• Sonuç bulunamadı

DÜZĠÇĠ KÖY ENSTĠTÜSÜNÜN YÖREYE KATKILARI

Enstitülerin ve Düziçi Köy Enstitüsünün köylere öğretmen, sağlık memuru yetiĢtirmeyi amaçlayan, yalnız köy çocuklarına açık eğitim kurumları olmaları en iyi yönlerinden birisidir. Ġlköğretim görme olasılığı çok az, ortaokul, lisede okuma olasılığı binde birden az, yüksek öğrenim görme olanağı elli binde birden daha az olan köy çocuklarına orta, yükseköğretimin yolu ilk kez köy enstitüleriyle açılmıĢtır. Ġlçe, kent kökenli, ilköğretmen okulu çıkıĢlı öğretmenlerin köylerde baĢarılı olamadıkları görülmüĢtür. Köyü, köylüyü hiç tanımayan bu öğretmenler; köyü, köylüyü sevememiĢ, aĢağılamıĢ, pis, görgüsüz, ilkel bulmuĢtur. Köylünün neden, niçin, kimlerin hataları yüzünden böyle bırakıldığını düĢünememiĢlerdir191. Dolayısıyla 1940‟lar Türkiye‟sinin sosyo-ekonomik Ģartları, psiko- sosyal yapıları çoğu zaman okumuĢ kesim tarafından dahi göz ardı edilmiĢtir.

Köy Enstitüsü çıkıĢlı öğretmenler; köyü, köylüyü, köy koĢullarını bildikleri için köye uyum güçlüğü çekmemiĢtir. Köy halkıyla kaynaĢarak köy koĢullarının iyileĢtirilmesinde, sorunların çözümlenmesinde daha yararlı olmuĢlardır. Köylü; kendisin, köyünü seven öğretmeni sevmiĢ, güvenmiĢ, ona yardımcı olmuĢtur. Öğretmenin köylüyle kaynaĢması köy koĢullarına kolaylıkla uyum yapması okuldaki baĢarısını arttırmıĢ, eleĢtirileri köylülerin gücüne gitmemiĢtir. Bu durum köyün yaĢantısında olumlu değiĢikliklerin, ilerlemenin kolaylaĢtırılmasını sağlamıĢtır.

190

Saral, Karartılan Aydınlık, s. 22-23. 191 Saral, Karartılan Aydınlık, s. 142.

Bir köy çocuğunun okuyup öğretmen, sağlık memuru olması; köylünün okula, okumaya önem vermesini sağlamıĢtır. Köylü iĢittiğine değil gördüğüne inanmıĢtır. Köylü, eğitimin, okumanın önemini köy kökenli öğretmenleri izleyerek anlamıĢtır. “Köylünün okuması gereksiz, köylü okuyamaz, çiftini çubuğunu sürüp yerinde otursun” yargıları yıkılmıĢtır. Köy Enstitüleri yalnız köy çocuklarını alarak yüzyıllardır değerlendirilmeyen bir kaynağa inmiĢ, üstün yetenekli kimi köy çocuklarına yüksek öğretim olanağı sağlamıĢtır. Köy çocuğuna; ulusuna, yurduna, köyüne, ailesine, kendisine daha yararlı olabilmenin kapısını açmıĢ; köylüyü aydınlatarak uyuyan devi uyandırmıĢ; köylü; okul, yol, su, tarla, tarıma destek, sağlık hizmetleri istemeye baĢlamıĢtır. Yetenekli köylüler insanca yaĢamak, çocuklarına daha iyi bir gelecek hazırlayabilmek için kentlere, kasabalara göçe baĢlamıĢ, Türkiye‟de köylerin boĢalması gecekondu sorunlarını beraberinde getirmiĢtir. O yıllarda nüfusunun % 80‟i köylü olan yurdumuzda kentli nüfus hızla büyümeye baĢlamıĢtır. Kalkınmanın, ileri düzeyde ekinin, çağdaĢlaĢmanın, güzel sanatların, bilimin, makineleĢmenin kentlerde doğup geliĢtiği düĢünülmeden köylerin boĢalması önlenmeye çalıĢılmıĢtır. Oysa kente göç edenlere; eğitim, iĢ, barınak, kent toplumuna uyum çalıĢmaları yapılması gerekirdi. Günümüzde kimi eğitimciler bu nedenlere dayanarak ivedi olarak “Kent Enstitüleri” açılmasını istiyorlar. Niteliksiz insanların kentlerimize yığılması kentlerin köyleĢmesine ekinin yozlaĢmasına, sanatın küçümsenmesine, suçluların artmasına, etiksel çöküntülere neden oluyordu192.

