• Sonuç bulunamadı

Master, Cheryan, Moscatelli ve Meltzoff (2017), birinci sınıf öğrencilerinin FeTeMM alanları hakkındaki kalıplaşmış düşüncelerini değerlendirmek ve bu düşüncelere rağmen, kız öğrencilerin FeTeMM motivasyonlarını geliştirmek için yapılan uygulamayı test etmeyi amaçlayan “Programming Experience Promotes Higher STEM Motivation Among First- Grade Girls” isimli bir çalışma yapmışlardır. Çalışma 6 yaşındaki bir deney, iki kontrol grubu olmak üzere 96 öğrenciyle gerçekleştirilmiştir. Birinci sınıf öğrencilerinin, robotlar ve programlamada erkek öğrencilerin kızlardan daha iyi oldukları yönünde kalıplaşmış bir inançları bulunmakta; fakat matematik ve fenle ilgili aynı düşünceyi taşımadıkları görülmektedir. Çalışma, bu inancı değiştirmek amacıyla yapılan uygulamanın etkililiğini test etmektedir. Bu amaçla, deney grubundaki kız öğrenciler, cep telefonlarını kullanarak bir robot programlamış, kontrol grubunun birinde öğrenciler, kendilerine verilen kartları kısa hikâyeler şeklinde teknolojiyi kullanmadan anlatmışlar, diğer kontrol grubunda ise herhangi bir aktivite yapılmamıştır. Uygulama sonunda, deney grubundaki kız öğrencilerin kontrol gruplarındaki öğrencilere göre teknolojiye daha yüksek düzeyde

36

ilgi gösterdikleri ve bu alanda daha yüksek düzeyde öz yeterlik sahibi oldukları görülmüş, erkeklerle kıyaslandığında ise ilgi ve öz yeterlik bakımından önemli bir farklılık olmadığı belirlenmiştir. Bu bulgular, çocukların bilgisayar bilimleri ve mühendislikte kimlerin üstün olduğu hakkındaki güncel Amerikan kültürünü yansıtmakta ve genç kızlara teknolojik aktiviteler deneyimleme şansı verilmesinin sağladığı yararları göstermektedir.

Dubriwny, Printchett, Hardesty ve Hellman (2016), “Impact of Fab Lab Tulsa on Student Self- Efficacy Toward STEM Education” isimli çalışmalarında, ortaokul öğrencilerinin Fab Lab Tulsa’nın, FeTeMM eğitimine yönelik tutum ve öz yeterlikleri üzerine etkilerini araştırmışlardır. Fab Lab Tulsa, öğrenciler için temel kesme, öğütme ve elektronik araçlardan oluşan öğrenme becerileri, buluşlar geliştirmek, işletmeler yaratmak ve kişiselleştirilmiş ürünler üretmek için ileri üretim ve dijital imalat araçlarına toplu erişim sağlayan bir üretim laboratuarıdır. Fab Lab Tulsa’daki programlar, deneyimleri zenginleştiren, okul deneyimlerine değer katan, uygulamalı, deneyim temelli etkinlikler yoluyla öğrencilerin öğrenmesine ilham veren resmi olmayan FeTeMM eğitimi olarak tanımlanabilir. Araştırma sonuçları, FeTeMM oturumlarına katılan öğrencilerin öz yeterliklerinde anlamlı bir artış olduğu gözlemlenmiştir. Bununla birlikte, FeTeMM’e yönelik tutumları da etki ve beceri düzeyleri ile önemli bir pozitif ilişkiye sahip olduğu belirlenmiştir.

