• Sonuç bulunamadı

Aile, hem bireysel hem de toplumsal açıdan birçok görevi olan, bu görevleri yerine getirebildiği ölçüde varlığını sürdüren ve sürdürecek olan en küçük toplumsal kurumdur. Ailenin sahip olduğu görevler zaman içinde ve toplumdan topluma farklılık göstermektir. Ancak, gerek toplumun, gerekse aileye hizmet sunan profesyonellerin beklentisi, ailenin bu görevlerini sağlıklı bir biçimde karşılamasıdır (Polat Uluocak ve Bulut, 2011, s:10).

Aile, içinde bulunduğu çevrenin doğal ve toplumsal özelliklerinden etkilenir. Bu özelliklerin etkisi altında oluşan kültür yapısıyla biçim ve renk kazanır. Kazandığı kültürü yetişen kuşaklara aktarır, böylece toplumun sürekliliğini sağlar. Ailenin bu görevine “toplumsal bellek” denilebilir. Belleğin fiziksel ve kimyasal enerjisinin, belirli kalıplar içinde depolanıp saklanması gibi, bir iletişim grubu olan aile de aile grubunun oluşturduğu enerjiyle toplumsal bellek işlevini sürdürür (Köknel, 2011, s:60).

Ailenin biyolojik görevi, eşler arasındaki cinsel ilişkinin toplum değerlerine ve ahlak kurallarına uygun olarak sürdürülmesini sağlamaktır. Aile bu görev ile topluma

yeni üyeler kazandırmaktadır. İnsan türünün devamı için çocuk yapma görev aileye verilmiştir. Tüm aile türleri için bu görev ortaktır. Aile üyelerinin gereksinimleri aile içinde karşılanmaya çalışılır ya da ekonomik faaliyetlere katılım yoluyla ihtiyaçların karşılanmasına kaynak yaratılmaktadır. Aile aynı zamanda bireye bazı mesleki yeterlikleri kazandıran meslek okulu niteliği taşımaktadır. Ailenin ekonomik görevinin yanı sıra bireye ait olduğu aile ve akrabalık çerçevesinde bulunduğu konuma göre saygınlık (itibar) edinmesi ve toplum içindeki statüsünü belirlemesi gibi saygınlık görevi de vardır. Eğitim görevi ise çocuğa toplumun kültürünü, mesleki bilgilerini eğitim ve öğretimini ilk ve etkili öğreten eğitim kurumu olması ile yerine getirmektedir. Ailenin dini işlevi de söz konusudur. Aile bireyin kendisini huzur ve güven içinde hissettiği sıcak bir ortam, sevgi ve şefkatin ilk doğal kaynağı olması yönüyle psikolojik görevi yerine getirmektedir (Çakır,2013, ss:16-18).

Aile, bireyin ve toplumun ihtiyaçları olan seks, üreme, korunma ve barınma, sevme-sevilme ve sevgiyi paylaşma, bağımlı ve bağımsız olma, ait olma, statü edinme, güven, kendini gerçekleştirme, çocukların bakımı ve eğitimi, toplumsal töre ve ideallerin, kazanılan mal ve mülkün yeni kuşaklara aktarılması gibi birçok görevi yerine getirmekte ve bireyin biyolojik, psikolojik ve sosyal birçok ihtiyaçlarına cevap vermektedir (Özgüven, 2014, ss:24-25).

Görevleri yönünden, aileye üç değişik açıdan bakılabilir (Yörükoğlu, 2014, s:125):

1. Aile her şeyden önce, eşlerin duygusal ve cinsel gereksinimlerini karşılayan yasal bir birliktir.

2. Aile, ortak amacı, çıkarları, inançları, kuralları olan bir insan kümesidir. 3. Aile, çocukların beslenip bakıldığı ve eğitildiği bir ortamdır.

Aile kolaylıkla kavranabilen küçük bir toplum olarak, büyüyen çocuk için çevre topluma doğru uzanan bir köprü görevini yapar ve bu nedenle de özellikle önemli bir sosyal deneme alanıdır. Aile içindeki yaşantı da, diğer kişilerle olan çeşitli ve karşılıklı ilişkilerle belirlenir (Wechselberg ve Puyn, 1999, s:15).

