• Sonuç bulunamadı

IV. ANNE BABALARIN ÇOCUKLARINA KARŞI TUTUMLARI

3. Olumsuz Anne Baba Tutumları

3.5. Otoriter (Baskıcı) Tutum

Çocuklarla tartışmadan, anlaşmadan, bir anlamda pazarlık etmeden, onların isteklerini hiçbir şekilde kabul etmeksizin anne babalar tarafından kararlaştırılan kural ve emirlerin çok sıkı uygulanmasıdır (Ekşi, 1990, s:50).

Çocuklarından mutlak itaat etmesini, istek ve emirlerini tartışmasız yerine getirmesini beklerler, çocuklar ile olan ilişkilerinde candan samimi davranmak istemezler, meseleleri çocuklarının gözü ile değil, kendi değer yargıları açısından değerlendirmek eğilimi gösterirler, çocukları ile aralarında bir mesafe olmasını isterler (Özgüven, 2010, s:211).

Geleneksel aile yapısında bu tutuma sık rastlanmaktadır. Bu tutumda, anne baba katı bir disiplin uygular. Çocuk her kurala uymak zorunda bırakılır. Zor yoluyla

denetleme” ve “sevgi esirgeyerek denetleme” boyutları egemendir. Otoriter anne baba tutumunda korku kültürü hakimdir. Bu anne babalar, kendilerini çocuğun sahibi ve onun üzerinde tam yetkili kabul ederler (Çağdaş, 2012, s:144; Yavuzer, 2013, s:28).

Bu tutuma sahip olan anne babalar çocuklarının kendi düşündükleri gibi yetişmesinde ısrar ederler. Zihinlerinde var olan çocuk tipini oluşturmaya çalışırlar. Çocuğun bireysel özellikleri ve ilgileri görmezden gelinir. Anne babalar çocuklarının başarılı olması için ellerinden geleni yapar, iyi bir eğitimin çocuklarını başarılı kılacaklarını düşünürler, yaşam başarısını göz ardı ederler. Bu amaçla da evde ve çocuğun yaşamının her anında kurallar anne babalar tarafından konur. Bu tutuma sahip ailelerde çocuğun kişiliği hiçe sayılmaktadır. Çocuktan beklenen; anne babası tarafından konmuş kurallara, sıkı sıkıya uymasıdır (Ünüvar, 2008, s:7; Cüceloğlu, 2013, s:26).

Otoriter (baskıcı) anne babalar, çocukların istenmeyen davranışları dayakla engellenebilir. Çocuk fiziksel olarak cezalandırılır. Ailede erkekten kadına, büyükten küçüğe ve kuvvetliden zayıfa yönelik fiziksel cezalandırma olduğunda aile üyeleri arasında sevgi duyguları yok olur, ilişkilerde daha çok korku ve kızgınlık duyguları egemendir. Böyle ailelerde iletişim genellikle tek yönlüdür. Güçlü birey daha çok emredici, kısa ve tamamlanmamış cümlelerle konuşur (Şendil ve Balkan, 2005, s:86; Yılmazer, 2007, s:10).

Baskıcı ve aşırı koruyucu tutumlar birbirine paralellik göstermektedir. İki tutumda da çocuğun bireyselleşme girişimleri engellenir. Bu iki tutum arasında yöntemler farklı olmakla ile birlikte sonuçlar aynıdır. Baskıcı anne babalar çocuğa ceza ile yaklaşırken, aşırı koruyucu anne babalar gereğinden fazla sevecenlik ve hoşgörü gösterirler, çocuklar sürekli anne babalarının kontrolünde bulunurlar (Aydın, 2010, s:15).

Çocukla anne baba arasındaki iletişim daima yüksek gerilim hattı gibidir. Çocuğun oyundan birkaç dakika geç gelmesi yemeği üzerine damlatması vs. gibi küçük olaylar bile büyük çatışmalara sebep olur (Yılmazer, 2007, s:11).

Makarenko (2006); asi çocuklara sahip anne babaların otoritenin bir doğa vergisi olduğunu, özel bir yetenek olduğuna inanma eğilimini taşıdığını ifade etmektedir. Bu otoriteyi yanlış temeller üzerinde kuran anne babalar olduğunu,

çocukların kendilerine itaat etmesini sağladıklarını ve bu anne babaların tek amacı bu olduğunu söylemekte ve bu tutumun yanlış olduğunu tek amacın eğitim olması gerektiğini vurgular (ss:13-18).