Patrick (2016), 7 ve 8. sınıf FeTeMM öğretmenleriyle yaptığı “Teacher Perception of Technology As a Conduit Acquiring Critical Thinking Skills” isimli çalışmada, temel matematik hesapları için, öğrenciler tarafından kullanılan hesap makineleri ya da teknoloji destekli araçların, üst düzey düşünmeyi öğrenme yolu olarak kullanımına yönelik algıları keşfetmeyi amaçlamıştır. Veri toplama sürecinde görüşme, öğretmen günlükleri ve anketlerden yararlanılmıştır. Öğretmenlerin çoğu, öğrencilerin üst düzey becerilere ya da eleştirel düşünme becerisine ulaşabilmek için teknolojiyi kullanmalarının yardımcı olacağını belirtmektedir. Elde edilen verilere göre; teknoloji kullanmaya yönelik FeTeMM öğretmenlerinin bakış açısı, özel eğitime ihtiyaç duyan öğrencilerin eleştirel düşünme ve üst düzey düşünme becerilerine yardımcı olmak için teknolojiyi kullanabilecekleri şeklindedir.

Saleh (2016), ilkokul öğrencilerinin FeTeMM’e yönelik tutumlarını ve problem çözme becerilerini belirlemek amacıyla, “A Proposed Unit in The Lights of (STEM) Approach and Its Effect on Developing Attitudes Towards (STEM) and Problem Solving Skills for Primary Students” isimli bir çalışma yapmıştır. Araştırma, FeTeMM eğitimi yaklaşımı,

37

ilköğretim öğrencilerinin ihtiyaçları ve Mısır toplumunun ve çağın ihtiyaçları göz önünde bulundurularak yapılmıştır. Çalışma ilkokul 5. sınıf öğrencileriyle gerçekleştirilmiştir. Ünitenin öğretim sürecinde, mühendislik tasarım süreci uygulanmıştır. Veriler, uygulama öncesi ve uygulama sonrası ölçümlerle elde edilmiştir. Araştırma sonuçlarına göre, uygulama sonrasında, öğrencilerin FeTeMM’e yönelik tutumları ve problem çözme becerileri, önemli derecede artış göstermiştir.

Tolliver (2016), yapmış olduğu “The Effects of Science, Technology, Engineering and Mathematics (STEM) Education on Elementary Students Achievement in Urban Schools” isimli çalışmasında, FeTeMM eğitiminin, ilkokul 5. sınıf öğrencilerinin matematik ve okuma başarısı üzerindeki etkisini belirlemeyi amaçlamıştır. Çalışma, 64’ü deney grubunda, 53’ü kontrol grubunda olmak üzere 117 öğrenci ile gerçekleştirilmiştir. Deney grubundaki öğrenciler FeTeMM eğitimi uygulanan okulda öğrenim görürken, kontrol grubundaki öğrenciler, geleneksel öğretimin yapıldığı okulda öğrenim görmektedir. Verileri elde etmede standart test sonuçları kullanılmıştır. Elde edilen sonuçlara göre, deney ve kontrol grubu öğrencilerinin matematik başarısı arasında anlamlı farklılık bulunmazken, okuma başarısı bakımından FeTeMM eğitimi uygulanan okulda öğrenim gören öğrencilerin yüksek derecede başarılı olduğu belirlenmiştir.

Wade- Shepherd (2016), “The Effects of Middle School STEM Curriculum on Science and Math Achievement Score” isimli tezinde, FeTeMM eğitiminin, 7 ve 8. sınıf öğrencilerinin fen ve matematik başarısı üzerine etkisini belirlemeyi amaçlamıştır. Çalışmaya 2071 öğrenci katılmıştır. Çalışmada, aynı bölgede FeTeMM eğitimi sınıflarında öğrenim gören öğrencilerle, geleneksel sınıflarda öğrenim gören öğrencilerin başarıları, devlet tarafından yapılan çoktan seçmeli, dil bilimleri, matematik, fen ve sosyal bilimler gibi belirli konulardaki becerileri ölçen sınav sonuçlarıyla karşılaştırılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre, FeTeMM eğitimi sınıfındaki 8. sınıf öğrencilerinin, geleneksel sınıfta öğrenim gören öğrencilerin fen ve matematik başarılarına göre önemli derecede daha iyi olduğu belirlenmiştir. Bununla birlikte, FeTeMM sınıflarında öğrenim gören 7 ve 8. sınıf öğrencilerinin fen ve matematik başarıları arasında da önemli, güçlü ve pozitif bir ilişki bulunduğu belirlenmiştir.