Toplumun kültür değerlerinin bir kuşaktan diğerine aktarılması şeklindeki temel eğitimsel işlevinin yanında, aile özellikle okul öncesi dönemde, çocuğun yaşamında etkili bir sosyalleştirme görevi de yapar (Yavuzer,1999, s: 135).

Çocuğun toplumun değer yargılarına ve niteliklerine uygun bir birey olarak yetişmesi, önce aile çevresinde sağlanır. Bir toplumun ekininin kuşaktan kuşağa aktarılması, ailede başlar. Aile, beslenme, bakılma, korunma, sevilme ve eğitilme gereksinimlerini karşılar. Yol göstererek, kuralları öğreterek davranışına yön verirler. Doğru ile yanlışı ayırt etmeyi öğretirler. Hem kişilik geliştirmesine hem de kendi cinsel kimliklerini kazanmalarına yardımcı olurlar (Yörükoğlu, 2014, s: 126).

Ailede anne-baba, çocuğa beslenme, barınma, korunma ve öğrenmesi için imkânlar sağlar. Anne-baba yeterince, ilgi, sevgi ve şefkat göstererek, ihtiyaçlarını yerinde ve zamanında karşılayarak çocukta güven duygusunun temelini oluşturur. Çocuğun yeteneklerinin gelişmesine yardımcı olur. Bu bakımdan, aile çocuğu geleceği hazırlamada en etkili kurumdur (Çağdaş ve Seçer, 2011, s:134).

Toplumun çekirdeği olan aile bir sosyalleşme okuludur. Bireyin ilk sosyalleşmesi ailede başlar. Hayatta öğrenilen birçok şeyin daha önce öğrenilen bilgi, değer ve beceriler üzerine bina edildiği, bu öğrenmelerin aile ortamında gerçekleştiği, ayrıca ailenin birçok kişi için hayat boyu bir yaşam alanı olduğu gerçeği, ailede işletilen sosyalleşme sürecinin önemini ortaya koymaktadır. Ailede gerçekleştirilen sosyalleşmenin demokratik temelde şekillenmesi için öncelikle ebeveynler olmak üzere bütün aile bireylerinin tutum ve davranışlarında, etkileşim ve iletişim biçimlerinde demokratik bir duyarlılık içinde bulunmalarını gerekir. Zira bireyler erken çocukluk döneminde daha çok taklit yoluyla öğrenirler. Hayat içinde doğal ve gönüllü bir öğrenme modelinin uygulandığı aile yaşantısında birey, toplumsal yaşamın temel kurallarını öğrenir. İnsanın içinde doğup büyüdüğü, sevgi ve himaye gördüğü aile; toplumun temel taşı, bireyin birincil sosyalleşme kaynağı ve yaşam boyu bir yuva olması nedeniyle titizlikle korunması gereken saygın bir sosyal kurumdur (Özpolat, 2010, s: 15).

Aile toplum sisteminin öğeleridir. Aileler ne kadar sağlamsa, o toplumun da o derece mükemmeldir. Toplum kendi fonksiyonlarını daha çok aileler yoluyla yerine getirir. Ailenin başlıca görevleri şöyle özetleyebiliriz (Kaya, 1997, ss: 193 - 194). 1. Toplumun devamını sağlama ve nüfusunu artırma.

2. Toplumun birikmiş kültürünü yeni nesillere aktarma. 3. Toplumun ekonomik faaliyetlerini yürütme.

4. Toplumun sağlık, dinlenme, sosyal kontrol ve güvenlik gibi fonksiyonlarını yerine getirme.

5. Aile fertlerinin fizyolojik, psikolojik ve sosyal ihtiyaçlarını karşılama. 6. Çocuğun bakımı, yetişmesi ve eğitimini sağlama.

7. Çocuklarını ailesine, kendisine, milletine ve vatanına faydalı bir kişi olarak yetiştirme.

8. Çocuğun sosyalleşmesi ve kişilik gelişimine yardımcı olma.