• Sonuç bulunamadı

2. ORTADOĞU’DA ARAP MİLLİYETÇİLİĞİ VE SURİYE BAAS PARTİSİNİN

2.2. ARAP MİLLİYETÇİLİĞİNDE ÖNCÜ GAZETELER

Osmanlı Devletinde Arapça gazetelerin yayınlanmaya başlaması 1828’de Ka- hire’de yayın hayatına başlayan “el-Vekayiu’l Mısıriyye” isimli gazete ile olmuştur. Ancak Arapça yayınların yoğun bir şekilde ortaya çıkışı, 1856 Islahat Fermanından sonra özellikle Beyrut merkez olmak üzere Lübnan ve Suriye’de olmuştur.206 Os-

manlı Devleti 1857 yılında çıkarılan “Matbaa Nizamnamesi” ile ön kontrol ve izin koşulunu bir yasal düzenlemeye bağlamıştı. 1864 yılındaki “Matbuat Nizamnamesi” ise, ön sansürü tamamıyla kaldırarak basın özgürlüğünü en üst seviyeye çıkarmış- tır.207

Tanzimat, Batı kaynaklı demokratik ve liberal fikirlerin Osmanlı Devleti sınırları içinde etkinlik kazanmasına olanak sağlamıştı. Özellikle, 1860’dan sonra basın ve 202 Umar, a.g.e.,s.126. 203 Davişa, a.g.e., s. 27. 204 Davişa, a.g.e., s.28. 205 Davişa, a.g.e., s.28. 206 Umar, a.g.e.,s.56. 207 Şen, a.g.e.,s.35.

52

yayın hayatı ciddi bir canlanma süreci yaşamaktaydı. Şinasi, Namık Kemal, Ali Suavi, Ziya Paşa gibi Osmanlı aydınları, liberal-reformist fikirlerin savunuculuğunu yapmaktaydı. Genç Osmanlılar diye adlandırılan aydınlar grubu, sistematik bir dü- şünceye sahip olmamakla birlikte, özgürlük ve anayasaya dayalı bir rejimi kısmen İslami ilkelerden de hareket ederek savunmaktaydı. Yeni Osmanlılar, Osmanlı Dev- leti sınırları içinde yaşayan değişik toplulukları bir arada tutmak amacıyla, “Osmanlı Patriotizmi” diye adlandırılabilecek bir siyasi formülasyon oluşturmuşlardı. Osmanlı aydınlarının birliği korumaya yönelik çabalarına rağmen, Arap dünyasında önemli siyasi güce sahip olmamakla birlikte, sözle ya da açıkça ayrılıkçı amaç güden bazı örgütler kurulmuştu.208

Avrupa’da Arapça gazetelerin yayımı ile birlikte Osmanlı Devletinin Arap uy- rukları etkileme politikasına uygun olarak Halil Nuri tarafından neşredilen “Hadikat’ül-Ahbar”, Ahmet Faris Şidyak tarafından çıkarılan “el-Cevaib” gazeteleri 1860-1870 yılları arasında çıkmıştır. El-Cevaib, daha çok Abdülhamid’in hilafet ve diğer konulardaki politikalarını açıklamak ve yaymak için kullanıldı. Bu gazetelerin yanı sıra bir de Osmanlı Devletinin Suriye ve Lübnan’da Arapça çıkardığı bazı gaze- teler vardı. Vilayet idaresince 1865 yılında çıkarılan “Suriye” ve 1866 yılında çıkarı- lan “el-Furat” gazeteleri bu resmi yayınlardı.209

Suriye ve Lübnan’da Osmanlı devleti taraftarı basının yanı sıra Osmanlı aleyh- tarı ve Arap milliyetçilik hareketinin doğuşuna basamak teşkil eden gazeteler de vardı. İngiltere ve Fransa Osmanlı aleyhtarı basını desteklemiştir. Cizvit din adama- larının ve Ortodoksların yayınladığı bazı gazeteler de mevcuttur. 2. Abdülhamid dö- neminde dahi birçok Arap milliyetçi gazete kurulmuştur. Ancak 2. Abdülhamid’in uyguladığı sıkı sansür onların faaliyetlerini yavaşlatmıştır. 2. Meşrutiyetin getirdiği geniş hürriyet havası ise milliyetçi basında büyük gelişmeler sağlamıştır. Bu dönem- de milliyetçi gazetelerin sayısında büyük artış olmuştur. 210