Hashem (2015), “The Impact of Project Lead the Way Gateway to Technology Foundation Unit Completion on Students’ Critical- Thinking Skills” isimli doktora tezinde, öğrencileri küresel ekonomi için hazırlamak amacında olan; lise öğrencileri için Mühendislik, Biyomedikal, Bilgisayar Bilimleri; ortaokul öğrencileri için Teknolojiye Giriş; ilkokul

38

öğrencileri için Başlangıç olmak üzere beş aşamadan oluşan Project Lead The Way programının, ortaokul öğrencilerinin eleştirel düşünme becerisi üzerindeki etkisini belirlemeyi amaçlamıştır. Bu kapsamda tasarlanan Teknolojiye Giriş ünitesi, öğrencileri lise programına hazırlamayı amaçlamaktadır. Her program kendi içinde ünitelerden oluşmaktadır. Bu çalışmada ortaokul öğrencileri için hazırlanan Teknolojiye Giriş- Temel Üniteler- Tasarım ve Modelleme ve Otomasyon ve Robotik uygulanmıştır. Çalışma ön test- son test kontrol gruplu yarı deneysel desen olarak tasarlanmıştır. Deney grubunu, 6. sınıf öğrencileri tasarım ve modelleme gurubu (63 öğrenci), 7. sınıf öğrencileri ise otomasyon ve robotik grubu (27 öğrenci) olmak üzere oluşturmuştur. Kontrol gruplarında ise bu dersleri almayan 6. sınıftan 28 ve 7. sınıftan 19 öğrenci bulunmaktadır. Araştırma sonuçlarına göre; tasarım ve modelleme grubundaki öğrencilerin eleştirel düşünme becerileri kontrol grubundaki öğrencilere göre daha yüksektir. Ancak, otomasyon ve robotik grubunda bulunan öğrencilerin eleştirel düşünme becerileri kontrol grubundaki öğrencilerle karşılaştırıldığında önemli bir farklılık bulunmamaktadır. Bununla birlikte, ünitenin kız ve erkek öğrencilerin eleştirel düşünme becerisini benzer düzeyde etkilediği belirlenmiştir.

Kager (2015), “Effects of Participation in a STEM Camp on STEM Attitudes and Anticipated Career Choices of Middle School Girls: A mixed Methods Study” isimli doktora tezinde, Amerika Birleşik Devletleri’nde Midwestern Üniversitesi’ndeki yaz FeTeMM kampına kimin, ne ölçüde ve hangi düzeyde katılım sağladığını ve bu kampın 10-14 yaş arasındaki 23 kız öğrencinin FeTeMM’e yönelik tutumlarını ve kariyer hedeflerini nasıl etkilediğini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Bu amaçla güven, yararlılık, başarı, motivasyon, demografik veriler içeren ön test ve son test verileri, katılımcıların kamp deneyimleri ve kampın, katılımcıların tutum ve kariyer hedefleri üzerine etkisini belirlemeye yönelik katılımcılarla yapılan görüşmeler, katılımcıların fen ve matematiğe ilişkin algılarını ve bu alanlarla olan ilişkilerini, bu alanlarla ilgili olarak ebeveyn ve akranlarının ne kadar destekleyici olduğunu düşünmeleri istenen günlükler ve saha notları kullanılarak veriler elde edilmiştir. Araştırma sonucunda, katılımcıların FeTeMM’e yönelik tutumlarının olumlu olduğu, başarı bakımından ise anlamlı bir farklılık olmadığı belirlenmiştir. Bununla birlikte, nitel sonuçlar ise, kampın, hevesli eğitmenler, yaratıcı özgürlüğe izin veren aktiviteler yoluyla katılımcıların olumlu tutumlarını güçlendirdiğini göstermektedir. Sonuç olarak FeTeMM kampına katılmanın, FeTeMM’e yönelik tutum, motivasyon ve farkındalık üzerinde olumlu bir etkisi olduğunu göstermektedir.

