• Sonuç bulunamadı

Oturum Panel: Konunun Türk eğitim sistemindeki izdüşümü nasıl olmalıdır?

Mehmet Öznacar:

I. Oturum Panel: Konunun Türk eğitim sistemindeki izdüşümü nasıl olmalıdır?

Ümran İnan:

Şimdi panel kısmına geçiyoruz. Burada tabii beyin temelli bir anlayışla bu becerilerin ve değerlerin nasıl kazandırılması ve teknolojiden nasıl faydalanılması konusunda konuştuk. Şimdi de Türk eğitim sistemine izdüşümü nasıl olmalıdır diye konuşacağız. Burada da Selçuk Bey’in sabah dediği, çok değerli, yerinde gözlediği bir durumu vurgulamak istiyorum. Bizim öğrencilerimiz biliyorsunuz, son sınıflar… Artık son sınıflar da yoklar liselerde. İmtihancılık öğreniyorlar. Böyle bir eğitim sistemi içerisindeyiz. Arkadaşlarımızın panelde söylediği çok değerli şeylerin bazılarında beceri ve kullanım öğrenimi veya öğretimi gibi olgular var. Tabii bu daima beceri ve kullanım öğretimiyle temellerin öğretimi, yani üstüne inşa edilebilecek temellerin öğretimi arasında bir çekişme her zaman var. Zanaat öğretimi ile temellerin öğretimi arasındaki bir çekişme her zaman var. Dolayısıyla ben paneldeki arkadaşlarımızın bu konuda yorum yapmalarını rica edeceğim. 20 dakikamız var. Herkes 5 dakika da konuşabilir ya da birer ikişer dakika konuşarak birbirimizi de yanıtlayarak gidebiliriz. Sizinle başlayalım.

Türk Eğitim Derneği & SEBİT

Uluslar

ar

ası Eğitim F

orumu II: Eğitimde İno

vasy

on

77

Sugata Mitra:

Ben öğretmenle başlamamızı öneriyorum.

Ümran İnan:

Tamam, benim için fark etmez. Sizinle başlayalım buyurun.

Mehmet Öznaçar:

Yine ben bir öğretmen olarak görüşlerimi belirtmek istiyorum. Eskiden kendimi stand-up yapıyor gibi görürdüm sınıfta. Öyle görüyordum, fakat şimdi öyle görmüyorum. Artık bir koç olarak, bir rehber olarak görmeye başladım. Çünkü değişiyoruz, hızla değişiyoruz. Bu değişim çok hızlı bir şekilde ilerliyor. Çocuklarımız bu değişimi takip edebiliyor. Öğretmenlerin de takip etmesi gerekiyor diye düşünüyorum. Artık aktör verilen rolü oynayan, verilen etkinliği yapan bir aktör öğretmen değil de sürecin içerisinde olan ve kendi rolüne bir şeyler katan ve oynadığı rolün kitlesini de dikkate alarak bu rolü oynayan bir öğretmen, eşlik eden bir öğretmen olması gerektiğini düşünüyorum. Yine öğretmenlerin program geliştirmeye yönelik bilgi ve becerinin arttırılması gerektiğini düşünüyorum ve özellikle uzmanlık, uzman öğretmenlik, başöğretmenlik gibi kavramların üzerinde durulmalıdır. Örneğin, ben program geliştirme alanında uzman olmak isterdim. Böyle bir gelişim olursa iyi olur diye düşünüyorum. Yine sadece uygulayan değil, yenileyen, değiştirilme çalıştırmalarında etkili olan bir öğretmen olabilmesi gerekiyor. Mevcut durumu analiz etmesi gerekiyor. Gündemi takip etmesi gerekiyor, duruma göre davranabilme ve öğretim sürecini değiştirebilme yeteneğine sahip olması gerekiyor diye düşünüyorum. Sağ olun. Teşekkürler.

Ümran İnan:

Burada bir diyalog şeklinde konuşabiliriz. Size geçiyoruz, devam edin.

Sugata Mitra:

Well, thank you for starting with the teacher. Because I think that this is a point at which we should first hear the teacher, before we hear other people who are not teachers. So, I think that the role of the teacher, as is outlined, really determines what use any technology, any will be put to. When you introduce technology, it is fairly easy to decide what should go in, at what cost. It is generally decided on the basis of what is available. But, what will the teacher do with it is a completely different issue. So, we just heard this wonderful example of the microscope. Now, that doesn’t mean that one should make a national policy to say that every school must have a microscope, that’s not the point. The point is that every teacher has to innovate in her own way, with the things that he or she has. I just wanted to add that I think that one teaching skill that we need to teach to teachers, as well as for the teacher to them self work out, is the ability to change a topic, or convert a topic, into an exciting question.

