• Sonuç bulunamadı

KULLANILAN YAKLAŞIM VE YÖNTEMLER

III. Tür Program Değerlendirme Modelleri İle Değerlendirme: Tyler Modeli, Eisner

2.6.2. Program Değerlendirme Modelleri

Literatür incelendiğinde program değerlendirme yaklaşımlarına paralel olarak birçok program değerlendirme modeli olduğu görülmektedir. Program değerlendirme modellerindeki farklılık, büyük ölçüde program geliştirme yaklaşımına göre şekillenmektedir ve her bir model yanıtlamaya çalıştığı temel sorularla birbirinden ayrılmaktadır.

Özellikle son dönemde Uşun (2012) tarafından yapılan çalışmaya göre program değerlendirme yaklaşım ve modelleri örgün, yaygın ve bireysel eğitim (öğretim) kademe ve uygulamaları açısından üç boyutta ele alınmış ve toplam 58 program değerlendirme modeli olduğu belirtilmiştir. Bunun yanı sıra eğitimde program değerlendirme yaklaşım ve modelleri 14 ana grupta ele alınmış ve toplam 35 modeli incelenmiştir. Bunlar;

1.Hedef yönelimli değerlendirme yaklaşımları 2.Sistemlere dayalı(Yönetim Yönelimli) yaklaşımı 3.İşbirlikçi Değerlendirme yaklaşımı

4.Katılımcı Yönelimli yaklaşımı

5.Rakip yönelimli

6.Niteliksel değerlendirme 7.Uzmanlık yönelimli 8.Müşteri yönelimli

9.Postmodern değerlendirme 10.Geleneksel değerlendirme 11.Pragmatik değerlendirme 12.Hümanistik değerlendirme 13.Akademik değerlendirme

14.Diğer program değerlendirme modelleri (Uşun, 2012: 81).

Ornstein ve Hunkins (2004:340) program değerlendirme yaklaşım ve modelleri ni araştırmacının felsefi ve psikolojik duruşundan etkilendiğini belirtmektedir. Örneğin eğer davranışçı bir yaklaşımı savunuyorsa ya da betimleyici ya da sıralı bir şekilde yaklaşıp öğretim ya da programla ilgili spesifik sonuçlar almak istiyorsa, öğrencilerinin genel başarı sonuçlarına bakmayı tercih ederken; hümanistik felsefeyi savununan bir araştırmacı, öğretimin yapıldığı ortamın öğrencilerin öz algılarını geliştirip geliştirmediğine odaklanabilir, objektif testlere fazla önem vermeyebilir (Ornstein ve Hunkins, 2004:336). Bu şekilde birçok değerlendirme yaklaşımı olduğunu ifade ederek değerlendirme modellerini genel olarak 2 bölümde incelemiştir. Bunlar: Bilimsel-Pozitivist Değerlendirme Modelleri ve Hümanistik ve Naturalistik Değerlendirme Modelleri’dir.

Bilimsel-Pozitivist Değerlendirme Modellerinde amaç, programın hedeflerine

odaklanmak, amaçları sınıflamak, amaçları davranışsal terimlerle tanımlamak, başarıların gösterilebileceği durumlar bulmak, ölçme tekniklerini geliştirmek ya da belirlemek, öğrenci performans verileri toplamak ve amaçlarla elde edilen verileri karşılaştırmaktır. Örnek, Provus’un Farklar Yaklaşımı İle Değerlendirme Modeli, Stufflebeam CIPP Modeli, Stake Uygunluk-Yordama Modeli’dir.

Hümanistik ve Naturalistik Değerlendirme Modelleri ise; bilimsel

yaklaşımların aksine performansın ne olduğuyla değil, neden olduğuyla derinlemesine ilgilenir. Vurgu nesnel açıklamadan ziyade yorumlanabilir anlayıştadır. Hümanistik modellere örnek olarak, Stake’in Yanıtlamalı Program Değerlendirme Modeli, Aydınlatıcı Değerlendirme Modeli, Eisner’in Uzmanlık Değerlendirme Modeli, Lighthood’un Portre Modeli’ni vermiştir.