Köy Enstitüsü çıkıĢlı öğretmenlerin, sağlık memurlarının bir kesimi olanakları zorlayarak yüksek öğretim kapılarına dayanmaya baĢlamıĢ, açılan kapılardan girerek baĢarılı olmuĢlardır. Toplumda kimi tabular yıkılmıĢ; köy enstitüsü kökenli profesörler, yazarlar, hukukçular, tabipler, sanatçılar, mühendisler, öğretim üyeleri, iĢ adamları yetiĢmiĢtir193

. Köylünün sağlığının devletçe düĢünülmeye baĢlanması, önemsenmesi Köy Enstitüleriyle daha belirgin bir hâl almıĢtır. Köy enstitülerinin sağlık bölümünü bitiren sağlık memurları köylere atanmıĢ, köylülerin sağlık sorunlarının çoğu köyde çözümlenmiĢtir. Köylüye sağlığın önemi, sağlıklı yaĢamanın koĢulları öğretilmiĢ, koruyucu aĢılarının gerekli olduğu benimsetilmiĢ; ebeye, doğumevine, doktora, hastaneye gitme alıĢkanlığı kazandırılmıĢtır.

Köy Enstitüsü çıkıĢlı sağlık memurları yurdumuzda sıtmanın, veremin, trahomun, doğu çıbanının, frenginin köklerinin kurutulması savaĢımında önemli görevler yapmıĢlardır.

192

Saral, Karartılan Aydınlık, s. 143.

Köylerde temizlik alıĢkanlığının yerleĢmesinde, evlerin kireçle badana yapılmasında, hastalıklardan korunma yollarının öğrenilmesinde aĢı kampanyalarının baĢarılı olmasında köy enstitüsü çıkıĢlı sağlık memurlarının emeği geçmiĢtir. Türkiye‟nin yolsuz kalan illerine, taĢıtsız dağ köylerinde at, katır sırtında ya da sekiz on saat yaya yürüyerek sağlık hizmetleri götürülmüĢ; gerçek ulusçuluğun ülkücülüğün, köycülüğün ne olduğu gösterilmiĢtir194

.

Köy Enstitüleri öğrencilerine öğretmen olmak gibi tek seçenek sunmuyor. Ġsteyenlere sağlık memuru olabilme olanağını da veriyordu. Ünlü eğitimci Rauf Ġnan‟a göre; Ġsmail Hakkı Tonguç, Hasan Ali Yücel, öğretmen sağlık memuru yetiĢtiren Köy Enstitülerinde köy tarım öğretmeni, köy imamı, köy ebesi bölümlerinin de açılmasını düĢünmüĢlerdir. Köyün, köylünün uyanmasını istemeyen “çıkarcılar, gericiler” bu güzel düĢüncelerin gerçekleĢmesini engellemiĢlerdir195.