1870 yılında Butros el-Bostani tarfından kurulan kendisi ve ailesi tarafından on altı yıl boyunca yönetilen el-Cinan (al-Jinan), Arap Milliyetçiliğinin ortaya çıkmasında önemli payı olan yayın organlarından biri olmuştur. El-Cinan’da yazan Bostani, do- ğunun bir zamanlar zengin ve medeni olduğunu, sonradan sahip olduklarını kaybet- tiğini anlatmıştır. Kaybın sebebi, kötü yönetimdi; çözüm, iyi hükümetti: İyi hükümet ancak katılım, dinin siyasetten ayrılması, yargının yürütmeden ayrılması, düzenli vergi, faydalı kamu işleri, mecburi eğitim, hepsinden öte adalet, değişik dinlerin mensupları arasında birlik ve vatan sevgisi, yani Osmanlı vatandaşlarını birleştire- 208 Şen, a.g.e. s.36. 209 Umar, a.g.e.,s.56. 210 Umar, a.g.e.,ss.56-57

53

cek bir vatanperverlik duygusu üzerinde durulabilirdi. 1877’de Osmanlı Parlamento- su toplandığında, tartışmaları ilk olarak el-Cinan rapor etmiştir. 2. Abdülhamit döne- minin baskıcı havasında, 1886’da yayın hayatına son veren gazete, Lübnan gazete- ciliğinin merkezinin Beyrut’tan Kahire’ye taşınmasının örneklerinden olmuştur.211

Şam’da yayınlanan El-Muktebes Gazetesi’nin sahibi Muhammed Kürd Ali is- minde Arap milliyetçiliğini savunan bir şahıstır. 14 Eylül 1909’da yazdığı bir yazıda Şeyhülislam’ın “Osmanlı Hilafete dayalı değildir, Hialefet Hülafa-i Raşidün’dan sonra sona ermiştir” dediğini iddia etmiştir. Osmanlı idaresinin tepkisi üzerine Ali bir yazı ile özür dilemiş fakat gazetenin kapanmasına engel olamamıştır. Arap milliyetçilerinden Şükri el-Aseli el-Muktebes gazetesinde Türkleri şiddetle yeren ve Arapları öven yazı- larını yayınlamıştır. Muktebas, 63. ve 231. Sayılarında Osmanlıda Hilafetin olmadı- ğını ve bunu İslam alimlerinin tasdik ettiğini yazmıştır. Böylece Osmanlının Hilafet gücünü zayıflatmak istemiştir. Bu bağın zayıflığı ile Arapları Osmanlıdan ayırmak daha kolay olacaktır. Yine Muktebes Gazetesinin 71. sayısında ise Osmanlı saltana- tının gayri meşru olduğu, baskıcı ve barbar bir gayri meşru hâkimiyet izlediği vurgu- lanmıştır. Muktebas Gazetesi, Suriye Diriliş Cemiyeti için bir propaganda gücü ol- muştur.212

Abdülhamid’in polisinden uzak olan Lübnan ve Suriye’li yazarlar, 1908 Devri- mi’nden önce bile anayasal düşünceleri açıkça ifade temeye devam etmişlerdir. Ka- hire’deki Lübnan gazeteleri el-Mukattam ve el-Ahram, usanmaksızın Sultana saldır- maya devam ediyorlardı.213

El-Ahram Gazetesi Mısır’da çıkmakta olup, Suriye ve tüm Arap bölgelerine dağılmaktaydı. Gazete, faaliyetlerini bilhassa Arap milliyetçiliği yönünden yoğunlaş- tırmıştır. El-Ahram Gazetesinin İstanbul muhabiri İbrahim Selim Buhari, Suriye ve Irak’ta Osmanlı aleyhine kışkırtıcı faaliyetler ile Arapçılık ve Beyrut’un Cebel-İ Lüb- nan’a ilhakı yönünde çalışmalar yapmıştır. Osmanlı Develeti, el-Aharam gazetesin- de çıkan bazı yazılar nedeniyle Suriye ve diğer Osmanlı topraklarına girişini yasak- lamış olmasına rağmen gazetenin Suriye’ye girişi engellenemiyordu.214

El-Mukattan Gazetesi de Lübnan kökenli olup, Mısır’da yayın hayatına devam eden gazetelerden biriydi. Gazete Arap milliyetçiliğinin propagandasını yapıyordu. Bunun üzerine el-Mukattam ve Gazetesinin ve aynı yönde yayında bulunan el-Basra gazetesinin Osmanlı topraklarına girişi yasaklanmıştır.215

211 Hourani, a.g.e., 1994, s.292. 212 Umar, a.g.e.,s.58. 213 Hourani, a.g.e., 1994, s. 293. 214 Umar, a.g.e.,s.56. 215 Umar, a.g.e.,s.63.

54

Zaletu’l-Fetat Gazetesi 1910 yılında yayın hayatına başlamıştır. Gazetenin 15 Kasım 1913 tarihli nüshasında, Cebel-i Lübnan’ın Osmanlıdan ayrılması ve yabancı müdahalesini davet etmesi yönünde bir yazı yayınlamıştır. Fransız deniz subayları- nın Zahle’yi ziyaretlerinde onların karşılanması, gazetede onlara muhabbet beslen- diği ve Fransız taraftarlığı şeklinde verilmiştir. Gazetenin ayrılıkçı yayınlarının de- vam etmesi neticesinde ülke içinde dağıtımı yasaklanmıştır.