Teorisyenlere göre bu yaklaşımların her birinin kullanılış amacına göre zayıf ve güçlü yanları bulunmaktadır, bu bakımdan ütopik olarak en iyi yaklaşım ya da model yoktur. Fakat 21.yüzyılın en iyi yaklaşımlarını ortaya koymak adına Stufflebeam (1999) tarafından yapılan bir çalışmada, sayısı oldukça fazla olan değerlendirme yaklaşımları arasından seçilen 9 yaklaşım 1994 yılında Birleşmiş Komite Değerlendirme Standartlarınca kullanışlılık, faydalılık, uygulanabilirlik, doğruluk, uygunluk kriterlerine göre 21. yy. en iyi Program değerlendirme yaklaşımları olarak değerlendirilmiştir.

Değerlendirmeye alınan bu yaklaşımlar sırasıyla aşağıda verilmiştir:

Soru ve metot temelli (Quasi/Sözde Değerlendirme Çalışmaları) :

-Deneysel dizayn, Durum çalışması, Amaç temelli Yaklaşımlar

Gelişim ve Sorumluluk Odaklı yaklaşımlar

-CIPP

-Tüketici odaklı

Sosyal gündem ve savunuculuk

-Yanıtlayıcı ve müşteri merkezli

Karma metot -Faydalılık odaklı

Sonuçlar, CIPP modelinin tüm kategorilerde “oldukça iyi ve mükemmel” alarak en yüksek puanı alırken; hedefe yönelik (objective based) ve deneysel yaklaşım (experimental dizayn) en düşük puanları aldığını göstermektedir (Stufflebeam ve Shinkfield, 2007: 242).

21. yy. en iyi program değerlendirme yaklaşımları olarak nitelendirilen yaklaşımlar, alana katkıları, öncü isimleri ve değerlendirmeye bakış açıları çerçevesinde modellerden örneklerle aşağıda açıklanmıştır.

2.6.2.1. Soru ve Metot Temelli Yaklaşımlar (Quasi/Sözde Değerlendirme Çalışmaları)

Soru temelli değerlendirme çalışmaları belirli sorulara odaklanırken, metot temelli değerlendirme çalışmaları belirli metotları kullanır. Bu yaklaşımlarda metodoloji ve soruların programın değerini ölçüp ölçmediği ikinci plandadır. Soru temelli yaklaşımlar genellikle dar kapsamlı tanımlanmış sorularla başlamaktadır. Bu bir programın belirlenen davranışsal amaçlarından çıkarılabileceği gibi, alışılagelmemiş bir başarı durumuna kanıt bulmak veya betimlemek amacıyla da yapılabilir (Stufflebeam ve Schinkfield, 2007 :159)

2.6.2.2. Amaç Temelli Yaklaşımlar

Adından da anlaşılacağı üzere amaç temelli yaklaşımlarda, programın önceden belirlenen hedeflere ulaşıp ulaşılmadığına bakılarak programın başarısı ya da başarısızlığı hakkında bir değerlendirme yapılır.

Bu yaklaşımın öncüsü olarak herkesce bilinen isim Ralph W.Tyler’ dır. Daha sonraki yıllarda Tyler’ın modelini temel alarak model geliştiren pek çok araştırmacı olmuştur. Bunlara örnek olarak Hammond (1972), Metfessel Michael (1967), Popham (1969), Provous (1971),Steinmetz (1983) gibi birçok isim verilebilir (Stufflebeam ve Schinkfield, 2007:161).

Tyler Değerlendirme Modeli

Tyler’ın (1942) programa bakış açısı, (öğrenci, toplum ve konu gibi) açıkça tanımlanmış amaçlara ve ölçülebilir davranışlara bağlı olmalıdır şeklindedir. Dolayısıyla program değerlendirmenin amacı belirlenen amaçlara ulaşılıp ulaşılmadığının bir göstergesidir. Eğer amaçlara ulaşıldıysa başarılı olanlar; ulaşılamadıysa başarısız ele anılarak yorumlama yapılır.

