• Sonuç bulunamadı

Problem çözme becerisi, fen bilimleri problem çözme becerisi ve matematik problem çözme becerisi olarak iki farklı şekilde ele alınmıştır. Bu amaçla, araştırmacı tarafından geliştirilen, fen bilimleri ve matematik dersine yönelik günlük yaşama dayalı rutin olmayan problemlerden oluşan ölçme araçları ile veriler elde edilmiştir. Öğrencilere, her etkinlik sonrasında, fen bilimleri ve matematik derslerine yönelik birer problem durumu sunulmuştur. Uygulama sonunda, öğrenciler fen bilimleri dersinden altı, matematik dersinden altı günlük yaşama dayalı rutin olmayan problem cevaplamışlardır. Deney grubu öğrencilerinin hem fen bilimleri hem de matematik problem çözme becerisi, kontrol grubu öğrencilerinin problem çözme becerisinden anlamlı derecede farklı olduğu belirlenmiştir (Tablo 22). Literatürdeki çalışmalar da bu sonucu destekler niteliktedir (Ceylan, 2014; Çorlu & Aydın, 2016; Dewaters & Powers, 2006; Fortus, vd., 2005; Gwon- Suk & Sun Young, 2012; Lou, vd., 2011; Pekbay, 2017; Sullivan, 2008; Wosu, 2013). Morrison (2006), FeTeMM eğitimiyle öğrenim gören öğrencilerin, problem çözmeyi uygulayarak öğrendikleri için, bunları yeni problemlere uygulayan iyi bir problem çözücü olduklarını ifade etmektedir. Benzer olarak, Dewaters ve Powers (2006) da, FeTeMM uygulamalarına dayalı derslerin öğrencilerin günlük yaşam problemlerini çözmelerine yardımcı olduğunu ifade etmiştir. Saleh’in (2016) ilkokul öğrencileriyle yaptığı çalışmada, öğrencilerin problem çözme becerilerinin önemli derecede arttığı belirlenmiştir. Gwon- Suk ve Sun Young (2012), sanatı da işe koştukları, fene dayalı Fen- Teknoloji- Mühendislik- Sanat- Matematik (STEAM) programının, ilkokul 4. sınıftaki üstün yetenekli öğrencilerin yaratıcı problem çözme becerilerinin gelişimine katkıda bulunduğunu belirlemişlerdir. Wosu’nun (2013) lise öğrencileriyle, Sullivan’ın (2008) ortaokul öğrencileriyle yaptıkları çalışmalarda da benzer sonuçlara ulaşılmıştır. Fortus vd. (2005) tarafından yine lise öğrencileriyle gerçek yaşam problemleri bağlamında yapılan çalışmada da öğrencilerin problem çözme becerilerinin geliştiği belirlenmiştir. Lou, vd., (2011), lisede öğrenim gören kız öğrencilerle yaptıkları çalışmada, FeTeMM yoluyla probleme dayalı öğrenmenin, öğrencilerin problem çözme becerisini geliştirdiği sonucuna ulaşmışlardır.

Yurt içinde yapılan çalışmalarda da benzer sonuçlara ulaşılmıştır. Taşdemir (2008), matematiksel düşünme becerileri kazandırmaya yönelik etkinlikleri içeren fen derslerinin, öğrencilerin problem çözme becerilerinin gelişimine katkı sağladığını belirlemiştir. Ceylan (2014) ve Pekbay’ın (2017) çalışmalarında, FeTeMM eğitiminin ortaokul öğrencilerinin problem çözme becerisini geliştirdiği belirlenmiştir. Çorlu ve Aydın’ın (2016) üniversite

119

öğrencileriyle yaptıkları çalışmada da öğrencilerin problem çözme becerilerinin düşük düzeyden orta düzeye ilerlediği sonucuna ulaşılmıştır.

Bu araştırmada, literatürdeki araştırmalardan farklı olarak, ilkokul öğrencilerinin fen bilimleri ve matematik problem çözme becerisi, rutin olmayan problemlerle ayrı ayrı ele alınmıştır. Deney ve kontrol gruplarının fen bilimleri problem çözme becerisi incelendiğinde, deney gruplarının ortalamalarının birbirine çok yakın olduğu ve orta düzeyde olduğu görülürken; kontrol grubunun ortalaması gösterememe düzeyinde kalmıştır. Mevcut öğretim programıyla, öğretim programlarında kazandırılması hedeflenen ortak becerilerden olan problem çözme becerisinin kazandırılamamış olması sonucu düşündürücüdür. Matematik problem çözme becerisi incelendiğinde; deney grubu öğrencilerinin problem çözme becerisi düşük düzeyde olsa da kontrol grubundaki öğrencilere göre oldukça yüksektir. Bununla birlikte, matematik problem çözme becerisi ortalamaları incelendiğinde, en yüksek ortalamanın araştırmacı tarafından FeTeMM eğitiminin uygulandığı Deney II grubunda olduğu, sınıf öğretmeni tarafından FeTeMM eğitiminin uygulandığı Deney I grubunda ortalamanın biraz daha düşük kaldığı görülmektedir. Bu durum, FeTeMM uygulamaları sırasında, sınıf öğretmeni tarafından disiplinler arası bütünleştirmenin yeterince yapılamamış olmasını, matematiğin fen bilimleri dersinin gerisinde kalmış olması durumunu akla getirmektedir. Kontrol grubunda yapılan gözlemlerde, fen bilimleri ve matematik ders içeriklerinin ayrı ayrı verildiği, matematik öğretim programında ifade edilen (MEB, 2015) yaşantılarla ilişki kurulmadığı ve somut deneyimlerle anlamlı ilişki kurmanın gerçekleştirilmediği, ayrıca matematik ders kitaplarında da rutin olmayan problemlere yeterince yer verilmediği (Tertemiz, vd., 2015), öğrencilerin bu tipte problemlerle karşılaşmadıkları görülmüştür. Bu nedenle, matematik problem çözme becerisinde, öğrencilerin rutin olmayan problemleri çözmede zorlandıkları ve kontrol grubunun deney grubunun çok gerisinde kaldığı söylenebilir.

