• Sonuç bulunamadı

KÖY OKULLARI VE KÖY ENSTĠTÜLERĠ YASASI

“Bu ülkenin her köyünde bir baĢbakan oturduğunu düĢünerek söz söylemeliyiz.” Ġsmet Ġnönü133.

17 Nisan 1940 günü Türkiye Büyük Millet Meclisi‟nin gündeminde “Köy Enstitüleri” yasası vardı. GörüĢmeleri Meclis‟in CumhurbaĢkanlığı locasında oturan Ġsmet Ġnönü de izliyordu. Ġlk sözü Konya milletvekili Dr. Osman ġevki Uludağ almıĢtır. Köylerde öğretmen sorununun önemine değinen Uludağ, bunu çözmek adına mesleğinde uzman sayılan Milli Eğitim Bakanı‟nın bu çalıĢmasını takdirle karĢılamıĢtır. Bununla birlikte iki konuda endiĢelerini ortaya koymuĢtur. Bunlardan birincisi köylerden yetiĢecek öğretmenlerin yine aynı köylerde eğitim vermesinin köylerdeki geliĢim hızını yavaĢ tutacağını belirtmiĢ, ikincisi ise enstitü kelimesinin seçiminin doğru olmadığı yönündeki yaklaĢımıdır134

. EskiĢehir milletvekili Emin Sazak ise; “Bu mesele hakikaten bugün bayram yapacak kadar memleketimizde çabuk meyvesini veren hadise olmuĢtur.” diyerek sözlerine baĢlamıĢ öğretmenlerin köylünün üzerinde nüfuzu olması gerekliliğine dikkat çekmiĢtir. Daha sonra söz alan Kazım Karabekir de birkaç noktaya dikkat çekerek endiĢelerini belirtmiĢtir. Karabekir, lüzumsuz masraflara boğulmamak gerektiğini, yetiĢen çocuklara köylerde hizmet verecek yolların açılmasını, ruh ve vücut sağlığı açısından sağlam bireylerin yetiĢtirilmesi konusunda özen gösterilmesini dile getirmiĢtir. Ayrıca köy enstitülerinin yalnızca köy çocuklarına değil Ģehirden gelenlere de açık olmasını savunan Karabekir, Ģehirden gelen çocukların bu sayede köy yaĢamını daha iyi tanıyacaklarını belirtmiĢtir. Bu köylerdeki hocalar sıradan birer öğretmen değil aynı zamanda köylerdeki “medeni hayatın da nazımı” olmalarını vurgulamıĢtır. Karabekir son olarak Osman ġevki Uludağ gibi “enstitü” kelimesinin

133 Hemen burada vurgulamak gerekir. Ġsmet Ġnönü‟nün özel önem atfettiği iĢler arasında Köy Enstitüleri ve köy eğitimi meselesi de yer almaktadır. Bunu o dönemde Ġnönü‟nün çevresinde yer alan önemli isimlerin anılarında da bulmak mümkündür. Hilmi Uran, MeĢrutiyet, Tek Parti, Çok Parti Hatıralarım (1908-

1950), Türkiye ĠĢ Bankası Kültür Yay., Ġstanbul 2007, s. 437-438. Yine Tarihçi Sina AkĢin de Ġnönü‟nün Atatürk

devrimlerine iki önemli katkısından bahsetmektedir. Bunlardan birisi çok partili yaĢama geçiĢin sağlanması diğeri ise Köy Enstitülerinin açılmasıdır. Sina AkĢin, Ana Çizgileriyle Türkiye’nin Yakın Tarihi, Ġamj Yayıncılık, Ġstanbul 1996, s. 219.

seçilmesini eleĢtirmiĢ, köylülerin üzerinde daha çok tesir yapacak “hayat kaynağı” veya “hayat mektebi” gibi isimlerin seçilmesini istemiĢtir135

.