Model uygulaması takip etmesi ve anlaşılması oldukça kolay olduğu için yıllarca kullanılmış ve günümüzde de Uluslar arası Standartlara ulaşma, akredite kavramlarının öne çıkmasısıyla sıklıkla kullanılmaktadır (Johnson, 2004:226).

 hedefleri belirlemek,  hedefleri sınıflandırmak,

 gözlenebilir hedeflere uygun olarak hedefleri ve amaçları tanımlamak,  amaçların gerçekleştirileceği durumları bulmak,

 ölçme tekniklerini geliştirmek ve seçmek,  performans verilerini toplamak,

 belirlenen amaçlarla performans verilerini karşılaştırmaktır (Guskey, 2000:49).

Metfessel Michael Modeli

1960’lı yılların sonunda Metfessel ve Michael tarafından geliştirilmiş olan değerlendirme modeli, program değerlendirme uzmanlarına okul programlarını değerlendirme sürecinde rehberlik edebilecek bir dizi ilkelerden oluşan hedefe dayalı bir model olduğu söylenebilir (Uşun, 2012:85).

Metfessel ve Michael Modelinin en faydalı yönü bir eğitim programının hedeflerinin başarılıp başarılmadığını yansıtmak için kullanılabilecek ölçü kriterlerini ifade etme çabalarıdır. Bu çabayı ifade etmede 8 basamak belirlemişlerdir. Bunlar: 1.Tüm toplum üyelerinin katılımı, 2. Genel amaçların ve özel hedeflerin yapılandırılması, 3. Özel hedeflerin ifade edilebilir ve öğrenmeyi kolaylaştırılabilir formlara dönüştürülmesi, 4. Ölçme araçlarının geliştirilmesi, 5. Periyodik ölçümlerin gerçekleştirilmesi, 6. Verilerin analiz edilmesi, 7. Analiz edilen verilerin yorumlanması ve 8. Program değişikliği, hedeflerin ve amaçların yeniden düzeltilmesi için önerilerin formüle edilmesidir (Popham, 1993: 26).

2.6.2.3. Sosyal Gündem ve Savunuculuk Yaklaşımları

Sosyal gündem ve savunuculuk yaklaşımları sosyal adaletin program değerlendirme ile arttırılması için çalışırlar. Genel anlamda söz konusu yaklaşımlarda savunulan temel fikir toplumun tüm kesimlerinin eğitimsel ve sosyal açıdan eşit şansa sahip olduklarını sağlamaktır. Program değerlendirme ile dezavantajlı kısımlara öncelik tanınmalıdır anlayışını savunmaktadır. Yapılandırmacı yaklaşıma Egon ve Guba;

Yanıtlayıcı ya da Müşteri temelli Değerlendirme değerlendirme yaklaşımına ise Stake örnek olarak verilmiştir (Stufflebeam ve Shinkfield, 2007:221–221).

Stake’in Yanıtlayıcı Değerlendirme Modeli

Robert Stake, Yanıtlayıcı temelli değerlendirme yaklaşımın öncülerindendir. Stake, Yanıtlayıcı program değerlendirme modelinde formal ve standart bir iletişimdense informal ve doğal iletişime daha fazla önem vermiş, niyet/amaç ve sonuçların ölçülmesindense programı ya da program aktivitelerini değerlendirmeye daha fazla odaklanmıştır. Yanıtlayıcı değerlendirme planlama ve gelişim içerir; fakat teknik-bilimsel modellerin yaptıklarından farklı olarak formal ve araştırma temelli bilgilere daha az güvenir. (Ornstain ve Hunkins, 2004:348).

Stake bu görüşlerini açıkça “Eğer program amaçlarından çok program aktivitelerine direkt olarak odaklanıyorsa, bilgi için hedef kitlenin ihtiyaçlarını yanıtlıyorsa, ve farklı programın başarısı için farklı değer perspektiflerinden bahsediyorsa, eğitimsel değerlendirmeler, yanıtlayıcı değerlendirmedir.” şeklinde dile etirmiştir (Stufflebeam ve Shinkfield, 1990:291).