Türk Eğitim Derneği & SEBİT

Uluslar

ar

ası Eğitim F

orumu II: Eğitimde İno

vasy

on

78

You know, I cannot stress this more because the generation that is growing up, they are turned on by questions. They are not turned on by answers, because they know that the answer is there, you can find out in two minutes but the questions are not there. So, I think that that is where the teacher really needs to step in and is, at the moment, irreplaceable.

Sugata Mitra (Çeviri):

Öğretmen ile başladığınız için teşekkürler; çünkü bence bu, öğretmen olmayan diğerlerini dinlemeden önce öğretmeni dinlememiz gereken bir konu.

Bence öğretmenin rolü… Özetlendiği gibi... Gerçekten her teknolojinin hangi amaç için kullanılacağını belirlemek... Bir teknolojiyi sunduğunuzda, ne maliyetine neyin içeri gireceğine karar vermek oldukça kolay. Genelde, mevcut olana dayanarak verilen bir karar bu. Ama öğretmenin onun ile ne yapacağı tamamen farklı bir konu. Çok yakın zamanda şu güzel mikroskop örneğini duyduk. Bu, her okulun bir mikroskobu olmalı diye ulusal bir politika yapılmalı demek değil, önemli olan nokta bu değil. Asıl önemli olan nokta, her öğretmenin sahip olduğu şeylerle yaratıcı olması gereği… Öğretmenlerimize öğretmemiz gereken ve öğretmenlerin de aynı zamanda kendi başlarına üzerinde çalışması gereken bir öğretme, konuyu değiştirme veya konuyu heyecan verici bir soruya dönüştürme becerisi olduğunu düşündüğümü eklemek istiyorum.

Bunu daha fazla vurgulayamam… Şu anda yetişen nesil sorular ile harekete geçiyor, cevaplar ile harekete geçmiyor; çünkü cevabın orada olduğunu ve iki dakika içinde bulabileceklerini ama soruların orada olmadığını biliyorlar. İşte bunun, öğretmenin gerçekten devreye girmesi gereken, yerinin doldurulamadığı an olduğunu düşünüyorum.

Ümran İnan:

Ok, thank you very much. I think in answering the question, my earlier point was that we should strive to be more than vocation, we need to ... Turkish

Şirin Elçi:

Mehmet Bey çok güzel anlattı öğretmenin rolünün ne olması gerektiğini. Sanıyorum yedi yıldır eğitim sistemiyle her seviyeden ve öğretmenlerle, öğrencilerle iç içeyiz bu inovasyon konusunda, inovasyon becerileri konusunda ve Teknoloji-Tasarım dersinde de özellikle öğretmen yetiştirme boyutunda çok dâhil olduk sürece. Mehmet Bey gibi öğretmenlerimizin sayısı ne kadar, ben bunu çok merak ediyorum. Gerçekten öğretmen yetiştirmek o alanda çok önemli, en kritik şey. Yani rolü tarif etmek kolay, bu rolü yazılı hale getirmek kolay, anlatmak kolay. Bir sınıfa girip belki ders verir gibi söylemek de kolay; ama bu öğretmenlerimizi bu şekilde yetiştirmek hiç kolay değil ve bizim yetiştirdiğimiz ve öğretmenlerimizin aslında geldiği eğitim sistemi bunun tam tersi bir eğitim sistemi. Bizler bu şekilde yetişmedik. Bu becerilere sahip insanlar değiliz hiçbirimiz ve çocuklarımıza bunu öğretmeye çalışıyoruz. Öğretmenlerimiz de bunun resmi anlamda sorumluluğunu üstlenmiş durumdalar. Gösterdiğim tabloları hatırlarsanız, meslek sahibi yetişkinlerdeki

Türk Eğitim Derneği & SEBİT

Uluslar

ar

ası Eğitim F

orumu II: Eğitimde İno

vasy

on

79 inovatif beceriler, gelişimciliğe olan yaklaşım fikirlerini ifade etmeden tutun da yaratıcılık,

özgünlük boyutuna varıncaya kadar en düşük seviyede olanlar… Burada şu ciddi problem kendini gösteriyor basit araştırma sonucunda bile. Öğretmenlerimizin de bu grupta olduğunu düşünürsek özellikle üzerinde durmamız gereken şey, bu özelliklerde, bu niteliklerde öğretmenleri yetiştirmek için ne yapmalıyız? Bir yandan bu konuyla ilgili müfredatlar, politikalar geliştirirken, bir yandan da bunları uygulayacak olan kesim, hızlı bir şekilde kendini adapte etmeli bu sürece. Bu sürecin içine hızlı bir şekilde dâhil olmalı; çünkü kaybedecek zaman yok. Bence Türk eğitim sistemindeki, en önemli sorun madem izdüşümü konuşuyoruz, işin en fazla üzerinde durulması gereken boyutu bu diye düşünüyorum.