39

McClain (2015), FeTeMM eğitimi alan ve almayan, 4. sınıfta öğrenim gören azınlık öğrencilerinin akademik başarıları arasında fark olup olmadığını belirlemek amacıyla, “The Effect of STEM Education on Mathematics Achievement of Fourth- Grade Underrepresented Minority Students” isimli bir tez çalışması yapmıştır. Bu amaçla, hem eyalet içinde hem de ulusal yapılan 3 yıl sonu standart sınav sonuçları kullanılmıştır. Bu testler; sayılar, ölçüm ve veri analizi, geometri, cebir alanlarını içermektedir. Araştırmaya, FeTeMM okullarında öğrenim gören 344 öğrenci ve FeTeMM okullarında öğrenim görmeyen 410 öğrenci katılmıştır. Araştırmadan elde edilen sonuçlara göre, 3 yıl boyunca FeTeMM okullarında öğrenim gören azınlık öğrencilerinin, FeTeMM okulu olmayan okullarda öğrenim gören azınlık öğrencilerine göre matematik başarıları önemli derecede yüksek çıkmıştır. Bununla birlikte; sayılar, ölçme ve veri analizi, geometri alanlarında 3 yılda da ölçüm sonuçları FeTeMM okullarında öğrenim gören öğrencilerin lehine iken, cebir alanında, 2011- 2012 yılındaki test sonuçları FeTeMM okulu olmayan okullarda öğrenim gören öğrencilerin lehine çıkmıştır. FeTeMM okulu olmayan okullarda öğrenim gören azınlık öğrencilerinin test sonuçları yıldan yıla farklılık göstermemiştir.

Rehmat (2015), “Engineering the Path to Higher- Order Thinking in Elementary Education: A Problem- Based Learning Approach for STEM Integration” isimli doktora tezinde, ilkokulda, probleme dayalı bütünleştirilmiş FeTeMM müfredatı ile geleneksel öğretim yöntemleri ile uygulanan bütünleştirilmiş FeTeMM müfredatının karşılaştırılmasını amaçlamıştır. 4. sınıf öğrencilerinin FeTeMM alan bilgisi, eleştirel düşünme becerisi ve FeTeMM’e yönelik tutumları ile probleme dayalı öğrenme yöntemine yönelik deneyim ve algıları araştırılmıştır. Çalışmada, ön test- son test, deney- kontrol gruplu yarı deneysel desen kullanılmıştır. Verilerin elde edilmesinde, her iki grupta da alan bilgisi değerlendirme testi, eleştirel düşünme becerisi testi ve FeTeMM tutum ölçeği; deney grubu için de ayrıca probleme dayalı öğrenme anketi kullanılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre; alan bilgisinde her iki grupta da uygulama süresince gelişim gözlenirken, deney grubunun önemli düzeyde daha iyi olduğu görülmüştür. Eleştirel düşünme becerisine bakıldığında, probleme dayalı FeTeMM öğretiminin yapıldığı deney grubunun eleştirel düşünme becerisinin, kontrol grubuna göre çok daha iyi olduğu görülmüştür. FeTeMM’e yönelik tutuma bakıldığında, her iki grupta da olumlu değişim gözlenmesine rağmen, probleme dayalı FeTeMM öğretiminin yapıldığı deney grubunda, daha olumlu tutum olduğu görülmüştür. Nitel sonuçlara bakıldığında, deney grubunun probleme dayalı öğrenmeden hoşlandıkları, probleme dayalı öğrenmenin, öğrencileri çeşitli öğrenme

40

yaklaşımlarını uygulamaları için cesaretlendirdiği ve bu yöntemin etkili olduğu belirlenmiştir.

