ise;

" MBP - Rezerv Para - Bankalar Mevduatı " kalemi, kullandırılan kredi tutarının TL karşılığı olan 130,5 TL (90*1.45) kadar artmaktadır.

Reeskonta konu olan senedi vadesinde ise, Analitik Bilançonun,

TCMB TARAFINDAN BANKACILIK SEKTÖRÜNE KULLANDIRILAN REESKONT KREDİLERİ ANALİTİK BİLANÇO Aktif Pasif Vadede Vadede 1- Dış Varlıklarımız 2- İç Varlıklarımız A- Nakit İşlemler

b- Bankacılık Sek Açılan Nakit Kredi

d- Diğer Kalemler

(+) 150

(-) 150

2- Merkez Bankası Parası A- Rezerv Para

B- Bankalar Mevduatı

Aktifinde;

" Dış Varlıklarımız " kalemi, senedin itfasıyla birlikte rezervlerdeki artış tutarının TL karşılığı olan 150 TL (100*1.50) kadar artarken,

" İç Varlıklarımız - Nakit İşlemler - Bankacılık Sektörüne Açılan Nakit Krediler " kalemi, senedin itfası sonucu gösterge kurundan karşılığı olan 150 TL kadar azalmaktadır.

Pasifinde; herhangi bir kalem etkilenmemektedir.

TCMB tarafından bankalara döviz cinsinden bir kıymet karşılığında reeskont kredisi verilmesi durumunda, İç Varlıklarımız ve MBP' de artış olmamaktadır. Reeskonta konu olan senedin vadesinde ise MBP etkilenmezken, Dış Varlıklarımız artmakta, İç Varlıklarımız ise azalmaktadır.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

ÖDEMELER DENGESİ ve DIŞ BORÇLAR

Ödemeler dengesi, bir ekonomideki yerleşiklerin (bankalar, gerçek ve tüzel kişiler, kuruluşlar gibi), bir başka ekonomideki yerleşikler ile belirli bir dönem içerisinde yapmış oldukları mal ve hizmet ticaretlerinin çift kayıt esası doğrultusunda kaydedilmesini içerir. Bu kayıtların yapıldığı tablo bütününe ise ödemeler bilançosu denilmektedir. Dış borçlar ise ülkelerin yeni kaynak sağlama ve ödeme güçlerini arttırma amaçlı yabancı ülkelerden sağladıkları belirli koşullar çerçevesinde edinilen ve geri ödemesi bulunan kaynaklardır. Bu iki olgu, bir ülkenin ekonomik durumu üzerinde oldukça etkili olmakla birlikte uluslararası ekonomik ilişkilerinde de önemli bir yere sahiptir. Ödemeler dengesi ve dış borçlar, kendi içlerinde de birçok alt bölüme ayrılarak ekonominin geneli adına önemli göstergeler olma niteliği taşırlar. Bu bölümde, detaylı bir şekilde ödemeler bilançosu ve dış borçlar ile ilgili kavramlar ve uygulamalar araştırılacak, Hazine Müsteşarlığı'nın dış borçları muhasebeleştirmesi incelenerek örneklendirilecek, Hazine'nin dış borçlanmasının ve dış borç ödemelerinin Merkez Bankası Analitik Bilançosu'na etkileri örnekler yardımı ile incelenecektir.

3.1. ÖDEMELER BİLANÇOSU KAVRAMI VE TANIMI

Günümüz dünyasında bir ülkede mevcut olan mal, hizmet, sermaye ve iş gücü yalnızca bulunduğu ülkede kalmayıp uluslararası dolaşım halindedir. Global dünya yapısı ile ekonomik sınırlar da kalkmış ve ülkeler arası etkileşimler hız kazanmıştır. Mal, hizmet ve üretim faktörlerindeki bu hızlı dolaşım beraberinde bu dolaşımın kaydını da getirmiştir. Bu kayıt ülkelerin ekonomik, sosyal ve siyasi politikalarında uygulama ve kontrol açısından önemli yer tutar. Bu nedenle uluslararası meydana gelen mal, hizmet ve sermaye hareketleri yani ekonomik işlemler ödemeler bilançosu olarak adlandırılan bir belgede kayıt altına alınır. Bu durumda ödemeler bilançosu; belli bir dönemde bir ülkedeki yerleşik kişi ve kurumların, diğer ülkelerde yerleşik olan kişi ve kuruluşlar ile yapmış oldukları faaliyetlerin ve bu faaliyetlerin neden olduğu açık ve fazlaları denkleştirmek için