Feridun Fikri DüĢünsel, köylülerin imece usulü ile okula enstitülere ait iĢleri yapmasını doğru bulmamakta, bu iĢlerin devlet tarafından yapılmasını savunmaktadır. Manisa Milletvekili Kazım Nami Duru ise Saffet Arıkan‟ın daha önce göstermiĢ olduğu çabalara dikkat çekmiĢ ve ona olan teĢekkürlerini sunarak, köy enstitülerinin “memlekette ilmi bir surette köylüyü kalkındırmak ve köylüyü terbiye etmek ve köylüye cihanı anlatmak için büyük bir teĢebbüs” olduğunu söylemiĢtir. Sözlerine devam eden Duru, bu teĢebbüsün özünde köylüyü Ģehre getirmek değil, köylü ile köy arasındaki bağların güçlendirilmesinin yattığını savunmuĢtur. Daha sonra kürsüye gelen Kütahya Milletvekili Ali Süha DelilbaĢı, köy davasına inanmıĢ biri olarak Köy Enstitüleri yasasının çıkartılmasından duyduğu mutluluğu dile getirmiĢtir136

.

Ġzmir Milletvekili ve Milli Eğitim Bakanı olan Hasan Ali Yücel vakit geçirmeden sıcağı sıcağına söz istiyor, soruları Ģöyle yanıtlıyor: “ArkadaĢlar, bu yasa ile bizim yaptığımız Ģey, bir kopya değildir… Bizim yaptığımız bu iĢi Bulgaristan‟da, baĢka nitelikte görürsünüz, Meksika‟da baĢka Ģekilde bulursunuz. Ġlköğretim sorunlarını bundan yüz yıl önce çözmüĢ memleketlerde de baĢka Ģekilde rastlarsınız. Bunları kendi memleketimizin sözde kalmayan gerçeklerine ve toplumsal değerlerine uyarak yapmıĢ bulunuyoruz.” Nihayet 17 Nisan 1940 ÇarĢamba günü Köy Enstitüleri 3803 Sayılı Yasa ile kabul edilmiĢ, kurulmuĢ olur137

. Ancak altı yıl sonra General Kazım Karabekir 1946‟da Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsü‟nde yaptığı bir denetleme sırasında “komünizm” kuĢkusu üzerinde durmuĢ, araĢtırma ve soruĢturmalarda bulunmuĢtur. Köy enstitüleri kuruluĢ yasası ile köy çocukları için karanlıklar aralanmaya, ufuktan ılık aydınlık bir güneĢ görünmeye baĢlayacaktır.

1. Yasa Üzerine Genel Bir Değerlendirme:

Bu yasa metninde,“Köy öğretmeni ve köye yarayan diğer meslek erbabını yetiĢtirmek üzere tarım iĢlerine elveriĢli toprağı bulunan yerlerde Köy Enstitüleri açılacak,” denilmektedir.

Ayrıca; “Enstitülere tam devreli köy okullarını bitirmiĢ sağlıklı, gürbüz köy çocukları seçilerek alınacaktır” koĢulu getirilmiĢtir.

135 TBMM Zabıt Ceridesi, Devre 6, C. 10, 41. Ġnikad, 17 Nisan 1940, s. 71-74. 136 TBMM Zabıt Ceridesi, Devre 6, C. 10, 41. Ġnikad, 17 Nisan 1940, s. 74-77. 137

Resmi Gazete, Kanun No: 3803, Resmi Gazete yayım tarihi 22 Nisan 1940, Sayı:4491, s. 13682- 13683; TBMM Zabıt Ceridesi, Devre 6, C. 10, 41. Ġnikad, 17 Nisan 1940, s. 92.

Yasada öğretmenlerin görevine iliĢkin Ģu Ģekilde saptamalar da yer almıĢtır. “Köy Enstitüleri‟nden mezun öğretmenler, atandıkları köylerin her türlü eğitim ve öğretim iĢlerinin görecekler. Tarım iĢlerinin çağdaĢ bir Ģekilde yapılması için hazırlayacakları örnek tarla, bağ, bahçe, atölye gibi tesislerle köylülere rehberlik yapacaklar… Köylülerin bunlardan yararlanmalarını sağlayacaklardır.”

“Köy Enstitüleri‟nden mezun öğretmenlere üretime yarayıcı aletler, geliĢtirilmiĢ nitelikli tohum, çift ve getiri hayvanları, cins fidan gibi üretim araçları, köy öğretmenlerinin atandıkları okulların demirbaĢına geçirilmek suretiyle devletçe parasız olarak verilecektir.” deniliyordu138.

Yasa öğretmen evlerinin ve okulların nasıl ve ne ile yapılacağını da belirlemiĢti. “Köy öğretmenlerinin atandıkları edildikleri okulların binaları ve öğretmen evleri Ulusal Eğitim Bakanlığınca verilecek planlara göre Köy Yasası‟na uygun olarak, Bölge Ġlköğretim MüfettiĢi ile Gezici BaĢöğretmen‟in gözetiminde köy kurulları tarafından yaptırılacaktır.” deniliyordu.