Judson (2014), FeTeMM özelliklerine odaklanan okulların, öğrencilerin matematik, okuma ve dil sanatları alanlarındaki başarılarının üzerinde belirgin bir etkiye sahip olup olmadıklarını değerlendirmek amacıyla yaptığı, “Effects of Transferring to STEM- Focused Charter and Magnet Schools on Student Achievement” isimli çalışmasında, ilkokul öğrencilerine eğitim veren dokuz FeTeMM odaklı öğrencilere ücretsiz eğitim veren ve öğrencileri geniş bir alana çekebilen charter okulları ve iki de FeTeMM odaklı geleneksel bir okul bölgesi tarafından işletilen uzmanlaşmış magnet okuluna geçiş yapan öğrencilerle, FeTeMM odaklı olmayan okullara geçiş yapan öğrencilerin başarısını matematik, dil sanatları ve okuma alanlarında değerlendirmiştir. FeTeMM odaklı ilköğretim okullarına geçiş yapan öğrencilerin başarıları, yeni okullarında üç yıl sonra değerlendirilmiş, hem eski okullarındaki başarıları hem de karşılaştırma gruplarındaki öğrencilerin başarıları ile karşılaştırılmıştır. FeTeMM odaklı magnet okullara geçiş yapan öğrencilerin başarısında zaman içerisinde karşılaştırılan gruba göre önemli bir farklılık yoktur. Bunun nedeni, bu okulların niteliği ve okul bölgelerinde nasıl yapılandırıldığından kaynaklanıyor olabilir. FeTeMM odaklı charter okullarının analizinde ise bu okulların yüksek başarıya sahip öğrencileri çekebileceği ve öğrecilerin dil sanatları ve okuduğunu anlama açısından önemli derecede daha fazla başarılı oldukları belirlenmiştir. Öğrenci başarısı, hem geçiş yapmadan önce hem de geçiş yaptıktan sonra (3 yıl) önemli artış göstermiştir.

Şahin vd., (2014), yaptıkları “Fen, Teknoloji, Mühendislik ve Matematik İçerikli Okul Sonrası Etkinlikler ve Öğrenciler Üzerindeki Etkileri” çalışmalarında, Amerika Birleşik Devletleri’nin güneydoğusunda bulunan bir okuldaki 4-12. sınıf arası okul sonrası etkinliklere en az bir kere katılmış 10 öğrenciyle gerçekleştirilen robotbilimleri, mathcounts, Amerikan matematik yarışması, fen bilimleri olimpiyatları, bilim şenliği ve okullararası üniversite ligi olmak üzere tasarlanan FeTeMM etkinliklerinin öğrenciler üzerindeki etkisini araştırmışlarıdır. Çalışmada veriler, etkinlik sırasında yapılan gözlemler, saha notları ve katılımcı öğrencilerle birebir yarı yapılandırılmış görüşmeler yoluyla elde edilmiştir. Elde edilen bulgular sonucunda, FeTeMM ile ilgili okul sonrası etkinliklerin, bağımsız ve iş birliğine dayalı bilimsel araştırmalara yönelik ve 21. yüzyıl becerilerinin geliştirilmesine katkı yapabilecek potansiyelde olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

41

Talbot (2014), 3 - 6. sınıf öğrencilerinin okul dışı programların cinsiyete göre, bilgi kazanımı, kalıcılık ve FeTeMM’e yönelik tutumları üzerine etkisini incelediği “Effects of Out- Of- School Time STEM Education Programs” isimli tezinde, güncel konular etrafında mühendislik kurallarını öğretecek şekilde etkinlikler tasarlamıştır. Etkinlikler, mühendislerin problem çözerken kullandıkları adımları içeren mühendislik tasarım sürecini öğretmektedir. Süreçte, çözüme geçmeden önce, bireysel ve grup olarak planlama yapma, iş birliği gibi becerilerin gelişimi üzerinde durulmuştur. Çalışmada erkek ve kız öğrenciler arasındaki farklılığın belirlenebilmesi için ön test- son test ve kalıcılık testi yapılmış ve elde edilen veriler, tekrarlı ölçümler analizi ile analiz edilmiştir. Elde edilen sonuçlara göre, FeTeMM alanlarındaki bilgi kazanımı her iki cinsiyet için de benzer seviyede olurken, tutumla ilgili bulgular incelendiğinde, kız öğrencilerin tutumlarının zaman içinde değişim göstermediği, bunun yanında erkek öğrencilerin ilgisinde azalma olduğu belirlenmiştir.