Köy enstitüleri köylü gençleri eğiterek onları yine köye gönderip; köy toplumunu, köy ekinini, ekonomik etkinlikleri irdelemelerine olanak sağlamıĢlardır. AraĢtırmacı, sorun çözen, el becerileri olan; köylü için önemli olan sanatlardan anlayan özgün öğretmenler, sağlık memurları yetiĢtirmiĢtir. Köy enstitüsü çıkıĢlı öğretmenler çalıĢtıkları köyleri, köylüleri, yaĢantıları inceleyerek; köyün tarihçesini, köyün konumunu, ekonomik yapısını, toplumsal yapının özelliklerini, ekinini, halk bilgisini araĢtırarak saptayıp öğrencilerini, köy halkını bilgilendirmiĢlerdir. Gelenekler, halk oyunları, türküler, ağıtlar, atasözleri, deyimler, eğlence etkinlikleri, düğünler, niĢanlar, giyim kuĢam, barınaklar, dil, ağız (Ģive) maniler, bilmeceler, tekerlemeler, köy yaĢamı, yemek çeĢitleri, ekonomik etkinlikler köy gerçekleri incelenip yazılmıĢ, köy okulunda kaynak olarak kullanılmıĢtır. Köy ekininin araĢtırılıp incelenmesi kimi öğretmenleri bu verileri kullanmaya; roman, öykü, koĢuk, araĢtırma belgeseli yazmaya yüreklendirmiĢtir. Köy toplumunu, köy ekinini, köy yaĢantılarını iĢleyen gerçek köy edebiyatını Köy Enstitüsü çıkıĢlı yazarlar baĢlatmıĢtır. Roman, öykü, anı alanlarında baĢarılı yazarlar çıkmıĢtır. Düziçi Köy Enstitüsü çıkıĢlı ozanlar; Osman Darıcı, Hasan Turan, Ömer Kasar, Ali Çiçekli, yazarlar; Ali Yüce, Prof. Dr. Ġbrahim Etem BaĢaran, Prof. Dr. Doğan Çağlar, Ġbrahim ÖdemiĢ‟tir196

.

Köy Enstitüleri Türkiye‟nin köy gerçeğine ıĢık tutmuĢ; köy, köylü sorunları irdelenmeye, tartılmaya, basına yansımaya yurt düzeyinde ses getirmeye baĢlamıĢtır. Köy enstitüsü çıkıĢlılar, köy enstitülerinde yöneticilik, öğretmenlik yapanlardan kimileri köye köylüye destek verip köylerin sorunlarının tartıĢılmasına ön ayak olmuĢlardır. Böylece

194 Saral, Karartılan Aydınlık, s. 143-144. 195

Saral, Karartılan Aydınlık, s. 145. 196 Saral, Karartılan Aydınlık, s. 144.

Türkiye köy, köylü gerçeğiyle tanıĢmıĢ, kimi acı gerçekler aydınların, kimi devlet adamlarının irkilmelerine neden olmuĢtur. Basının bir bölümü, kimi devlet büyükleri, sözde ulusçular, sözde aydınlar köy gerçeklerinin ortaya konup tartıĢılmasın korkmuĢlardır. Kimi köy gerçeklerinin görünce utanacakları yerde örtbas etmeye, bunları çıkaranları, yetiĢtikleri köy enstitülerini komünistlikle suçlamaya baĢlamıĢlardır. Acı gerçekler bu “beyefendileri, hazır yiyicileri” incitmiĢtir. Kimi devlet büyükleri, kimi basın organları, çoğu yazarlar ise gerçeklerinin irdelenmesini, acı gerçeklerin değiĢtirilmesini, köylünün eğitilmesini, köylerin kalkındırılmasını, haklarının verilmesini savunmuĢlardır. Kimileri ise kulaktan dolma yanlıĢ bilgilerle, yakıĢtırmalarla, yalanlarla hep bağlandıkları yerde otlayarak Köy Enstitüsü düĢmanlığı yapmıĢlardır. Ellerinde hiçbir kanıt, belge, araĢtırma verisi, gözlem notları olmadan köy enstitüsü, köylü düĢmanı olmuĢlardır. Köylünün yani “uyuyan devin” uyanmasından korkuyorlardı. Günümüzde bile: “Dün otobüsle Ankara‟ya gelirken çok özür dilerim, yanıma bir köylü oturdu.” diyebilen sözde üniversite bitirmiĢler görülmüĢtür. Köylü bilgisizse, temiz değilse; aktöre anlayıĢı, ekini değiĢikse suç köylüde mi? Yoksa bizde mi? Köy enstitülerinin en büyük iyiliklerinden biri, Türkiye‟nin köy gerçekleriyle yüzleĢmesini sağlamak olmuĢtur197

.