El-Müfid Gazetesi, Arap milliyetçiliği yönünde Beyrut’ta yayın yapan bir gaze- tedir. Gazete, 7 Kasım 1910 tarihinde Arapları Türkler aleyhine kışkırtan bir yayında bulunmuştur. 26 Kasım 1913 tarihli nüshasında Paris’te çıkan “Topari” Gazetesin- den naklen Cavid Bey’in Arapları “Irk-ı esved” tabiriyle tahkir eylediğini ve diğer bir cümlesinde “Bugün memalik-i Osmaniye’de bir melse-i Arab mevcut değildir. “ yollu neşriyatta bulunduğundan bahsederek, makaleyi eleştirmiştir. Bunun üzerine Beyrut Vilayetince gazetenin nüshaları toplanarak, gazete kapatılmıştır.

Delil-i Humus Gazetesi Humus’ta yayınlanmakta olup, Arap bağımsızlığı yö- nünde yayınlarda bulunmuştur. Gazetenin 99. sayısında Adem-i Merkeziyete dair ve hükümet aleyhine bir makale yayınlanmıştır. “Ey Devlet-i Emniyet-i Mefgud” baş- lıklı bu makalede Arapların La Merkeziye istekleri üzerine ıslahat yapılması vaad olunduğu halde daha sonra hükümetin bunu yapmayarak, Arapları oyaladığını dile getirmiştir.

Ebu Nuvas Gazetesi Lazkiye’de çıkmakta olup, 1912 yılı Mayıs ayının ikinci haftasında çıkan 40 numaralı sayısında hilafet aleyhine neşriyatta bulunan Muham- med Kürd Ali ve arkadaşlarını ve Osmanlı Devleti aleyhine bir kaside yayınlamıştır. Bunun üzerine Dahiliye Nazırlığından gelen emir üzerine gazete kapatılmıştır.

El-Mühezzeb Gazetesi Cebel-i Lübnan’a bağlı Zahle kazasında çıkarılmıştır. Gazetenin 29 Ekim 1913 tarihli nüshasında, Bekaa arazisinin Cebel-i Lübnan’a ilha- kı ve Arap milliyetçiliği yönünde propagandalar yaparak, Arapları Türklere karşı kış- kırtmış ayrıca Fransız donanmasının Beyrut’u ziyareti sırasında Zahle’ye gelen Fransız subaylarının karşılanması 15 Kasım 1913 tarihli nüshasında büyük bir coş- kuyla vermiştir.

Mekke’de yayınlanan El-Kıble gazetesi Şerif Hüseyin ve İngilizler tarafından belirlenen konularda yazılar yayınlamıştır. 16 Mart 1917 tarihli nüshasında Şerif Hü- seyin’in Müslüman dünyasına hitap ettiği bir beyanname yayınlanmıştır. Bu beyan- namede Türklerin Medine’de vahşetler yaptığını dile getirip, “Eğer Türkiye Müslü- manları Turancı hükümetlerinin hareketini reddetmezlerse Mekke Camiindeki hutbe- lerde Türkiye Sultanı’nın adının zikrini menetmek” tehdidinde bulunmuştur.216

216

55

El-Burhan Gazetesi Trablusşam’da yayınlanmış bir gazetedir. Bu gazetede de Osmanlı aleyhtarı yazılar yayınlanmıştır. 19 Haziran 1913 tarihli nüshasında İslam dini ve Osmanlılar aleyhine bir makale yayınlanmıştır. Makale “Hicaz Vaizine” başlı- ğı ile yazılmış olup, Paris Kongresinin önemini vurgulamış ve Adem-i merkeziyete dayalı bir yönetim çağrısında bulunmuştur. Ayrıca makalede Balkanlarda zulme uğ- rayan Müslümanların Suriye’ye yerleştirilmesine karşı çıkılmıştır.

Fete’l Arab gazetesi, Beyrut’ta Arap milliyetçiliği yönünde yayın yapan bir ga- zetedir. Osmanlı Devleti aleyhtarı yazıların yayınlandığı gazetede, “Ubudiyet Mese- lesi” adı altında bir makalesinde hem valiye hem de hükümete şiddetli saldırılarda bulunulmuştur. Bu makale nedeniyle gazete kapatılmış, sorumlu yazı müdürü ise mahkemeye verilmiştir.

Bu gazetelerin dışında New York’ta Şibli Dumus tarafından çıkarılan Arap mil- liyetçilik taraftarı “el islah” ve “Kevaikib-i Amerika” isimlerinde iki gazete ve Rio de Jenerio’da “ Suriye sosyal, siyasi, edebi organı” olarak “el-Fecr” gazetesini de ek- lemek mümkündür.217