Bu çalışmada, ilkokul öğrencilerinin fen bilimleri ve matematik problem çözme becerisi, problem çözme adımlarına göre de incelenmiştir. Genel olarak problem çözme adımları incelendiğinde, deney grubu öğrencilerinin fen bilimlerinde, her aşamada matematik dersine göre daha yüksek düzeyde beceri gösterdikleri belirlenmiştir. Bu durum, fen bilimleri dersinin daha çok günlük yaşamda karşılaştıkları bilgilere dayandığı, bu nedenle öğrencilerin günlük yaşama dayalı problem çözme süreçlerinde daha başarılı oldukları, matematiğin ise daha soyut olduğu ve öğrencilerin günlük yaşamla ilişkilendirmede biraz daha zorlandıkları şeklinde yorumlanabilir.

120

Fen bilimleri ve matematik dersindeki problem çözme adımları ayrı ayrı incelendiğinde, Fen bilimleri problem çözme becerisi problemi anlama aşamasında, deney gruplarındaki öğrencilerinin yüksek ve orta düzey beceride yoğunlaştığı görülürken, kontrol grubu öğrencileri orta ve düşük düzeyde beceri göstermiştir. Plan yapma ve planı uygulama/ çözüm aşamalarında, deney grubu öğrencileri orta düzeyde yoğunlaşırken, kontrol grubu öğrencileri düşük ve gösterememe düzeyinde beceri sergilemişlerdir. Bu durum, FeTeMM eğitiminin, mevcut eğitim programına göre, fen bilimleri problem çözme becerisini özellikle plan yapma ve planı uygulama/çözüm aşamasında geliştirdiği şeklinde yorumlanabilir. Kontrol aşaması incelendiğinde, deney gruplarının düşük düzey beceri gösterdiği, kontrol grubundaki öğrencilerin tamamının ise gösterememe düzeyinde kaldığı görülmektedir. Bu durum, FeTeMM eğitiminin, öğrencilerin çözümlerini kontrol etme becerilerine katkı sağlamadığı şeklinde yorumlanabilir.

Matematik problem çözme sürecindeki adımlar incelendiğinde ise, deney grubu açısından fen bilimleri problem çözme becerisine göre farklı sonuçlar elde edildiği görülmektedir. Problemi anlama aşamasında, deney II grubu öğrencileri yüksek düzeyde beceri gösterirken, deney I grubu öğrencilerinin orta ve düşük düzeyde yoğunlaştığı, kontrol grubunun ise gösterememe düzeyinde kaldığı görülmektedir. Bu durum, araştırmacı tarafından uygulanan FeTeMM eğitiminin, öğrencilerin matematik problemlerini anlamasına daha fazla katkıda bulunduğu, FeTeMM eğitiminin uygulandığı Deney I grubunda ise, sınıf öğretmeninin ilişkilendirmeyi yeterince yapamamış olması, bu nedenle öğrencilerin verilen günlük yaşam problemlerini yeterince anlayamamış olmaları durumunu akla getirmektedir. Öğrencilerin problemi anlama aşamasında yaşadıkları sıkıntıların diğer aşamaları da etkilediği düşünülmektedir. Ulu vd. (2016) çalışmalarında, öğrencilerin rutin olmayan problemleri çözerken, en fazla problemi anlama aşamasında hata yaptıklarını ve bunu diğer aşamaların izlediğini belirlemiştir. Bununla birlikte, Tertemiz (1994), problem çözme becerisi orta ve yüksek düzeyde olan öğrencilerin, problemi anlama becerisinin de yüksek olduğunu ifade etmiştir. Plan yapma aşamasında, deney gruplarındaki öğrenciler düşük düzeyde beceri gösterirken, kontrol grubundaki öğrenciler gösterememe düzeyinde kalmıştır. Her ne kadar, deney grubu öğrencileri kontrol grubu öğrencilerinden daha yüksek beceri göstermiş olsalar da deney grubu öğrencilerinin de düşük düzeyde kalması, FeTeMM eğitiminin matematik dersi plan yapma sürecindeki etkisi düşündürücüdür. Planı uygulama/ Çözüm aşaması incelendiğinde, deney grupları orta düzeyde beceri gösterirken, kontrol grubu

121

öğrencilerinin tamamı, gösterememe düzeyindedir. Kontrol grubunda yapılan gözlemlerde, mevcut öğretim programına göre matematik dersi işlenirken, sınıf öğretmeni tarafından öğrencilere, alıştırma niteliğinde matematik problemleri sunulduğu görülmüştür. Bu nedenle, öğrencilerin günlük yaşama dayalı rutin olmayan problemlerin öğrencilere farklı geldiği ve çözüme ulaşamadıkları söylenebilir. Kontrol aşamasında ise, deney grubu öğrencilerinin düşük düzeyde, kontrol grubu öğrencilerinin ise gösterememe düzeyinde kaldığı belirlenmiştir. Kontrol aşamasında, öğrencilerden kendilerine verilen probleme benzer problem yazmaları istenmiştir. Problem yazma, daha karmaşık bir süreç olduğundan becerinin kazanılması uzun sürebilir. Bu nedenle, hem deney hem de kontrol grubunda istenen beceri düzeyi kazanılmamış olabilir.

6.4. Deney Grubu Öğrencilerinin FeTeMM Eğitimine Yönelik Görüşlerine İlişkin