Köy enstitülerinde demokratik bir yönetim anlayıĢı egemendi. EleĢtiri, tartıĢma, oylama, seçme, seçilme, karĢıt düĢüncelere saygı, çoğunluğun isteklerine saygı yaĢanıyordu. Yurdumuzda demokrasinin kök salıp yerleĢememesinin nedenlerinden biri okullarda demokratik eğitimin uygulanmaması; baskıcı, sindirici, ezici, katı disipline dayanan, çağ dıĢı eğitim dizgesidir. Batı‟da demokrat yurttaĢlar, demokratik eğitimin uygulandığı okullarda yetiĢtiriliyordu198

.

Köy Enstitülerinde yapılan, yapılacak olan her etkinlik hafta sonları öğleyin yapılan bayrak töreninden sonra enikonu tartıĢılır, eleĢtirilir, değerlendirmesi yapılırdı. Enstitü müdürü, yardımcıları, öğretmenler, usta öğreticiler, memurlar, iĢçiler, tüm öğrenciler bu eleĢtiri etkinliğine katılırdı. Yapılan, yapılacak her iĢ; önem sırası, iyi yönleri, kötü yönleri; okula, öğrenciye yararı bakımından iyice irdelenir, yanlıĢ yapanlar uyarılırdı. Okul baĢkanı, sınıf baĢkanı oylanarak seçilirdi. Kimi zaman nöbetçi sınıfta kimin hangi iĢi yapacağı oylamayla saptanırdı. Her öğrenci okuyacağı kitabı kendisi seçerdi. Toplumsal etkinliklerde, eğlence gecelerinde, tiyatro çalıĢmalarında öğrenciler özgürce davranırlardı. Giyim kuĢamda tek tip giyim için öğrenciye baskı yapılmazdı. Halka açık eğlence gecelerinde çevre halkının

197

Saral, Karartılan Aydınlık, s. 145-146 198 Saral, Karartılan Aydınlık, s. 145-146.

görüĢlerini açıklamalarına izin verilirdi. Öğrenciler boĢ zamanlarını istedikleri gibi değerlendirirlerdi. Demokratik eğitimin uygulandığı okullarda öğrencilerin kiĢilikleri özgür bir ortamda, iyi nitelikler kazanarak geliĢtirilmiĢtir. Öğrenci; eleĢtiriye, seçim yapmaya, seçim kazanmaya, kaybetmeye, seçim sonuçlarına saygı göstermeye okulda yaĢayarak alıĢıyordu. Köy enstitülerinde herkes özgür bir ortamda davranıĢlarından, yaptığı iĢlerden sorgulanıyor, daha baĢarılı olabilmesi için destek veriliyordu. Haksızlığa uğrayan öğrencilerin baĢ kaldırmaları çoğu kez hoĢ görülüyor, haksızlığın giderilmesine çalıĢılıyordu. Demokratik ortam, eleĢtiri, hoĢgörü, baĢ kaldırma, hakkını arama, kendini ezdirmeme gibi kiĢilik özellikleri köy enstitüsü çıkıĢlı öğretmenleri çoğu kez zor durumlarla karĢı karĢıya getirmiĢtir. Kaymakamlar kimi valiler, milli eğitim yöneticileri müfettiĢlerin büyük çoğunluğu; hakkını arayan, çekinmeden konuĢan, aykırı görüĢler ileri süren, dalkavukluk yapmayan, yeni çözüm yolları önerebilen bu öğretmen tipini beğenmemiĢlerdir. Bu nedenle çoğu memur cezalandırılmıĢ, asılsız suçlamalarla yıpratılmıĢlardır. Köy enstitüleri; çok okuyan, araĢtıran, eleĢtiren, ağır iĢlerde bile çalıĢabilen, okulunu onaran; sıra, masa, dolap yapan, tarımla uğraĢan, ağaç yetiĢtiren; okulu, dersliği, çevreyi temizleyen; köyün su, köy odası, cami, temizlik, yol sorunlarını üzüntü kaynağı yapıp çözümlemeye çalıĢan yeni bir aydın tipi yaratmıĢtır. Köy enstitülerini bitirenler; süslü, ederi yüksek, gösteriĢli giyinmeye özenmemiĢ, temiz, yalın, ucuz giyinmeyi yeğlemiĢlerdir. Köylü; giyimi-kuĢamı davranıĢları yaptığı iĢler, konuĢması, ekini kendisine daha yakın olan bu yeni öğretmen tipini kolaylıkla benimsemiĢtir. Köy Enstitüleri çoğu kez kendi sorunlarını öğrenciyle tartıĢarak çözümledikleri, derslerin iĢleniĢinde sorun çözme yöntemine önem vererek, çok konuĢmayan, iĢ yapan, sorun çözen bireylerin yetiĢtirilmesinde öncü olmuĢlardır. Köy Enstitülerinde kuramsal derslerin yanı sıra; sağlık, çocuk bakımı, ev-iĢi yapıcılık, marangozluk, demircilik; tarla, bahçe, süs bitkileri tarımı; sebzecilik, arıcılık, hayvancılık, tavukçuluk, bahçe düzenlemesi, orman ağaçlarının yetiĢtirilmesi alanlarda kuramsal bilgilerin yanı sıra; yaparak yaĢayarak öğrenme, deneme, uygulama yapılarak ezberciliğin yerine; düĢünme, akıl yürütme, sorun çözme, yapma, yaratma yöntemleri uygulanarak; yapıcı, yaratıcı bireyler yetiĢtirilmiĢtir199

