• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 1: XV. YÜZYIL KLASİK TÜRK ŞİİRİ

4. Münşe’ât: Aslında doğrudan Ca’fer Çelebi’nin hazırladığı müstakil bir eser değildir

2.2. Şiirle İlgili Özellikler

2.2.10. Pâk Olması

Saf şiir anlayışı Türk edebiyatında Cumhuriyet yıllarında ortaya atılmış ait bir mesele gibi düşünülse de esasında klasik Türk şiirinden bilitibar kullanılagelmiştir. Saf şiirin bu cereyanı ortaya atacak derecede güzel örneklerini gözler önüne seren divan edebiyatının halis sanat bakımından büyük bir değer taşıdığı bilinmektedir. Üstelik bu şiir anlayışı, fikrin ve realitenin tahakkümünden kurulduğu için, öncelikle Doğu şiirinde ortaya çıkmış bir kavramdır.261

Klasik Türk şiirinde bir üslup tarzını ifade etmek için kullanıldığı düşünülen saf şiiri; hakiki şiirle bir tutan Ahmet Hamdi Tanpınar, bunun bizde çok eskilerden beri (Yunus Emre, Ahmet Paşa vd.) var olduğunu ancak böyle bir şiir yazma arzusunun son devirlerde belirdiğini söylüyor.262

Sözlük anlamı, kir ve kirlilikten uzak, arı, temiz anlamlarına gelen pak kelimesini şairlerimiz; poetik bir unsur olarak genellikle sözlerinin veya şiirlerinin fesâhatını belirtmek için kullanırlar. Zîra bir söz veya şiirin pak yani fasîh olabilmesi için hatalardan, çirkin ifadelerden, galiz tâbirlerden, yapı ve biçim noksanlıklardan arınmış olması gerekir.263

Klasik Türk şairlerinin şiirlerinin saflıklarıyla övünmeleri şiirde anlam duruluğuna, gösterişten uzaklığa ve şiirin özüne gösterdikleri önemi işaret etmesi bakımından önemlidir. Şairlerin safın yanında su imgesini de kullanmaları su ile insan, okuyucu ile şiir ilişkisi bağlamında şiirin fonksiyonunu da ortaya koymaktadır.264

Saf şiirde aranan özellikler; kaynağını ilhamdan alması, amacının güzellik ve mükemmellik olması, âhenk ve musiki yönünün kuvvetli olması, başka şeylerden arındırılıp fikrin ve realitenin tahakkümünden kurtulmuş olması şeklinde özetlenebilir.265

Modern edebiyatta saf ya da öz şiir olarak kullanılan bu hususiyet, XV. yüzyıl şairlerince pâk ve pâkize kavramlarıyla ifade edilmiştir. Bu kavramlar söz, beyit, gazel ve nazm için

261 Vasfi Mahir Kocatürk, “Şiir ve Gelenek”, Şiir Sanatı, haz. Yaşar Nabi Nayır-Salih Bolat

(İstanbul:Varlık Yayınları, 2012), 170; Yaşar Nabi Nayır, Şiir Sanatı, 2. Baskı (İstanbul: Varlık Yayınları, 2012), 180.

262 Adem Can, Cumhuriyet Devri Şiir Poetikası (Ankara: Kurgan Edebiyat Yayınları, 2012), 339.

263 Ahmet Tanyıldız, “Kelimenin Fesâhati ve Fasîh Dîvânı Örneği”, Turkish Studies 2/4 (Fall 2007): 732; Kaya, “Necati Bey’in Şiir Anlayışı”, 192.

264 Abdülkadir Erkal, “Divan Şiirine Poetik Yaklaşımlar: Divan Şiirinde Saf Şiir Üslubu”, Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi 56 (2016), 926.

162

sıfat olarak kullanılmıştır. Ayrıca aynı şairler pak şiir için okuyucu üzerinde etkili olması, kıymetli olması, benzersiz anlam ve fikirlerle dolu olması gerektiğini düşünmüşlerdir. Arı, tahir, saf ve hâlis manasında kullanılan pâk;266 çoğunlukla şiirin etki boyutunu ortaya koyma amacıyla kullanılan bir vasıf olmuştur. Nitekim Cem Sultan iki değerlendirmesinde de aynı düşünceyi dile getirmiştir. Şair pâk beyitleri işiten âşıkların, şiirin tesirine kapılıp yakalarını parçalayacaklarını düşünmektedir:

Bu ebyâtı şu resme eyledün pâk

Ki işiden ‘âşık eyler yakasın çâk CH, B.5334, s.298

Bu düşüncenin temelinde beyitlerin sevgiliyi resmetmesi, âşıkane sözlerden oluşması ve bu özelliklerinden dolayı, hususi olarak, âşıklar tarafından beğenilmesi yatmaktadır.

Cemşîd ü Hurşîd’in başka bir beytinde yine aşk içinde söylenen pâk sözlerin âşıkların

yakalarını yırtmalarına neden olacağı belirtilmiştir (CH, B.1070, s.75).