Smith ve Hughes (2013), ortaokul öğrencileriyle projeye dayalı bir çalışma yapmıştır. “Parabolic Mirror Focusing on Science, Technology, Engineering and Mathematics” isimli çalışmada, öğrenciler güneş enerjisinden daha fazla yararlanabilmek için Archimedes’in ilkelerinden yararlanarak parabolik aynalar tasarlamışlardır. Öğrenciler, kış ayları boyunca odak noktasını en iyi şekilde ayarlamak, en uygun açıyı bulabilmek için çeşitli deneyler ve matematiksel hesaplamalar yapmışlardır. Daha sonra uygun olduğunu düşündükleri materyallerle kendi aynalarını tasarlamışlardır. Araştırmacılar, süreç içerisinde öğrencilerin öğrenmeye çok istekli olduklarını, fen, matematik ve mühendislik arasındaki ilişkiyi fark ettiklerini belirtmişlerdir. Etkinlik sonunda, öğrencilerin yeni projeler yapmak için çok istekli oldukları ve hemen çalışmaya başladıkları ifade edilmiştir.

Şahin (2013), “STEM Clubs and Science Fair Competetions: Effects on Post-Secondary Matriculation” isimli tarama çalışmasında, Amerika’da sözleşmeli okullarda öğrenim gören 149 öğrenciyle çalışmış, öğrencilerin bilim fuarlarına ve FeTeMM kulüplerine katılımlarıyla, onların ortaöğretimden sonra FeTeMM alanlarındaki seçimleri arasındaki ilişkiyi araştırmıştır. Araştırmadan elde edilen sonuçlara bakıldığında birden fazla bilim fuarına katılan öğrencilerin ortaöğretimden sonra FeTeM alanlarını daha fazla seçtikleri, FeTeMM kulüplerine katılan öğrencilerle yine FeTeMM alanlarına yönelmeleri arasında pozitif ilişki olduğu ve bir üst öğrenim kurumuna yerleştirme sınavında FeTeMM alanlarında ulusal ortalamanın üzerinde bir performans sergiledikleri görülmüştür.

42

Tseng vd. (2013) proje tabanlı öğrenme ve FeTeMM’i birlikte işe koştukları “Attitudes Towards Science, Technology, Engineering and Mathematics (STEM) in a Project- Based Learning (PjBL) Environment” çalışmalarında 2008 kış tatili boyunca, beş haftalık “çok fonksiyonlu elektrikli araç” adlı iş birliğine dayalı, takım çalışması ve bireysel FeTeMM bilgilerinin aktif şekilde kullanımını gerektiren bir yarışma gerçekleştirmişlerdir. Çalışmayı, Tayvan’daki bir teknoloji enstitüsünden meslek lisesi geçmişi olan 30 öğrenci ile 5 grup halinde yürütmüşlerdir. Aktiviteden önce ve sonra, öğrencilerin tutumlarını belirlemek amacıyla anket ve yarı yapılandırılmış görüşme uygulamışlardır. Aktivite sonunda, öğrencilerin FeTeMM’in fen ve mühendislik alanlarındaki önemini tanımladıkları, gelecek kariyerleri açısından yararlı olacağına inandıkları ve öğrencilerin mühendislik konularına karşı tutumlarında önemli şekilde olumlu artış olduğu sonucuna ulaşmışlardır.

Wendell ve Rogers, (2013), “Engineering Design- Based Science, Science Content Performance and Science Attitudes in Elementary School” isimli çalışmasında, mühendislik tasarımına dayalı bir müfredatın, ilkokul öğrencilerinin fene yönelik tutumları ve fen bilgisi içerik bilgilerini değiştirip değiştirmediğini araştırmayı amaçlamışlardır. Araştırma, 3 ve 4. sınıf olmak üzere, 12 ilkokul öğretmeniyle iki yılda gerçekleştirilmiştir. İlk yıl, fen konuları standart müfredat ile öğretilmiştir. İkinci yıl ise, LEGO tasarım görevlerini içeren yeni bir mühendislik tasarımına dayalı müfredat ile aynı içerik öğretilmiştir. Ön test ve son test sonuçlarına göre, LEGO mühendislik öğrencilerinin başarıları, standart müfredata göre ders işleyen öğrencilere göre, fen içerik bilgisi açısından önemli derecede yüksektir, ancak iki grubun fen tutumları arasında çok az fark bulunmuştur. Bulgular, mühendislik tasarımına dayalı fen müfredat birimlerinin, öğrencilerin mühendislik problemlerine çözümler tasarlamayı, inşa etmeyi ve test etmeyi öğrenmelerine yardım ederken, ilkokul öğrencilerinin fen bilgisi bilgilerini de destekleyebileceğini ortaya koymaktadır.