.

Köy enstitülerinde yaz dinlencesi 30–40 gün kadardı. Dört, beĢ ay süren yaz çalıĢmalarında ders yapılmaz, bedensel çalıĢmalara ağırlık verilirdi. Okul için gerekli olan yapılar, öğretmen evleri yapılır; bağ bahçe kurulur, hayvanlara bakılır, tahıl ürünlerinin hasadı yapılırdı. Meyve ağaçlarının sebzelerin, pamuk tarlalarının çapalanması, sulanması, gübrelenmesi, ilaçlanması, meyvelerin toplanması çok değiĢik etkinliklere olanaklar sağlardı.

Okulun hububat, bostan, yer fıstığı alanlarının iĢçiliğini öğrenciler yapardı. Bedensel iĢlere verilen aralarda, gün doğumu (sabah) akĢam yapılan okuma saatlerinde kitaplar okunurdu. Enstitüde her iĢe ara verilir, okuma saatleri yaz-kıĢ sürdürülürdü. Köy Enstitüleri en büyük gücünü harıl harıl okunan bu kitaplardan alıyordu. Tüm bu çalıĢmalar; çalıĢmaktan yılmayan, her türlü güçlüğü yenme gücü olan, kendi kendini yetiĢtiren, bilginin nerelerden nasıl elde edinileceğini bilen, gerektiğinde ekmeğini taĢtan çıkaran, yeni tip bireylerin yetiĢmesine olanaklar sağlıyordu. Köy enstitüleri; öteki kurumlar gibi hep tüketmiyor, gereksinmelerinin birçoğunu kendileri üreterek ulusal üretime katkıda bulunuyor, ulusal bütçeye fazla yük olmuyorlardı. Köy enstitülerinde; okuma saatleri, dünya klasiklerinin öğrencilere sunulması, müzik, resim, tiyatro, öykü, roman, koĢuk, halk oyunları, halk müziği, tarım, sanat çalıĢmaları öğrencilerin geniĢ bir genel ekin edinmelerini sağlıyordu. Köy Enstitüsü çıkıĢlıların en büyük gücü; sürekli okuma, araĢtırma yapma, denemeler yapma, sorun çözme, akıl yürütme, doğru düĢünme alıĢkanlıklarını okullarında edinmiĢ olmalarıydı200

.

Köy Enstitüsü öğretmenlerine aylıklarının dıĢında geniĢ olanaklar sağlıyordu. Bunlar; ev, su, elektrik, giysi, yemek, ayakkabı, sağlık hizmetleri; döner sermayeden; ucuz meyve, sebze, süt, yumurta; hububat, bakliyat ürünleriydi. Ġsteyen öğretmen üç öğün yemeğini okulda yiyebiliyordu. AĢırı para harcamaya özendiren kent, kasaba gibi çevrelerden uzak oluĢu Köy Enstitülerine atanan öğretmenlerin çoğu birkaç yıl sonra ayrılıp gitmiyorlardı. Öğretmenlere sağlanan bu fırsatlar kimi öğretmenlerin varsıllaĢmalarına, iĢ yaĢamına atılmalarına neden oluyordu201.