yapılan rezerv işlemlerinin sistematik olarak kaydedilmesinden oluşur. Ödemeler bilançosu veya dengesi, ülkelerin belirli bir dönem içerisindeki dış ekonomik ve mali ilişkilerinin durumunu gösterir (Seyidoğlu, 2003b: 395).

Ödemeler bilançosuna ilişkin en geniş tanım IMF tarafından yapılmıştır. Bu tanıma göre ödemeler bilançosu; belirli bir süre içinde ülkenin yerlileri ile yabancı ülkeler arasında yapılan ekonomik akımların ve bu akımlara bağlı değerlerin, transfer ödemelerinin ve rezervlerde meydana gelen değişikliklerin sistematik ve muhasebe kayıtlarına uygun olarak tespit edildiği istatistiki bir tablodur (BPM 5, 2008: 6).

Ödemeler dengesi kavramı ilk kez; Merkantilistlerin son temsilcilerinden S. J. Stevart tarafından 1767 yılında ortaya atılmıştır. S. J. Stevart Politik Ekonominin İlkelerine İlişkin Bir Araştırma adlı eserinde, bir ülkenin ticaret dengesiyle ödemeler dengesinin birbirinden farklı olduğunu, ödemeler dengesinin ihracat ve ithalatın yanı sıra yerli halkın yabancı ülkelerde yaptığı harcamalar, borçlara ilişkin anapara ve faiz ödemeleri ve diğer uluslara verilen borçlar gibi unsurları da kapsadığını belirterek günümüzde kullandığımız ödemeler dengesi kavramının temelini atmıştır. Ancak ülkeler tarafından ödemeler dengesi istatistiklerinin sistematik bir şekilde hazırlanıp sunulması, İkinci Dünya Savaşı sonrasında IMF’nin kuruluşuyla birlikte gerçekleşmiştir (Börke Tunalı, 2007: 4-5).

Tanımda geçen yerleşik ekonomik birimler o ülkede bir yıldan uzun süredir bulunan birimlerdir. Bunlar merkezi hükümet, bankalar, gerçek ve tüzel kişiler, kuruluşlar olabilir. Uluslararası ekonomik ilişkiler açısından yerleşik olma kavramı yurttaşlıktan ziyade farklı ülkenin vatandaşı olsalar bile kişilerin sürekli oturdukları veya işlerini yürüttükleri ülkede yerleşik olduklarını ifade eder (Akbostancı, 2012: 2).

Tanımlarda geçen diğer belirleyici unsur ise ekonomik işlem kavramıdır. Uluslararası ekonomik işlemler, ele alınan ülke ile dış dünya arasındaki mal, hizmet ve faktör akımlarını içerir. Faktör akımları ise sermaye, emek ve teknolojiden oluşur. Genellikle bu ekonomik işlemler sonucunda parasal bir ödeme söz konusudur.

Sonuç olarak bir ülkenin dış ticaret dengesizliğinin boyutu ve hangi alanlarda (örneğin; fiziki mallar, turizm) açık ya da fazlası olduğu, ülkenin sahip olduğu

borçları ve yabancı varlıklarındaki azalışları ya da ödemiş olduğu borçları ve yabancı varlıklarındaki artışı, alınan borçların ve yapılmakta olan yatırımların yapısı ve parasal otoritelerin (merkez bankaları) aktiviteleri ödemeler bilançosu ile görülebilir (Brown and Hogendorn, 1994: 401).