Worker ve Mahacek (2013), “4-H out-of School STEM Education” isimli çalışmalarında, gençlerin teknoloji ve mühendislik tasarım sürecini ve tüm kapasitelerini kullanarak projeler ürettikleri okul dışı zamanlarda uygulanan 4-H programının etkisini incelemişlerdir. Projelerde öğrencilerin fen, mühendislik ve teknolojiyle ilgili aktif iş birliği yaptıkları, tasarım sürecinde fen ve matematik kavramlarını güçlendirdiğini belirtmişlerdir. Eğlenceli öğrenme ortamları sayesinde, öğrencilerin araştırdığı, iş birliği

43

yaptığı, kimin fen ve mühendislik yaptığına ilişkin düşündükleri ve FeTeMM alanlarına yönelik ilgi ve meraklarının arttığını vurgulamışlardır.

Wosu (2013), azınlık öğrencileriyle yaptıkları “Impact of Academic Performance Improvement (API) Skills on Math and Science Achievement Gains” isimli çalışmaları, öğrencilerin FeTeMM kariyerlerindeki akademik performanslarını doğrudan etkileyen eleştirel düşünme, analitik akıl yürütme, niceliksel okuryazarlık, çalışma/ zaman yönetimi becerileri, iletişim ve sorun çözme gibi becerileri kazandıran FeTeMM Akademik Performans Etkisi projesidir. Öğrencilerin düzeylerini ölçebilmek amacıyla, Akademik Performans Etkisi indeksi ölçeği geliştirilmiştir. Proje lise öğrencileriyle uygulanmıştır. Proje sonunda 11 ve 12. sınıf öğrencileri, 10. sınıf öğrencilerine kıyasla, fen ve matematik açısından önemli derecede başarılı olmuşlardır. Bununla birlikte, projenin eleştirel düşünme, analitik akıl yürütme ve problem çözme becerilerini geliştirdiği, bir sonraki akademik yıla hazırlanma açısından etkili olduğu görülmüştür.

Kwon, Nam ve Lee (2012), FeTeMM eğitimine sanatı da dâhil ettikleri, “The Effects of STEAM- Based Integrated Subject Study on Elementary School Students’ Creative Personality” isimli çalışmalarında, bütünleştirilmiş fen, teknoloji, mühendislik, sanat ve matematik eğitimiyle, ilkokul öğrencilerinin yaratıcı kişiliklerini geliştirmeyi amaçlamışlardır. Çalışma deney ve kontrol gruplu olarak gerçekleştirilmiştir. Bu amaçla, deney grubunda fen, teknoloji, mühendislik, sanat ve matematik içeriği geliştirilmiş ve ilkokul öğrencilerine uygulanmıştır. Kontrol grubunda ise geleneksel yöntemlerle ders işlenmiştir. Deney ve kontrol gruplarının sonuçları karşılaştırıldığında, fen, teknoloji, mühendislik, sanat ve matematik temelli bütünleştirilmiş eğitimin, ilkokul öğrencilerinin yaratıcı kişilikleri üzerine pozitif etkisi olduğu belirlenmiştir.

Massa, vd., (2012), “Problem- Based Learning In a Pre- Service Technology and Engineering Education Course” isimli çalışmalarında, probleme dayalı FeTeMM eğitiminin anaokulundan lise son sınıfa kadar FeTeMM eğitimcisi adaylarının bilgi, beceri