• Sonuç bulunamadı

A. ESERLERDE ANA ÇİZGİLERİYLE VAKA ve HASEKİ SULTANLARIN DİĞER KARAKTERLERLE İLİŞKİSİ SULTANLARIN DİĞER KARAKTERLERLE İLİŞKİSİ

1. HASEKİ HURREM SULTAN’I KONU ALAN ROMANLAR

1.1. Hurrem Sultan ∗ Romanı

1.2.2. Hurrem Sultan Romanında Haseki Hurrem Sultan’ın Diğer Karakterlerle İlişkisi Karakterlerle İlişkisi

1.2.2.7. Rüstem - Hurrem Sultan İlişkisi

gözlerine ve ateşli dudaklarına başvurmuş, böylece yaptırmak istediklerini hünkâra daha kolay yaptırmıştır.

İşte Hurrem, Mısır meselesinin çıktığı günlerde yine aşkının gücünü, cezbediciliğini kullanarak hünkârdan Mısır’daki karışıklıkları düzeltmesi için oraya vezirini göndermesini ister. Kanuni Sultan Süleyman Hurrem'in, “gözden ırak olan gönülden de ırak olur” düşüncesiyle İbrahim’i göndertmek istediğini anlamasa da onun bu tür meseleleri dile getirmesine tepki gösterir. Çünkü İbrahim’den yani zevkinden ayrı düşeceğini düşünmek onu üzer. Hurrem, padişahın İbrahim konusunda ne kadar hassas olduğunu anlayınca daha fazla üzerine gitmeden gizliden gizliye İbrahim'in kuyusunu kazmaya devam eder. Ancak bu arada da padişahın içine şüphe düşürmekten de geri kalmaz.

Hurrem öncelikle İbrahim’i yok etmeyi, şehzade Mustafa’yı yok etmekten bile mühim bulur. Çünkü Şehzade Mustafa oğlunun rakibiyken İbrahim doğrudan kendi istikbalini tehdit eden bir rakip olmuştur. O nedenle Hurrem damat ve vezir yapma sözüyle yardım aldığı Rüstem’le birlikte İbrahim’i ölüme mahkûm ederler. Hurrem vezirin yaptığı her hareketi saraydaki adamlarıyla takip edip, padişahı ondan soğutmada ve uzaklaştırmada kullanacağı deliller toplar.

Piri Paşa’nın öldürülmesi olayından İbrahim'in sorumlu olduğunu ortaya çıkaran Hurrem ve Rüstem, padişaha bu olayı tüm ayrıntılarıyla anlattıktan sonra artık İbrahim, padişahın gözüne korkunç bir mahlûk olarak görünür ve Hurrem'in isteği üzerine öldürme görevini Rüstem’e verir. Bir gece İbrahim'in boğularak öldürülmesi üzerine

“kırmızı Rusyalı güzel kadın” ilk zaferini elde etmiş olur.

İbrahim gururuna, hırsına ve dikkatsizliğine yenik düşmüş, Hurrem de zekâsını, azmini, cazibesini kullanarak padişahın gönül dostunu katletmesini başarmıştır. Artık tek başına padişahın hem kalbinin hem de zevkinin hâkimi olmuştur.

oluştururlar. Rüstem, Hurrem'in her dediğini gözü kapalı yapacak, karşılığında da hem Mihrimah’la evlenip saraya damat olacak hem de vezirlik makamına geçecektir. Bu emellerine ulaşabilmek için “hiç üzülmeden bekliyor ve telaşsız bir itimada bürünüp Hurrem'e kölelik yapıyordu.”

Hurrem gerçekten de hem akıllı hem de sadık bir hizmetli olarak görür Rüstem’i.

Birlikte öncelikle İbrahim’i ortadan kaldırmayı düşünmüşler ve planlar yapmışlardır.

Rüstem, İbrahim'in hükümdarın gözünden düşmesi için elinden geleni yapmış, aleyhinde bir sürü propagandalar yaparak Hurrem'e çok yardımcı olmuştur.

Hurrem’le Rüstem farklı amaçlar için de olsa aynı hedefe yönelmişlerdir. Bu da onların birlikteliklerini daha da sağlam hale getirmiştir. Onları birbirine bağlayan bir başka neden ise Rüstem’in de Hurrem gibi Osmanlı sarayına sonradan gelmiş olması ve Türk kanı taşımamasıdır. Yazar Hurrem için sık sık “kırmızı Rusyalı kadın” tabirini kullanırken, Rüstem için de “Hırvat’tan dönme imrahor”u kullanarak, ikisinin de Türk asıllı olmayışına dikkatleri çekmek istemiştir. İki yabancı asıllı saray mensubu birbirlerine verdikleri sahte destekle, çevirdikleri türlü entrikalarla, uydurdukları yalanlarla ve dedikodularla İbrahim'in yanında İskender Çelebi ve Pîri Paşa’nın da ölümlerine neden olmuşlardır.

