• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 1: XV. YÜZYIL KLASİK TÜRK ŞİİRİ

4. Münşe’ât: Aslında doğrudan Ca’fer Çelebi’nin hazırladığı müstakil bir eser değildir

2.2. Şiirle İlgili Özellikler

2.2.1. Âb-dâr Olması

Hem tezkirelerde hem de şairlerin beyitlerinde genellikle şiiri nitelemek için kullanılan âb-dâr, klasik şiirin tenkit terminolojisine ait önemli bir poetik terimdir. Farsça bir kelime olan ve oldukça geniş bir anlama gelen “âb-dâr” , “sulu, ıslak, kaliteli su, parlak, latif, taze, hoş, taravetli, halavetli, revnaklı, hayat verici öz, yeşil ve bereketli bitki, akıcı (mısra, şiir), nükteli hoş sohbet, zengin fikirler bilen, nükteli söz söyleyen, güzel, memnuniyet verici” gibi anlamların yanında “kılıç, meyve, cevahir” ve benzerlerine sıfat olarak da kullanıldığı cemiyet ve şeref sahibi anlamlarına da geldiği ifade edilmiştir.188

Şiir hakkında yapılan değerlendirmelerde kullanılan “âb-dâr” terimi, tezkirelerde ve divanlarda bazen şiir ve sözün benzetileni bazen de şiir ve sözün bir vasfı olarak geçmektedir. Sevgilinin “dudağı, beni ve dişi” için hatta “meyve, kılıç ve yaratılış” için de kullanılan terkib, bu kullanımlarda “taze, parlak ve taravetli” anlamlarını karşılamaktadır. Bu nedenle şairler şiirlerini nitelerken yeni söyleyiş, anlam ve hayalleri ifade etmek için sadece “taze ve ter” sıfatlarını kullanmamışlar; aynı amaç için bazen de “âb-dâr” terkibini kullanmayı tercih etmişlerdir. Neticede gerçek ve mecazî anlamları birleştiğinde âb-dâr olarak vasıflandırılan şiirlerin, “yeni, taze, parlak, güzel, çarpıcı, ince, zarif ve orijinal” olduğunu veya olması gerektiğini söyleyebiliriz. Ayrıca şairler âb-dâr

188 Namık Açıkgöz, “Klasik Türk Şiiri Tenkid Terminolojisi ve Âb-dâr Örneği”, Türk Kültürü İncelemeleri 2 (2000): 151; B. Ali Kaya, “Necati Bey’in Şiir Anlayışı”, 171.

97

olduğunu iddia ettikleri şiirleriyle diğer şiirlerden özgün olma hususunda ayrıldıklarını belirtmişlerdir.189

N. Açıkgöz’ün tespitine göre âb-dâr’ın “hayallerin zengin ve renkli, anlamların çeşnili, ifadelerin sanatlı, anlam ve söyleyişin gönlün beğeneceği nâzikllikte, iyi ve güzel, tatlı, yakıcı, ince anlam farklılıklarına sahip, ifade edilişi ve söyleyişi güzel” gibi oldukça zengin bir anlam alanı bulunmaktadır.190

XV. asır şairleri arasında şiirlerinden bahsederken “âb-dâr” nitelemesini kullanan şairlerden biri Ahmet Paşa’dır. Ahmet Paşa, güzel şiirin özelliklerini sıralarken sevgilinin her bir uzvunu farklı şekilde şiire benzetmektedir. “Senin la’linin (dudağının) çizgisini, yanağını, boyunu anarak şiirimi renkli, güzel, hoş ve su gibi akıcı hale getirmem gerekir.” ifadesiyle hattı güzel (hub), la’li renkli (rengin) kaddi hoş (latif) olarak tarif ederken yanağı da su gibi akıcı anlamına gelen abdâr ile nitelemektedir:

Hatt-ı lâ'l ü kadd ü ruhsârın anıp eş'ârımı

Hûb u rengîn ü lâtif ü âb-dâr etsem gerek APD, G.151/7

Yarin güzelliğini gösteren dört unsuru dört faklı sıfat ile niteleyen Ahmet Paşa, aynı zamanda bir güzele benzettiği şiirin de dört vasfını sıralamaktadır. Bu sıralamada sevgilinin yanağı ile âbdâr sıfatı arasındaki benzerlik, parlaklık ve akıcılık olduğundan şiirin de parlak ve akıcı olması gerektiğini belirtmiştir.

Bir şiirin başarılı kabul edilmesi için âb-dâr olmasına, âb-dâr olması için ise sevgiliyle ilgili olmasına ihtiyaç vardır. Cem Sultan, şiirini sevgilinin yanağıyla bağladığından beri dillerde söylenen hep onun âbdâr şiirleridir. Şairin bu ifadesinde yer verilen nazmın nizamını sevgilinin yanağıyla bağlamak ifadesinden, bağlamak kelimesinin sarmak ve tahsis etmek anlamlarını da dikkate alırsak, şiirin gerek muhteva gerekse kafiye ve redif gibi unsurlar bakımından sevgilinin yanağı ile irtibatlı olduğunu düşünebiliriz. Dolayısıyla buna benzer ifadelerle şairler iyi ve başarılı şiirler yazma konusunda sevgilinin başta yanağı olmak üzere, çeşitli güzellik unsurlarının önemli bir rolünü dile getirmişlerdir.