Ümran İnan:

Peki, öğretmenlerin yetiştirilmesi diyorsunuz. Çok güzel. Buyurun Ali Bey.

Ali Türker:

Hocam zanaat yerine temeller dediniz. Şimdi internet teknolojilerinde yeni teknolojiyi düşündüğümüzde elbette bunların da birtakım temel kullanım durumları var. Apple bilgisayarı 30 yıl evvel ilk çıktığında herkesin aklına bu eğitim için harika bir alet olacak diye gelmişti; ama hâlâ bilgisayarların eğitimde çok entegre kullanıldığı söylenemez. Bu bilişim denizinde eğitsel becerilerin yeşermesi, ortaya çıkması için güvenli bir tekneye ihtiyaç var. Bugün gemi analojisinden gidiyoruz. Bugün ben Google’ın, Facebook’un bir tür teknik krallık kurduğunu, bugünün Roma rakamları olduğunu düşünüyorum eğitsel açıdan. Çünkü örgün eğitimde bu araçlara, bu teknik araçlara, güncel araçlara binip yola çıkamıyoruz. O zaman burada biraz cesarete ihtiyaç var. Bir gün teknoloji entegre olacaktır eğitime diye oturup beklemek yerine, neden olmadığını bulup, burada cesaretle çalışmak lazım. O yüzden bu eğitsel arama motoru dünyada bir ilk olacak. Neden böyle bir şey yok, bugüne kadar çıkmamış? Bunu cesaret eksikliğine bağlıyoruz. Biz buna cesaret gösterdik. Temel beceriler, yani günümüz dijital çağının temel becerileri okul ortamında kazanılacaksa, bu becerilerin güvenilir bir çerçeve içerisinde önce sunulması gerek. Ondan sonra fizik öğretmek için de çocukları Cern’e götürüp hadi öğrenin diye bırakmıyoruz değil mi? Veya Biyoloji için yağmur ormanlarına bırakmıyoruz. Önce güvenilir bir ortamın olması lazım. Temel beceriler için bu güvenli ortamın yapılması gerektiğini düşünüyorum.

Ümran İnan:

Evet, şimdi hakikaten bu nesiller arası bir ortaklık gibi geliyor bana. Öğrenciyle öğretmen arasındaki bir ortaklık kurgulamamız gerekir diye düşünüyorum. Çünkü 500 senelik bir kavram olan bilenler kürsüye çıkıyor, işte bilmeyenler de böyle oturuyor. “Bilenler bilmeyenlere borazanla bilgiyi naklediyor” kavramı birçok konuşmacının bugün söylediği gibi, artık gündemden kalkmıştır. Başka bir şekilde ilerlememiz gerektiği açık. Bu konuda teknolojiyi hangi yöntemlerle, hangi metotlarla kullanacağımız tabii zaman içerisinde çözülmesi gereken bir sorun. Ama biz öğrencilere öğretirken onlardan öğrenmemiz gerektiği mutlak. Onların da bizden öğrenirken, bize öğretmeleri gerektiği de mutlak.

Türk Eğitim Derneği & SEBİT

Uluslar

ar

ası Eğitim F

orumu II: Eğitimde İno

vasy

on

80

Bunu bir ortaklık olarak kurgulamalıyız. Ben de öğretmenim, bunu da söyleyeyim. Öğretmenlerimizin de kendilerini bu kargaşalıkta kaybetmeden yenileyebilmeleri lazım. Onların yenilenmesine yardımcı olacaklar da öğrencilerimiz. Onun için size çok katılıyorum. Çünkü bu öğrencilerden siz devamlı öğreniyorsunuz. Hatta dediniz ki bugün ne öğreteyim size. O kadar da olmasın da yani ama. O şekilde bir diyalog olarak kurgulanması gerekir diye düşünüyorum. Tekrar dolaşalım masadan.