• Sonuç bulunamadı

Problem çözmeye ve Proje Tabanlı Öğrenmeye dayalı FeTeMM etkinliklerini içeren öğretimin, öğrencilerin fen bilimleri ve matematik derslerindeki başarı düzeylerini

114

belirlemek amacıyla, iki deney ve bir kontrol grubuyla çalışılmıştır. Deney I grubunda FeTeMM uygulamaları sınıf öğretmeni tarafından gerçekleştirilirken, Deney II grubunda araştırmacı tarafından gerçekleştirilmiş; kontrol grubunda ise sınıf öğretmeni tarafından mevcut öğretim programına göre ders işlenmiştir. Denel işlem öncesinde, öğrencilerin fen bilimleri, matematik ve eleştirel düşünme becerisi ön test sonuçlarına göre denk olduğu belirlenmiştir (Tablo 6; Tablo 7). Denel işlem sonrasında, deney ve kontrol grubu öğrencilerinin, hem fen bilimleri hem de matematik başarıları, deney grubu lehine anlamlı derecede farklılaşmaktadır (Tablo 16; Tablo 18). Elde edilen bulgular, bu yönde yapılan çalışmaları destekler niteliktedir (Ceylan, 2014; Judson, 2014; McClain, 2015; Olivarez, 2012; Pekbay, 2017; Wade- Shepherd, 2016; Yamak, vd., 2014; Yıldırım & Altun, 2015). Fen ve matematik başarıları ayrı ayrı ele alındığında, uygulama sonrasında, hem deney gruplarının hem de kontrol gruplarının fen bilimleri akademik başarısındaki artışın, matematik dersindeki artıştan daha yüksek olduğu dikkat çekmektedir. Bunun sebebi, deney gruplarındaki öğrencilerin, disiplinler arası yaklaşıma alışkın olmamaları, konu alanları ilişkilendirilmesine rağmen, bazen dersi yalnızca fen bilimleri olarak algılamaları olabilir. Araştırmacı tarafından yapılan gözlemlere bağlı olarak kontrol grubunda ise, konuların yalnızca matematik dersinde ele alınması, başka bir deyişle bir bağlam çerçevesinde ele alınmamış olması matematik başarısının düşük kalmasına neden olmuş olabilir. Ancak yine de farklı disiplinlerin birlikte ele alınması, öğrenci başarısında etkili olmuştur denilebilir. Bu yönde, Wade- Shepherd (2016), ortaokul öğrencileri üzerinde FeTeMM müfredatının etkisini belirlemeye çalışmış ve FeTeMM eğitimiyle ders alan öğrencilerin fen ve matematik başarılarının, geleneksel yönteme göre ders alan öğrencilere göre önemli derecede daha iyi olduğunu belirlemiştir. Yine ortaokul öğrencileriyle çalışma yapan Olivarez (2012), FeTeMM programının, matematik, fen ve okuma alanlarında akademik başarıyı olumlu etkilediği sonucuna ulaşmıştır.

Fen bilimlerinde hem grup içi, hem de gruplar arasındaki deney grubu lehine olan başarı artışı yorumlandığında, deney gruplarındaki fen bilimleri başarısındaki artış, Wendell ve Rogers’ın (2013) ilkokul öğrencileri ile yaptığı çalışmada da ortaya çıkmıştır. Çalışmada, mühendislik tasarımına dayalı bir müfredatın ilkokul öğrencilerinin fen içeriğine yönelik bilgilerini artırdığı belirlenmiştir. Benzer şekilde lise öğrencileriyle gerçekleştirilen başka bir çalışmada, FeTeMM akademik performans etkisi projesiyle, öğrencilerin fen ve matematik başarılarının arttığı sonucuna ulaşılmıştır (Wosu, 2013). Ortaokul düzeyinde Vollstedt vd., (2007) tarafından yapılan başka bir çalışmada ise; robotları kullanarak

115

öğrencilerin FeTeMM alanlarındaki bilgilerini artırmak amaçlanmış ve sonuç olarak fen, matematik, mühendislik, robotik, bilgisayar programlama alanlarında artış olduğu belirlenmiştir. Ricks (2006), FeTeMM etkinliklerine dayalı bir yaz bilim kampında yaptığı çalışma sonucunda, benzer olarak ortaokul öğrencilerinin fen alanındaki bilgilerini artırdığını belirlemiştir.

