• Sonuç bulunamadı

Okuyalım Düşünelim

*

Kader, insanın önüne geçemediği, Yüce ALLAH (cc)’ın takdiridir. Kadere iman, başa gelene isyan etmektense olayların arkasındaki güzellikleri bularak, ona göre davranmakla olur. Kader konuşunca, insan oturup düşünmelidir.

*

İnsanlar inandığı gibi yaşamazsa, yaşadığı gibi düşünmeye başlar.

*

İnsanın, kendisini koşulsuz olarak bir yöneticiye teslim etmesi. Kendi geleceğini ve ideallerini kendi kararlarıyla yönlendirmemesi, bir çobanın yönetimine bağlanan ve sadece yeme, içme ihtiyacını karşılayan bir koyunun hayatına benzer. İnsan olmanın farklılığını ve zevkini asla tadamaz.

*

Süreklilik insan hayatının parçalarını oluşturur. Sürekli aynı kişilerle ve belli kurallar içerinde yaşamak, kişinin hayatını o insanların şekillendirmesine yol açar ve hayatı boyunca kendisi olamaz.

* Kişinin, düşlediği şeyi gerçekleştirmesi için her zaman olanakların bulunduğunu anlamaması, o kişinin hayatının sonuna kadar tekdüze bir hayat yaşamasına yol açar.

Elimizdeki olanakları değerlendirip, hayatımızı renklendirmeliyiz.

*

Henüz sahip olunmayan vaatlere güvenerek, bir şey yapmadan o vaadin

gerçekleşmesini beklemek, bir süre sonra beklenen vaadin ele geçirilme arzusunu yok eder.

*

Bir kimse eğer, hayat çizgisini belirleyip, o yolda çaba gösterirse, hayat bu çizginin gerçekleşmesi için önüne birçok fırsat çıkaracaktır. Yeter ki çizgisi doğru olsun.

*

Kişi yeni arayışlar peşinde olabilir, ama önceki sahip olduklarını asla unutmamalıdır.

142

*

Bir kişi başka bir kişiye bel bağlayıp, sorumluluk almaktan kaçınarak, o insanın

gölgesinde geçimini sağlamaya çalışmamalıdır. Zira arkasından gidilen kişi, arkasındakinin geride kalanlarını düşünmez, hep kendi planları ön plandadır. Arkasından gidilen kişi için yapılan şuursuzca işler, geride bıraktıklarımızı zor durumda bırakacaktır.

*

Dünya gerçeklerine olmalarını istediği gibi değil, olduğu gibi bakmak, insana sevmeyi öğretir. yaşananlardan ibarettir. Ancak, o anı da geçmişin dersleri ve geleceğin düşleriyle yaşamalıdır.

*

Bir kişiye yapmakta olduğu işler hakkında ki verilen öğütler, o işlerin dışarıdan ikinci akılların tecrübeleridir. Bu öğütlere kulak asılmadığında, o iş içinden çıkılmaz hale gelebilir, o öğütleri aramaya çıkabilirsiniz.

*

Bir kişi, bir işi yapmakta aceleci davranırsa, aceleciliğin doğurduğu kötü sonuçlara da katlanmak zorunda kalabilir. Düşünmeden yapılıp, sonu kötü biten işlerin sonucu, geri dönüşü imkânsız pişmanlıklar olabilir.

*

Kişi, yüreğinin söylediğinin tersini yapmakta inat ederse, ilk gelen darbe onun yıkıma uğramasına sebep olabilir.

*

İyi dost; Aklı, fikri iyi şeylerde olan, başkalarının malına, canına ve namusuna zarar verecek düşüncelerden uzak duran, hırs sahibi olmayan, kendisi ve çevresinin iyiliğini düşünen kimsedir.

*

Bir kişinin konumunu, o kişinin kaderi belirler. Bu durumda kişinin yapması gereken, geldiği konumda en iyisini yapmaktır. Konumunun en iyisini yapmak, daha iyi konumların geleceğini hazırlar.

*

Gözünün önündeki hazineyi göremeyen, asla bir hazineye sahip olamaz.

*

Toplumsal örf ve adetler doğru yorumlandığında, insanlara her zaman doğru yaşamın sırlarını verir.

*

Ölüm korkusu kişiyi hayata karşı daha dikkatli olmaya zorlar ve diğer insanların da dikkatli olması için elinden geleni yapmasını sağlar.

*

Dünya’daki her şeyin, kendine has bir hayat çizgisi vardır.

*

Kişiler farkında olmasalar da, hayat içinde kendi başrollerini oynarlar.

*

Bir kimsenin yaşadığı topluma iyi görünmek için, iyi şeyler yapıyormuş taklidi

yapması, yıkanan elleri kirli bir havluyla kurulamaya benzer. Çünkü yapılan işte samimiyet yoktur.

*

Bilgi, bir kişinin topluma girme isteğini, bilgisizlik ise toplumdan kaçma sonucunu doğurur.