Köy enstitülerinde yapılan ekip çalıĢmaları öğrencilere; birlikte çalıĢma, yardımlaĢma, güç birliği yapma, baĢarma, yaratma, baĢarıyı paylaĢma alıĢkanlığı kazandırıyordu. Türk Ulusu‟nda; birlikte çalıĢma, birlikte üretme, ortaklıklar kurma, baĢarıyı paylaĢma, birbirine destek olma davranıĢları iyi geliĢmemiĢtir. Köy Enstitülerinde öğrencilere; barınılan, çalıĢılan, ders yapılan yerleri; okulu, okul çevresini temiz tutma, temizleme, düzenli tutma alıĢkanlığı, yaparak, yaĢayarak öğretiliyordu. Temizlik, düzen; iĢliklerin, iĢ yerlerinin koğuĢlarının, dersliklerin, ısıdamın, yemekhanenin, mutfağın, fırının, yolların, oyun alanlarının, okul çevresinin önceliği olan konusuydu. Okul alanlarının, yolların ağaçlandırılması, çiçeklerle çimlerle bezenmesi; güzel, temiz, düzenli yerlerde yaĢama isteğini güçlendiriyordu202

.

Köy enstitülerini bitiren öğretmenler çoğaldıkça köylere hızla okul yapımına baĢlanmıĢtır. Köy enstitüsü çıkıĢlı öğretmenler köylerde okur-yazar oranının artmasına,

200 Saral, Karartılan Aydınlık, s. 147. 201

Saral, Karartılan Aydınlık, s. 147. 202 Saral, Karartılan Aydınlık, s. 148.

köylünün aydınlanmasına, gerçekleri daha iyi görmesine neden olmuĢtur. Yapıcılıkta en zor iĢler; taĢ kırmak, köĢe taĢı yontmak, kayalara dinamit deliği delmek; kum yıkamak, tuğla ocağında çalıĢmak, kerpiç dökmek; yapıların ikinci katına köĢe taĢı; kum; kireç; taĢ; harç çıkarmak, dekoville çakıl, kum taĢımaktı.203

Dersler baĢlayınca yapıcılıkta üretim çalıĢmaları azalıyor, daha çok içyapım, donanımlar tamamlanıyordu. Yapıcılık çalıĢmaları yarım gün ders, yarım gün de yapıcılık etkinlikleri ya da bir hafta ders, bir hafta da yapıcılık çalıĢmaları sürdürülüyordu. Her öğrencinin dört yıl bu üç sanatın birinde çalıĢarak uzmanlaĢması sağlanıyordu. Bundan amaç köylüye sağlam, sağlıklı ev yapımında tarım araçlarının onarılmasında yardımcı olmaktı. Tarımsal etkinliklere her öğrenci okulu bitinceye kadar katılıyordu204

.

Üçüncü sınıfta kurucu müdür A. Lütfi Dağlar‟ın, eğitim baĢı Ġsmail Sefa Güner‟in okuldan ayrılmasından sonra 1947-1948 öğretim yılından baĢlayarak Köy Enstitüleri ruhu, niteliği unutulmaya yüz tutmuĢtur. Yaparak, yaĢayarak öğrenmenin yerine ezbercilik, okulun, öğrencinin gereksinmesine isteğine uygun olan faydacı eğitimin yerine öğretmenin, ders kitabının isteğini öne çıkaran kurumsal bir öğretim dizgesi almaya baĢlamıĢtı205

.

203 Saral, Karartılan Aydınlık, s. 142-149. 204

Saral, Karartılan Aydınlık, s. 149. 205 Saral, Karartılan Aydınlık, s. 13-14.

III. HATIRALARIN TARĠH ġUURUYLA DÜZĠÇĠ KÖY ENSTĠTÜSÜNE BAKABĠLMEK: YAġAYAN ġAHSĠYETLERLE MÜLAKATLAR