İlk hedef olan İbrahim’i ortadan kaldıran Hurrem, bu kez de Şehzade Mustafa’yı ortadan kaldırmak için Rüstem’le işbirliği yapar. Rüstem’in sadrazam yapılması isteğini hünkârının yine zayıf olduğu anları gözeterek söyler. Hurrem ve Rüstem bu uğurda ilk olarak vezir Lütfi Paşa’yı sonra da Hadım Süleyman Paşa’yı yine türlü oyunlarla azlettirip emellerine ulaşırlar.

Eserde Kanuni Sultan Süleyman’ın sürekli olarak maziye dönüp babası Yavuz Sultan Selim’i hatırladığı görülür. Yazar Bayezid’in kendi oğlu Yavuz Sultan Selim tarafından öldürülmesi olayına en çok da, Kanuni Sultan Süleyman’ın o günleri hatırlaması şeklinde geri döner. Kanuni Sultan Süleyman her defasında “Babamın dedeme yaptığını oğlum da bana yapmak istiyor.” düşüncesiyle sarsılmaktadır. Elbette bu şüpheyi onun aklına düşürenler yine Hurrem ve Rüstem ikilisidir. Kanuni Sultan Süleyman baskılara daha fazla dayanamayarak ve sürekli olarak sonunun dedesi gibi olacağını düşünüp buhranlar geçirmek istemeyerek bu işi sonuçlandırmak gerektiğine inanır ve oğlunun ölümüne rıza gösterir.

Yazar, Şehzade Mustafa’nın ölüm anını öyle etkili, öyle çarpıcı anlatmıştır ki bu durum sonunda okuyucunun, “geleceğin Fatih”i diye anılan yiğit Mustafa’ya karşı sevgisi artarken, padişaha karşı kızgınlık, Hurrem ve Rüstem’e karşı da nefret duyguları artmıştır. Çünkü hünkâr, oğlunun ölümünü kendi gözleriyle soğukkanlılıkla seyretmiştir. Bu da Hurrem ve Rüstem’in onun üzerinde ne derece etkili olduğunun bir göstergesidir.

Yazar olayı anlattıktan sonra Osmanlı tarihçilerinin, Celâlzade, Solakzade, Peçevi, Âli, Selânikî, Hacı Kalfa, Şehzade Mustafa’nın ölümünü hemen hemen aynı biçimde yazdıklarını belirtir. Bu yazdıklarını, Hurrem ve Rüstem’in caniliğini, kanıtlamak için bir takım açıklamalarda bulunur. “Olayı hem tarafsız bir gözle, hem alim bir tarihçi kafasıyla inceleyen Hammer, bu işi Rüstem Paşa’nın yaptığını ve onu da Hurrem’in teşvik ettiğini açıklıkla söyler. O devri yaşayan dikkat sahibi insanlar, cinayetin ebced hesabıyla tarihini tespit için Mekr-i Rüstem tamlamasını bulmuşlardır.”150 Yazar bunlarla da kalmayıp cinayetin işlenişini ayrıntılarıyla inceleyen âlim diplomat Busbecq’in incelemesinden de bir alıntı yapar. Buspecq, üvey annenin yani Hurrem'in kendi oğullarından birini tahta geçirmek için elinden geleni yaptığını bunun için de Rüstem’den yardım aldığını yazmıştır.

Şehzade Mustafa’nın ölümünden sonra sadrazamlıktan alınan Rüstem, Bayezid’in hükümdar olabilmesi için Hurrem sayesinde bir kez daha sadrazamlığa getirilir. Tabii bunun için de “kırmızı Rusyalı fettan kadın” ile “Hırvat’tan dönme Rüstem” görev başında olan sadrazam Ahmet Paşa’nın cellâtlarca boynunun uçurularak ölmesine göz yumarlar.

Son olarak Hurrem ve Rüstem, babayı ve oğulları birbirine düşüren hain planlarını yaparlar. “Zeki vezir” oyunlarını yine ustaca oynayarak padişahın ve şehzade Selim’in Bayezid’e düşmanlık beslemelerini sağlar. Padişaha ektikleri bu son cinayet tohumları da hemen büyüyüp yeşerir ve Bayezid’le birlikte beş çocuğunun da öldürülmesiyle sonuçlanır.

“Hırs ve cinayet delisi kadın” ile onun en büyük ortakçısı “zeki Rüstem”

Osmanlı İmparatorluğu’nda tamiri mümkün olmayan zararlara sebebiyet vermişlerdir.

150Tan, a.g.e., s. 509.

Bir babaya iki oğlunu, torunlarını ve sadrazamlarını öldürtmüşler, nice düzmece olayla birçok insanı makamından etmişlerdir.

Yazar romanında, Hurrem'in olduğu kadar Rüstem’in de Osmanlı İmparatorluğu’nda ne derece önemli sarsıntılar yaptığını her defasında vurgulamıştır.

Rüstem’in imparatorluk için önemli hizmetleri olduğunu söylese de Hurrem'e verdiği destekle en az onun kadar tehlikeli olduğunu da hissettirmiştir. Hatta bu nedenle Hurrem’in âdeta Rüstem sayesinde Hurrem olduğu da söylenebilir.