*

Bilgili olmayı isteyen bir kişi, önce soru sormayı öğrenmelidir.

*

Kazanılan şeyleri korumak kolay olsaydı, kaybetmek diye bir şey olmazdı.

*

Bir şeye sahip olmak için, önce onun zahmetlerine katlanmayı göze almak gerekir.

*

Kötülüklerin tuzağına düşmemek için, kötülükleri araştırmalı, öğrenmeli ve bir savunma sistemi geliştirmeliyiz.

*

İnsanın kendi özgürlüğü için başkalarının özgürlüğünü kısıtlaması, bir çocuğun elinden oyuncağını almaya benzer.

144

*

Bir kişi bir şeyi yaparken, neleri yapmaması gerektiğini de beraberinde öğrenir.

*

Bir kişi etrafındakiler için ne kadar iyi şeyler yaparsa, o kadar yeniden dirilir.

*

Bir işi başarmak için, önce katı sınırları olan biri olmaktan kurtulmalıyız.

*

Bir kişinin kazandıklarını kullanabilmesi için, önce kendisini denetlemeyi öğrenmesi gerekir.

*

Planlanan hedeflere ulaşmak için çıkar gözetmek, başarısızlığın başlangıcını kabul etmektir.

*

Bir olay karşısında paniğe kapılmak, başarısızlığın başlangıcı demektir. O olaya karşı olumlu girişimler planlamak ve bu planları sistematik olarak uygulamak, bizi adım-adım başarıya taşıyacaktır.

*

Kabullenmek, bir kişinin ne kadar cesur olduğunu gösterir. Kabullenmeyip etrafını da buna inandırmaya çalışan bir kişi karşısındakilerin güvenini kaybetmek ve

aşağılanmakla karşı karşıya kalır. Çünkü kişinin kabullenmediği şeyin, ona ait olduğunu anlayacak birileri mutlaka çıkacaktır.

*

İnsanları sürekli aynı şekilde aldatmak imkânsızdır, çünkü savunma mekanizması hemen işlemeye başlar.

*

Kalp, camdan yapılmış çok değerli bir eşya gibidir, bir kere kırılınca asla eski halini almaz. Tamir edilip parçalar yapıştırılsa dahi, kırıkların izi çatlaklar halinde kalır.

*

Önemli olan sır değil, o sırra sahip olanın onu muhafaza edebilmesidir.

*

Davranışların değişmesi, duygu ve düşüncelerdeki değişimle doğru orantılıdır.

Duygu ve düşünceler doğru yönde ise, olumlu davranışlar; yanlış yönde ise olumsuz davranışlar gelişir.

*

İnsanlar algılayabildiklerinden en iyi seçenekleri seçebildiğine göre, bizlerin her zaman toplum için en iyi seçenekleri bulmamız ve uygulamamız gerekir.

*

Uğradığımız her başarısızlıktan bir sonuç çıkarmalı, bu sonuçlar doğrultusunda

*

Özgürlüğü kısıtlayan kanunlar, özgür yaşamayı bilmeyen kişiler tarafından yapılır.

*

Şüpheli bir şeyi yapmamak, keşke yapmasaydım demekten daha iyidir.

*

Basit insanlar, kendilerini başkalarından üstün ve başarılı göstermeye çalışırlar.

Büyük insanlar ise, hep kendilerinden daha üstün kişiler olduğuna inanırlar ve onların seviyesine ulaşmak için çaba gösterirler.

*

Belirli bir düşünceye sahip olmayan bir kişi, diğer kişilerin eğlencesi olur.

*

Kötülük eden cezasını, iyilik edense mükâfatını mutlaka görecektir. Bunu görmenin yolu sabırla beklemektir.

*

Bir teşekkür beklentin dahi yoksa, yaptığın o iş hayır işidir.

*

Birine ait eşyayı istemekte ısrarcı olma, seni kıramaz da olur ki, o eşyaya çok ihtiyacı vardır.

*

Şeytanın gücü insan iradesinin yanında zerredir, insanın kendisi istemedikçe onu kandıramaz.

*

Kişinin kazandığı kadarı değil, yiyebildiği kadarı nasibidir.

*

Kişiyi ölümden eceli, nefsine esaretten imanı korur.

*

Özgürlük başkasının hayatını kısıtladığı veya onu rahatsız ettiği anda anlamını kaybeder.

*

Sevdiklerine karşı yaptığın küçük bir hata, bütün güzel anıların silinmesine neden olur.

*

Yalancı sevgi, bir kişinin karşısındakinden çıkarı bitene kadardır.

* En büyük devlet, insanını yaşatan devlettir.

* Kibir insanın felaketidir. Başağı en dolu olan buğday, başı öne en eğik olandır.

146

Kaynakça

Türkiye Cumhuriyeti, Diyanet İşleri Yayınları, Kur’an-ı Kerim meali.

147