Bağlayaldan Cem ‘izârunla nizâm-ı nazmını

Söylenen dillerde şi’r-i âb-dârumdur benüm CSD, G.221/5, s.167

189 Açıkgöz, “Klasik Türk Şiiri Tenkid Terminolojisi”, 154-155.

98

Yanak ile âb-dâr arasındaki ilgi yazı biçimi bağlamında da değerlendirilmiştir. Sevgilinin yanağındaki ayva tüyleri kitaba yazılırken kullanılan yazının hem güzel hem de âb-dâr olacağı ifade edilmiştir. Bu görüşe göre Cem Sultan; bir yazı çeşidi olan nesih hattını, hoş ve âb-dâr oluşundan dolayı tercih etmiştir. Nitekim nesih; dolgun, rahat, açık, okunaklı bir yazı olmasından dolayı Osmanlılarda kitapların yazılmasında diğer yazılara göre en çok kullanılan yazı çeşididir. Bu nedenle kitap yazısı nesih yazı çeşidine dayanmaktadır:191

Ko ‘ârızunda ḫattunı ḫat yazsun iy sanem

Tâ yazıla bu mushafa ḫoş âb-dâr nesh CSD, G.32/5, s.60

Başka bir gazelinde Cem Sultan yine âb-dâr ile sevgilinin yanağı arasındaki ilgiye işaret ederek eserinde sevgilinin yanağını konu edindiği için taze, parlak ve güzel bir hatta sahip olduğunu söyler (CSD, G.155/2, s.129).

Necâtî Bey, kılıcın yahut tîg redifinin âb-dâr gazelini işiten her şairi dile getirdiğini söylerken âb-dâr ifadesini kılıçla birlikte kullanarak daha sağlam hale gelmesi için kılıca su verilmesi uygulamasını hatırlatmaktadır. Üstelik âb-dâr zaten kılıcın da bir sıfatı olarak kullanılmakta, “keskin kılıç” manasını taşımaktadır. Buna göre gazeli için âb-dâr nitelemesine yer vermesi; şairin, gazelinin hem yeni ve orijinal hem de güçlü ve etkili olduğuna inandığını göstermektedir:192

Gûş eyler ise bu gazel-i âb-dârımı

Her şâ'iri getire gibi tercümana tîğ NBD, K.11/46, s.74

Şeyhî ise söz için âb-dâr sıfatını kullanmış ve bu özelliği kendisi için bir gereklilik olarak değerlendirmiştir. Husrev ü Şîrin’in sebeb-i telif bölümünde şair, yazacağı eserin niteliklerini sıralarken kendine sözlerinin âb-dâr olması konusunda telkinde bulunur: Yak âteş sözde lîkin âbdâr it

Yil ölçenler havâsın hâk-sâr it HŞ, B.572, s.22

Sonuç olarak Ahmet Paşa, Cem Sultan, Necâtî Bey ve Şeyhî olmak üzere XV. yüzyılın bazı şairleri divanlarında ve mesnevilerinde bu nitelemeye yer vermiştir. Tespit edilen örneklerde şiir, söz, gazel, yazı için kullanılan “âb-dâr” terkibi; “hoş, parlak, güzel, etkili, yeni ve orijinal” manalarını karşılamaktadır. Şiirin güzelliğini, üstünlüğünü dile getiren

191 Muharrem Ergin, Osmanlıca Dersleri (İstanbul: Boğaziçi Yayınları, 2001), s.21.

99

bu kavram ayrıca sevgilinin güzellik unsurları ile birlikte kullanılmış. Benzer olarak hem Ahmet Paşa’da hem de Cem Sultan’da âb-dâr şiirin sevgilinin yanağı ile olan ilgisine değinilmiş, hatta aralarında benzerlik ilgisi kurulmuştur. Ayrıca tüm bu örnekler, şairlerin eserlerini dolayısıyla kendilerini yüceltme ya da diğerlerinden ayrılan yönlerini gösterme amaçlı yazdıkları beyitlerdir.

Tespit edilen beyitlerde bu hususun ifadesi için “âb-dâr hat, şi’r-i âb-dâr, âb-dâr nesh ve gazel-i âb-dâr” terkipleri kurulmuştur.

Aynı bağlamlarda şiirin güzel ve renkli oluşu, nizamı ve herkesin dilinde olması; şiirle şairlerin dile gelişi gibi başka poetik değerlendirme ve ifadelerden de söz edilmiştir.