• Sonuç bulunamadı

Parti Tüzüğü’ndeki İdeolojik Yapılanmanın Unsurları

2. ORTADOĞU’DA ARAP MİLLİYETÇİLİĞİ VE SURİYE BAAS PARTİSİNİN

2.5. SURİYE BAAS PARTİSİ

2.5.3. Parti Tüzüğü’ndeki İdeolojik Yapılanmanın Unsurları

Baas Partisinin ideolojisi ile bu partinin dayandığı temel arasında doğrudan bir bağ olduğu iddia edilmektedir.322 Partinin kökenin Suriyelilerin milli kimliği ve bu kim-

liğin Arapça konuşan topluluklarla bağı hakkında yapılan entelektüel tartışmalara dayandığı iddia edilmektedir. Bu tartışma Suriye’de başka bölgelere göre daha ivedi bir sonuca kavuşması gereken tartışmaydı, çünkü bu bölgede Britanya ile Fran- sa’nın kendi çıkarları doğrultusunda çizdikleri sınırlar, Ortadoğu’nun diğer ülkelerinin doğal ve tarihsel sınır örneklerine daha az tekabül ediyordu. Baas Partisi’nin ideolo- jisi 1947 yılında gerçekleştirilen Parti Kongresi’nde onaylanan Parti Tüzüğü’nde ve Mişel Eflak’ın yazılarında ortaya çıkan düşüncülere göre formüle edildi. Baas düşün- cesinin özü Arap milliyetçiliği, özel mülkiyete dokunulmaksızın yapılacak devletleş- tirme ve toprak düzenlemesiyle sınırlı Arap sosyalizmi, dış siyasette ise Blok’lara eşit mesafede durmak yani tarafsızlık olarak kabul edilmişti.323

Kongrede kabul edilen parti tüzüğünün ilk maddesi, Arap dünyasının “bölün- mez ve ekonomik ve sosyal birlik olduğunu” tasdik ediyordu. Diğer ilkeler Arapların kültürel bir birlik olduğunu belirliyordu.324

Baas Partisi’nin düşünürlerince kurgulanan Arap milliyetçiliği, özgürlük ve Arap sosyalizmi kavramları Parti Tüzüğü’nde de yer alıyordu. Baas ideolojisinin başat unsuru Arap milliyetçiliğinin üstünlüğü Parti Tüzüğü’nde de belirgindi. Tüzüğün Ana İlkeleri başlığıyla yayınlanan bölümün üçüncü prensibinde Araplar yalnızca bir ulus değil, “ezeli ve ebedi misyonu olan” farklı özellikleri olan özel bir millet olarak tarif edilmekteydi.325 Prensipteki bu madde “ezeli ve ebedi misyon” kavramsallaştırması yaparken ulusu tarihsel sürecin dışında tanımlayan ve kökenini götürülebilecek en eski tarihe kadar götüren romantik Alman milliyetçiliğinin tanımından esinlenmişti. “Ezeli ve ebedi misyon” kavramı Arapların 13. yüzyıla kadar ilmin ve kültürün ortaya çıktığı toprakların sahibi olduklarını ve bu kaybettikleri medeniyet seviyesini şimdi yeniden yakalayabilecekleri düşüncesine ilişkindi. Eflak’ın “döngüsel tarih” anlayışı düşüncesi de burada kendini ortaya çıkarıyordu. Bu düşünce, İslam döneminde ve- ya İslam öncesi dönemde Arap milletinin kazanmış olduğu başarılara geri dönüşün gerçekleştirilebileceğini yani tarihin tekerrür edeceğini ortaya koyabilmekti.

Tüzüğün Ana Prensipler başlıklı bölümünün ilk ilkesi, Arap anavatanının “bö- lünemez ekonomik ve sosyal bir birlik” olduğunu vurguluyordu.326 İkinci ilke “Arap

ulusu, kültürel bir birlik oluşturur. Araplar arasında doğacak anlaşmazlıklar geçici ve 322 Şen, a.g.e., s.120. 323 Özkoç, a.g.e, s.47. 324 Davişa, a.g.e., s.113 325 Davişa, a.g.e, s.113. 326 Özkoç, a.g.e, s.48.