Pâk şiiri etkileyicilik bağlamında değerlendiren Necâtî Bey, kasidesinin tegazzül bölümünde sanat gücünü sergileyeceğini haber verirken bunun yolunun hem gönül aldatıcı hem de pâk gazel söylemekten geçtiğini bildirir. Buna göre pâk şiirin tamamlayıcısı veya göstergesi, gönüllere ulaşıp okuyucuyu gönülden etkilemektir: Tâ el verince bu gazel-i pâk ü dil-fîrib

Çekti benimle kâfiyede intizâr serv NBD, K.21/14, s.102

Yazdığı başka bir methiyede Necâtî, bikr-i fikr ile pâkize arasında kurduğu ilgiyi kıymete bağlar ve kıymetinden dolayı böyle sözlerin beğenileceğini belirtir. Bu taze fikirler ve pak cevher, eğer Hazret (Vezir-i A’zam) kabul ederse ona layıktır. Dolayısıyla bu iki tavsif, bikr ile pâkize, içinde bulunduğu şiirin değerini artıran özelliklere işaret etmektedir:

Revadır ger ola makbûl-i Hazret

Bu bikr-i fikr ü bu pâkize gevher NBD, K.10/30, s.71

Eserini sunduğu kişinin değeri, şairi üstün bir eser yazmaya yöneltmiştir. Bu amaçla meydana gelen eser, daha önce hiç duyulmamış düşünce ve pâk sözlerden oluşmuştur. Ancak bu özelliklerin görüldüğü eserler, üstün derecelere sahip insanlara layık olabilir. Necâtî Bey’in şiirinin bu dereceye ulaşmasına vesile olan durumlara baktığımızda, beytin

163

ait olduğu bölümün diğer beyitlerinde ayrıca tarzının ve sözlerinin taze, manaların renkli ve güzide olduğunu ifade ettiği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla pâkize sözler kıymetlidir, çünkü bu vasıftaki sözler taze, benzersiz ve renkli manalardan oluşmaktadır.

Bu değer, şairlerin diğer şairlere üstünlük sağlamasına da bir vesile kabul edilmiştir. Şiirdeki bu özelliğin şairlik gücüne bağlı olarak gelişebileceğini düşünen Tâci-zâde Cafer Çelebi, kendisinin bu kuvvete sahip olduğunu bildirmiştir.

Senün hod nazm-ı pâke kudretün var

Me’âni bulmağa hem kuvvetün var HN, B.529

Şair, pâk nazmın mana yönüne de değinmiştir. Saf şiir kudreti ile yeni manalar bulma kuvveti birlikte zikredilmiş böylece saf şiirin aynı zamanda yeni manalara, orijinal fikirlere sahip olması gerektiği üzerinde durulmuştur.

Hamdullah Hamdî ise pâk sözleri değerli oluşundan dolayı cevher benzetmesi ile ifade etmiş. Sedeften birer cevher olan o sözleri duyan kişinin içinde pâk sözlerden yeni cevherler doğacaktır. Yusuf u Züleyha mesnevisindeki bu ifadeye göre saf ve temiz sözler, insanlar üzerinde çok daha etkilidir:

Guş kim ola ol sadef cevher

Pâk sözden biter içinde Güher YZ, s.258

XV. yüzyıla ait divan ve mesnevilerde pâk şiirin belirleyici özellikleri, üstünlükleri ve diğer vasıflarla olan ilişkisi üzerinde durulmuştur. Buna göre şairi için övünme sebebi olan pâk şiir, kıymetinden dolayı mücevheri andırır. Böyle şiirlerde yeni anlamların keşfedilerek gönül aldatıcı bir etkiyi yakalaması ve âşıkların yakalarını parçalaması gerekmektedir. Dolayısıyla şiir, bu özelliğe sahip olduğunda tesir gücü ve kıymeti artacak; taze fikirlerle ve yeni ma‘nâlarla dolacaktır. Ancak bunun için şairlik kudretine ve aşka ihtiyaç vardır.

Sadece Cem Sultan, Necâtî Bey ve Tâci-zâde Cafer Çelebi şiir için “gazel-i pâk, pâkize gevher, nazm-ı pâk, pâk söz” ifadelerinden birini kullanarak doğrudan bir görüş beyan etmişlerdir. Çağın diğer şairleri ise her ne kadar bu kavramları kullanmasalar da saf şiirin hususiyetlerine çeşitli vesilelerle değinmişlerdir. Özellikle şiirin taze, benzersiz ve etkileyici olması ile saflığı dolayısıyla suya, kıymeti nedeniyle de cevhere benzetilmiş olması; pâk şiirin hususiyetlerindedir.

164

Aynı bağlamlarda şiirin âşıkları gönülden etkileyip yakalarını yırtmasına neden oluşu, orijinal fikirlerden meydana gelişi gibi başka poetik değerlendirme ve ifadelerden de söz edilmiştir. Ayrıca şiir ile cevher ve sadef arasında teşbih ilgisi kurulmuştur.