3.5.1. Otoriter (Baskıcı) Tutumun Çocuk Gelişimi Üzerindeki Etkisi

Otoriter tutum, çocuğun kendine olan güvenini ortadan kaldıran, onun kişiliğini hiçe sayan bir tutumdur. Çocuklar, kendilik bilinci kazanmadıkları için, içsel varoluşlarının doğasına uygun biçimde yaşayamazlar. Kendi kendini kontrol etme becerileri geliştiremezler (Aydın, 2010, s:15; Şendil ve Balkan, 2005, s:86).

Anne ve babadan birisi ya da her ikisinden birinin baskısı altında olan çocuk, sessiz, uslu, nazik, dürüst ve dikkatli olmasına karşılık, küskün, silik, çekingen, başkalarının etkisinde kolay kalabilen, aşırı hassas bir yapıya sahip olabilir. Çocuğun, kaygılı bir belirsizlik içinde aşırı isyankar veya aşırı boyun eğici olması mümkündür, suçlayan, cezalandıran ve sürekli karışan ana-babaların çocuklarının, kolayca ağlayan çocuklar olduğu görülür. Baskı altında büyüyen çocuklarda, genellikle isyankar vaziyet alışlarla birlikte, aşağılık duygusu gelişebilir. Böyle bir ortamda yetişen çocuk dıştan denetimli bir kişilik oluşturur. Çünkü içinden geldiği gibi davranmak yerine olması gerektiği gibi davranmak şeklinde koşullandırılır (Yavuzer, 2013, s:28).

Anne babanın çocuğu sürekli eleştiriyor olması çocuğu çekingen yapar. Çocuk attığı her adımda yanlış yapma korkusu içindedir. Duygularına ve isteklerini önem verilmediğini görerek, bunları içinde tutmaya çalışır. Duygu ve düşüncelerini içine atarak onları bastırır (Yılmazer, 2007, s:11).

Anne babaların otoriter, zorba, baskıcı ve eleştirel olması paranoid kişiliğin (güvensiz, kuşkucu) oluşumuna neden olur. Temeldeki aşağılık duygularını ödünlemek çabasıyla üstünlük havasına bürünmüş anne baba, çocuktan da sürekli bunu kanıtlaması ister bu da çocuğun kendine saygısını yitirmesine, yalnız kalmasına ve insanlara duyduğu güvensizliğin artmasına yol açar (Geçtan, 2013, s:133).

Çocuklar yetişme koşullarındaki sertlik ve baskı sebebi ile esneklikten yoksundurlar. Olayları siyah ya da beyaz diye görürler ve ara değerlendirmeleri mevcut değildir. Bu tür çocuklar çevrelerine uyum sorunları da yaşarlar ve iyi ilişkiler kuramazlar. Onlar için önemli olan güçlü olmak ve ezmek olur (Durmuş, 2006, s:32).

Sağlıklı bir kişilik yapıları olmadığı için hep birinin denetimi altında olmayı ve risk almamayı tercih etmektedirler. Baskıcı-otoriter tutumda yetişen çocukların, duygusal gelişim alanında da geride kaldıkları gözlenmektedir. Bir şeyler yapma ve yeni şeyler başarma oranlarının çok düşük olduğu gözlenmekte, bu nedenle kendilerine güvenleri azalmaktadır (Altınay,2012, s:17).

Aşırı baskı ve disiplin altında korkudan sinmiş olan çocuklarda ‘gizli karşı koyma‘denilen bazı davranışlarla baskı yapanlara karşı dolaylı olarak baş kaldırırlar. Kendilerine bu tip davranışlarda bulunan anne babaların hoşlanmadıkları, en çok titizlik gösterdikleri konuların neler olduğunu gören anlayan çocuklar davranışlarıyla onları kızdırarak üzerek, güç duruma sokarak öç almış olurlar. Örneğin anne babaları ders çalışmalarına karsı titizlik gösteriyorlarsa onlar da ders çalışmaz ve derslerini ihmal eder. Anne babalarının baskıcı tutumlarına karsı gelir, kafa tutarlar. Yapılan incelemelere göre aşırı baskı altında yetişen çocuklarda, anne babadan nefret etme, sinirlerine hakim olmakta güçlük çekme, alıngan ve çabucak parlayıveren bir kişiliğe sahip olmak ve bir takım yersiz korku ve kaygıları olma gibi durumlar görülmektedir (Yılmazer, 2007, s:12).