Yeni bir yapılaĢma öngörülüyor, belirlenen hedefler ve ilkeler ayrıntılı bir biçimde Ģöyle sıralanıyordu:

1) Öğretmen adayları köyden alınacaktır.

2) Köyden alınmıĢ çocuklar, köy hayatından uzaklaĢtırılmayan bir çevre içinde iyi bir çiftçinin bilgilerine sahip ve öğrendiklerini de uygulayacak nitelikte yetiĢtirileceklerdir.

3) Bu çocuklara öğretmenlik mesleği ile birlikte köyde geçecek demircilik, yapıcılık, dülgerlik, kooperatifçilik, kız öğrenciye çocuk bakımı, dikiĢ, nakıĢ, ev idaresi, tarım sanatları ve hastaya bakmak gibi iĢler de öğretilecektir.

4) Bu çocuklardan üstün yetenek gösterenlere yüksek öğrenin yaptırılacaktır.

5) Öğretmen olmayacaklar, öğrendikleri iĢlerden birini yapmak üzere serbest köy yaĢamına gönderilecektir.

6) Öğretmen olacaklar da köy yaĢamının koĢullarına dayanabilecek ve o çevre içinde daha geliĢmiĢ, bir yaĢam yaratma erkliğini kazanacak Ģekilde hazırlanacaktır.

7) Öğretmen ve köye gerekli elemanları yetiĢtirmek üzere açılacak kuruluĢların, tarım üretimine uygun yerler haline getirilmelerine, öğrencilerin beslenme gereksinimlerini giderecek Ģekilde yönetilmelerine devlete yük olmayacak biçimde geliĢtirilmelerine çalıĢacaktır.

138

Resmi Gazete, Kanun No: 3803, Resmi Gazete yayım tarihi 22 Nisan 1940, Sayı:4491, s. 13682- 13683.

8)Yasanın 5. ve 18. Maddelerine göre Köy Enstitüsü‟nü bitiren bir öğretmenin köylerde yirmi yıl görev yapma zorunluluğu vardı.

9) Bu öğretmenlerin aylık ücretleri yirmi liraydı. Ayrıca köylünün ortak malı olan köy toprağından, okul uygulama bahçesinden yararlanma hakkı vardı. Tarım ve sanat çalıĢmaları ile ilgili üretim araçları veriliyordu.7. maddeye göre verilen yirmi lira 6 yıl baĢarılı çalıĢmadan sonra 30, 15 yıl sonra da 40 liraya çıkacağı yazılıydı.

10) Enstitüyü bitirenlere yasanın 10. maddesine göre 60 lira donatım bedeli öngörülmüĢtü.

11) Öğretmen lojmanlarından ücretsiz yararlanacaklardı.

12) Maddeye göre Köy Enstitüsü‟nü bitirenler askerde yedek subay oluyorlardı.

13) 21. maddeye göre hastalandıklarında da ücret veriliyor ve yakınları ile birlikte ilaçları, sağaltımları parasız oluyordu.

14) 18. maddeye göre il ve ilçelerde emeklilik ve sağlık sosyal yardım sandıkları kuruyorlardı.

Görüldüğü gibi Köy Enstitülü bir öğretmenin görev sorumluluğu çok ağır, çok zor, emeğinin karĢılığı ise yetersizdi. Emekli olabilmesi için 30 yıl baĢarılı çalıĢması gerekliydi. Bu da o günün köy koĢullarında okul iĢlik ve dersliğin, geçim toprağının araç ve gereçlerinin sağlanması, verimli Ģekilde iĢletilmesine, kitaplığın kurulmasına, çalıĢtırılmasına, eğitim öğretim dizgesinin sağlıklı iĢlenmesine, öğrenci sayısının 100 kiĢiyi aĢmamasına, denetçilerin de köy sorunlarını bilerek değerlendirme yapmalarına bağlıydı139

. Köy Enstitülerine getirilen bu ağır yükler, 1954 yılına gelindiğinde Köy Enstitülerinin kapatılması için gösterilen gerekçeler arasında yer alacaktır140

.

139

Kaplan, Aydınlanma, s. 64-67.

II. GELĠġEN TÜRKĠYE’DE DÜZĠÇĠ KÖY ENSTĠTÜSÜ