Yurt içinde yapılan çalışmalar incelendiğinde; ilkokul düzeyinde yapılan çalışmaya rastlanmamakla birlikte, diğer düzeylerde benzer sonuçlar görülmektedir. Yamak vd., (2014) yaz döneminde bir proje kapsamında, FeTeMM etkinlikleri ile gerçekleştirdikleri çalışma sonucunda, ortaokul öğrencilerinin fen başarısını artırdığı sonucunu belirlemişlerdir. Benzer şekilde, yine ortaokul öğrencileriyle gerçekleştirilen farklı araştırmalarda, FeTeMM etkinliklerine dayalı öğretimin, öğrencilerin fen bilgisi dersi başarılarını artırdığı belirlenmiştir (Ceylan, 2014; Yıldırım, 2016). Bu bağlamda, söz konusu bu araştırmanın yukarıdaki çalışma bulgularıyla benzerlik gösterdiği söylenebilir. Öğrencilerin matematik başarıları düşünüldüğünde, her ne kadar fen bilimleri dersinden daha düşük bir başarı sergilemiş olsalar da, grup ayrımı yapmaksızın araştırmaya katılan öğrencilerin puan ortalamalarının anlamlı düzeyde farklılaştığı belirlenmiştir. Süreç sonunda, ölçüm faktörlerinin ortak etkisi incelendiğinde, farklı gruplarda olmak ile tekrarlı ölçümler faktörlerinin matematik başarısı üzerindeki etkisi anlamlıdır. Deney grubuna uygulaması yapılan FeTeMM temelli etkinlikleri içeren eğitim, öğrencilerin matematik dersi akademik başarılarının artmasında etkili olmuştur. Ancak, kontrol grubunda, öğrencilerin başarıları düşmüştür. İlkokul Matematik Öğretimi Programında, öğrencilerin yaşantıları ile matematik arasında ilişki kurmaları, somut deneyimlerle, matematiksel anlamlar oluşturmalarının önemli olduğu ifade edilmektedir (MEB, 2015). Söz konusu araştırmada, deney grubu öğrencileri, etkinlikler süresince gerçek yaşam problemleriyle karşı karşıya kalmış ve problemi çözmek için geçmiş bilgileriyle ilişkiler kurmuş ve somut deneyimlerle öğrenme gerçekleştirmiştir. Kontrol grubunda yapılan gözlemlerde ise, ilişkilendirmeler çok fazla yapılmadan, soyut bir şekilde dersin işlendiği görülmüştür. Bununla birlikte, deney grubunda öğrencilerle yapılan görüşmelerde, öğrenciler, uygulama süresince eğlendiklerini, deney yaptıklarını, matematik dersini ilerlettiklerini belirtmişlerdir. Kontrol grubunda ise, derslerin öğretmen merkezli işlenmesi ve kitaptan işlenmesi, öğrenciler için sıkıcı ve zor olmuş olabilir. Bu da deney grubundaki öğrencilerin başarısı artarken, kontrol grubunda düşüşe neden olmuş olabilir. Benzer şekilde, FeTeMM eğitiminin ilkokul 4. sınıf öğrencilerinin matematik başarısı üzerindeki

116

etkisini belirlemeyi amaçlayan McClain (2015), FeTEMM okullarında öğrenim gören öğrencilerin matematik başarısının, FeTeMM okullarında öğrenim görmeyen öğrencilere göre, anlamlı derecede yüksek çıktığını belirlemiştir. Judson (2014) da FeTeMM eğitiminin ilkokul öğrencilerinin matematik başarısını artırdığı sonucuna ulaşmıştır. Eldeki bulgularda, matematik başarısının fen bilimlerindeki başarı kadar artış göstermemesi sonucu ise, Kager (2015) ve Tolliver’ın (2016) bulgularıyla matematik başarısı üzerinde önemli bir etkisi olmadığı sonucunu düşündürmektedir.