2.6.2.4. Faydalılık Odaklı Değerlendirme

Karma değerlendirme yaklaşımını savunan değerlendirmeciler farklı fikirler, stiller ve tadların bir karmasını yaparlar. Karma değerlendirme yaklaşımları kategorisine giren, Faydalılık odaklı değerlendirme yaklaşımında tüm değerlendirme metotları adeta adil bir şekilde yarışırlar. Değerlendirmeci nitel, nicel, tanılayıcı, biçimlendirici, doğal ve deneysel metot gibi pek çok metot arasından kendine uygun olanların bir karmasını yaratabilir. Patton (1997)’un ifade ettiği gibi bu yaklaşım uluslar arası anlamda uygulanabilirliğe sahiptir ve öncüleri Patton (1997), Alkin (1995), Cronbach ve arkadaşları(1980), Davis ve Salasin (1975) olarak literatürde yerini almıştır (Akt. Stufflebeam ve Shrinkfield, 2007: 233).

2.6.2.5. Gelişim ve Sorumluluk Odaklı yaklaşımlar

Programı tüm yönleriyle değerlendirmeyi amaçlayan gelişim ve sorumluluk odaklı yaklaşımlar, çok fazla soru ve krtiterle (değeri, uygunluğu, güvenliği, önemi veya

eşitliği) bütüncül bir bakış açısıyla programı değerlendirmeye odaklanır. Yalnızca programın amaçlarına odaklanmaz, tüm olası ve ilgili sonuçları değerlendirir (Stufflebeam ve Shinkfield, 2007: 197).

Genellikle bu tür değerlendirmeler, tarafsızdır ve değerlendirme sorularını kesin ve samimi bir şekilde cevaplayacak gerçeklik peşindedirler. Çapraz değerlendirmelere olanak sağlayacak nitel ve nicel metotların birlikte kullanılmasıyla programın değerini tümüyle ortaya koymaya çalışır.

Stufflebeam Bağlam-Girdi-Ürün-Süreç (CIPP) Modeli

4 tür değerlendirmeyi temsil eden bu model, İngilizce kelimelerin baş harflerinin yazılışı ile C/Context:Bağlam, I/Input: Girdi, P/Process:Süreç, P/Product:Ürün değerlendirme olarak Türkçe literatürde yerini almıştır. Orijinal olarak David Stufflebeam ve Egon Guba tarafından ortaya çıkarılan model, Guba’nın sonraları naturalistik değerlendirmelerle ilgilenmesi ve Stuffebeam’in bu alanda aktif çalışmalar yapması sonucunda Stufflebeam’in değerlendirme modeli olarak anılmıştır (Popham,1993:34).

CIPP Modeli ilk olarak 1960’lı yılların sonlarında Amerika’da şehir merkezinde bulunan okul programlarını geliştirmek amacıyla kullanılmış, yıllar sonra geliştirilerek Amerika ve dışındaki okul programlarını, sosyal programları,sağlık sektöründeki çalışmaları ve projeleri,askeri alanlar gibi pek çok alanı değerlendirmek amacıyla diğer alanlara uyarlanmıştır (Stufflebeam, 2003: 31).

Bu modeli diğer değerlendirme modellerinden ayıran en temel özellik “değerlendirmenin kanıtlamak değil, geliştirmek olduğu” anlayışıdır. Bu sebeple değerlendirme öncelikli olarak kurumların çabalarını uzun vadede harekete geçiren, yardım edici, güçlendirici ve geliştirici bir fonksiyonel aktivite olarak görülmektedir (Stufflebeam ve Shinkfield, 2007: 331). Bu açıdan, değerlendirmeye farklı bir bakış açısı getirerek, değerlendirmeyi sürekli yapılan bir süreç olarak ele almıştır ve karar-yönetim merkezli yaklaşımlara en önemli katkıyı sağlamıştır (Ornstein ve Hunkins, 2004: 342). Stake ve Scriven ile karşılaştırıldığında, CIPP modelinin eğitime daha fazla sistem bakış açısıyla baktığı görülmektedir. Bireysel bir çalışmayı sürdürmek için değil

de bir kurumdaki karar vericilere halihazırdaki program hakkında değerlendirme hizmeti sağlamak için odaklanmaktadır (Madus, Scriven ve Stufflebeam, 1983:124).

CIPP modelini oluşturan temel kavramlar şekil 2.2 ‘de

gösterilmektedir. Temel değerler • SÜREÇ DEĞERLENDİRME • ÜRÜN DEĞERLENDİRME • GİRDİ DEĞERLENDİRME • BAĞLAM DEĞERLENDİRME

Amaçlar Planlar

Etkinlikler