90

önemsizdir. Arap bilincinin uyanmasıyla hepsi ortadan kalkacaktır” diyerek şu an var olan parçalanmışlığın yapay bir parçalanma olduğuna, Arap birliği vasıtasıyla bunun aşılacağına işaret ediyordu. Bu prensip gizli bir emperyalizm karşıtlığını da içermek- teydi. Arap âleminin sınırları Arap milletinin istekleriyle değil emperyalistlerce belir- lenmişti. Tarihte bir arada yaşayan ama zorla birbirinden koparılan Arap halklarının yeniden bir araya gelmesi, Baas Partisi’nin temel hedefiydi.

Parti tüzüğünün 10. maddesinde “Arap kimdir?” sorusuna yanıt aranıyor: “Arapça konuşan, Arap topraklarında yaşayan ve Arap hayatını benimsedikten son- ra Arap ulusundan olduğuna inanan kimseye Arap denir.”327 Parti, Arap olmayı

Husri’nin ve Eflak’ın düşüncelerinde sıklıkla kullandıkları şekliyle dil esasına göre tanımlıyordu. Ulus-devlet inşa süreçlerinin iç unsurlarından biri olan dil, Baas’ın ideolojisinde de temel unsur olarak görülüyordu. Baas’ın Arap tanımlaması ırkçılığa varacak bir anlayışı önlüyordu. Bireyin Arap ulusundan olması için gereken, Arap hayat tarzını benimsemesi, Arap milletinden olduğuna inanması ve Arapça konuş- ması temel kıstaslardı. Araplık tanımının oldukça geniş tutulması milliyetçilik tabanı- nın geniş tutulma çabasıyla alakalıydı. Tanıma Müslümanlığı asıl unsur olarak al- mamasının temel sebebi, hareketin laikliliğinden kaynaklanıyordu.

Kurgulanan devlet yapısının bireysel özgürlükleri garanti altına alması ve Arap sosyalizmi olarak ortaya konan sosyal adalet ve iktisadi reformları sürdüren demok- ratik parlamenter sisteme sahip olması öngörülmekteydi.328

Baas Partisi Tüzü- ğü’nün 14. maddesi birleşik Arap devletinin yönetim biçimini tanımlamaktaydı: “Arap Devleti’nin yönetimi, anayasal parlamenter rejim olacak, yürütme gücü doğrudan halk tarafından seçilen yasa koyucuya karşı sorumlu olacaktır.”329 14. Maddede ya-

zılan ilke ilerleyen yıllarda Baas Partisi’nin demokratik yollarla yönetime gelmesinin zor olacağı öngörüsüyle terk edildi. Parti’nin, yer altı örgütlenmesini benimsemesi ve orduyla ilişki içinde darbe mekanizması yoluyla iktidarı ele geçirme yolunu seçmesi- ne bağlı olarak bu ilkeyi terk etmişti. Bu ilke değişikliğini ana nedeni demokratikleş- meyi sağlayacak alt yapının olmadığı inancı ve de modernleşmenin aracı olarak askeri sistemin görülmesiyle ilgiliydi. Baas Partisi’nin öncelikli hedef Arap birliğinin kurulması olduğu için ister Suriye’de olsun isterse de Arap toplumunda demokrasi- nin yapılandırılması, iktidarı ele geçirdikten sonraki süreçte ele alınması gereken, dolayısıyla ivedilik gerektirmeyen bir sorundu.

Baas Partisi Tüzüğü’nün 4. maddesinde “Arap Baas Partisi sosyalist bir parti- dir. Sosyalizmin, bizzat Arap milliyetçiliğinin derinliklerinden kaynaklanan bir zorunlu-

327 Özkoç, a.g.e, s.48. 328 Özkoç, a.g.e, s.48. 329

91

luk olduğuna inanır. Aslında sosyalizm Arap milletinin imkanlarını gerçekleştirecek, milletin maddi ve manevi alanda kalkınmasını sağlayacak olan dehasının gelişimin- de yardımcı olacak ideal toplumsal düzeni oluşturur. Üyeleri arasına güvene dayalı bir kardeşliğin kurulmasını sağlar” denilmiştir. Tüzüğün bu maddesinde yeni bir top- lumsal sistem inşa etmekten söz ediliyor ve bunun Arap milliyetçiliğinin yapılandırıl- masında bir vasıta olarak görülüyordu. Tüzükteki belirsizlikler Parti’nin iktisadi Politi- kası’nın belirlendiği 26.-37. maddeler arasındaki ifadelerde de görülebilmekteydi. İlgili maddeler, Arap dünyasında gelir adaletsizliği yaşandığını, bundan dolayı yeni- den bir gelir düzenlemesine gidilmesi gerektiğini vurguluyordu. Maddeler, bir yandan özel sektöre ait işletmelerin devlet tarafından idare edileceğine vurgu yaparken diğer yandan özel mülkiyetin bir hak olduğu ifade ediliyordu. Bu ifadeler, Baas sosyalizm tanımlamasının Batı sosyalizmi düşüncesinden farklı olduğu anlaşılmaktadır. Baas Partisi’nin bu yaklaşımı, diğer bir deyimle millileştirme temelinde bir sosyalizm anla- yışı, onun dayandığı toplumsal tabakalarının özelliklerinden kaynaklanıyordu.330

Parti Tüzüğü’nün 6. maddesi Baas Partisi’nin devrimciliğini tanımlıyordu: “Baas Partisi, devrimci bir partidir. Arap milliyetçiliğinin yeniden doğuşunun ya da sosyalizmin inşasının devrim ve mücadele yolları kullanılmaksızın gerçekleştirileme- yeceğine inanır.”331 6. madde de devrimin Arap milliyetçiliğinin ve Arap sosyalizminin

gerçekleştirilmesinde temel yöntem olarak benimsendiğini ifade ediyordu. Ancak Baas Partisi devrim konusunda da Marksist devrim anlayışından farklı bir yöntem benimsiyordu. Devrimde farklı bir yolun benimsenmesi daha çok Baas Partisi’nin dayandığı toplumsal yapının özellikleriyle ilgiliydi. Devrim, Suriye toplumsal hayatına egemen geleneksel elitlerin tasfiye etmenin ve yeni bir toplumsal ve iktisadi düzen kurmanın yoluydu.

Tüzüğün 22. İla 25. maddeleri332 “Parti’nin Dış Politikası” başlığını taşımaktay-

dı. Bu maddeler, Arap milletinin emperyalist işgale karşı birlikte mücadele etmeleri, Arap milletinin hükümranlık haklarını ortadan kaldıran antlaşmaların tanınmaması, “Arapların ebedi misyonu”na zıt olmayacak şekilde diğer ülkelerle özgür ve güvenilir bir dünya yaratmaya çalışmanın gerekliliğine vurgu yapmaktaydı. Baas Partisi’nin ilk Kongresi’nin yapılmasının ardından Eflak, dünyaya egemen iki büyük güç olan ABD ve Sovyetler Birliği blokları hakkında: “Bunlardan biri ile beraber olmak, Araplara kötülükten başka bir şey sağlamaz” diyerek tarafsızlığını beyan ediyordu. Bu şekilde Parti’nin bir temel görüşü de ortaya çıkmış oluyordu. Baas Partisi, uluslararası kuru-

330 Özkoç, a.g.e, s.50. 331 Özkoç, a.g.e, s.50. 332

92

luşlar ve devletlerarasında tarafsızlığı benimseyen ve bunu parti programına yansı- tan ilk siyasi partiydi.

2.5.4. Baas Partisi’nin Ortaya Çıktığı Dönemde Suriye’de Ekonomik Ve Toplumsal